GÜNDEM - 12 Temmuz 2024 Cuma 16:00

Trabzon’un ilk kent lokantası, yoğun bir katılımla hizmete girdi

A
A
A
Trabzon’un ilk kent lokantası, yoğun bir katılımla hizmete girdi

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya’nın, sosyal belediyecilik uygulamalarından ilki olan Kent Lokantası, bugün gerçekleştirilen törenle Trabzonlulara hizmet vermeye başladı.


Meydan’daki İskenderpaşa Camii karşısında bulunan alanda hizmet vermeye başlayan Kent Lokantası’nın açılışına Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Beşikdüzü Belediye Başkanı Burhan Cahit Erdem, CHP İl Başkanı Mustafa Bak, CHP Ortahisar İlçe Başkanı Haluk Batmaz, Belediye Başkan Yardımcıları, Meclis üyeleri, CHP Kadın ve Gençlik Kolları yöneticileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı ve Türkiye’nin diğer illerinde de hayata geçirilen Kent Lokantası projesi Trabzon’da da açılarak halka hizmet vermeye başladı. Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya’nın seçim vaatleri arasında yer alan Kent Lokantası çalışmaları, 3 ay içerisinde tamamlanarak açılışı gerçekleştirildi. Açılışta konuşan Başkan Kaya, Kent Lokantası vaadini gerçekleştirdiği için büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “Sizlerin de bildiği gibi 31 Mart’ta belediye başkan adayı olduğumuz dönemde demiştik ki, ‘Hemşehrimiz, gururumuz, Ekrem İmamoğlu İstanbul’da çok güzel bir uygulama yapıyor. Bunun ilk adımını bizlerde Trabzon’da atacağız ve kent lokantası yapacağız.’ Allah’a şükürler olsun ki, mahcup olmadık. Bugün ilk kent lokantamızı burada açıyoruz. Trabzon’umuza ve sizlere hayırlı uğurlu olsun” dedi.


Sosyal demokrat bir belediyecilik anlayışıyla hizmet verdiklerinin altını çizen Başkan Kaya, “Biz sosyal demokrat belediyeciliğinin, halkçı belediyeciliğin, şeffaf, kamucu belediyeciliğin bir yansıması olarak Trabzon’umuzun Ortahisar’ımızın elde ettiği bütün gelirleri tek kuruşunu dahi namus gibi koruyarak vatandaşımızın emrine seferber etmeyi ahdettik. ‘Bu şehrin, bu ilçenin bir kuruşu heba olmayacak. Kazanılan, üretilen bütün değer, kamu yararına, halk yararına harcanacak’ demiştik. İşte onun ilk uygulaması olarak burada kent lokantamızı açıyoruz. Burada birbirinden temiz, lezzetli ve besleyici yemeklerimizle hemşehrilerimizi buluşturacağız. Ben Trabzon’umuza ve siz değerli hemşehrilerimize bu hizmetin hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen, buranın bu hale gelmesine katkı veren herkese çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.



“Burada onlarca insanın hayır duasını aldık"


Açılışın ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başkan Kaya, “İlk lokantamızı burada açtık. Lokantamız temiz, yemeklerimiz lezzetli. Biz de burada vatandaşlarımızla birlikte zaman zaman yemek yiyeceğiz. Söz vermiştik, sözümüzü yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Sizlerin de bildiği gibi ülkemizde çok ciddi bir ekonomik kriz var. Birçok vatandaşımızın gıdaya ve yemeğe ulaşımı maalesef mümkün olmuyor. Özellikle emeklilerimiz bu anlamda çok büyük sıkıntı çekiyorlar. İnanın şurada onlarca insanın hayır duasını aldım. ‘Allah razı olsun Başkanım, bizi büyük bir sıkıntıdan kurtardınız. Bu, bizim için büyük bir hizmettir’ dediler. İnşallah bu tür hizmetlerimiz devam edecek. Bizim için önemli olan vatandaşımızın mutluluğudur” dedi.


Kent Lokantalarının şube sayısının artırılmasıyla ilgili bir soruyu Başkan Kaya şöyle cevaplandırdı:


“İlk adımı burada attık, araştırmalarımız devam ediyor. Fatih Mahallesinde hastane civarında ve iki, üç noktada daha olabilir. Bununla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Nerede bir ihtiyaç varsa orada olmaya gayret edeceğiz.”



Başkan Kaya, vatandaşlara yemek servisi yaptı


Daha sonra Başkan Kaya ve davetliler, Kent Lokantasının açılış kurdelesini kesti. Başkan Kaya, kurdelenin bir kısmını hatıra olarak saklayacağını dile getirdi.


Ardından davetlilerle birlikte Kent Lokantasına giren Başkan Kaya, önlük, bone ve eldivenlerini takarak vatandaşlara yemek servisi yaptı.


16 Temmuz’da açılması planlanan ancak belirlenen tarihten önce açılışı yapılan Kent Lokantası’nda ilk gün menüde ezogelin çorbası, orman kebabı, pirinç pilavı ve yoğurt yer aldı. 4 çeşit yemeğin 50 TL’ye satıldığı Kent Lokantası’nın açılışına vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.



Trabzon’un ilk kent lokantası, yoğun bir katılımla hizmete girdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Vali Pehlivan, yapımı tamamlanan Silifke Gençlik Merkezi’nde incelemelerde bulundu Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Silifke ilçesi Gazi Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Silifke Gençlik Merkezi’nde incelemelerde bulundu, öğrencilerle bir araya geldi. Gençlik ve Spor Bakanlığı yatırım programı kapsamında, Mersin Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca ihalesi yürütülen Silifke Gençlik Merkezi inşaat çalışmaları tamamlandı. Resmi açılışı henüz yapılmamış olmakla birlikte gençlerin faydalanmaya başladığı gençlik merkezinde incelemelerde bulunan Vali Pehlivan, yürütülen çalışmalar, faaliyetler ve eğitim programları hakkında bilgiler aldı. Merkezdeki gençlerle buluşan Vali Pehlivan, onlarla masa tenisi oynadı, sohbet etti, duygu, düşünce ve tavsiyelerini paylaşarak görüş, öneri ve taleplerini dinledi. Vali Pehlivan, gençlik merkezinde eğitim verilen masa tenisi, gitar, keman, ahşap boyama, diksiyon, resim ve zekâ oyunları, voleybol, karate, halkoyunları, Türkçe, Türk işaret dili ve stres yönetimi, değerler eğitimi gibi pek çok programdan faydalanan gençlerin memnuniyetine tanıklık etmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Pehlivan, ‘‘Silifke ilçemizde ikamet eden bütün gençlerimizi bu güzel gençlik merkezimize ve merkez bünyesinde sunulan imkânlardan faydalanmaya davet ediyorum. Gençlik merkezimizin ilçemize, sevgili gençlerimize, hayırlı uğurlu olmasını diliyor; bu yatırımın hayata geçmesi konusundaki desteklerinden dolayı başta Gençlik ve Spor Bakanımız olmak üzere, emeği geçen kurumlarımıza, birimlerimize teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. Vali Pehlivan’a, Silifke Kaymakamı Abdullah Aslaner, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, Gençlik ve Spor İl Müdürü Göksun Öz ve Gençlik Merkezi Müdürü Havva Güven eşlik etti.
Kayseri Pankreas kanserinde erken tanı önemli Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, pankreas kanseri tanılarının genelde ileri evrelerde karşılarına çıktığını söyleyerek, “Pankreas kanseri yerleşim yeri itibarıyla erken dönemlerde çok fazla bir bulgu vermiyor” dedi. Dünyada her yıl ortalama 500 bin kişinin pankreas kanserine yakalandığını söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, “Pankreas kanseri biliyorsunuz pankreas dediğimiz organımızdan gelişen kötü huylu tümörleri ifade etmektedir. Pankreas midenin gerisinde 12 parmak bağırsağı, kalın bağırsaklarının arasında yer alan karnımızın geri tarafına yerleşmiş yaklaşık 10-15 santimetrelik bir organımızdır. Pankreas hem endokrin görevi yapıyor hem de ekzokrin görevi yapıyor. Endokrinin görevi daha çok kan glikoz metabolizmasını ayarlayan hormonları sentezleyen ve salgılayan bölümü. Ekzokrin pankreas dediğimiz kısım da daha çok besinlerle aldığımız gıdaların sindirilmesini sağlayan kısımdır. Biz pankreas kanseri dediğimiz zaman daha çok adenokanserlerden bahsediyoruz. Tabii pankreasın diğer nöroendokrin tümörleri, lenfomaları gibi ve diğer mezenkimal tümörler de var ama kanser dediğimiz zaman çoğunlukla adenokanserden bahsediyoruz. Pankreas kanseri tüm dünyaya bakacak olursa yaklaşık her yıl 500 bin civarında insan bu kansere yakalanıyor. Yalnız çok kötü ve agresif gidişe sahip olduğundan dolayı da kanser tanısı konulan hastaların yine yaklaşık yüzde 70’ini her yıl kaybediyoruz. Ülkemize bakacak olursak her yıl yaklaşık 2 bin 500 civarında hastaya pankreas kanseri teşhisi konuluyor ve bunların da 2 bine yakın bir sayıyı kaybediyoruz. Pankreas kanserinin erken teşhisi için maalesef rutin bir tarama testi yok. Ancak bazı ailevi kanser eğilimi olan hastalarda biraz daha yakın takipler, daha detaylı tetkiklerle biraz daha erken teşhis konulabilir” dedi. “Erken dönemde çok fazla belirti vermiyor” Dr. Büyükçelik, pankreas kanserinin erken dönemde çok fazla belirti vermediğini söyleyerek, “Organın yerleşim yeri itibarıyla da maalesef erken dönemlerde çok fazla bir bulgu vermiyor pankreas kanseri. Bulgular çoğunlukla hastalığın ilerlemiş olduğu dönemlerde karşımıza çıkıyor. Bu bulgulara bakacak olursak ağrı, isteksizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, hastalık biraz daha ilerleyip özellikle komşuluk yoluyla bulunduğu safra yollarına baskı yaparsa sarılık kliniğiyle karşımıza gelebiliyor. Kilo kaybı da bu pankreas kanserli hastalarda önemli parametrelerden bir tanesidir. Ailede diyabet öyküsü olmayan bireylerde, yeni gelişen diyabette hastalığın habercisi olabilir. Pankreas kanseri teşhisi koyulurken çoğunlukla biz öncelikle karın ultrasonografisini kullanıyoruz. Karın ultrasonografisindeki anormalliklere göre ileri tetkik olarak MR, tomografi, PET-BT tekniklerini kullanıyoruz. Bunlar hastalık ne kadar büyük, çevre dokularla ne kadar ilişki içerisinde, etrafındaki damarlara ne kadar yapışık ki bunlar bizim ileride vereceğimiz tedavi kararlarımızı etkiliyor. Pankreas kanserinde tek küratif tedavi seçeneği cerrahidir. Ancak cerrahi hastalığın tabiatından dolayı ve geç tanı konulmasından dolayı çok az bir hasta kısmına uygulayabiliyoruz. Genellikle hastalarımız ileri evrede karşımıza geliyor ve ileri evredeki hastalarda da çoğunlukla uyguladığımız tedaviler kemoterapi, radyoterapi ve son dönemlerde yaptığımız gen analizleriyle hedeflenebilir bir molekül bulabilirsek onlara yönelik tedaviler ya da çok az bir hasta grubunda fayda sağladığımız immünoterapileri kullanabiliyoruz. Metastatik hastalarda kürden bahsetmemiz çok zor ama bu hastalarda yapacağımız tedavilerle hem yaşam kalitelerini yukarı çekmeye çalışıyoruz hem de yaşam sürelerini uzatmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. “Obezite ciddi bir risk” Risk faktörlerine dikkat ederek hareketin yaşamın bir parçası haline getirilmesi gerektiğini söyleyen Büyükçelik, “Pankreas kanserinin sebeplerine bakacak olursak, net sebepleri belli olmamakla beraber maalesef toplumumuzda yaygın olarak tüketilen tütün ve tütün ürünleri de pankreas kanserinde etkendir. Yanına alkolü de eklersek biraz daha arttırıyor. Günümüzün önemli bir toplum sağlık sorunu olan obezite yani fazla kilo da maalesef pankreas kanseri gelişimi için bir risk faktörüdür. Ailevi yatkınlığın olması yani ailede de pankreas kanserinin olmuş olması da pankreas kanseri gelişimi için risk faktörüdür. Dediğimiz gibi erken tanıya götürecek tarama yöntemleri yok ama ailevi bir eğilimi var olan hastalarda biraz daha erken dönemlerde yoğun tetkik ve inceleme yaparak bu hasta grubunu erken dönemde yakalayıp ameliyat ederek küre doğru götürme şansı olabiliyor. Bu kanserden korunmanın belli başlı yolu kansere neden olan faktörleri ortadan kaldırmaktır. Sigara ve alkol tüketimine dikkat etmek lazım. Obeziteye dikkat etmek ve hareketi yaşamın bir parçası haline getirmek lazım” dedi.
Kocaeli Berberi öldürüp beşikte saklanırken yakalanmıştı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı Kocaeli’nin Derince ilçesinde berberi tabanca ile 5 kez sırtından ateş ederek öldüren ve arkadaşının evinde beşikte saklanırken yakalanan sanık, son kez hakim karşısına çıktı. Savunmasında "Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım" diyen sanık, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sırrıpaşa Mahallesi’nde 5 Nisan 2023’te meydana gelen olayda, berber Rüstem Duman (45), aralarında tartışma çıkan Levent Ç. tarafından tabanca ile ateş edilerek öldürülmüş, cinayetin ardından Levent Ç., arkadaşı Fatih G’nin evine giderek beşikte saklanmıştı. Polis ekipleri tarafından beşiğin içinde yakalanan Levent Ç. ile saklanmasına yardım eden Fatih G. gözaltına alınmıştı. Levent Ç. tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, Fatih G. ise serbest bırakılmıştı. "Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım" Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Salonda tutuklu sanık Levent Ç., taraf avukatları ve Rüstem Duman’ın yakınları hazır bulundu, tutuksuz sanık Fatih G. ise duruşmaya katılmadı. Söz hakkı verilen sanık, önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyleyerek, "Mübarek Ramazan ayında başımıza böyle bir şey gelmesi çok üzücü. Rüstem Duman nasıl bir madde etkisinde ise beni takıntı haline getirmişti. Olay günü ekmek almaya gitmiştim, dönüşte böyle bir olay yaşandı. Maktulün bana ağzına alınmayacak küfürler etmesi, kesici alet araması beni çok tedirgin etmişti. Canımın derdine düştüm. Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım. Benim de hayatım mahvoldu. Ben de ailemi içeri girerek kaybettim. Pişmanım. Korkutmak amacıyla yere ateş etmiştim" dedi. Müebbet hapis Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Levent Ç.’yi Rüstem Duman’ı "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına, ruhsatsız silah bulundurma suçundan ise 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Tutuksuz sanık Fatih G.’ye ise "suçluyu kayırma" suçundan 1 yıl hapis cezası verildi.
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam ediliyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Renginar Molla tutuklu sanık hemşire Hasan Basri Gök’ün kendisinden bebeklerin basamak değerini değiştirmesini istediğini söyledi. Sanık Molla savunmasında “Bana denetimle ilgili dikkat edilmesi gereken şeylerin bilgisini verdi sanık Basri. Hasan Basri benim basamakları değiştirmemi istedi. Bunu da ona Fırat Sarı’nın söylediğini düşündüm. Basamak çekmek anladığım bir şey değildi. Denetime geldiklerinde bana sürekli epikrizler soruldu. Benim takip ettiğim hastaların epikrizleri yazılmamıştı. Bunları Hasan Basri’nin yazması gerekiyordu” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuksuz sanık Renginar Molla savunma yaptı. "Bana ne dendiyse, görevim neyi gerektiriyorsa onu yaptım" Savunmasında Hırvatistan doğumlu olduğunu söyleyen Molla, "Farklı hastanelerde çalıştım. En uzun Silivri Kolan Hastanesi’nde çalıştım. Fırat Sarı yoğun bakım sorumlusuydu Hasan Basri Gök asistanıydı. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Bana ne dendiyse, görevim neyi gerektiriyorsa onu yaptım. Hasta odaklı çalışmaya devam ettim. Evrak işleriyle Hasan Basri Gök ve Fırat Sarı ilgileniyordu. Benden epikriz ve basamak işleri istenmiyordu. Bebeklerle ilgili bir sıkıntı olduğunda Fırat Sarı’yı arıyordum, ona ulaşamazsam Hasan Basri Gök’ü arıyordum. Gök, ona söylediklerimi Sarı’ya ileteceğini söylüyordu. Gıyasettin Mert Özdemir’i erişkin yoğun bakımından tanıyorum" diye konuştu. "Hasan Basri benim basamakları değiştirmemi istedi” Mahkeme başkanı, tape kayıtlarında sanıl Hasan Basri ile aralarında geçen denetim konuşmalarını sordu. Sanık Molla, "Bana denetimle ilgili dikkat edilmesi gereken şeylerin bilgisini verdi Basri. Hasan Basri benim basamakları değiştirmemi istedi. Bunu da ona Fırat Sarı’nın söylediğini düşündüm. Basamak çekmek anladığım bir şey değildi. Denetime geldiklerinde bana sürekli epikrizler soruldu. Benim takip ettiğim hastaların epikrizleri yazılmamıştı. Bunları Hasan Basri’nin yazması gerekiyordu. Hasan Basri Gök’ün hemşire olarak çalıştığından yönetimin haberi vardı. Fırat Sarı gelmeden önce epikrizleri doktorum yazıyordu. Daha sonra Fırat Sarı yazmaya başladı" ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı sanık Renginar Molla’ya tape kayıtlarında yer alan Hasan Basri Gök’ün "Epikrizleri düzenliyorum, normale çekiyorum" konuşmasını sordu. Sanık Molla, "Başka bir hastanede yaptığı işlemleri bana anlatıyordu" diye yanıtladı. Mahkeme başkanı, "Basamakların değiştirilmesiyle ilgili hiç sorgulamadın mı neden değiştiriyor diye?" sordu. Sanık cevabında, "Hayır sorgulamıyordum çünkü basamak yazmak benim görevim değildi" diye yanıtladı. Mahkeme başkanı, "Hepimiz Türkçe biliyoruz, konuşuyoruz. Senin Türkçen zayıf olabilir ama anlamadığın şeylere neden onay verdin. Neden Hasan Basri’ye, ’sen asistansın neden doktorun yapması gereken şeyleri yapıyorsun demedin’ dedi. Sanık, "Ben elimden geleni yaptım" diye cevapladı. Cumhuriyet savcısı ise "Neden yenidoğan yoğun bakımı doldurma peşindesin ve sürekli hasta gönderilmesini istiyorsun hastaneye" diye sordu. Sanık Molla, "Benim hasta doldurma derdim hiçbir zaman olmadı, böyle bir yetkim de yok. Bebek yatması gerekirken yatmıyordu bundan bahsetmiş olabilirim, başka bir niyetim yoktu" diye cevapladı. "Bu örgütün ismini de gözaltı sürecinde öğrendim" Savunma yapan tutuksuz sanık Mustafa Kazan, "Gözaltı süreçleri olurken ben Kızılay’da çalışıyordum. Bu süreçte psikolojim bozulduğu için görevi bıraktım. Bağcılar Şafak Hastanesi’nde idari personeldim. Personellerin kılık kıyafet ve hastanenin bakımlarıyla ilgilendim. Hastanenin yoğun bakımlarında ve muhasebesinde yetki sahibi değildim. Üzerime atılı suclamaları kabul etmiyorum. Böyle bir örgütün varlığını kabul etmiyorum. Bu örgütün ismini de gözaltı sürecinde öğrendim. Bahsi geçen örgütle bir para alışverişim yoktur, bu banka hareketlerinden görülebilir. Buradaki isimlerle bir araya hiç gelmedim. Ne para aldım, ne para verdim. Sadece iki kez Gıyasettin Mert Özdemir’le konuştum" ifadelerini kullandı. "Mert Özdemir’e bebek sevki istememi hastane yönetimi talep etti" Savunmasına devam eden sanık Kazan, "Bağcılar Şafak Hastanesi’nde çalıştım en son, kendi isteğimle ayrıldım. Kimya bölümü mezunuyum. 10 bin TL karşılığında Mert Özdemir’e bebek sevki istememi hastane yönetimi talep etti" diye konuştu. Mahkeme başkanı sanığa, "Tapelerde, ’bebek başı ücretler, bebek başı bin lira 30 bebek getirdin 30 bin’ diyorsun Gıyaseddin Mert Özdemir’e bu ne demek?" diye sordu. Sanık, "Hastane yönetiminin Özdemir için dediğini aktardım. Mer’te kabul etmedi zaten" diye konuştu. Duruşma, diğer tutuksuz sanıkların savunmaları ile devam ediyor.