SPOR - 27 Eylül 2024 Cuma 12:02

Ertuğrul Doğan: "Tuzaklardan uzak durmanın yolu birlik ve beraberlikten geçiyor"

A
A
A
Ertuğrul Doğan: "Tuzaklardan uzak durmanın yolu birlik ve beraberlikten geçiyor"

Camiaya birlik ve beraberlik çağrısında bulunan Trabzonspor Kulüp Başkanı Ertuğrul Doğan, "Doğrularımıza sımsıkı sarılıp, tuzaklardan uzak durmanın yolu birlik ve beraberlikten geçiyor. Şenol Güneş hocamızla birlikte var gücümüzle Süper Lig’e odaklandık" dedi.


Trabzonspor Kulüp Başkanı Ertuğrul Doğan, kulüp dergisinde yer alan yazısında, camianın bugünlerde en önemli ihtiyacının birlik ve beraberlik olduğunu belirtti. Başkan Doğan, "Diğer her şeyi kenara koyarak söze buradan başlamak istiyorum. Çünkü doğrularımıza sımsıkı sarılıp, tuzaklardan uzak durmanın yolu birlik ve beraberlikten geçiyor. Bu camianın, bu renklere gönül veren herkesin, dünyanın neresinde olurlarsa olsun tüm Trabzonsporluların önünde, karar vermeleri gereken çok önemli bir yol ayrımı var. Üstelik hemen şimdi ya her türlü fikir ayrılıklarımızı, kırgınlıklarımızı, küçük hesaplarımızı kenara bırakarak safları sık tutacağız ve bir olacağız, böylece hala uzun bir maraton olarak önümüzde duran Süper Lig hedefine dolu dizgin koşacağız. Ya da Trabzonspor’a hiç bir zaman fayda getirmeyen kırgınlıklar, şikayetler ve kısır döngüler içinde kutuplaşacağız.



’Bu yönetimin kısa vadeli hedefi nedir?’ diye kimsenin saatlerce uzun cümleler kurmasına gerek yok. Size iki cümlede özetleyeyim; ben ve yönetim kurulundaki arkadaşlarım seçimimizi yaptık. Bizi çok iyi tanıyan, tarihimize adını altın harflerle yazdıran, kulübümüzde şampiyonluk yaşamış ve takımımızın hemen her başarısında yer alan, bu şehri soluyan ve bizi hedefe götüreceğine canı gönülden inandığımız Şenol Güneş hocamızla birlikte var gücümüzle Süper Lig’e odaklandık. Ayrıca değeri yıllar sonra daha iyi anlaşılacak olan mali disiplinden taviz vermeden bu kulübü finansal bağımsızlığına taşımaya kilitlendik.



Bu iki büyük hedefi kişisel hırslarımızdan ötürü değil, Trabzonspor’un menfaatleri için belirledik. Takım performansını, bilet fiyatlarını, TS Club ürünlerini tartışabiliriz ama belirttiğimiz iki büyük hedefe ulaşmak için var gücümüzle bir olalım istiyorum. Desteğiniz tahmin edemeyeceğiniz kadar önemli. Trabzonspor hiç şüphesiz değişime ayak uydurmak zorundadır. Geçmişe takılıp kalma lüksümüz yok. Bu yüzden bakacağımız yer hep ileri. Birlikte ve daima ileri" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Türkiye, hemofili tedavisinde dünyada ilk 10’da” Türkiye Hemofili Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Zülfikar, "Türkiye, dünyada hemofili hastalarına ücretsiz tedavi sunan 10 ülkeden biri" dedi. 21’inci Uluslararası Türkiye Hemofili Kongresi İstanbul Üniversitesi rektörlük binasında düzenleniyor. Kongrede Türkiye’den ve dünyadan uzman hekimler, hemofilinin tedavi yöntemlerindeki bilimsel araştırmalar ve yenilikleri çeşitli oturumlar ile ele alıyor. Kongrenin ikinci gününde düzenlenen basın toplantısının açılış konuşmasını Türkiye Hemofili Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Zülfikar yaptı. Toplantıda konuşmacı olarak Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido, Hemofili Federasyonu ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Kaan Kavaklı ve Lyon Üniversitesi Hemostaz Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yeşim Dargaud yer aldı. Türkiye Hemofili Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Zülfikar açılış konuşmasında Türkiye’de hemofili üzerine çalışan 10 klinik araştırma merkezi bulunduğunu söyledi. Ayrıca, Türkiye’nin, yaklaşık 80 bin hemofili hastasına ilaç ve tedaviyi ücretsiz sunan dünyadaki 10 ülkeden biri olduğunu belirtti. Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido, İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen toplantıda, dünyada 1 milyondan fazla hemofili hastası bulunduğunu açıkladı. Garrido, "Türkiye’nin hemofiliye olan duyarlılığını 10’un üzerinde klinik araştırma ile gösterdiğini vurguladı" dedi. "Türkiye’de 80 bin bin hemofili hastası var" Prof. Dr. Zülfikar, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Kalıtsal kanama hastalıklarının başında hemofili yer alıyor. Doğuştan başlayan genetik bir bozukluk olan kanamalarla seyreden bir hastalıktır. Vücutta pek çok sistem vardır. Bunlardan bir tanesi de pıhtılaşma sistemidir. Kesi, çarpma veya cerrahi bir müdahale olduğunda vücut oradaki kanayan dokuyu bir süre sonra kapatır. Hemofili hastalarında bunu sağlayan madde veya protein eksik olduğu için kanama durdurulamaz ve orada sızıntı başlar. Dolayısıyla kanamalarla seyreden ve ömür boyu süren bir hastalık olarak bilinir. Hemofili özelinde çalışmalarımız 40 yılı aşkın bir süredir var. Ülkemizde 10 merkez hemofili alanında klinik araştırma yapabilir durumda. Türkiye hemofili hastalarına ilaç ve tedaviyi ücretsiz olarak sağlayan dünyadaki 10 ülkeden bir tanesidir. Türkiye’de hemofili hastalarının dışında taşıyıcıları da eklediğimizde yaklaşık 80 bin olarak adlandırıyoruz. Dünyada ise 1 milyon 200 bin vaka olduğu tahmin ediliyor. Maalesef bunun sadece yarısı kayıtlara geçmiş. Uğraşımız sadece kendi ülkemiz için değil, bu alanda üreteceğimiz ilaçların dünya çapında da karşılığı var. Türkiye sağlık turizmindeki yerini bu alanda da doğru bir şekilde alabilir." "Dünyada 1 milyonun üzerinde hemofili hastasının olduğunu tahmin ediyoruz" 21’inci Uluslararası Türkiye Hemofili Kongresi’ne katılan Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido ise dünya genelinde tanısı konulmuş yaklaşık 340 bin hemofili hastası ve 500 bin tanısı konulmamış hasta bulunduğunu belirtti. Öte yandan, toplamda 1 milyondan fazla hemofili hastası olduğunu tahmin ettiklerini ifade eden Garrido, bu hastalara ulaşma çabası içinde olduklarını ve tedavi alanında son 10 yılda önemli değişiklikler yaşandığını vurguladı. Garrido, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Türkiye’de hem dernek hem de devletin hemofili hastalarına sağladığı imkanların çok önemi var. Türkiye hemofili alanındaki kendi araştırmalarıyla ve ilaç erişimiyle beraber geldiği noktada dünyada çok önemli bir rol oynuyor. Bende bu deneyimlerden bilgi alıp faydalanmak için kongreye geldim." 28 Eylül Cumartesi gününe kadar sürecek olan kongrede, alanında uzman doktorların yanı sıra hastalar, hasta yakınları ve 400’ün üzerinde katılımcı yer alıyor.
Kastamonu Hayvancılıkla uğraşan vatandaşların geçim kaynağı yaylalar, güzelliği ile mest ediyor Kastamonu-Çankırı sınırında bulunan Ilgaz Dağları’nda doğal güzellikleri ile mest eden yaylalar, verimli meraları ile uzun yıllardır hayvancılıkla uğraşan vatandaşların geçim kaynağı oluyor. “Ilgaz, sen Anadolu’nun yüce bir dağısın” dizeleriyle adına türküler yazılan, Kastamonu ve Çankırı sınırındaki Ilgaz Dağları’nın eteklerindeki yaylalarda vatandaşlar hayvancılık yaparak geçimlerini sağlıyor. Doğal güzellikleri ve manzarasıyla kendisine hayran bırakan bin 589 rakımlı Ilgaz Dağları’nda yer alan Berçin ve Karataş yaylaları, yaz mevsimi boyunca yüzlerce hayvanla şenleniyor. Baharda, yaklaşık 2 bin 200 rakımda yer alan yaylalara taşınan vatandaşlar, kış mevsimine kadar hayvanlarını verimli meralarda otlatıyor. Dağ turizminin yanı sıra hayvancılıkla uğraşan vatandaşlardan büyük ilgi gören Ilgaz Dağları’ndaki gölet ve 25 kilometre uzunluğundaki mağara da doğa tutkunlarının dikkatini çekiyor. Yaz mevsimi boyunca yaylalarda kalıyorlar Yaylada bulunan çeşmeden içme suyu ihtiyacını karşılayan aileler, otlattıkları hayvanları suya ulaştırmak için kilometrelerce yol kat ediyorlar. Güneş doğmadan işe koyulan besiciler, otlatmak için meraya gidiyor. Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar yaylalarda sağdıkları sütten peynir, yoğurt, tereyağı hazırlıyor. "Burası çok güzel" Ilgaz Dağı’nın eteklerinde bulunan Karataş Yaylası’nda hayvancılık yapan dedesini ziyarete gelen Beyza Kılıç, “Ben burada hayvanları otlatıyorum. Dedem ile beraber Karataş Yaylası’na geldim. Burası çok güzel, çok beğendim” dedi. "Yağ, yoğurt, tereyağı yapıp satıyoruz" Ilgaz Dağı’nın eteklerinde Berçin Yaylası’nda hayvancılık yapan Abdullah Konuk ise, “Burada hayvanlarımı otlatıyorum. Bu yıl havaların iyi gitmesinden ötürü 27 Nisan’da yaylaya çıktım. Ne zaman yaylaya kar yağar, hayvan ne zaman otlamayacak hale gelir ise ben köyüme inerim. Bu da Kasım ayının ortalarına kadar devam eder. Şu anda 35-40 hayvanım var. Sabah kalktığımızda kahvaltı yapıyorum, ardından hayvanların yattığı yeri temizliyorum. Ardından buzağıları emziriyoruz. Ardından inekleri sağıyorum. Daha sonra akşama kadar hayvanların arkasından dolaşıyoruz. Akşam olunca da inekleri yeniden sağıyoruz. Günümüz böyle geçiyor. Yağ, yoğurt, tereyağı gibi ürünlerin üretimini yapıp satıyoruz. Bunlarla geçimimizi sağlıyoruz” diye konuştu. "Kış mevsiminde yaylaya gelemediğim için çok üzülüyorum" Ilgaz Dağı’nın eteklerinde bulunan Karataş Yaylası’nda hayvancılık yaptığını söyleyen Hamza Kılıç ise, “Mayıs ya da Haziran ayı gibi yaylaya çıkarız. Kasım ayında da köyümüze ineriz. Buranın doğası güzel, manzarası güzel. Hayvancılık yapabilirsen güzel. Ben, çocukluğumdan beri yaylaya çıkmaya alışkınım. Burada çok iyi vakit geçiriyorum. Kış olunca yaylaya gelemiyorum. Bu zaman zarfında buraları çok özlüyorum. Hemen yaz ayı gelsin de bizler de yaylaya çıkalım diyoruz. Havası, suyu her şeyiyle burası çok güzel. Burası Ilgaz yaylası, her şeyi burasının çok güzel” şeklinde konuştu.
Iğdır Iğdır’da 14 yaşındaki çocuğa cinsel istismar davasında tahliye edilen 4 kişiye yeniden tutuklama kararı Iğdır’da 14 yaşındaki çocuğa cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan ve serbest bırakılan 4 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı ve Iğdır Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün itirazı sonrası yeniden tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkartıldı. Iğdır’da 2023 yılında 14 yaşındaki B.A.’ya cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan A.B., F.A., M.A., O.B. ve V.G. hakkında “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan 6 sayfalık iddianame hazırlandı. F.A. hakkında denetimli serbestlik kararı verilirken, Iğdır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde 12 Eylül 2024 tarihinde davanın dördüncü duruşması görüldü. Mahkeme, O.B., V.G., M.A. ve A.B. hakkında tahliye kararı verdi. Şahısların tahliye etmesine tepki gösteren aile, "Kızım öldükten sonra kimse ağlamasın, başsağlığına gelmesin. Beni ve kızımı şu an öldürdüler. Şu an caniler dışarıdadır. Herkesten yardım talep ediyorum. Herkesi bu davaya sahip olmaya çağırıyorum" demişti. Serbest bırakılan 4 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı ve Iğdır Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün itirazı sonrası yeniden tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkartıldı. "Kaybolan doğum tarihi belgesi ortaya çıkartıldı" Cinsel saldırıya uğrayan B.A.’nın doğduğu tarihe ait doğum belgesinin kaybolmasından dolayı B.A.’nın yaşının büyük olduğu iddia edilmişti. Kaybolduğu söylenilen doğum belgesi Iğdır İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına sunuldu. Sunulan belge söz konusu dosyaya konulurken, yargılamaya konu suç tarihleri ve mağdurun yaşı gözetildiğinde atılı suçun vasıf ve mahiyeti iddianamede belirtilen TCK 103/2 maddesi kapsamında değerlendirilmeye alındı. "Kaçma ve saklanma şüpheleri göz önünde bulunduruldu" Sanıkların atılı suç için öngörülen ceza miktarı itibarıyla kaçma ve saklanma şüphelerinin olduğu ve mevcut delil durumu itibarıyla sanıkların atılı suçu işlediklerine yönelik kuvvetli şüpheyi gösterdiği kanaatine varıldı. Somut delillerin olması karşısında adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı kanaati ile itirazın kabulü ile 12.09.2024 tarihli celsede tahliyelerine karar verilen sanıkların tutuklanmasına yönelik yakalama emri çıkarılmasına dair hüküm kabul edildi.