GÜNDEM - 27 Temmuz 2024 Cumartesi 09:35

2 kez öldü sanıldı morga konuldu, Trabzon’un geçilemeyen atleti oldu

A
A
A

Trabzon’da 98 yaşındaki ‘Patrona Halil’ lakaplı Halil İbrahim Demirkanlı’nın hayat hikayesi duyanları şaşırtıyor.

Küçük yaşlarda geçirdiği tifo, sıtma, raşitizm hastalıkları nedeniyle yürümekte bile zorlandığı dönemler yaşayan Demirkanlı, 2 kez öldü sanılarak morga konuldu. Tekrar hayata dönen Demirkanlı ise yaşadığı bu zorlu süreçlerin ardından tekrar hayata bağlandı. Okul çıkışlarında başladığı sporu bir an bile bırakmayan Demirkanlı, Trabzon’un geçilemeyen atleti oldu. Hayatının hiçbir döneminde atletizm sporu bırakmayan Demirkanlı, çeşitli illerde yarışmalara katıldı. Onlarca madalya kazanan Demirkanlı, kamu kurumundan emekli olduktan sonra düzenli olarak yüzmeye başladı. Her sabah 98 yaşına rağmen gençlere taş çıkartarak kilometrelerce yüzen Demirkanlı’yı görenler gözlerine inanamıyor.

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde 1929 yılında dünyaya gelen Halil İbrahim Demirkanlı (98), çocukluk yaşlarında geçirdiği tifo, sıtma ve raşitizm gibi hastalıklar nedeniyle zor günler yaşadı. Yaşıtları sokaklarda oyun oynarken, pencereden bakan Demirkanlı hastalığı nedeniyle 2 kez öldü sanılarak morga konuldu. Tekrar hayata dönen Demirkanlı, yürüyemediği için ailesi tarafından bebek gibi taşındı. Hastalığı nedeniyle yaşıtları ile oynamayan Demirkanlı bir süre sonra Trabzon’da görev yapan tek çocuk doktoru tarafından muayene edildi. Yapılan tedavinin ardından sağlığına kavuşan Demirkanlı sonrasında spor ile tanıştı. Okul çıkışlarında ve bulduğu her fırsatta spor yapmaya başlayan Demirkanlı, koşu yarışlarına katıldı. Rakiplerine fark atan Demirkanlı’nın hırsını fark eden antrenörler harekete geçti. Bin 500 metre yarışları ile başladığı atletizmde 10 bin metre yarışlara kadar çıkan Demirkanlı, onlarca madalya kazandı. Trabzon’un adeta geçilemeyen atleti konumuna gelen Demirkanlı, çeşitli illerde girdiği yarışmalarda da dereceler kazandı. Bir dönem İdmangücü takımının lisanslı sporcu olan Demirkanlı, 30 yaşına kadar atletizm yarışlarını bırakmadı. Trabzon’un en tanınmış atleti olarak tarihe geçen Demirkanlı, son olarak Trabzon PTT Merkez Müdürü olduktan sonra düzenlenen ’ ‘Postacı Yürüyüş Şampiyonası’na katıldı. Yaş grubunda Türkiye birincisi olan Demirkanlı bir süre sonra ise atletizmi bıraktı.

Madalyalarını komşularına diş yaptırması için verdi

Kamu kurumundan emekli olduktan sonra birçok şirkette genel koordinatörlük görevi yapan Demirkanlı kendini yüzmeye adadı. 98 yaşına rağmen her sabah erken kalkarak yaz-kış denize giren Demirkanlı’yı görenler gözlerine inanamadı. Sağlığını spora ve düzenli beslenmeye bağlayan Demirkanlı, bir dönem kazandığı madalyaları ise komşularına hediye etti. Komşularının, "Bronz madalyaları bize ver eritip dişlerimize dolgu yaptıralım" teklifini kabul eden Demirkanlı, hayat hikayesini şu şekilde anlattı:

“Sekiz yaşına kadar hastalıklarla uğraştım. Raşitizm, sıtma, tifo. Annem beklerdi ki ölsün diye. Babam yoktu. Annemin karnındayken babam öldü. Komşu, ‘bu uşak mavi gözlü ölmez’ dedi. Bunu ‘bir doktora götür’ dedi. Annem beni peştamale koydu aldı arkasına doktora götürdü. Doktor dedi ‘teyze dedi bunu nasıl tedavi ediyorsun? Annem de dedi ki yoğurdu sulandırıyorum entariyi sokuyordum içerisine. Ondan sonra giydiriyorum ona 2 saat sonra ayılıyor dedi. Fakat iki gün sonra gene bayılıyor diyordu. Doktor bana bir şey vererek sıtmadan kurtarmıştı. Annem beni mektebe verdi düzeldim. Mektebe giderken tifo oldum. Trabzon’da bir tane hastane vardı. Orada tedavi oluyoruz. Bir leğenin ortasına koyuyorlar seni soğuk su ile yıkıyorlar. Öldüğünde morga indiriyorlar. Orada soğukta canlanıyorsun alıyorlar seni yukarıya. 2 defa morga inip çıktım. Öldüm, canlandım. 27 gün hastanede yattım. Sonrasında tekrar düzeldim. Annem beni mektebe verdi ama okula giderken duvarları tuta tuta gidiyordum. İlkokulda okuyordum. Herkes saat 3’ten sonra evine gidiyor, dağılıyor. Ama ben gitmiyorum. Okulun bahçesi uzundu. Orayı dolanıyordum. Yavaş yavaş. 11 yaşında öyle bir hale geldi ki şahane bir vücut yaptım. Bir fotoğrafçı da benim fotoğrafı çekerek dükkanına astı.”

“Kamyonun kasasında yarışmaya gitmiştim”

Ünlü atletlerle yarıştığı bir yarışmada birinci olduktan sonra İdmangücü’nün lisanslı sporcusu olduğunu belirten Demirkanlı, “Bir gün sahaya gittim. Futbol maçı var. Ben de 11 yaşlarında varım. Sahada koşuyorum. Orada 11 tur yaptım. Ortaokulda okullar arası üç kilometrede şampiyon oldum. Ortaokul sonunda ikmale kaldım. Trabzon’un şampiyonluk yarışması vardı. Mahalleden toplanarak oraya gittik ama koşu amaçlı değildi. Girdik oraya arkadaşlar dedi ki ’Ya patron sen de koş’ dedi. Dedim giderim ama beş kilometre koşacağız; Trabzon Şampiyonası diye serbest. Hava sıcaktı. Yarışmada ünlü atletler vardı. O ünlü atletler beraber yarışırken bitime 20-30 metre kala birinci oldum. O yarıştan sonra İdmangücü’nün atleti oldum. Ondan sonra her hafta koşuyordum. Trabzon öyle bir spor şehirdi ki atletizm futbolun önündeydi. Her hafta koşu olurdu. Üç bin metrede, Atatürk koşusu, kır ve bahar koşusu oluyordu hepsinde de birinci geliyordum. Bir defa Atatürk koşusunda 7 bin 500’de iyi koşamadım. Mide bulantısı olmuştu onda ikinci oldum. Şansıma o yarışmadan ikinci kez oldu tekrar çağırdılar ve birinci oldum. Ondan sonra Karadeniz Şampiyonasına gittim. Takım halinde 10 bin metre için gittik. Samsun’da koştuk. Birinci oldum orada. Oradan Türkiye yarışmalarına gittik. Kamyonun kasasında yarışmaya gitmiştim. O yarışmayı bacağıma 2 kez kramp girmesi nedeniyle dördüncü bitirdim. Girdiğim yarışmalarda sadece spor kıyafetleri ve 5 lira yevmiye oluyordu. 14-15 yaşımdan beri 50 yarışmaya girmiştim. O zaman milli takım diye bir şey yoktu. Ama atletizm futbolun önündeydi. 10 kilometrede Trabzon Şampiyonu oldum. Aldığım bir futbol topuydu. Onu da mahallede birisine verdim. Samsun’da koştum. Orada altın kaplama madalya verdiler. Trabzon’da da maraton koştum. Kemal diye birisi vardı. O benim için ’Trabzon’un hiç geçilmeyen atleti, gönüllerin şampiyonu’ derdi. 10 bin metre rekorum 32 dakikaydı” dedi.

“Beni tedavi eden doktorun yürüyecek, koşacak lafı kafamda kaldı”

Hayat hikayesini spora bağlayan Demirkanlı, “Mesela 10 bin metrelik koşacağım, 30 kilometre antrenman yapardım. Benim bu hikayemi spora ve yürümeye bağlıyorum. Ayrıca beni tedavi eden doktorun ’Yürüyecek, koşacak’ lafı kafamda kaldı. Sonra yediğim içtiği her şey doğal. Yayık ayran, tereyağı işte bu tür şeyler yiyorum. Annem iyi bakıyordu. Yüzmeyi hiçbir zaman bırakmadım. Nerede fırsat bulursam denize indim. PTT’de Yomra müdürüyken Yomra ilçesinden Arsin ilçesine kadar yüzüyordum. O ara 8 kilometre var. Denizden korkmuyorum. Denizi kara gibi kullanıyorum. Hala denizdeyim” şeklinde konuştu.

Hayatı hep spor ile geçti

PTT Trabzon Merkez Müdürü olarak emekli olduktan sonra birçok kurumda genel müdürlük yaptığını kaydeden Demirkanlı, “Ben ortaokuldan sonra PTT’ye gittim. PTT’nin imtihanlarını kazandım. PTT’de okudum. Ondan sonra Trabzon’a memur tayin oldum. Orayı bitirdim. Memurdan sonra yedek subaylığımı yaptım. Askerlikten sonra Erzurum’da 20 ay kaldım. Trabzon’a geldim. 2-3 sene devlet memuru olarak çalıştım. Sonra Yomra’ya müdür gittim. O zaman tahsilli adam yoktu. Bizim durumumuz iyiydi. Yomra’da 3 sene kaldım. Kurslara girdim. Rize müdürü oldum. Rize müdürü iken yüksek tahsili işletme fakültesinde devam ediyordum. Ondan sonra 7-8 sene müfettişlik yaptım. Sonra merkez müdürü oldum. 20 sene görev yaptım. Emekli olduktan sonra mahkemelerde 10 sene bilirkişilik yaptım. 5 sene de Trabel’in genel müdürlüğünü yaptım. Ondan sonra şirketler de genel koordinatörlük yaptım. Bu arada da devamlı avcılık yapardım. 75 yaşına kadar dağlarda avcıydım. 80 yaşında her şeyi bıraktım. Eşim 10 sene önce vefat etti. Antrenör bir oğlum var. Onun hanımı beni iyi bakıyor. Oğlumla beraberiz, mutluyuz. Onlarla beraber yaşıyorum. Ama boş günlerime hep yüzüyorum, yürüyorum. Ağırlık idmanları hepsini yapıyor” ifadelerini kullandı.

"Futbolcu olsaydım göklere çıkartılırdım"

Yarışmalarda kazandığı madalyaları komşularına verdiğini belirten Demirkanlı, “Mahallede ihtiyarlar vardı. Benim altın ve bronz madalyalarım vardı. Yanıma gelip ‘ver bana o madalyayı diş yaptırayım’ dediler. Al dedim. Zaten bir işe yaramıyordu. İdmangücü ile Trabzon birleşti. Bir sürü madalya vermiştim. Şimdi gidip baktığımda hiçbirini göremiyorum. Hepsi kayboldu. Bir tek Trabzon’un tarihinde adımı görüyorum. Trabzon’un geçilemeyen atletiydim bir kere bile aramadılar. Ama futbolcu olsaydım göklere çıkartılar” dedi.

“98 yaşında olduğumu söyleyince şaşırıyorlar”

Gençlere tavsiyelerde bulunan Demirkanlı, “Beni görenler korkuyor. 98 yaşında olduğumu söyleyince şaşırıyorlar. Allah’ın verdiği bir şeyi var. Allah beyin verdi. Akşam sabah sigara veya alkol içsem yaşayabilir miyim. Spor yaparsam, düzgün yersem yaşarım. Allah da yardım ediyor. Hani ben şimdi düşünüyorum ki bu kondisyondan 20 sene daha gidiyim. Ama bunu Allah bilir, Allah’ın takdiri. Sabahları kalktığımda yumurta haşlayıp yerim. Boğazımdan esirgemiyorum. Fazla enerji ihtiyacım var. Tatlı ve hamur işlerini sevmem. 60 yaşındayken bile kar, fırtınada denizde yüzüyordum. Gençler spor yapsınlar. Fuzuli işleri bıraksın. Sağlıklı yaşamak istiyorsalar spor yapacaklar. Yemeklerine dikkat etsinler. Sigara içmesinler” diye konuştu.

Ozan Köse - Tolga Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Çorum’da sağanak yağış hayatı olumsuz etkiledi: Yollar dereye döndü, ev ve iş yerlerini su bastı Çorum’da akşam saatlerinde aniden bastıran şiddetli yağmur nedeniyle yollar dereye döndü, araçlar yolda kaldı, ev ve iş yerlerini su bastı. Uzun süre etkili olan kuvvetli yağış nedeniyle birçok cadde ve sokakta su birikintileri oluştu, Sürücüler, yollarda biriken sular nedeniyle zor anlar yaşadı. Osmancık Köprüsü civarında bulunan bölgede su birikintisi iş yerlerine kadar geldi. Çevre esnafı yağmur sularının ev ve iş yerlerine girmemesi için büyük çaba harcadı. Şaban Cirlan isimli esnaf “Her yağmur yağdığında dükkanlarımıza su girmemesi için ellerimizde çek pasla adeta nöbet tutuyor, yağmur sularını kendimiz temizliyoruz. Mazgallar tıkanıyor, sular dükkanlarımıza doluyor. Yetkililer bu bölgeye mutlaka çözüm bulmalılar” şeklinde konuştu. Uzun süren yağış nedeniyle kentte bir çok cadde ve sokak da yükselen sular araçların geçmesine izin vermedi, bir çok araçta yollarda mahsur kaldı. Polis ekipleri sel sularının fazla olduğu bölgelerde tedbir alarak araçları alternatif yollar yönlendirdiler. Belediye ekipleri de su baskını olan ev ve işyerleri için seferber oldular. Yoğun sağanak yağışın gece yarısından sonra durmasının ardından sel suları çekildi, kentte hayat normale döndü. Sağanak yağış ilçelerde de etkili oldu Çorum’da akşam saatlerinde aniden bastıran ve gece yarısına kadar devam eden şiddetli yağmur, ilçelerde de etkili oldu. Sağanak yağış Osmancık ilçesinde elektrik kesintisine neden oldu. Akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış sonrasın da ilçede elektrikler kesildi. İlçenin tamamını etkileyen yaklaşık 40 dakikalık elektrik kesintisi YEPAŞ ekiplerinin yaptığı çalışmalar sonrasın tekrar sona erdi. Sağanak yağış kentin kuzeyinde bulunan Laçin, Dodurga, Oğuzlar, Osmancık ve Kargı ilçelerinde de etkili oldu.
Düzce Düzce Valiliği’nden Düzcespor-Bursaspor açıklaması Düzcespor-Bursaspor maçında çıkan olaylarla ilgili Düzce Valiliği’nden açıklama yayınlandı. Türkiye Futbol Federasyonu 3. Lig açılış maçında Düzcespor, evinde Bursaspor’u ağırladı. Mücadele Bursaspor’un 2-0 üstünlüğü ile sona ererken, Bursaspor taraftarlarının çıkardığı olaylar ile ilgili Düzce Valiliği’nden açıklama yayınlandı. Yapılan açıklamada 450 kontenjan verilen Bursaspor taraftarlarının şehre daha kalabalık geldiği belirtilen açıklamada, “07.09.2024 günü saat 16.00’da oynanan Düzcespor - Bursaspor müsabakasına kulüplerimizin ortak talebi doğrultusunda il Spor Güvenlik Kurulu kararı ile stadyum kapasitesinin %10’u oranında (450) misafir takim seyircisi için yer ayrılması kararlaştırılarak kulüplere bildirilmiştir. Ev sahibi kulüp tarafından (450) bilet tahsis edilmesine karşın müsabakayı izlemek için (1200) Bursaspor taraftarı stadyuma gelmiştir. Stadyumun misafir takım trübününün fiziki kapasitesi olan (450) seyircinin maç saati öncesinde kontrolleri yapılarak müsabakaya girişleri sağlanmıştır. Biletsiz ya da aynı seri numarasi içeren fotoğraf kartına basılmış taklit biletle stadyuma girmeye çalışan taraftarlara misafir takım trübününün dolduğu, stadyuma alınamayacakları defaten iletilmiştir. Ancak dışarda bulunan bazı taraftarların dış güvenlik bariyerini aşarak stada girme teşebbüsünde bulunmalar üzerine yaşanan arbede sırasında istenmeyen bazı olaylar meydana geldiği gözlemlemiştir. Yaşanan olayların çok yönlü olarak incelenmesi için idari tahkikata başlanılmış olup zor kullanma yetkisini aştığı değerlendirilen (1) personel görevden uzaklaştırılmıştır” denildi.
Burdur Kontrolden çıkan otomobil, refüjü aşarak karşı şeritten gelen otomobilin üzerine düştü: 2 ölü, 3 yaralı Burdur-Fethiye Karayolu’nda kontrolden çıkarak takla atan otomobilin karşı şeritten gelen başka bir otomobilin üzerine düşmesi sonucu 2 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi ise yaralandı. Kaza saat 21.30 sıralarında Burdur-Fethiye Karayolu Kuruçay mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Burdur’dan Fethiye istikametine seyir halinde olan Mehmet Peşen (18) idaresindeki 15 ACL 809 plakalı Tofaş marka otomobil, Kuruçay köyü çıkışına geldiği esnada sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Refüjü aşan otomobil, taklalar atarak karşı şeritten gelen Ali Ç.(33) idaresindeki 15 DF 105 plakalı Volkswagen otomobilin üzerine düştü. Kazada Tofaş sürücüsü Mehmet Peşen ve araçta yolcu olarak bulunan Emir Özer(20) araçtan fırlayarak ağır yaralanırken, diğer araç sürücüsü Ali Ç. ve eşi Fatma Ç.(31) ve çocukları Duru Ç.(7) yaralandı. O esnada yolun kenarında bulunan ve kazayı gören İsmail Dinçer hemen araçların yanına gelerek 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber vermesinin üzerine olay yerine çok sayıda sağlık, itfaiye, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrollerde Mehmet Peşen ve Emir Özer’in hayatını kaybettiği belirlenirken itfaiye ekiplerinin çalışmalarıyla araçtan çıkarılan diğer araç sürücüsü Ali Ç., Fatma Ç. ve çocukları Duru Ç. ilk müdahalelerinin ardından ambulans ile Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Mehmet Peşen ve Emir Özer’in kaza haberini alıp olay yerine gelen yakınları gençlerin ölüm haberini alınca sinir krizi geçirirken, gençlerin cenazesi savcı ve olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmalarının ardından otopsi yapılmak üzere Burdur Devlet Hastanesi Morgu’na götürüldü. Öte yandan Burdur Devlet Hastanesi’nde ilk müdahalesi yapılan ve durumu ağır olan Ali Ç. buradan Isparta Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. "Hızla gelen arabanın sesini duydum bir baktım kafa kafaya çarpıştılar" Kaza anında yol kenarında bulunan işletmesinde temizlik yapan ve yardıma ilk koşan görgü tanığı İsmail Dinçer, “İşletmemde etrafı temizleyip Kuruçay tabelasının yanındaki bayrakların kontrolünü yaparken bir anda kavşaktan itibaren gürültülü bir ses geldi. Tahminimce saatte 150 kilometre civarı bir hızla gelen Tofaş otomobil, bir anda tam benim bulunduğum yerden 100 metre geride araç savrularak refüjü aşıp taklalar atarak karşı şeritteki arabaya çarptı. Olay yerinde ilk ben olduğum için hemen koşarak yanlarına gittim ve 112’yi aradım. İki aracın çarpıştığını, insanların savrulduğunu ölü olup olmadığını bilmediğimi ambulansın acele gelmesini istedim. Daha sonra araçların kontakları alıp stop ettim. Arabanın içinde kadın ve çocuk vardı yaralı onları çıkardım. Şoför ise sıkışmıştı ama bilinci açıktı. Görevliler gelene kadar trafik tedbirlerini aldım. İnsanlık görevi diyerek elimden geleni yapmaya çalıştım” dedi. "Aynı yerde sürekli kaza oluyor" Yıllardır kazanın olduğu bölgede işletmecilik yaptığını ve sürekli kazalara şahit olduğunu da söyleyen İsmail Dinçer, “Burada sürekli kaza oluyor Hatta bende dinlenme tesisimi kapatıp lastikçi veya oto kurtarıcı dükkanı açayım diye düşündüm. İlerdeki kavşaktan dönen araçlar yolun düz olduğunu görüp devamlı gaza basıyorlar ve burada da devamlı bu sıkıntı meydana geliyor” şeklinde konuştu. Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.