GÜNDEM - 05 Ağustos 2024 Pazartesi 09:14

10 metrekarelik bir odadan 4 bin yıllık ’Kaytan’la dünyaya açıldı

A
A
A
10 metrekarelik bir odadan 4 bin yıllık ’Kaytan’la dünyaya açıldı

Geçmişi milattan önce 4 binli yıllara dayanan ‘Kaytan' günümüzde yok olmaya yüz tutmuş el sanatları arasında yer alıyor.

Kaytan dokumacılığının son temsilcilerinden olan Melek Demir, evinde 10 metrekarelik bir odada başladığı kaytan ile dünyaya açıldı. Amerika ve İtalya gibi birçok ülkeye ürün gönderen Demir, "Bir evin küçük bir odasından dünyaya açılmak çok güzel bir duygu. Ben bunu başardım" dedi.
İlk kez Mısır kralı Ramses'in beline bel bağı olarak yapıldığı bilinen, geçmişi 4 binli yıllara dayanan ‘Kaytan' dokumacılığı günümüzde unutulmaya yüz tutmuş el sanatları arasında yer alıyor.

10 metrekarelik bir odadan 4 bin yıllık ’Kaytan’la dünyaya açıldı

Karadeniz Bölgesi'nde kadınların renkli, süslemeli el dokuması olarak yapılan peştamal ve takı kültürü asırlardır yaşatılıyor. Özellikle Trabzon'daki Şalpazarı, Tonya ve Düzköy ilçelerinde kadınların gerek günlük yaşantılarında, gerekse düğün, nişan, sünnet, bayram gibi törenlerde giyinilen rengarenk dokumalar bahçe işlerinde de kullanılıyor. Kadınların yük taşımak ve bellerine bağlamak için kullandığı kaytan dokumacılığının son temsilcilerinden kalan Melek Demir (60), 15 yıl önce başladığı sanatı ile dünyaya açıldı. Trabzon'un Ortahisar ilçesindeki Beşirli mahallesinde bulunan evinin 10 metrekarelik odasında kurduğu atölyesinde ABD ve İtalya gibi ülkelere kaytan dokuma ile yaptığı ürünleri gönderen Demir'in yetiştirdiği 5 kişiden biri ise Almanya'ya kaytan sanatını icra ediyor. Kaytan dokumacılığı sanatının bitmemesi için bir proje de hazırlayan Demir, aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın miras taşıyıcı sanatçıları arasında yer alıyor.

10 metrekarelik bir odadan 4 bin yıllık ’Kaytan’la dünyaya açıldı

Kaytan dokumacılığı serüvenin 15 yıl önce başladığını belirten Demir, "Bu ipleri görmemle başladı. Bir sergide Trabzon'un Şalpazarı Tonya Düzköy ilçelerinin bir sergisi vardı. O sergide bu iplerle tanıştım. O zaman dedim ki ben bu iplerle çok güzel şeyler yapabilirim. Hatta o yörenin insanına da kadınına da paralar kazandırabilirim. Ben bunu o zaman dünyaya tanıtacağım demiştim. Dünya benden bahsediyorsa beni takip ediyorsa yol aldım yani. Hayallerime daha ulaşmadım. Çünkü dünya artık 2021 yılından beri yavaş üretim adı altında bu dokumalar ile uğraşıyor" şeklinde konuştu.

10 metrekarelik bir odadan 4 bin yıllık ’Kaytan’la dünyaya açıldı

Sempozyumlarda sunum yaptığını da dile getiren Demir, "Yetiştirdiğim öğrencilerden 5 tanesi Trabzon'da bazı kurumlarda çalışıyor. Bir tanesi Hollanda'da onlar belki devam edecekler ama benim kadar hevesli değiller. Ben dokumadan sonra bir de onu tasarlamayı çok seviyorum. Benim dünyam onu tasarlamak, hayal dünyamla birlikte onu geliştirmek, günümüzde onun nasıl kullanabilirim diye düşünüyorum. Bu sanatın bitmesini engelleyebilirim diye çalışmalarım var. Bu sanat milattan öncesine dayanıyor. Milattan önce 4 bin yıllarına dayanıyor. İlk kaytanın Mısır kralı beline bel bağı olarak yapılmış. Bu kadar eski bir sanat. 15 yıl önce bu sanatı yaşlılardan öğrendim. O yaşlıların birçoğu şu anda yaşamıyor. Bende artık belli bir yaştayım. Destek bekliyoruz. Çünkü gerçekten eğer dünya yavaş üretime geçmişse, yavaş üretim adı altında araştırmalar yapıyorsa lütfen destek istiyoruz. Biz yöresel sanatçılar, yöresel zanaatkarlar, yöresel ustalar olarak destek istiyoruz. Çünkü biz yoksak bu yok. Üniversitelerde destek verdiler, çalıştaylarım oldu. 13 ülkeyi temsil eden sempozyumda sunum yaptım. Uluslararası makalem yayınlandı. Çok çaba harcadım. Hala mücadele veriyorum" diye konuştu.

"Hayallerimin peşine gideceğim"

Anadolu kadınının kaytanı yük taşımak için kullandığını kaydeden Demir, "Hayallerimin peşine gideceğim. Fırat Beziroğlu diye bir sanatçımız var. Bir üniversitede çalışıyor. Dünyaca ünlü bir sanatçı. Onun sayesinde bir takım projelerde bulundum. Onun sayesinde ben iplerimi birlikte Anadolu kadınının nasıl süslendiğini, Anadolu kadını bu iplerle neler yaptığını, nerelerde kullandığını, takılara dönüştürerek çok güzel bir sergi açmayı düşünüyorum. Fırat hocamın inşallah desteği olacak. Bundan sonra güzel şeyler olacak diye düşünüyorum. Ama motivasyon çok önemli. Ben bunu yapacağım demekle bir şey yapamıyorsunuz. Yani dediğim gibi hayal dünyanızı çok iyi kullanmanız gerekiyor. Ve kafanızın çok rahat olması gerekiyor. Anadolu kadını bunu yük taşımak için kullanıyordu. İhtiyaçtan dokumaya başlamış. Bunun genişe dırbaç, darına kaytan deniliyor. Genişi ile yük taşıyorlardı. 3-4 metre uzunluğunda, 3-4 santim genişliğinde yapıp sırtlarında odun ve yükleri taşıyorlar. Darlarını ise bellerine sıkı sıkı bağlayarak bahçelerde taşırlarmış. Demek ki sağlık içinde önemliymiş. Kendilerini süslemek içinde en özel eşyaları olan peştemallerine süslemişler. Düğüne giderken ki peştamalları ayrı, cenazeye giderken ki peştamalları ayrı, bahçeye giderken ki peştamalları ayrı. Ayrıca bebeklerini süslerlermiş. Şalpazarı'nda cenazelerdeki tabutları bile bu özel iplerle mezara indirirlermiş. Amerika'dan, İtalya'dan, Hollanda'dan beni arayanlar var. İtalya'daki bir proje içerisinde bulundum. Dünyaya açılmak için adımlarını attım. Amerika'ya, İtalya'ya ürün gönderdim. Hollanda'da yetiştirdiğim bir öğrencim çalışıyorum. İnstagram'dan bir sayfam var. Bu sayfadan bana çok ulaşan oldu. Tepkiler çok güzel. Rusya'dan bir profesör bana renk eğitiminizi nereden aldınız diye sordu. Bunu hiç unutmuyorum. Benim ruhum, yaylalarım, çiçekler bunları kullanarak yapıyorum. Renklerim çok dikkat çekiyor. Karadeniz insanı çok cıvıl cıvıldır. Ben bunları ürünlerime yansıttım" ifadelerini kullandı.

"Bir evin küçük bir odasından dünyaya açılmak çok güzel bir duygu"

Eşini de kaytan dokumacılığını öğrettiğini vurgulayan Demir, "Ben bu sanatın son sanatçısı olmak istemiyorum. Gençler bunu unutturmasın. Dünyada bile kalmadı. Benim gözümde kaytan da dokutmaya kalksam inan dokunacak birkaç kişiden fazla kimse yok. Çok zor. Ben eşime de öğrettim benim kendisi biyologdur. O da dokuyor. Ben tasarlıyorum o dokuyor. Sonra da ben onları alıp oynuyorum. Onlarla oynamayı çok seviyorum. Bir evin küçük bir odasından dünyaya açılmak çok güzel bir duygu. Ben bunu başardım. Çok güzel şeyler olacak. Yani insanlar beni konuşuyorsa, insanlar beni arıyorsa dünyadan bu küçük odadaki hayallerim gerçekleşti, gerçekleşiyor. Daha güzel şeyler gerçekleşecek bu odada. Burada bana Temel de çok yardımcı oluyor. Fadime de çok yardımcı oluyor. Eşimde çok yardımcı oluyor. Arkadaşlarım yardımcı oluyor. Desteklere ihtiyacımız var. İnşallah olur. Kıyafet almıyorum. Bütün kıyafetlerimi kendim hazırlıyorum. Dağlardan, bayırlardan çok eski kumaşlar toplayarak kendim üreterek, kıyafetlerimi tasarlıyorum. Sonra takılarımı tasarlıyorum. Sayfadan da ufak tefek de olsa küçük küçük satışlar yapıyorum. Onları hep malzeme olarak yatırım da kullanıyorum" dedi.

"Bu ürünler çok büyük meblağlar değil. Herkesin alabileceği şekilde"

Sosyal medya üzerinden yaptığı satışlar sonrası olumlu geri dönüşler aldığını belirten Demir, "Sanat çok farklı bir şey onun karşılığı yok. Yani eğer bir küçük de olsa bir ürünü verirken bile evet küçücük bir parça gözüküyor ama onda yüzlerce, binlerce ilme var. Onda çok büyük emek var. Seviyorsun onları dokurken. Diyorsun ki acaba ne çıkacak? Güzel bir şey çıkacak. Bakıyorsun bazen çıkmıyor. Ama sonra bakıyorsun çıkıyor. Çıktığı zaman da çok mutlu oluyorsun burada. Bağırıyorsun kendi kendine. Mutluluğunu kendi kendine paylaşıyorsun. Bazen gömülüyorum, düşüyorum. Ben ona şey diyorum. Kuyunun dibine düşüyorum. Sonra o sayfadan beni kaldırıyorlar. Sen çok güzel şeyler yapabilirsin diye. Anadolu kadınının bu iplerle nasıl süslendiğini, nerelerde kullandığına dair bir projeye başladım. Her şeyden önce güzel şeyler yapacağım. Ama ruh bu çok olması gerekiyor. Bu ürünler çok büyük meblağlar değil. Herkesin alabileceği şekilde" diye konuştu. 

Ozan Köse - Tolga Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 12-19 Eylül tarihleri arasında 2 milyon 645 bin 136 araç denetlendi, 466 bin 170 araca-sürücüye işlem yapıldı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 12-19 Eylül tarihleri arasında 2 milyon 645 bin 136 aracın denetlendiğini ve 466 bin 140 araca-sürücüye işlem yapıldığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, emniyet ve jandarma trafik ekipleri tarafından 12-19 Eylül tarihleri arasında 2 milyon 645 bin 136 araç denetlendi. Işıklı ya da sesli uyarı işareti bulunan cihazları (çakar) mevzuatta izin verilmeyen araçlara takarak kullanan 273 sürücüye işlem yapıldı. Ayrıca hız ihlalinde bulunan 126 bin 597, periyodik muayenesi yaptırılmamış 27 bin 925, emniyet kemeri kullanmayan 20 bin 376, sürücü belgesiz araç kullanan 18 bin 421 ve zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan 10 bin 788 olmak üzere diğer işlemlerle birlikte toplam 466 bin 170 araca/sürücüye işlem yapıldı. Motosikletlerin karıştığı kazaların önlenmesi için denetimlerin devam edeceğini belirten Bakan Yerlikaya, "Ülkemizde motosiklet ve motorlu bisikletler, toplam motorlu araçların yüzde 19,3’ünü oluşturmasına rağmen, 2024 yılının ilk sekiz aylık döneminde toplam kazaların yüzde 45,2’sine motosiklet ve motorlu bisikletler karıştı. Bu çok yüksek bir oran. Motosikletlerin karıştığı trafik kazalarının önlenmesi ve trafik güvenliğinin sağlanması için denetimlerimiz etkin ve yoğun bir şekilde devam edecek” ifadelerine yer verdi.
Konya Konya, Türkiye’nin en büyük “Yeşil Sanayi” zirvesine ev sahipliği yapacak Konya, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir sanayi konusunda Türkiye’nin en büyük zirvesine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Konya Sanayi Odası tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı himayelerinde Ekonomi Gazetesi iş birliğinde gerçekleştirilecek 3. Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Zirvesi, 25 Eylül Çarşamba günü Selçuklu Kongre Merkezi’nde yapılacak. 3. Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Zirvesi ile ilgili bilgi veren Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükeğen, zirvede yeşil dönüşümün sanayiye etkisinden, finansmanına kadar tüm süreçlerin konuşulacağını söyleyerek, sanayiciler başta olmak üzere ilgi duyan herkesi davet etti. İhracatın yüzde 30’u AB pazarına Zirvenin Konya sanayisi için son derece önemli olduğunu ifade eden Büyükeğen, Konya’nın en önemli ihracat pazarlarının başında Avrupa Birliği (AB) ülkeleri geldiğinin altını çizdi. Büyükeğen, “İhracatımızın yüzde 30’unu AB ülkelerine gerçekleştiriyoruz. AB ülkeleri ise, 2030 yılına kadar karbon salınımını yüzde 55 azaltmayı, 2050 yılına kadar ise karbon sıfır olmayı hedefliyor. Dolayısıyla Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, sanayicilerimizi yakından ilgilendiriyor. Konya Sanayi Odası olarak biz de, sanayicilerimizin yeşil dönüşüm sürecine daha hızlı intibak edebilmeleri, Avrupa Birliği başta olmak üzere ihracat pazarlarımızdaki hakimiyetlerini kaybetmemeleri için yoğun bir çalışma programı yürütüyoruz. Bu yıl 3.’sünü gerçekleştireceğimiz Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Zirvemiz, bu çalışmalarımızın başında geliyor” dedi. Sanayicilere katılım çağrısı Üç farklı oturumda gerçekleştirilecek zirvede yeşil dönüşüm süreçlerinin tüm yönleri ile ele alınacağını aktaran Başkan Büyükeğen, sanayicileri ve ilgi duyan herkesi zirveye davet ederek, şöyle devam etti: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mızın himayelerinde, Ekonomi Gazetesi iş birliğinde gerçekleştireceğimiz zirvemizde, alanında uzman konuklarımızın yer aldığı 3 farklı oturum düzenleyeceğiz. Panelistlerimiz Türk sanayisinin yeşil dönüşümünden, sınırda karbon düzenlemesine, yeşil finansmandan, yatırım ve sürdürülebilirliğe kadar çok önemli bilgileri Konyalı sanayicilerimiz ve katılımcılarımızla paylaşacaklar. Konyalı sanayicilerimiz başta olmak üzere konuya ilgi duyan herkesi zirvemize davet ediyorum.” 25 Eylül 2024 tarihinde Selçuklu Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek 3. Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’ne kso.org.tr adresinden kayıt yaptırılabiliyor.
Konya Konya’da tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 12 yaralı Konya’nın Beyşehir ilçesinde, tarım işçilerini taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu 12 kişi yaralandı. Kaza yapan minibüs içerisinden çok sayıda kümes hayvanı ile koyunlar da çıktı. Kaza, Beyşehir’in Yenidoğan Mahallesi yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, H.T. yönetimindeki Şanlıurfalı tarım işçilerinin içerisinde olduğu 63 NN 953 plakalı minibüs, Konya-Hüyük Karayolu’nun 60. kilometresinde yağış nedeniyle kayganlaşan zeminde virajı alamayarak kontrolden çıkıp devrildi. Yol kenarına yan yatan minibüsteki aynı aileden aralarında çocukların da bulunduğu 12 kişi yaralandı. Kaza ihbarı üzerine adrese çok sayıda sağlık ve jandarma ekibi nakledildi. Yaralılar, ambulanslarla kaldırıldıkları Beyşehir Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Ekipler, kaza yapan tarım işçileriyle beraber minibüsün arka koltuk altları ve koltukların kaldırılmasıyla oluşturulan bölümde aynı araç içerisinde çok sayıda canlı kümes hayvanı ile koyunların yanı sıra bir araç dolusu eşya ile karşılaştı. Kazada, devrilen minibüsün üst bagajındaki eşyalar da yol kenarında toplandı. Tarım işçilerinin Samsun’dan Isparta’ya gittiği öğrenildi. Devrilen minibüs düzeltilerek içerisindeki koyun, kümes hayvanları ve eşyalarla birlikte yediemine teslim edilmek üzere çekici tarafından yoldan kaldırıldı. Kaza ile ilgili soruşturma sürüyor.