ÇEVRE - 20 Kasım 2024 Çarşamba 09:18

Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın: “Rize’de son yaşanan deprem yağışlar sonrası bölgedeki heyelanları da tetikler”

A
A
A
Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın: “Rize’de son yaşanan deprem yağışlar sonrası bölgedeki heyelanları da tetikler”

Geçtiğimiz günlerde Rize’nin Hemşin ilçesinde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Çayeli ilçesinde dün sabaha karşı meydana gelen ve 1 kişinin ölümü 4 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan heyelanın ardından acaba “Depremler heyelanı tetikler mi? sorusuna Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü, Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğreti Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın açıklık getirdi.


Akın, depremlerin heyelanları tetikleyeceğine dikkat çekerek “Depremler heyelanı tetikler çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Meydana gelen bir kütle hareketi heyelan oluşturabilir. 6 Şubat 2023 depreminden sonra da heyelanlar meydana geldi. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yeraltı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır. Dolayısıyla kütle hareketi ve yağışın da fazla olması eğimin fazla olması bu heyelanları tetikleyecektir” dedi.


"Ülkemiz tam anlamıyla bir deprem ülkesi"


Ülkemizin tam anlamıyla bir deprem ülkesi olduğuna dikkat çeken Akın, “Ülkemiz dünyadaki en aktif kuşaklardan bir tanesi olan Alp-Himalaya kuşağında yer almaktadır. Yani ülkemiz tam anlamıyla bir deprem ülkesidir. Dolayısıyla bu depremlerin meydana gelmesi normaldir. Ülkemizde daha çok transform faylardan kaynaklanan yüzeye daha yakın depremler meydana gelir. Yüzeye yakın olduğu için de derinliği yıkıcı olabilmektedir. Şili, Japonya gibi dalma batma zonlarında daha derin daha büyük depremler meydana gelir. Bizim ülkemizde de yedi ya da daha fazla büyüklükte depremler meydana gelmektedir” diye konuştu.


"Rize’deki depreme hiç şaşırmadık"


Geçtiğimiz günlerde Rize’de meydana gelen 4.7 depreme şaşırmadıklarını ifade eden Akın, “Rize’de 4 büyüklüğüne sahip deprem meydana gelmesini açıkçası biz şaşırmadık. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesidir. 1996 yılında yapılan deprem tehlikesi haritasında bölgeler vardı. Birinci dereceden beşinci dereceye kadar. Sanki beşinci derecedeki bölgede hiçbir şekilde depremden etkilenmeyecekmiş gibi bir intiba oluşturuluyordu. 2018 yılında yeni deprem tehlike haritası yapıldı. Bu harita parsel bazlı çalışmalarla deprem tehlikesini ortaya koyabiliyor. Bölgemize bakacak olursak burada Mw=4.7’lik deprem meydana geldi. Rize’de, Ordu’da, Trabzon’da, Batum’da faylar var. Bu fayların hepsi MTA’nın diri fay haritasında işaretli değil insanlık zaten fayların 100’de yüzüne hakim değiliz hiçbir zaman da olamayız. Çünkü bir hareket sonucunda faylar oluşur. Fay kırık demektir. Daha önce oluşmuş faylarda deprem olabildiği gibi bir deprem de fayın oluşmasına neden olabilir. Yani aralarında sebep sonuç ilişkisi vardır. Şehrimiz hakkında konuşacak olursak, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay Zonlarına olan yakınlığımız şehir olarak tehlike altında olduğumuzu ifade ediyor. 4.0, 5.0, 6.0 büyüklüğündeki depremler genellikle yıkıcı olmaz. Yıkıcı olması yapıların uygunsuz inşasından dolayıdır. 6 Şubat depreminde gördük ki 600-700 kilometre uzaklıkta olmamıza rağmen Trabzon’da sallandık ve ciddi şekilde hissettik. Dolayısıyla Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarına olan yakınlığımızdan dolayı buralarda meydana gelebilecek büyük depremlerin de bizi doğrudan ve ciddi şekilde etkileyebileceğini düşünüyoruz. Rize’de daha küçük bir fayda meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki bir deprem Trabzon için yıkıcı olmayabilir ancak örneğin Bingöl, Karlıova civarında 7 ve 7’den büyük bir deprem bekliyoruz. Dolayısıyla bu depremin bizi etkileyemeyeceğini söyleyemeyiz” şeklinde konuştu.


Depremler heyelanları tetikler mi?


Depremlerin heyelanı tetikleyeceğini belirten Akın, “Depremler heyelanı tetikler çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Meydana gelen bir kütle hareketi heyelan oluşturabilir. Altı Şubat depreminden sonra da heyelanlar meydana geldi. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yeraltı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır. Dolayısıyla kütle hareketi ve yağışın da fazla olması eğimin fazla olması bu heyelanları tetikleyecektir” diye konuştu.


"Neler yapılmalı?" Konusunda uyarılarda bulunan Akın, “Parsel bazında zemin etütlerini çok ciddi bir şekilde yapmamız ve denetlememiz gerekmektedir. Genel anlamda makro bölge ve mikro bölgeleme çalışmaları yapılması lazım. Mikro bölgeleme çalışmaları daha yüzeye yakın daha sık aralıklarla ölçümler alınarak yapılırken, makro bölge çalışmaları ise daha derin ve daha geniş alanda tüm şehri hatta tüm bölgeyi kapsayacak yapılır. Bu çalışmalar bir kentin inşasında mutlaka uzman yer bilimciler tarafından yapılmalıdır. Elde edilen sonuçların çok iyi bir şekilde analiz edilip imar planlarının da buna göre yapılması can ve mal kayıplarını önleyecektir” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Boğaz’da milyon dolarlık yalıların önünde denizanası istilası İstanbul Boğazı’nda kirlilik etkisiyle çoğalan denizanaları Boğaz’ı adeta istila ediyor. Milyon dolarlık tarihi yalıların önünün denizanaları ile kapanmış hali havadan görüntülendi. İstanbul’da kirlilik ve rüzgar etkisiyle kıyılarda çoğalan denizanaları sürüleri adete Boğaz’ı istila ediyor. Havadan görüntülenen Boğaz’da denizanası istilasının geldiği durum gözler önüne serildi. Tarihi yalıların boğaz manzarası denizanasıyla kapandı. İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, denizanalarının İBB ekipleri tarafından toplanması gerektiğini ifade etti. “Denizanalarını asla parçalamamak gerekiyor” Denizanalarının kirli olan yerlerde daha fazla olduğunun altını çeken İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, “Denizanaları ya yavru balıklarla ya da çöpteki planktonlar ile beslenirler. Burada büyük denizanalarının sayıları da oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Her yıl rüzgarların artmasıyla kıyılara vuruyorlar. Kıyılara vurdukları zaman ise pis ortamları ararlar. Bu pis ortamda beslenip çoğalıyorlar. Bunları asla parçalamamak gerekiyor, bunları parçaladığımızda çoğalan hücrelere sahipler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre Daire Başkanlığı’na ait denizden çöp toplama tekneleri var. Bu teknelerle bu denizanalarını toplayıp karada imha etmeleri gerekiyor. Bunlar çöp sayılmayarak toplanmıyor. Bu nedenle daha hızlı çoğalıyorlar. Milyon dolarlık yalıların önünde böyle bir kirliliği görmek son derece üzücü. Gördüğünüz bu manzara 24 saat sonra daha fazla çoğalacaktır. Kirli akıntı ve çöpler ile birlikte denizanaları müsilajı oluşturan önemli faktörler arasında” diye konuştu.
Muğla Ünlü sanatçı Kırmızıgül’le gündeme gelen mekana şok Muğla’nın Bodrum ilçesinde bir işletme önündeki kaçak iskele ve eklentileri sökülüyor. Bahse konu işletme, ünlü sanatçı Mahsun Kırmızıgül’ün ses sistemi olmadan konser vermesiyle gündeme gelmişti. İlçede kaçak ve imara aykırı yapıların yıkımı sürüyor. Yalıkavak’ta yasal işlemleri tamamlanan iskele ve eklentilerinin yıkımına Bodrum Milli Emlak Müdürlüğü ve Bodrum Belediyesi ekiplerince başlandı. Yaklaşık 500 metrekare büyüklüğündeki iskele ve eklentileri söküldükten sonra denizdeki kazıkların da söküleceği bildirildi. Öte yandan bahse konu mekan 2022 Haziran ayında ünlü sanatçı Mahsun Kırmızıgül’ün ses sistemi olmadan konser vermesiyle gündeme gelmişti. Canlı müzik yapma ruhsatı olmayan işletmede sanatçının konser vermesine izin verilmeyince sanatçı şarkılarını mikrofonsuz söylemişti. Konuyla ilgili Bodrum Belediyesi’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti; “Bodrum Belediyesi sorumluluk alanı içinde yer alan Yalıkavak Mahallesi Tilkicik Koyu’nda yer alan "Gala" adlı işletmede yaşanan, ulusal basında ve sosyal medyada gündeme gelen “canlı müzik yayını” konusuna ilişkin bir takım yanlış bilgilendirmelerin önüne geçmek için kamuoyu bilgilendirmesi yapma gereği duyulmuştur. 16 Mayıs 2022 tarihinde, Bodrum Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü ekiplerince yapılan denetimlerde işletmenin, restoran binasına yapılan ilave eklentiler ile kaçak ve ruhsatsız olarak yapılan İskele İmar Kanunu gereğince mühürlenmiş ve yasal süreç başlatılmıştır. Dolayısıyla, ekiplerimiz tarafından mühürlenmiş olan işletmeye aykırılıkları giderilmediği için canlı müzik ruhsatı düzenlenmemiştir. Kamuoyunda iddia edildiği gibi Kaymakamlık ve Belediye, “Bodrum’da müzik yayını yapılmasını istemiyor, turizme zarar veriyor” şeklindeki yorumlar gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”