EKONOMİ - 06 Mayıs 2024 Pazartesi 15:53

Prof. Dr. Temel Göktürk: "Kahverengi kokarcaya önlem alınmazsa 3 yıl içinde fındık tarımı bitme noktasına gelecek"

A
A
A
Prof. Dr. Temel Göktürk: "Kahverengi kokarcaya önlem alınmazsa 3 yıl içinde fındık tarımı bitme noktasına gelecek"

Türkiye’ye yaklaşık 6 yıl önce giren ve istilacı bir tür olarak özellikle Karadeniz Bölgesi’nde fındık başta olmak üzere yüzlerce bitki türüne büyük zarar veren “Kahverengi kokarca” ile ilgili düzenlenen panelde fındık tarımını bekleyen büyük tehlikeye dikkat çekildi.


Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, kahverengi kokarca tehlikesine dikkat çekerek “Bu böceğe önlem alınmazsa üç sene sonra Trabzon, Rize, Giresun ve Ordu bölgesinde fındık alanlarında fındık para etmeyecek. Yani üreticimiz fındığını satamayacak. Şu anda insanlarımız bu böceğin kışın evleri tercih ettiği için evlerde kışı geçirdiği için psikolojik zararını görmüş. Fakat asıl zarar 2024 yılında başlayacak ve böceğin bitkilerdeki zararını göreceğiz” dedi.


Ziraat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen “Kahverengi Kokarca hakkında her şey ve son durum” konulu panel Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde yapıldı. Panelde söz alan Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, Kahverengi kokarcaya karşı hazırlıklı olmamamız gerektiğine dikkat çekti. Pehlevan "Halyomorpha halys (Kahverengi Kokarca), hem doğal hem de tarımsal ekosistemler üzerinde çok sayıda olumsuz etkiye neden olmakta, ciddi ekonomik kayıplara ve olumsuz çevresel etkilere yol açmaktadır. Aynı zamanda yaşam alanlarımıza girerek yaşam kalitemizi etkilemektedir. Bölgenin ve ülkemizin korkulu rüyası olmasını istemiyorsak önümüzdeki yıllarda karşımıza çıkarabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmalıyız. Mücadelesi çok kolay olmayan fakat her ne pahasına olursa olsun bu zararlıların mutlaka ve mutlaka kontrol altına alınması gerekir. Bir an önce eylem planının hazırlanarak mücadele yöntem ve stratejileri belirlenmeli. Mücadele sadece kullanılacak tek bir metot ile değil, birden fazla mücadele yönteminin birlikte kullanılması ile başarılı olabilir. Yapılacak bireysel mücadeleler yerine toplu olarak mücadelenin teşvik edilmedi gerekmektedir. Üniversiteler, Araştırma kuruluşları, Kamu, STK, Çiftçi örgütleri, çiftçiler ve hatta toplumun her bireyi bu sistemin içerisinde olmalıdır. Kahverengi Kokarca Böceği ile mücadelenin Milli sorumluluk olduğunu, sadece Trabzon’un değil bütün Ülke kurum ve kuruluşları ve Sivil Toplum Örgütleri olarak bu böcekle hep birlikte hızlı ve etkin bir şekilde mücadele ederek diğer bölgelere yayılmasının engellenmesi gerekir. Kısaca böceğin bütün ağaçlar yaşam alanı olduğuna göre bu böcekle mücadele etmenin ne denli zor hatta imkânsız olacağı ortada. Üzerinde titizlikle çalışılması gereken bir konu. Düşünmek bile istemiyorum, aksi bir durumda arzu etmesek te sivrisineklerle nasıl ki yaşam alanlarımızı paylaşıyorsak bu böcekle de maalesef yaşam alanlarımızı paylaşmak zorunda kalabiliriz” diye konuştu.



"Dünya literatüründe ismi ’baş belası böcek’ olarak geçiyor"


Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, böceğin dünya literatüründe isminin baş belası böcek olarak geçtiğini ifade ederek “Bu zararlı böcek baş belası bir böcek. Zaten dünyanın bütün literatürlerinde bunu kahverengi kokarca olarak bahsederken ’baş belası böcek’ olarak ifade ediliyor. Gereçse de şu; yemediği suyunu emmediği bitki yok. Sadece reçineli bitkiler hariç yeryüzündeki bütün bitkilerin öz sularını emerek beraber zarar veriyor. Ama fındıktaki en büyük tehlike şu; fındığın suyunu emme esnasında salgılamış olduğu bir madde fındığı acılaşmasına neden oluyor. Randıman düşüklüğünden ziyade fındıktaki bu acılaşma fındığın kullanım değerlerini ortadan kaldırıyor ve fındık sadece fındık yağı olarak kullanılabiliyor. Buradaki mücadele vatandaşa bırakılacak kadar kolay bir konu değil. Dolayısıyla vurgulamak istediğimiz konuda eylem planında çiftçiyi de bu mücadeleye katacak projeler üretmek. Örnek verecek olursak tuzağın benden kampanyasıyla beraber bunu yakalayacak olan tuzakları çiftçiye verilebilir çiftçi bu tuzaklarla beraber bu böcekleri yakalayabilir. İlacın benden kampanyasıyla beraber özellikle buna karşı atılacak olan ilaçları bir şekilde Tarım Bakanlığı kendi bünyesinde düzenleyip bir sınırlama koymalı. Yoksa ilaçlı mücadelede çözüm değil. Çünkü Doğu Karadeniz Bölgesinin yapı itibariyle atılan ilaçların denize ulaşması çok kolay. Bir de bölgede arıcılıkta söz konusu. Buna ilave olarakta birçok canlının doğal düşmanı da alanda mevcut bunlarında ölümüne neden olabiliriz. Buna karşı birden fazla mücadele yöntemlerinin aynı anda ve seferberlik olarak kullanılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.



"Önlem alınmazsa fındık para etmeyecek"


Böcekle ilgili önlem alınmadığı takdirde fındığın para etmeyeceğine dikkat çeken Göktürk, “Bu böcek üç sene sonra eğer önlem alınmazsa Trabzon, Rize, Giresun ve Ordu bölgesinde fındık alanlarında fındık para etmeyecek. Yani üreticimiz fındığını satamayacak. Şayet bu böcekle beraber mümkün olduğu kadar erken bir zamanda ve uygun olan yöntemlerle mücadeleye başlamak zorundayız. Şu anda böceğimiz kışlak dediğimiz kışı geçirdiği yerlerden havaların ısınmasıyla beraber çıktı artık yavaş yavaş yeşil alanlara doğru geldi. Öncelikle meyve bahçelerinin içerisinde henüz meyve olmadığı için yabancı otların sularını emiyor zaman ilerleyince şuan fındığa yeni yeni gitmeye başladı. Fındık için erken fındık nohut büyüklüğüne ulaştığı zaman artık fındığa zarar vermeye başlayacak. Doğu Karadeniz Bölgesinde özellikle Artvin, Rize, Trabzon bölgesinde bitki çeşitliliği çok fazla olduğu için henüz tam olarak fındıkta zararını hissetmedik. Fakat son dönemlerde özellikle Giresun’da ve Ordu’da popülasyon yoğunluğu çok fazla bir duruma eriştiği için 2023 yılındaki popülasyonun çok olması 2024 yılında bu böceğin artık gerçekten fındığa zarar vereceği anlamına geliyor. Ama biz fındıktaki zararını fındık nohut büyüklüğüne ulaştığı zaman göreceğiz” şeklinde konuştu.



"Vatandaş şuan sadece psikolojik zararını gördü, ekonomik zararını yeni görecek"


“Şu anda insanlarımız bu böceğin kışın evleri tercih ettiği için evlerde kışı geçirdiği için psikolojik zararını görmüş” diyen Göktürk, açıklamalarını şöyle sürdürdü:


“Böceğin tarihine bakacak olursak 2018 yıllarında Artvin bölgesinden uçarak doğal yollarla yani her hangi bir taşınma ile değil böcek giriş yaptı. Şu anda Artvin’den 2018 yılında girdikten sonra da kendi imkanlarıyla beraber yılda 70-80 kilometrelik mesafeyi uçarak oradan Rize’ye, Rize’den Trabzon’a, Trabzon’dan Giresun’a, Ordu’ya, Samsun’a aynı şekilde şu anda böcek Doğu Karadeniz Bölgesinde bulunmadığı il yok diyebiliriz. Kastamonu, Sinop o bölgeden de devam ederek şuan Marmara bölgesinde bile bu böceği görmemiz mümkün. Şu anda insanlarımız bu böceğin kışın evleri tercih ettiği için evlerde kışı geçirdiği için psikolojik zararını görmüş. Fakat asıl zarar 2024 yılında başlayacak ve böceğin bitkilerdeki zararını göreceğiz.”



Prof. Dr. Temel Göktürk: "Kahverengi kokarcaya önlem alınmazsa 3 yıl içinde fındık tarımı bitme noktasına gelecek"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri’ye dünyanın ilgisini çekecek projeler Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, 18-24 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Müzeler Haftası dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Büyükkılıç mesajında, kadim tarihi ile bir açık hava müzesi niteliğinde olan adeta devasa müze konumundaki Kayseri’nin bir müzeler şehri de olma yolunda olduğunu ve dünyanın ilgisini çekecek projelerle müze severlerin gözdesi olacağını ifade etti. Müzelerin geçmişten gelen miras, geleceğe aydınlatan ışık olduğunu söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, vatandaşların Müzeler Haftası’nı tebrik ederek şunları paylaştı; "Kadim kentimiz Kayseri’mizin zaten kendisi başlı başına bir büyük açık hava müzesi konumunda. Bununla birlikte temasına göre pek çok müzeye de ev sahipliği yapıyor, yapmaya da hazırlanıyor. Malumunuz müzeler, geçmişten gelen birer miras, geleceği aydınlatan da bir ışık, bir fener niteliğinde. Geçmişten gelerek geleceğimize ışık tutmakta, bizleri aydınlatmakta, düşündürmekte, yöremizi, kültürümüzü, tarihimizi tanıtmakta, hatta gelece yön vermekte bize yardımcı olmaktadır. Aslında gayet önemlidir. Biz de yerel yönetimler olarak bunun farkındayız ve bu doğrultuda büyük bir potansiyeli olan şehrimizi temasına göre müzelerle donatıyoruz, bunda kararlıyız.” Müzeler Haftası’nda verdiği mesajda Büyükkılıç, şehrin yazılı ver görsel hafızası niteliğindeki ve şehrin duayen gazetecilerinden merhum Veli Altınkaya’nın isminin verildiği Veli Altınkaya Basın Müzesi’ni vatandaşların hizmetine sunduklarını aktararak, “Şehrimizin yetiştirdiği duayen gazetecilerden merhum Veli Altınkaya’nın ismini verdiğimiz Veli Altınkaya Basın Müzesi’ni vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Şehrimizin yüzyılı aşkın yazılı ve görsel tarihine ışık tutan müzede birbirinden enteresan, birbirinden önemli belgeler, görseller, makaleler, malzemeler sergilenmekte, kayseri Mahallemizde ziyaretçilerine konuk etmektedir. Öte yandan şehrimizin adeta tarih hazinesi hükmündeki Kültepe kaniş-Karum’da da Türkiye’de bu yönüyle tek, dünyada belki sayılı kayadan oyma bir müze olacak ve tamamlanma aşamasında olan Kayadan Oyma Kültepe Müzesi’ni hayata geçiriyoruz.3 bin 500 metrekare büyüklüğünde projelendirilen adeta büyülü müzemizde, tarihi yaklaşık 7 bin yıl öncesine dayanan binlerce kalıntı ve tarihi eser sergilenecek. Buna ek olarak tarihi milyonlarca yıl öncesine dayanan eşsiz sayılabilecek hayvan fosillerinin sergileneceği Fosil Müzemiz de hayata geçecek bir diğer müzemiz olacak ve meraklılarını büyüleyecek. Ayrıca hâli hazırda Milli Mücadele Müzemiz, Selçuklu Uygarlığı Müzemiz ve Ahi Evran Zaviyesi Esnaf ve Sanatkarlar Müzemiz gibi müzeler, vatandaşlarımızın hizmetinde” diye konuştu. Başkan Büyükkılıç, Kayseri’deki müze çalışmalarının bunlarla sınırlı kalmadığını vurgulayarak, yeni dönemde ise “Develi’de bulunan tarihi askerlik şubesine müze ve kütüphane olarak işlev kazandırıyoruz, Koramaz Vadisi bölgemizde Koramaz Müzesi’ni hayata geçiriyoruz, ticaret şehri olan Kayseri’mizin ticari geçmişine ışık tutacak olan Ticaret Müzesi’ni de gerçekleştireceğiz” ifadelerinde bulundu.
Şanlıurfa Şanlıurfa protokolünden 19 Mayıs mesajları Şanlıurfa protokolü 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla kutlama mesajları yayımladı. Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak mesajında, “İstiklal Savaşımızın Samsun’da Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından ateşlendiği 19 Mayıs 1919 tarihi tarihimizde çok önemli kahramanlık hikayeleri ile doludur. Yine Aziz Milletimizin var olma mücadelesi açısından büyük önem taşıyan 19 Mayıs tarihinin Türk gençliğine armağan edilmesi de büyük anlam taşımaktadır. Milletimiz tarih boyunca vatanına, bayrağına, hürriyet ve bağımsızlığına göz diken düşmanlara karşı kahraman genç nesilleriyle durmasını bilmiştir. Geçmişten gelen bu şiarla her alanda donanımlı gençliğimiz ülkemizin medeni toplumlar arasındaki yerini ilelebet muhafaza etmesini sağlarken, bizler de her daim onların yanında yer almaya ve en büyük destekçileri olmaya devam ediyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyor, tüm gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum” ifadelerine yer verdi. Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat da, “Türk milleti, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra devlet yönetimin güç kaybına uğratıldığı şartlarda ve ortamda bir çözüm arayışına girmişken, Gazi Mustafa Kemal tarihin seyrini değiştirecek süreci işte bu tarihte başlattı. Gazi Mustafa Kemal, Samsun’a giderken, Anadolu’da Kurtuluş hareketinin milletin gücüyle gerçekleşebileceğinden son derece emindi. Nitekim 19 Mayıs 1919’da başlayan süreç, yurdun dört bir yanına yayılarak, başarıyla ve zaferle neticelendi. Genç bir subay olan Gazi Mustafa Kemal, Kurtuluş mücadelesinde gençlerin üstün gayretini görmüş ve memleketin geleceğinin, gençlerle inşa edilebileceğini her defasında belirtmiştir. İşte bu yüzden, 19 Mayıs gününü de gençlere armağan etmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk için gençlik demek, manda ve himayeye karşı durmak demektir. Gençlik demek, hürriyet ve bağımsızlık için can vermeye hazır olmak demektir. Gençlik demek, alışılagelmiş düzeni reddeden "istikbal" yani gelecek demektir. Geleceğimizin teminatı da gençlerimizdir. Bu anlamlı günde, Haliliye Belediyesi olarak spor, sanat, eğitim faaliyetlerimizi gençler için sunmayı aslî vazife olarak kabul ediyoruz. Gerek kütüphanelerimiz, gerek merkezlerimiz, gerekse de spor salonlarımızla gençlerimize yönelik faaliyetlerimiz devam edecektir. Bu çerçevede 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını en derin duygularımla kutluyor ve her zaman gençlerimizin yanında olmaya devam edeceğimizi bir kez daha ifade ediyorum” ifadelerini kullandı. Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş ise, “Yüz yıllarca cihan imparatorluğu sahibi olan bir milletin tarih sahnesinden silinmek istendiği ve tüm umutların tükendiği bir anda, henüz 38 yaşında olan Mustafa Kemal Atatürk’ün yeni bir devlet kurmak üzere Samsun’a ayak bastığı bu günün gençlere ithaf edilmesi, bayram kutlamasından öte anlam taşımaktadır. Bu öte anlam, geleceğimizin teminatı olan gençlere bir mesaj olduğu kadar bugün sorumluluk makamında olanlar için de gençlerin milli ve manevi değerlere sıkı sıkıya bağlı, çağdaş dünya ile uyumlu bireyler olarak yetiştirilmesi, en iyi şekilde eğitilmelerini sağlama bilincini de taşımaktadır. Bu bilinçten hareketle, beş yılı aşkın süredir yönettiğimiz belediyemizde yatırım ve hizmetlerimizin çok büyük bir bölümünü eğitim, gençlik ve spor yatırımlarına yaptık. Gençlerimizi sahiplenme, onları daha ileriye taşıma sorumluluğumuzu bir an olsun unutmadan destek olduk, olmaya devam edeceğiz. Çünkü biz, geleceğimizin mimarı olan gençlerimize güveniyor, onların milletimizi ve ülkemizi daha ileri seviyelere taşıyacaklarına yürekten inanıyoruz. Gerek eğitim merkezlerimizde gerekse spor salonlarımızda desteklediğimiz gençlerimizin büyük başarılara imza attığını gördükçe bu inancımız daha da kuvvetleniyor. Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bugün dahi genç yaşta toprağa düşmeye devam eden tüm aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, tüm gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı en kalbi duygularımla kutluyorum” ifadelerine yer verdi.