ÇEVRE - 14 Kasım 2024 Perşembe 13:23

Üniversite öğrencilerden anlamlı proje

A
A
A
Üniversite öğrencilerden anlamlı proje

Trabzon’da üniversite öğrencileri zorlu kış şartlarının yaşandığı Zigana Dağı güzergâhında mama istasyonu inşa edip, besleme yaptı.


Trabzon Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü son sınıf öğrencileri Aleyna Keskin, Şevval Aydın, Barış Derlik, Özkan Karataş, Berivan Karakaş, Yaren Rukiye Yiğit ‘Topluma Hizmet Uygulamaları’ dersi kapsamında oluşturdukları proje ile zorlu kış şartlarının yaşandığı Zigana Dağı Geçidi’nde, soğuk ve açlıkla mücadele eden köpeklerin yaşama tutunabilmesi için mama istasyonu inşa ederek besleme yaptı. 2023 yılı Mayıs ayında Zigana Tüneli’nin açılması ile atıl kalan güzergâhta bulunan birçok lokanta da kapanınca bölgede yaşayan köpekler yiyecek bulmakta zorlanmaya başladı. Trabzon Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği (TRAHAYKO) iş birliği ile hazırlanan projede, öğrenciler bölgede ölüme terk edilen hayvanlara dikkat çekti.


15 saat aç kalan hayvanların donarak öldüğüne dikkat çeken TRAHAYKO Derneği Başkanı Lütfiye Tüzün Kurban, “Biz aslında daha önce buraya gelmeyi planlıyorduk. Havalar soğuk diye ertelemek zorunda kaldık. Bizim soğuk diye gelmeye cesaret edemediğimiz yerde bu hayvanlar yaşıyorlar. Burada besleme yaparken bir köpek vardı bize patisini verdi. Et yemedi, mama yedi. Bu durum, köpeğin evden atıldığı yani zamanında insan elinin değdiği bir hayvan olduğu anlamına geliyor. Hayvanları buralara atmayın yaşama şansları gerçekten çok az oluyor. Burada soğukla, trafikle, yaban hayatı ile mücadele ediyorlar. Köpekler 15 saat boyunca bir şey yemediği zaman açlıktan donarak ölebiliyorlar. Hayvanları terk etmeyelim. Özellikle bu gibi bölgelere atıp gitmeyelim. Bu gibi alanlarda hayvanlar ölüme bırakılmış oluyor. Buralarda insan yok. Düşünerek hayvan alalım. Aldığımız hayvan heveslik olmasın, ömürlük olsun” şeklinde konuştu.



“Geçmişte yuvası olan köpekler bu alanda ölüme terk edilmiş”


Projeyi yürüten öğrencilerden Aleyna Keskin, doğada sıcak bir yuvadan uzakta yaşamını sürdüren sokak hayvanlarının insan desteğine olan ihtiyacına yönelik farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirterek, "Bugün sokak hayvanlarına yönelik çalışma gerçekleştirdik. Bizler, zorlu kış şartlarına uyum sağlamaya çalışırken sokak hayvanlarını da unutmadık. Gerek kuru mama gerek kemik, et gibi yemeklerle sokak hayvanlarını besledik. Köpeklerimiz için besleme istasyonu inşa ettik. Bugün sokakta yemek bulma ihtimali zor olan hayvanlara ulaşmak istedik. Bölgeye geldiğimizde bizi en çok etkileyen noktalardan biri de geçmişte yuvası olan köpeklerin bu alanda ölüme terk edilmiş olmasıydı. O hayvanlar terk edilmenin travmasını yaşarken açlıkla, soğukla ve trafikle mücadele etmeye çalışıyorlar. Çoğu bu kışı geçiremeyecek, çünkü böyle bir tecrübeleri yok. Bu alana bırakılan köpekler maalesef ölüme terk edilmiş. Biz hayvan severlerden başka kimseleri yok” dedi.



Üniversite öğrencilerden anlamlı proje

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Şehit annesinin gördüğü rüya üzerine harekete geçen aile, evlatlarının ismini yaşatacakları cami yaptırma kararı aldı Van’ın Çatak ilçesinde 11 Eylül 2020 yılında Şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Sezer Uçar’ın Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan ailesi gördükleri rüya üzerine evlatlarının ismini yaşatmak için cami yapma kararı aldı. Kendi imkanlarıyla kısa sürede cami inşaatına başlamayı planlayan Uçar ailesi, şehit oğullarının ismini inşa edilecek camide yaşatmayı planlıyor. Reyhanlı ilçesinde yaşayan Emine ve Hasan Uçar çiftinin 6 evladından Jandarma Uzman Çavuş Sezer Uçar, 11 Eylül 2020 tarihinde Van’ın Çatak ilçesinde teröristlerle yaşanan çatışmada şehit oldu. Şehit Sezer’in anne ve babasının evlat acısı, 5 yıl geçmesine rağmen devam ediyor. Evladının şehadetinden kısa bir süre önce kendisine verdiği parfümü ve elbiseleriyle hasret gideren anne Emine Uçar, rüyasına giren evladı Şehit Sezer Uçar’ın kendisinden cami istediğini belirterek durumu eşiyle paylaştı. Evlatlarının ismini yaşatmak için harekete geçen şehit anne ve babası, durumu il müftülüğüyle paylaşarak yer tahsisi için talepte bulundu. Kendi imkanlarıyla cami inşaatına başlamayı planlayan çift, evlatlarının ismini yaşatacakları cami için destek bekliyorlar. "Depremden sonra oğlumu rüyamda gördüğümde oğlum bana ’Anne cami’ dedi" Şehit oğlunun rüyasında ‘Anne cami’ demesi üzerine oğlunun adını yaşatacak cami yapımı için harekete geçen şehit annesi Emine Uçar, "Benim 4 oğlum ve 2 kızım var. Jandarma Uzman Çavuş olan oğlum Sezer Uçar şehit oldu. Van ilinin Çatak ilçesinde şehit oldu. Oğlum iki kızını baba emanet etti ve gitti. Depremden sonra oğlumu rüyamda gördüm. Oğlumu gördüğüm zaman konuşmuyordu ama gözleriyle anlatıyordu. Oğlum bana ’Anne cami’ dedi. Bende ona tamam dedim. Hemen kocamı uyandırdım, oğlum benden camii istiyor dedim. Hatay şehri depremde yıkıldı ve camileri yok olmuştu. Kocama ’Oğlumun adına cami yapmamız lazım’ dedim. Cami yapımı için çalışmalara başladık. Bu ayın içinde temeller atılacak. Oğlum Van şehrine gideceği zaman parfümünü bana bıraktı. Ben kokumu sana veriyorum diyen oğlum, Van’a gittikten 5 gün sonra şehit oldu. Oğlumun adını yaşatmak için camii yapıyoruz" dedi. " Eşim rüyasını anlatınca bende çok sevindim ve kendi imkanlarımız da cami inşaatına başlayacağız" Eşinin rüyası üzerine evladının ismini yaşatabilmek için cami yapabilmenin yollarını araştıran ve il müftülüğüyle iletişime geçen Şehit babası Hasan Uçar, kendi imkanlarıyla kısa sürede inşaata başlayacaklarını belirterek "Oğlum Jandarma Uzman Çavuş Sezer Uçar 11 Eylül 2020 Van ilinin Çatak ilçesinde teröristlerle çatışırken şehit oldu. Oğlumuz her zaman yanımızda ve aklımızda hissediyoruz. Eşim sabaha karşı rüyasını bana anlattı. Eşimin rüyasında oğlum, annesine gözleriyle hitap ederken ‘Anne camii’ dedi. O günlerde 6 Şubat depremini de yaşamıştık. Şehitler her zaman güzel şeyler isterler. Depremden bütün camilerimiz etkilenince insanların camiye ihtiyacı vardı. Oğlumda camiyi annesinden istedi. Eşim beni uyandırdı ve ‘Oğlumuz bizden cami istiyor’ dedi. Eşim rüyasını anlatınca bende çok sevindim ve kendi imkanlarımız da cami inşaatına başlayacağız. Nereye kadar giderse devam edeceğiz ve destekleri de bekliyoruz. Antakya ilçesinde bir yer tespiti yapıldıktan sonra hemen başlayacağız. Temeline başlar, başlamaz hemen inşaatına başlayacağız. Kendi birikimlerinden ve bütçemden yapacağım. Bende oğlumun adına bir camii yaptırmak için bütün ailemizle karar verdik" ifadelerini kullandı.
Zonguldak BEUN’da akciğer kanserinin tanı ve tedavi sürecinde yenilikçi yaklaşımlar ele alındı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Tıp Fakültesi ve Türk Toraks Derneği iş birliğiyle düzenlenen "Türk Toraks Derneği Batı Karadeniz Şubesi Mart Ayı Bilimsel Toplantısı", Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımıyla gerçekleştirildi. İbni Sina Kampüsü Tıp Fakültesi Doç. Dr. Şebnem Kargı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Türk Toraks Derneği Şube Başkanı Prof. Dr. Mertol Gökçe, akademisyenler, uzmanlar ve öğrenciler katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, konuşmasının başında Batı Karadeniz’in Sağlık Üssü Araştırma ve Uygulama Merkezi ile bölgesinde göz dolduran BEUN’un sağlık alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla ulusal ve uluslararası camiada önem arz eden bir konumda olduğunu belirtti. Rektör Prof. Dr. Özölçer, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen Türk Toraks Derneği Batı Karadeniz Şubesi Mart Ayı Bilimsel Toplantısı’nın oldukça önem arz ettiğini belirterek, "Bugün burada çok değerli bilim insanlarımızla bir araya gelerek, şehrimizin önemli sağlık sorunlarından biri olan akciğer kanserinin tedavi ve çözüm süreciyle ilgili yenilikçi yaklaşımları paylaşmak için toplanmış bulunuyoruz. Şehrimiz başta kömür madenciliği gibi farklı etmenlerden dolayı oluşabilecek solunum yolu hastalıklarına bağlı ölüm oranlarında, ne yazık ki üst sıralarda yer almaktadır. Özellikle akciğer kanserinin şehrimizde yaygın görülen hastalıklardan biri olması nedeniyle Üniversitemiz bu alanda 3. basamak referans merkezi olarak kritik bir rol üstlenmektedir. Bundan dolayı bizler, bölgemizde yüksek risk oluşturan hastalıklar için alanında donanımlı bilim insanlarımızla hastaların yaşam kalitesini artırmak için son gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bu gelişmeler ışığında hastalarımıza doğru ve etkili tedavi yöntemleri sunarak onların nitelikli sağlık hizmetleri almaları için var gücümüzle çalışıyoruz" açıklamasında bulundu. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin akciğer kanserinin tedavi sürecinde önemli bir referans merkezi olarak rol üstlendiğine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Özölçer, "Torasik Onkoloji Konseyleri ve multidisipliner yaklaşımlar sayesinde, hastalarımıza en güncel ve kapsamlı tedavi hizmetini sunuyoruz. Bu kapsamda bugün düzenlenen etkinlikte, hastalığın tanı ve tedavi sürecinde yapay zekâ gibi uygulamaların sunacağı katkıların değerlendirilecek olması oldukça kıymetlidir. Bizler, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak, sağlık alanındaki gelişmelere her daim kararlılıkla katkıda bulunmayı, toplum sağlığına dair önemli çalışmalara imza atmayı sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle Üniversitemiz ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe katkı ve katılım sağlayan herkese teşekkür ediyorum" açıklamasında bulundu. Açılış konuşmasının ardından Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, konuşmacılara teşekkür belgelerini takdim etti. Belge takdiminin ardından hatıra fotoğrafı çekildi. Açılış töreninin son bulmasının ardından, moderatörlüğünü BEUN Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem Tor’un, oturum başkanlığını ise Prof. Dr. Tor ve Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mertol Gökçe’nin yaptığı toplantıda, akciğer kanserinin güncel TNM sınıflandırılması ve torasik onkolojide yapay zekâ uygulamaları gibi konular ele alındı.
İzmir İzmir’de yavru aslan bulundu İzmir’in Torbalı ilçesinde güvenlik güçleri tarafından bir çiftliğe yapılan baskında ele geçirilen yavru aslan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’na teslim edildi. Henüz 10 aylık olduğu tahmin edilen ve uygun olmayan şartlarda yalnızca kedi maması ile beslendiği belirlenen yavru aslan bir ay süren tedavi ve bakımın ardından kendini toparladı. Minik yavru günlerini veteriner hekimlerin gözetiminde oyunlar oynayarak geçiriyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Doğal Yaşam Parkı, çok özel bir konuğu ağırlıyor. Güvenlik güçleri tarafından Torbalı’da bir çiftliğe yapılan baskında ele geçirilen ve yaklaşık 10 aylık olduğu tahmin edilen yavru aslan, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünce, Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürlüğü yetkililerine teslim edildi. Uygun olmayan şartlarda tutulduğu ve kedi maması ile beslendiği belirlenen erkek yavru aslan, bir ay boyunca karantinada tutuldu. 62 kilogram ağırlığındaki aslan için uygun beslenme programı hazırlandı, bağışıklığının güçlenmesi için gerekli tedaviler uygulandı. Yavru aslanın isminin, gelecek günlerde yapılacak anket sonucu İzmirlilerin oyları ile belirlenmesi planlanıyor. Uygun olmayan şartlarda tutulmuş İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay, yavru aslanın çiftlikte kapalı bir ortamda tutulmuş olduğunu belirterek, "Yavru aslanı İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda tedavi altına aldık. Veteriner hekimlerimiz aslanın uygun olmayan beslenme şekli nedeniyle raşitizm hastalığına yakalandığını, kemiklerinde, ayaklarında sorun olduğunu belirledi. Arkadaşlarımız onu sevgi ile kucakladı. Yaklaşık bir aydır bizimle birlikte. İlk günler veteriner hekimlerin gözetiminde dışarı çıkıyordu. Yapılan bakım ve tedavilerin ardından artık kendisi dışarı çıkıp yaşam alanında zaman geçiriyor" dedi. "Bundan sonra yaşamını güvenli bir alanda sürdürecek" İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda yavru aslana uygun bir yaşam alanı oluşturduklarını anlatan Prof. Dr. Okyay, şunları söyledi: "Beslenmesini düzenledik. Artık sağlıklı genç bir aslan yavrusu olarak bundan sonraki süreçte yaşamını güvenli ve huzurlu bir alanda sürdürecek. Parkımızdaki 5 kişilik aslan ailesinin bireyi olarak zaman içinde onlara alışmasını sağlayacağız. Tüm bu süreçler, profesyonel ekibimiz tarafından yürütülüyor. Artık bu küçük yavrunun doğaya salınması mümkün değil. O nedenle doğaya en yakın olan ortamlardan olan İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda hayatını sürdürecek. Burada mutlu bir hayat sürmesi için elimizden geleni yapacağız." Yavru aslan için özel menü Doğal Yaşam Parkı’na getirildiğinde hiç et ile beslenmediği belirlenen yavru aslan için özel bir beslenme programı uygulanıyor. Sabah ve öğlen kırmızı et, kuru mama ve bir su bardağı tavuk suyu ile beslenen aslan, akşam da haşlanmış tavukgöğsü ve kuru mama tüketiyor. İnsanlarla yakın ilişki kurduğu belirlenen aslan gün içinde basketbol topu, halat topu ve şamandıra gibi oyuncaklarla oynayarak günlerini keyifle geçiriyor.