POLİTİKA - 22 Nisan 2024 Pazartesi 20:35

Başkan Genç borç konusuna açıklık getirdi: "Algıya müsaade etmeyeceğim"

A
A
A
Başkan Genç borç konusuna açıklık getirdi: "Algıya müsaade etmeyeceğim"

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Ortahisar Belediyesi Meclisi’nde gündeme gelen borç konusuyla ilgili açıklamalarda bulunarak, algıya müsaade etmeyeceğini söyledi.


Trabzon kamuoyunu meşgul eden borç konusu ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Genç, “Geçtiğimiz hafta Ortahisar Belediye Meclisimizde gündeme gelen Ortahisar’ın borçlarıyla ilgili olarak Trabzon kamuoyunu bilgilendirmek istiyorum. Ortahisar Belediyemizin devrettiği piyasa borçları, yapım ödemeleri, kamulaştırma ödemeleri, vergi borcu ve Toplu Konut İdaremizden binamızı aldığımız borcumuzdan vadesi gelmiş olan borçlarımızın tamamıyla birlikte toplam borcumuz 31 Mart 2024 tarihi itibarıyla 432 milyon 887 bin 667 liradır. Bağlı şirketimiz Orbel’in vergi, sigorta borcu dışında başka bir borcu yok. Ne Orbel’in, ne Orkent’in. Aynı döneme ilişkin vadesi gelmiş, tahakkuk etmiş, vadesi geçmiş alacağımız 100 milyon 337 bin 675 TL’dir. Vadesi gelmiş ve tahakkuk etmiş yine 2023 yılının vergi alacakları toplamı 114 milyon 486 bin 994 TL’dir. Dolayısıyla 31 Mart itibariyle Ortahisar Belediyesi’nin 432 milyon 887 bin 667 TL toplam borcu vardır. Devredilen toplam borcu 417 milyon 471 bin 597 TL. Hem vadesi gelmiş hem de tahakkuk etmiş alacağı bulunmaktadır. Yine İlbank’tan Ortahisar Belediyemize kazandırmak adına güneş enerji sistemi nedeniyle aldığımız 50 milyon 681 bin kredisi var. Yine yapılandırmış olduğumuz vergi borcumuz ve akvaryumumuzu yapmak için kullandığımız krediden kalan borcumuz, TOKİ’nin vadesi gelmemiş olan borçları da dahil olmak üzere Ortahisar Belediyemizin 163 milyon 871 bin 624 TL de vadesi gelmemiş borcu mevcuttur. Vadesi gelmiş ve vadesi gelmemiş olan borçlarımızı topladığımızda Ortahisar Belediyemizin topyekün borcu 596 milyon 759 bin 292 TL’dir. Vadesi gelmiş veya gelmemiş alacaklarımız ve nakte geçirecek olan hazır taşınmazlarımız var. Ortahisar Belediyesi olarak kimin seçileceğine bakılmaksızın bu belediyenin kurumsal olarak ekonomik yapısını sürdürebilirliği noktasında da kendimiz bir hazırlık ve bir projeksiyon ortaya koymuştuk” dedi.



"Algıya müsaade etmeyeceğim"


Toplumda algı oluşturulmaya çalışılarak popülist davranıldığını dile getiren Başkan Genç, “Güneş enerjisinin kredisini 50 milyon TL olarak hesaba koyuyoruz ama güneş enerjisinin bu dönem içerisinde Ortahisar Belediyesi’ne 200 milyon TL civarında bir gelir getireceğini hesaba koymuyoruz. Bu şekilde değerlendirmemiz lazım. Yani bir varlığı sadece borçlarını böyle ortaya koyup değerlendiremezsiniz. Bu belediye nasıl kurulmuş? Mesela şu anda Ortahisar Belediyesi’nin İlbank kredileri, devam eden kredilerle beraber şu anda devrettiğimiz sadece belediye binasının yapım maliyeti 700 milyon TL’dir. Arsasıyla beraber 1 milyara yakındır. Bu belediye kuruldu, kurumsallaştı. Şu anda Ortahisar Belediyesi bütün altyapı hizmetlerini ifa edebilecek asfalt şantiyesi, beton santrali konkasör şantiyesiyle beraber mütekamil bir durumdadır. Ve bütün hizmet ünitelerini eş zamanlı yürütebilecek temizlik hizmetleri dahil olmak üzere fen işleri, destek hizmetlerini yürütebilecek durumdadır. Bu imkan ve kapasiteye sahiptir. Bunun yanı sıra sadece Akvaryum’un sadece yatırım maliyeti 116 milyon TL’dir. Ama döviz olarak yapımı olduğu için bugün güncellendiği zaman 227 milyon TL’dir. Dolayısıyla bu değerleri de ortaya koymamız lazım. Yani popülist davranabiliriz. Siyasette yapabiliriz. O başka bir şey ama ben şahsıma, ’Ya başkanım şu Ortahisar Belediyesi’ni kurdunuz, bu kadar süre yönettiniz. Borcu, alacağı, geleceğe dair projeksiyonunuz neydi?’ diye sorulmasını isterdim. 225 milyonluk TL’lik hazır ürettiğimiz gayrimenkul var. Yani bütün bunlarla beraber bu değerlendirmeyi yapmanızı istiyorum. Ortahisar Belediyesi’nin vadesi gelmiş ve vadesi gelmemiş borçlar toplamı 596 milyon 759 bin 292 TL’dir. Asla 800 milyon değildir. Vadesi gelmemiş borçlara, faizler güncelleme yaparak bir yerlere ulaşmayı çok şık ve etik bulmuyorum. 596 milyon TL vadesi gelmiş ve vadesi geçmiş, gelecek olan dışında bir şey varsa bunu ben kabul ediyorum. Vadesi gelmemiş borçların güncellemeyle beraber, ’TOKİ’nin şu kadar faizleyle beraber Ortahisar Belediyesi’ni bu kadar borç yüküyle bıraktık’ gibi toplumda oluşturduğunuz algıya müsaade etmeyeceğim" diye konuştu.



Başkan Genç borç konusuna açıklık getirdi: "Algıya müsaade etmeyeceğim"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Oyuncu-yazar Nilüfer Açıkalın, Osmangazili edebiyatseverlerle buluştu Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen ‘1 Kitap 1 Yazar’ buluşmalarının son konuğu oyuncu-yazar Nilüfer Açıkalın oldu. Osmangazili kitapseverler ile güzel bir söyleşiye imza atan Açıkalın, etkinlik sonunda ‘Beklediğim Odalarda’ adlı kitabı için imza günü düzenledi. Hasan Ali Yücel Dünya Klasikleri Kütüphanesi’nde gerçekleşen programda oyuncu-yazar Nilüfer Açıkalın, katılımcılara geçtiğimiz günlerde yayımlanan ‘Beklediğim Odalarda’ adlı kitabından bahsetti. Bugüne kadar sanatın birçok dalında yer aldığını söyleyen Açıkalın, yazarlığında tüm bunlardan beslenerek, ‘Bıçak Sırtı’, ‘Yıkık Aşklar Diyarı’, ‘Yoldan Çıkmış Öyküler’, ‘Hüzün Süpüren’ ve ‘Karanlıkta Çok Güzelim’ gibi kitapları hayata geçirdiğini belirtti. Edebiyat hayatının 25’nci yılında yeni bir öykü kitabı olan Beklediğim Odalarda’yı kaleme aldığını dile getiren Açıkalın, “Öncelikle, Osmangazi Belediyesi’nin kültür hazinelerinden İsmail Hakkı Tonguç Bağış ve Şiir Kütüphanesi’nin açılışında bulunmaktan büyük keyif aldım. Beklediğim Odalarda, benim 13’ncü öykü kitabım ve ilk şehir dışı söyleşimi burada gerçekleştiriyor olmak benim için çok kıymetli. Kitabın yolculuğunu çok keyifli bir şekilde izledim. Beklediğim Odalarda kitabımda, kendi yaşamımdan da hikayeler var. Bu kitapta düşmenin de güzel olabileceğine, başka bir anne-babalığa, merhamete, ağlamaya ve beklemenin tahammül kıran duraklarına uğruyoruz. Böylesine güzel bir organizasyonda okuyucularla beni buluşturan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a teşekkür ediyorum” dedi. Program sonunda ödüllü oyuncu ve yazar Nilüfer Açıkalın, kitaplarını Osmangazili edebiyatseverler için imzaladı. Programa katılan Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, yazar Açıkalın’a teşekkür çiçeği takdim etti.
Sakarya Bu seminerde, akran zorbalığı ve dijital bağımlılık tehlikesi anlatıldı Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Akyazı, Geyve, Sapanca ve Karasu SGM’de düzenlenen seminerlerde ailelere akran zorbalığı ve dijital bağımlılık tehlikesini anlattı. Aile danışmanı Tuğba Ayşe Aksoy, “Çocukların teknolojiye erişimi kolaylaştıkça bağımlılık ve akran zorbalığı artıyor” dedi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından ailelere yönelik gerçekleştirilen eğitimlere her gün bir yenisini daha ekliyor. Büyükşehir, Akyazı, Geyve, Sapanca ve Karasu SGM’lerde ailelere yönelik “Akran Zorbalığı ve Dijital Bağımlılık” söyleşisi gerçekleştirdi. Bu seminerler, özellikle dijital bağımlılık ve akran zorbalığı sorunlarının artış gösterdiği son dönemde ailelere kritik bir uyarı niteliği taşıdı. Aile danışmanı Tuğba Ayşe Aksoy, dijital dünyada çocukların karşısına çıkabilecek sorunları, hayatları boyunca iz bırakabilecek travmaları anlattı ve akran zorbalığının oluşum süreçlerini anlatarak onlara doğru ortamın sunulması gerektiğini vurguladı. Aksoy, ayrıca ailelere bu yönde önemli tavsiyeler vererek çocuk yetiştirilmesi konusunda sergilenen birçok yanlışın düzeltilmesine vesile oldu. “Teknolojiye bağımlı çocuklar gerçek dünyadan kopabilir” Çocukların sosyal aktivitelere yönlendirilmesi gerektiğini belirten Ayşe Aksoy, “Çocuklar özellikle oyunlar, sosyal medya, video içerikleri gibi platformlara bağımlı hale gelebilir. Bu bağımlılık çocukların sosyal ilişkilerini, fiziksel sağlıklarını, zihinsel gelişimlerini ve akademik başarılarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, teknolojiye bağımlı çocuklar gerçek dünyadan kopabilir, uyku düzenlerinde bozulmalar yaşayabilir ve odaklanma problemleri geliştirebilirler” dedi. “Teknoloji bağımlılığı ve akran zorbalığı gibi sorunlar da artmaktadır” Ailelere teknolojik cihaz kullanımıyla ilgili çağrı yapan Aksoy, “Dijital bağımlılığı önlemek için ebeveynlerin çocuklara cihaz kullanımı konusunda sınır koymaları, onları sosyal ve fiziksel aktivitelere yönlendirmeleri, örnek davranışlar sergilemeleri ve dijital ortamda geçirdikleri zamanı dikkatle takip etmeleri önerilir. Günümüzde çocukların teknolojik cihazlara erişimi kolaylaştıkça, teknoloji bağımlılığı ve akran zorbalığı gibi sorunlar da artmaktadır. Bu akran zorbalığı çocuklarda özgüven kaybına, stres, kaygı ve depresyona yol açabilir” diye konuştu.
Bartın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Türkiye’nin hak etmediği bu kara propagandaya karşı uyanık olmamız lazım" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’da gerçekleşen Ak Parti Merkez İlçe 8. Olağan Kongresinde yaptığı konuşmada, Türk yargı ve adaletine yönelik saldırıların düzenlendiğini belirterek, "Türkiye’nin hak etmediği bu kara propagandaya karşı uyanık olmamız lazım" dedi. Ak Parti Bartın Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi bartın Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Divan heyetinin seçilmesiyle başlayan kongre, istiklal marşı okunmasının ardından konuşan Merkez İlçe Başkanı Muhammet Kızılayoğlu, "Bu bir bayrak yarışı. Bir süre önce atamayla ilçe başkanım, inşallah tek liste ile gidilen bu seçimde mazbatamı alarak, bayrağı en üste taşımaya devam edeceğiz" diye konuştu. Gelir gider raporları okunduğu ve mevcut yönetimin ibra edildiği kongrede konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ak Parti iktidarlarının 22 yıldır tesis etmeye çalıştığı yargı ve adelet sisteminin kasıtlı olarak saldırıya uğradığını belirterek, "Ülkemizin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması için çok çalıştık. Reformlar yaptık. Ak Parti reformcu parti. AK Parti bir yandan adaleti savunup, diğer yana kalkınmayı savunur. ‘İkisi birden’ olacak diyoruz. Bunun için yola çıktık. e dolayısıyla güvenilir bir adalet sistemi. Hukukun üstünlüğünden esas alan, gecikmeye ve öngörülebilir adaletsizlikten noktasında çok mesafeler aldık. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında eğer biz hukukun üstünlüğünü esas alan bir yargı sistemi tesis etmeseydik, o geçmişte 367 krizlerini çıkaran yargı sistemi, o geçmişte 12 Eylül’lerde darbecilerin yanında duran yargı sistemi, 28 Şubat’larda darbeciler karşısında cübbeleri yerlere seren, onların karşısında hazır olda duran bir yargı sistemi, 27 Mayıs’ta Adnan Menderesleri, bakanları, idama mahkum eden bir yargı sistemi, eğer ülkemizde hakim olsaydı, 15 Temmuz’da bu millet darbecilere karşı olabilmesi mümkün olabilir miydi? İşte milletimizle, beraber o gece evlerinde oturmayan, adliyelere koşan, o vatan hainlerine karşı yakalama kararları çıkaran, gözaltı kararları çıkaran ve onların yargı önünde hesap vermelerini sağlayan bir yargı sistemimiz var. Bugün hazmedilemeyen de bu. Her gün adalete yönelik, her gün hukuka yönelik, her gün yargıya yönelik saldırıların sebebi bu. Vesayetçi anlayışı özleyenler, Yassı ada yargısını özleyenler, geçmişte yargıyı kendilerine arka bahçe yapanlar, bugün yargı milletin yargısı olduğu için hazmedemiyorlar ve sürekli saldırmaya çalışıyorlar. Biz o saldırılara kesinlikle müsaade etmeyiz. Türkiye’nin hukuk güvenliği endeksinde, ta aşağı sıralarda olduğunu söylemek de, saçmalık. Bunu devamlı tekrar ediyorlar. Amerika Birleşik Devletlerinde eski ABD Barolar Birliği Başkanı’nın kurduğu bir dernek ve bu derneğin yaptığı bir liste. Bilimsel kriterleren uzak, Türkiye gerçekleri ile hiç uyuşmayan, Türkiye’de birkaç muhalif isimden görüş olarak oluşturulan ve bağışlarla ayakta duran, bağış yapanın en ön sıralarda yer aldığı, başta birinci bağışçı Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, ikinci, üçüncü, dördüncü bağışçının ön sıralarda yer aldığı, hukuka güven endeksinde Türkiye’yi son sıralarda göstermeye çalışıyorlar. Kim yani bunlar? Basın Özgürlüğü Endeksinde Türkiye’yi, daha şu bir yılda 170 gazeteciyi şehit eden, öldüren İsrail’i, Türkiye’nin önünde gösteriyorlar. Böyle bir endekse güvenilir mi? Bunlar tamamen kara propaganda. Ülkemiz için yapılan bir kara propaganda. Ve bu para propaganda bu güvenilmeyen, saçma sapan endekslerin sözcülüğünü de maalesef muhalefet partileri burada yapmanın gayreti içerisinde. Yargımızın karalanmasına kesinlikle müsaade etmeyiz. Yirmi beş bin hakim ve savcımız gece gündüz büyük bir gayret içerisinde milletimizin yargı hizmetlerinden en adil bir şekilde yararlanması için çalışmak istiyorum. İçerisinde elbette ki hatalı kararlar veren olabilir. Ama onun düzeltme mekanizması, istinapı, temyizi, itirazı mümkün. Ve kendi içerisinde bunlar gerçekleştirilir. Türkiye’nin hak etmediği bu kara propagandaya karşı uyanık olmamız lazım. Ve ülkemizde hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen, ve öngörülebilir bir adalet konusunda aldığımız mesafeyi daha ileri taşıyacak, önümüzdeki günlerde yargı reformu strateji belgemizi de Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak ve özellikle toplumu huzursuz eden, suç ve suçluyla mücadelede kararlılığı ortaya koyan yeni düzenlemeleri de inşallah hayata geçireceğiz. Geçtiğimiz 22 yıl boyunca özellikle reform süreci kapsamında kanunlarımızın hemen hemen tamamını değiştirdik, yeniledik. Vatandaşlarımızın ihtiyacına uygun hale getirmenin gayreti içerisinde olduk ve anayasamızda da çok önemli reformlar yaptık. Hak arama yollarını genişlettik. Kadın hakları, çocuk hakları, çocukların korunması ve engelli yaşlı hakları bunları sadece anayasa değişiklikleriyle yaptığımız bu reformları biz aynı zamanda hayata da geçirdik, icraata da dönüştürdük. Temel hak ve özgürlükleri daha da güçlendirdik. Daha da tahkim ettik. Hukuk devletinin seçimini güçlendirdik" dedi. Anayasa çalışmaları hakkında da bilgi veren Bakan Tunç, "Bir daha bu ülkede darbeler olmasın, bu ülkede vesayetçi anlayış, milletin önünü bir daha kesmesin diye anayasamızda önemli yapısal reformlar yaptık. Hakimler, Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Yüksek Askeri Şura, Milli Güvenlik Kurulu tüm bunların yapısını demokratik ilkelere uygun hale getirdik. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı. Kaldırdık, sizin onayınızla. Milletimizi desteğiyle. Sıkı yönetim gerektiğinde ilan edilebilir diye bir madde vardı, Anayasamızda. Bunların hepsini milletimizin evet oylarıyla değiştik. İç Hizmet Kanunu 35., hep konuşulurdu. Darbelere gerekçe gösterilirdi. Bunların hepsi değişti. Anayasamızdaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için çok çalıştık. Milletimiz buna destek verdi ve şimdi hedefimiz yeni bir anayasa. Demokratik, sivil, katılımcı bunca değişikliğe rağmen hala maddeleri arasında o vesayetçi ruhu taşıyan, bir takım çelişkilere ve tartışmalara yol açan tüm maddelerindeki çelişkileri, ortadan kaldıracak, yektesaplığı sağlayacak, vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıracak, milletimizin temsilcileri tarafından yapılan, milletvekillerimiz tarafından yapılıp milletimize onaylatılan bir toplum sözleşmesini inşallah hayata geçirmek nasip olur. Türkiye yüz yılına bu yakışır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başladığını bu anlamlı günlerde inşallah mecliste bir uzlaşma sağlanır ve Türkiye yüzyılına aşlarken ülkemiz demokratik bir anayasayla inşallah yoluna devam eder. Bu yönde mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu. Bakan Tunç, ardından Amasra ilçe teşkilatının kongresi katımak üzere ilçeye hareket etti.