SPOR - 12 Temmuz 2024 Cuma 13:39

Borna Barisic: "Goller ve asistler ile takıma katkı yapmak istiyorum"

A
A
A
Borna Barisic: "Goller ve asistler ile takıma katkı yapmak istiyorum"

Trabzonspor’un yeni transferi Borna Barisic, yapacağı asistlerle ve gollerle birlikte takıma katkıda bulunmak istediğini söyledi.


Trabzonspor’un kadrosuna kattığı Hırvat futbolcu Borna Barisic, antrenman öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sözlerine adaptasyon sürecinin çok hızlı olduğunu belirterek başlayan Borna Barisic, "Çok uzun bir süre olmadı buraya geleli fakat çok hızlı adapte oldum. Adaptasyonumun hızlı olmasında Orsic, Visca ve Bardhi’nin büyük katkısı var. Sadece onlar değil diğer bütün oyuncu arkadaşlarımız, teknik ekip, sağlık departmanı ve çalışanlar çok yardımcı oldular. İlk haftadan itibaren bu sıcak karşılamayı hissettim. Trabzon’da da bana çok yardımcı oldular, bize çok sıcak davrandılar. Bu da adaptasyon sürecimi hızlandırdı" dedi.



"Hücuma katkıda bulunmak istiyorum"


Bir bek oyuncusu olarak hücuma katkıda bulunmak istediğini vurgulayan Barisic, “Modern futbolda artık beklerin hücuma katkısı da olmak zorunda. Bizler tabii ki öncelik olarak savunma oyuncusuyuz, önceliğimiz tabii ki savunma yapmak ama artık modern futbolun gereklilikleri, modern futbolun sizden beklentilerini de yerine getirerek hücuma da aynı şekilde asistlerim ve gollerimle katkıda bulunmak istiyorum. Hocamızla konuştuk, hocamızın kendi fikirleri var, bek oyuncularından beklentileri var. Ben de bunu en iyi şekilde öğrenip en iyi şekilde adapte olup hocamızın beklentilerini, hocamızın benden istediklerini en iyi şekilde yapmaya, sahada bütün hücum oyuncularına katkıda bulunmaya çalışıyorum. Hocamızın benden isteklerini elimden geldiği şekilde karşılamaya çalışacağım. Hazırlık maçında bütün oyuncularımız kırk beş dakika oynadı. Bizim adımıza bu hazırlık maçının iyi geçtiğini söyleyebilirim. Çünkü maç maç daha iyiye gidiyoruz. Takım olarak genelde iyi bir performans gösterdiğimizi düşünüyorum. Biz doğru yoldayız. Elimizden gelen en iyi şekilde devam etmeye çalışacağız. Çünkü bu kamp dönemini ve bir sonraki hazırlık maçımızı, ilk resmi maçımıza hazırlık dönemi olarak değerlendiriyoruz. Ve en iyi halimizle oraya kendimizi taşıyabilmek istiyoruz. Bu yönde çalışıyoruz” diye konuştu.



"Rekabet takımı ileriye taşır"


Barisic, oyuncular arasındaki rekabetin her zaman takımı ileriye taşıyacağını vurgulayarak, “Ben kendimi bir sol bek oyuncusu olarak tarif edebilirim. Sol stoper pozisyonda çok fazla oynamadım. Dolayısıyla kendimi bir sol bek oyuncusu olarak değerlendirebilirim. Açıkçası aynı pozisyonda oynayan takım arkadaşlarımla çok fazla bir süre geçiremedik. Yaklaşık iki hafta belki ondan biraz daha fazla bir zaman dilimi geçirebildik ama yine de bu kısa süreçte dahi o arkadaşlarımın gerçekten özellikle insan olarak çok değerli, çok iyi insanlar olduğunu görebiliyorum. Zaten kaliteleri belli, kaliteleri olmasaydı eğer Trabzonspor’da olmazlardı diye düşünüyorum. Gerçekten hepsi çok profesyonel insanlar. Takım içerisindeki rekabet her zaman sizi ve takımı daha ileriye götürür. Daha iyi antrenman yapmanızı, daha iyi performans vermenizi, daha iyi maçlar çıkarmanızı sağlar. Ben de bu rekabetin hem onlar adına hem benim adıma gerçekten çok faydalı olacağını ve takıma da katkıda bulunacağını düşünüyorum” ifadesinde bulundu.



"Başka kulüplerden de teklifler aldım ancak Trabzonspor’un beni ikna süreci çok hızlı oldu"


Transfer sürecinin çok hızlı geliştiğini söyleyen oyuncu, “Avrupa’dan da dahil olmak üzere başka kulüplerin tekliflerini aldım ama Trabzonspor’un beni ikna süreci çok hızlı oldu. Trabzonspor’un bana olan ilgisini duyduktan sonra hemen Abdullah hocamızdan bir telefon geldi, hocamızla yaptığımız görüşmede beni ne kadar istediğini, beni ne kadar takımda görmek istediğinden bahsetti. Zaten konuşmamızın sonunda da başkanımızla görüşeceğini, süreci olabildiğince hızlandıracaklarını ifade etmişti. Sonrasında gelişen süreçte de iki üç gün içerisinde de zaten anlaşma tamamlanmıştı bile. Dolayısıyla Trabzonspor’da görüşmelerimiz çok hızlı ve çok kısa gelişti. Benim açımdan da karar alabilme açısından da çok kolay oldu. Tabii ki ben yüzde 100 gitme kararı almadan önce burada tanıdığım arkadaşlarımla, o dönem örneğin Benkoviç’le ve Orsic’le görüştüm. Onlar da bana Trabzonspor hakkında çok olumlu şeyler söylediler. Trabzonspor’un ne kadar büyük bir kulüp olduğunu söylediler. Bunları ifade ettiler. Böyle bir kulüpte oynamak, yani her maçı kazanmak isteyen, kupalar kazanmak isteyen, herkesle yarışmak isteyen, her yerde mücadele etmek ve var olmak isteyen bir kulüpte oynamak tabii ki her oyuncunun dileğidir. Benim açımdan da bunları düşündüğünüzde basit bir karar oldu. Yine ailem açısından da gayet hızlı ve basit bir karar oldu. Umuyorum hep beraber bunun tadını çıkaracağız” şeklinde konuştu.



"Goller ve asistler ile takıma katkı yapmak istiyorum"


Barisic, golleri ve asistleri ile takıma katkı yapan bir isim olmak istediğini ifade ederek, “Türk futbolunu gelmeden önce de değerlendirme fırsatı bulmuştum. Birçok takımın iyi yatırımlar yaptığını, çok iyi oyuncuların lige dahil olduğunu, katıldığını görebiliyorum. Bu da tabii ki hem oyuncular adına hem lig adına hem izleyenler adına çok iyi bir durum. Ben kamp öncesinde de çalışmalarıma başlamıştım aslında çünkü kampa geldiğimde ve kamp sonrasında en iyi halimde takıma yardımcı olabilmek adına bu çalışmalarımı sürdürmüştüm. Rangers’ta hücum anlamında katkılarım olmuştu. Yine aynısını yapabilmek istiyorum. Bunu şu an yapabilirim ya da yapamam demek kolay değil. Bunu saha içerisinde göreceğiz ama aynı katkıyı yine vermek istiyorum. Asistlerimle takımın kazanacağı kupalara, takımın kazanacağı maçlara ve başarılara aynı şekilde katkıda bulunmak istiyorum. Bizler savunma oyuncularıyız. Savunma oyuncuları için en önemli şeylerden bir tanesi kaleyi gole kapatmak. O gün, o an, o maç gol yememek. Ben de bunu yaparak, bundan kazanacağımız özgüvenle birlikte, hem de ön tarafta da yapacağım asistlerle ve gollerle birlikte takımımıza katkıda bulunmak istiyorum” sözlerini kullandı.


Açıklamaların sonunda ise iki haftalık bir çalışma süreci olduğunu belirten oyuncu, "İki haftalık bir çalışma sürecim oldu. Bu çok fazla uzun bir süre değil oyuncuları yeterince tanıyabilmek adına ama şunu söyleyebilirim; takımın çalışmasından, takımımızın oyun tarzından, bütün arkadaşlarımızın çalışma isteğinden, arzusundan inanılmaz derecede mutlu olduğumu ifade edebilirim. Bütün arkadaşlarımız, bütün oyuncularımız kazanmak istiyorlar. Bütün hepsi iyi performans göstermek ve iyi oyunlar, iyi maçlar çıkarmak istiyorlar. Böyle şeyler antrenmanda başlar. Eğer antrenmanda kafa olarak kazanmak ister ve antrenmanı kazanmak için yaparsanız maçlara da yine aynı şekilde çıkarsınız. Ben de hep bunu değerlendirmiş, bu şekilde görmüş bir insanım. Eren Elmalı çok iyi, çok nazik, çok kibar biri. Hep gülümseyen bir insan ve oyuncu olarak da iki haftada görebildiğim tabii ki çok yüksek bir kalitesi var. Her sezon 30’dan fazla maça çıkması, Trabzonspor’da olması, Trabzonspor’da başarılı performans göstermesi tabii ki tesadüf değil. Bu durum onun kaliteli bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Bizim için konuşulacak yer her zaman saha içerisidir. Her hafta yapacağımız mücadele, üç ya da dört gün içerisinde göstereceğimiz performans ve oynayacağımız maçlar bizim için konuşma alanlarıdır aslında. Ben de en iyi şekilde en iyi performansımı sahada verip en iyi konuşmamı sahada yapabilmek istiyorum" diyerek sözlerini tamamladı.



Borna Barisic: "Goller ve asistler ile takıma katkı yapmak istiyorum"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Berberi öldürüp beşikte saklanırken yakalanmıştı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı Kocaeli’nin Derince ilçesinde berberi tabanca ile 5 kez sırtından ateş ederek öldüren ve arkadaşının evinde beşikte saklanırken yakalanan sanık, son kez hakim karşısına çıktı. Savunmasında "Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım" diyen sanık, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sırrıpaşa Mahallesi’nde 5 Nisan 2023’te meydana gelen olayda, berber Rüstem Duman (45), aralarında tartışma çıkan Levent Ç. tarafından tabanca ile ateş edilerek öldürülmüş, cinayetin ardından Levent Ç., arkadaşı Fatih G’nin evine giderek beşikte saklanmıştı. Polis ekipleri tarafından beşiğin içinde yakalanan Levent Ç. ile saklanmasına yardım eden Fatih G. gözaltına alınmıştı. Levent Ç. tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, Fatih G. ise serbest bırakılmıştı. "Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım" Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Salonda tutuklu sanık Levent Ç., taraf avukatları ve Rüstem Duman’ın yakınları hazır bulundu, tutuksuz sanık Fatih G. ise duruşmaya katılmadı. Söz hakkı verilen sanık, önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyleyerek, "Mübarek Ramazan ayında başımıza böyle bir şey gelmesi çok üzücü. Rüstem Duman nasıl bir madde etkisinde ise beni takıntı haline getirmişti. Olay günü ekmek almaya gitmiştim, dönüşte böyle bir olay yaşandı. Maktulün bana ağzına alınmayacak küfürler etmesi, kesici alet araması beni çok tedirgin etmişti. Canımın derdine düştüm. Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım. Benim de hayatım mahvoldu. Ben de ailemi içeri girerek kaybettim. Pişmanım. Korkutmak amacıyla yere ateş etmiştim" dedi. Müebbet hapis Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Levent Ç.’yi Rüstem Duman’ı "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına, ruhsatsız silah bulundurma suçundan ise 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Tutuksuz sanık Fatih G.’ye ise "suçluyu kayırma" suçundan 1 yıl hapis cezası verildi.
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam ediliyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Renginar Molla tutuklu sanık hemşire Hasan Basri Gök’ün kendisinden bebeklerin basamak değerini değiştirmesini istediğini söyledi. Sanık Molla savunmasında “Bana denetimle ilgili dikkat edilmesi gereken şeylerin bilgisini verdi sanık Basri. Hasan Basri benim basamakları değiştirmemi istedi. Bunu da ona Fırat Sarı’nın söylediğini düşündüm. Basamak çekmek anladığım bir şey değildi. Denetime geldiklerinde bana sürekli epikrizler soruldu. Benim takip ettiğim hastaların epikrizleri yazılmamıştı. Bunları Hasan Basri’nin yazması gerekiyordu” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuksuz sanık Renginar Molla savunma yaptı. "Bana ne dendiyse, görevim neyi gerektiriyorsa onu yaptım" Savunmasında Hırvatistan doğumlu olduğunu söyleyen Molla, "Farklı hastanelerde çalıştım. En uzun Silivri Kolan Hastanesi’nde çalıştım. Fırat Sarı yoğun bakım sorumlusuydu Hasan Basri Gök asistanıydı. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Bana ne dendiyse, görevim neyi gerektiriyorsa onu yaptım. Hasta odaklı çalışmaya devam ettim. Evrak işleriyle Hasan Basri Gök ve Fırat Sarı ilgileniyordu. Benden epikriz ve basamak işleri istenmiyordu. Bebeklerle ilgili bir sıkıntı olduğunda Fırat Sarı’yı arıyordum, ona ulaşamazsam Hasan Basri Gök’ü arıyordum. Gök, ona söylediklerimi Sarı’ya ileteceğini söylüyordu. Gıyasettin Mert Özdemir’i erişkin yoğun bakımından tanıyorum" diye konuştu. "Hasan Basri benim basamakları değiştirmemi istedi” Mahkeme başkanı, tape kayıtlarında sanıl Hasan Basri ile aralarında geçen denetim konuşmalarını sordu. Sanık Molla, "Bana denetimle ilgili dikkat edilmesi gereken şeylerin bilgisini verdi Basri. Hasan Basri benim basamakları değiştirmemi istedi. Bunu da ona Fırat Sarı’nın söylediğini düşündüm. Basamak çekmek anladığım bir şey değildi. Denetime geldiklerinde bana sürekli epikrizler soruldu. Benim takip ettiğim hastaların epikrizleri yazılmamıştı. Bunları Hasan Basri’nin yazması gerekiyordu. Hasan Basri Gök’ün hemşire olarak çalıştığından yönetimin haberi vardı. Fırat Sarı gelmeden önce epikrizleri doktorum yazıyordu. Daha sonra Fırat Sarı yazmaya başladı" ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı sanık Renginar Molla’ya tape kayıtlarında yer alan Hasan Basri Gök’ün "Epikrizleri düzenliyorum, normale çekiyorum" konuşmasını sordu. Sanık Molla, "Başka bir hastanede yaptığı işlemleri bana anlatıyordu" diye yanıtladı. Mahkeme başkanı, "Basamakların değiştirilmesiyle ilgili hiç sorgulamadın mı neden değiştiriyor diye?" sordu. Sanık cevabında, "Hayır sorgulamıyordum çünkü basamak yazmak benim görevim değildi" diye yanıtladı. Mahkeme başkanı, "Hepimiz Türkçe biliyoruz, konuşuyoruz. Senin Türkçen zayıf olabilir ama anlamadığın şeylere neden onay verdin. Neden Hasan Basri’ye, ’sen asistansın neden doktorun yapması gereken şeyleri yapıyorsun demedin’ dedi. Sanık, "Ben elimden geleni yaptım" diye cevapladı. Cumhuriyet savcısı ise "Neden yenidoğan yoğun bakımı doldurma peşindesin ve sürekli hasta gönderilmesini istiyorsun hastaneye" diye sordu. Sanık Molla, "Benim hasta doldurma derdim hiçbir zaman olmadı, böyle bir yetkim de yok. Bebek yatması gerekirken yatmıyordu bundan bahsetmiş olabilirim, başka bir niyetim yoktu" diye cevapladı. "Bu örgütün ismini de gözaltı sürecinde öğrendim" Savunma yapan tutuksuz sanık Mustafa Kazan, "Gözaltı süreçleri olurken ben Kızılay’da çalışıyordum. Bu süreçte psikolojim bozulduğu için görevi bıraktım. Bağcılar Şafak Hastanesi’nde idari personeldim. Personellerin kılık kıyafet ve hastanenin bakımlarıyla ilgilendim. Hastanenin yoğun bakımlarında ve muhasebesinde yetki sahibi değildim. Üzerime atılı suclamaları kabul etmiyorum. Böyle bir örgütün varlığını kabul etmiyorum. Bu örgütün ismini de gözaltı sürecinde öğrendim. Bahsi geçen örgütle bir para alışverişim yoktur, bu banka hareketlerinden görülebilir. Buradaki isimlerle bir araya hiç gelmedim. Ne para aldım, ne para verdim. Sadece iki kez Gıyasettin Mert Özdemir’le konuştum" ifadelerini kullandı. "Mert Özdemir’e bebek sevki istememi hastane yönetimi talep etti" Savunmasına devam eden sanık Kazan, "Bağcılar Şafak Hastanesi’nde çalıştım en son, kendi isteğimle ayrıldım. Kimya bölümü mezunuyum. 10 bin TL karşılığında Mert Özdemir’e bebek sevki istememi hastane yönetimi talep etti" diye konuştu. Mahkeme başkanı sanığa, "Tapelerde, ’bebek başı ücretler, bebek başı bin lira 30 bebek getirdin 30 bin’ diyorsun Gıyaseddin Mert Özdemir’e bu ne demek?" diye sordu. Sanık, "Hastane yönetiminin Özdemir için dediğini aktardım. Mer’te kabul etmedi zaten" diye konuştu. Duruşma, diğer tutuksuz sanıkların savunmaları ile devam ediyor.
Kayseri Mürüvvet-Saadettin Türkkan ASM’de sona gelindi Öncü sağlık hizmetleriyle gündemden düşmeyen Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu; Selçuklu Mahallesi’nde hayırsever iş birliği ile hayata geçirecekleri “Melikgazi Belediyesi Mürüvvet-Saadettin Türkkan Aile Sağlığı Merkezi”nin yapım çalışmalarında sona gelindiğini duyurdu. Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bölgeye sağlık hizmeti sağlamak için harekete geçen Başkan Palancıoğlu, vatandaşlar tarafından merakla beklenen aile sağlığı merkezinin kısa zaman içerisinde tamamlanarak açılışının yapılacağını belirtti. Vatandaşların kendi mahallelerinde sağlık hizmeti almalarını sağlamak için rekor sayıda aile sağlığı merkezini Melikgazi’ye kazandıran Başkan Palancıoğlu, yeni projelerin tamamlanmasından dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek şunları ifade etti; "Melikgazi’mizde hemşehrilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik projeleri hayata geçiyoruz. Hizmet aşkı, belediyecilik sanatıyla vatandaşlarımızın yüzünde tebessüm olmak için gayretle çalışıyoruz. Eğitim alanında, sağlık alanında, sosyal-kültürel alanlarda ve birçok alanda birbirinden değerli yatırımları ilçemizle buluşturuyoruz. Bu kapsamda vatandaşlarımızın kendi mahallelerinde sağlık hizmeti almalarını sağlamak için butik tarzda aile sağlığı merkezleri yapıyoruz. Böylece vatandaşlarımız, ulaşım sıkıntısı olmadan, kendi aile hekiminden kolaylıkla sağlık hizmeti alabiliyorlar. Farklı mahallelere kazandırmayı amaçladığımız aile sağlığı merkezlerimizin sayısı 15’i geçti. Selçuklu Mahallemizde Melikgazi Belediyemiz ve hayırsever iş birliği ile hayata geçireceğimiz Melikgazi Belediyesi Mürüvvet-Saadettin Türkkan Aile Sağlığı Merkezi’nin yapımında sona geldik. Zemin ve 1 kattan oluşan aile sağlığı merkezimiz 5 hekim kapasiteye sahip olup içerisinde muayenehaneler, tıbbi müdahale odası, aşı odası ve bebek izleme, gebe takip odası, laboratuvarlar yer alıyor. İnşallah kısa zaman içerisinde açılışını hep birlikte yapacağız. Melikgazi’ye değer, diyoruz; yılmadan yorulmadan projelerimizi hayata geçiyoruz. Melikgazi’mize ve Kayseri’mize şimdiden hayırlı, uğurlu olsun. Vatandaşlarımız için önemli projelere imzamızı atmaya devam edeceğiz"
Van Van’da işten çıkarılanlar soğuk havada eylem yapıyor Van’da belediyelerden işten çıkarılan işçilerin hak arayışı, soğuk kış şartlarına rağmen 7 aydır kesintisiz devam ediyor. 1 Mayıs İşçi Bayramı gecesi İpekyolu Belediyesi tarafından çok sayıda işçiye SMS gönderilerek iş akitlerinin sonlandırılmıştı. Bunun ardından HAK-İŞ Van Şubesi öncülüğünde başlayan eylemler, zamanla Edremit, Tuşba ve Gevaş belediyelerinde işlerine son verilen işçilerin de katılımıyla büyüdü. Şu ana kadar bu belediyelerden yaklaşık 800 işçinin işine son verildi. Özellikle DEM Parti’li İpekyolu Belediyesi önünde toplanan işçiler, dondurucu soğukta eylemlerini sürdürüyor. Kar yağışı ve sıfırın altında 6 dereceye varan hava sıcaklıklarına rağmen işçiler, haklarını savunmak için mücadelelerine devam ediyor. İşlerine geri dönmek isteyen işçiler, bu zorlu şartlarda bile eylemlerini kararlılıkla sürdürüyor. “Bunca insanı ekmeksiz bıraktılar” İHA muhabirine konuşan HAK-İŞ Van Şube Başkanı Fatih Akdeniz, işçi kıyımının 7 ayı aştığını hatırlattı. Bu süreye kadar işçilerin işlerine geri dönmesi için mücadele ettiklerini ifade eden Akdeniz, “Doğu’nun en doğusu olan Van’da bu zulmü yapanlar izlesinler. Bu kadar insanı ekmeksiz bıraktılar. Sadece Büyükşehir ve İpekyolu Belediyesinde şu ana kadar 360 işçinin işine son verildi. İşçi sayısının fazla olduğunu ve bütçenin yetersiz olduğunu söyleyen belediyeler, şu ana kadar 700’e yakın işçi aldılar. Ancak bu şu an görülmüyor. O işçileri de alsınlar buna itirazımız yok ama önce bu işten çıkardıkları, mağdur ettikleri işçileri alsınlar. Biz bunu görüyor ve biliyoruz ancak bunları hem görüp hem bilenler susuyor” dedi.
Sivas Masum görünen tehlike: Kar yemek ve kar suyu tüketmek tehlike saçıyor Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğçe Uçar, çocukların bağışıklık sisteminin hassas olduğunu vurgulayarak, kar yemenin çeşitli enfeksiyonlara ve sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Karla oynamak çocuklar için keyifli bir aktivite olsa da, uzmanlar kar tüketiminin ciddi sağlık riskleri taşıdığı konusunda ebeveynleri uyardı. Sivas Medicana Hastanesinde görevli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğçe Uçar, karla oynamak kadar karı yemenin de birçok tehlikesinin olduğunu söyleyerek, "Karın üzerinde biriken bu kirleticiler, ağır metaller, kimyasal maddeler ve diğer zararlı bileşikler, çocuklar için ciddi sağlık tehlikeleri oluşturabilir" dedi. "Kar göründüğü gibi değil" Karın göründüğü kadar temiz olmadığını söyleyen Dr. Uçar, “Karla oynamak çocuklar için eğlenceli bir aktivite olsa da tüketilmesi kesinlikle tavsiye edilmez. Kar, görünüşte temiz ve doğal bir madde gibi dursa da çeşitli sağlık riskleri taşıyabilir. Amerikan Pediatri Akademisi, çocukların kar yememesi gerektiğini açıkça belirtmektedir. Çocukların bağışıklık sistemi yetişkinlere kıyasla daha hassas olduğundan bu tür riskler onlar üzerinde daha ciddi etkiler oluşturabilir” dedi. "Kar yemek zehirlenmeye yol açabilir" Dr. Uçar, kar yemenin zehirlenmelere veya solunum yolu hastalıklarına neden olabileceğine değinerek, “Kar, özellikle şehirlerdeki sanayi atıkları ve egzoz gazları gibi çevresel kirleticilerle temas edebilir. Karın üzerinde biriken bu kirleticiler, ağır metaller, kimyasal maddeler ve diğer zararlı bileşikler, çocuklar için ciddi sağlık tehlikeleri oluşturabilir. Karın bu tür kirleticilerle kontamine olması ve bu kirleticilerin sindirim sistemi yoluyla vücuda girmesi mide-bağırsak enfeksiyonlarına, zehirlenmelere veya solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. Kar, yalnızca çevresel kirleticiler barındırmakla kalmaz, aynı zamanda mikroorganizmalar için bir taşıyıcı görevi görebilir. Özellikle kirli bölgelerde, karın üzerinde hayvan dışkısı, çeşitli bakteriler veya virüsler bulunabilir. Bu tür patojenler, çocuklarda kar tüketimi sonrası mide bulantısı, kusma, ishal şikayetlerine veya daha ciddi enfeksiyonlara yol açabilir” şeklinde konuştu. "Temiz olduğu düşünülen alanlarda dahi kar yenilmemeli" Uçar, yapılan çalışmalarda atmosferde solunabilen birçok mikroplastiğin bulunduğunu belirterek, “Eğer kar çok temiz bir alanda oluşmuşsa bile yine de kar yemenin sindirim sistemine zarar verebileceğini unutmamak gerekir. Ayrıca karın soğuk yapısı, vücutta ani bir soğuma etkisi oluşturarak sindirim sisteminde rahatsızlıklara yol açabilir. Soğuk yiyecek ve içeceklerin mideyi rahatsız ettiği ve sindirim problemlerine neden olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra, soğuk kar yutulması, vücut sıcaklığını aniden düşürebilir ve bu da hipotermi gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Çocuklar soğukla daha fazla etkileşime girdiklerinde, bu tür riskler daha da artmaktadır” diye konuştu. "Karla oynadıktan sonra da eller yıkanmalı" Çocukların karla oynadıktan sonra ellerini yıkaması gerektiğini ifade eden Uçar, “Çocukların güvenli ve keyifli bir şekilde karla oynamaları için ebeveynlerin dikkatli olması gerekir. Karın kirli olabileceği ve zararlı mikroplar taşıyabileceği çocuklara uygun bir şekilde anlatılmalıdır. Ebeveynler, çocukların kar yememesi için onları gözlemlemeli ve bu davranışı engellemeye çalışmalıdır. Ayrıca, karla oynadıktan sonra ellerin iyice yıkanmasının önemini çocuklara öğretmek, muhtemel sağlık risklerini en aza indirmeye yardımcı olacaktır” ifadelerine yer verdi.