ASAYİŞ - 07 Kasım 2024 Perşembe 11:44

Tokat’ta yangında evde uyuyan baba ve 3 yaşındaki oğlu dumandan etkilendi

A
A
A
Tokat’ta yangında evde uyuyan baba ve 3 yaşındaki oğlu dumandan etkilendi

Tokat’ın Niksar ilçesinde bir evde çıkan yangında baba ve 3 yaşındaki oğlu dumandan etkilenerek hastaneye kaldırıldı.


Yangın, Fatih Mahallesi Fatih Sokak’ta Durmuş ve Gülay U. çiftinin ikamet ettiği 2 katlı evin oturma odasında yangın çıktı. Sabah çocuğunu okula bırakmak için evden ayrılan Gülay U., dönüşte evi saran yoğun dumanları görünce itfaiyeye haber verdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangın sırasında evde uyuyan ve dumandan etkilenen baba Durmuş U. ve 3 yaşındaki oğlu Cihangir U.’yu kurtararak sağlık ekiplerine teslim etti. Elektrik prizinden kaynaklandığı tahmin edilen yangın sonrası ilk müdahalesi yapılan Cihangir U. hayati tehlikesi nedeniyle hastaneye sevk edilirken, bilinci açık olan baba Durmuş U’nun tedavisinin sürdüğü bildirildi. Yaklaşık bir saat süren müdahale ile kontrol altına alınan yangında ev kullanılamaz hale geldi.



Tokat’ta yangında evde uyuyan baba ve 3 yaşındaki oğlu dumandan etkilendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Temizlikte yeni uygulama Belediye Meclisinde onaylandı İnegöl Belediyesi Kasım ayı meclis toplantısında temizlik ve konteyner kullanımıyla ilgili yeni bir uygulamanın kararı oy birliği ile onaylanarak yürürlüğe alındı. Buna göre, blok ve ayrık nizam yapılarda henüz ruhsat aşamasındayken konteyner yerleri belirlenmiş olacak. İnegöl Belediyesi Kasım ayı olağan meclis toplantısı Çarşamba günü 14.30’da gerçekleştirildi. Mecliste 13 gündem ve 2 ilave gündem maddesi olmak üzere toplam 15 konu görüşülerek karara bağlandı. Belediye Başkan Yardımcısı Fevzi Dülger Başkanlığında toplanan meclis, temizlik ile ilgili yeni bir uygulamayı da oy birliği ile kabul ederek yürürlüğe aldı. 3 başlıktan oluşan şartname meclise sunuldu Meclisin 10’uncu maddesinde gündeme gelen konuya göre; Temizlik İşleri Müdürlüğünün evsel atıklar için kullandığı çöp konteyner yerlerini ruhsat aşamasında başvuru yapanların kendi parselleri içinde çözülmesini ve yapı kullanma izin aşamasında kendileri tarafından yapılmasını sağlanmasına yönelik karar önerisi meclise sunuldu. Öneride ise 3 başlık halinde konu detaylandırıldı. Ayrık ve blok nizam alanlar için geçerli olmak üzere tüm planlarda ayrık ve blok nizam konut ve iş yeri kullanımlı fonksiyon alanlarında 10 bağımsız bölüm üzeri her 30 bağımsız bölüm için kurum standartlarına uygun, tip projelerde belirtilen ölçülerde birer adet konteyner ve geri dönüşüm alanları bırakılması gerektiği ifade edildi. Ayrıca ayrık nizam sanayi, depolama ve bunun gibi alanlarda 3 bin m2 emsale kadar her 3 bin m2 için birer adet konteyner alanı bırakılması gerektiği ve son olarak; benzin istasyonlarında, hastane, otel, AVM, yüksek kapasiteli restoran, düğün salonu, okul ve bunun gibi özel fonksiyonlardaki yapılarda Çevre Sağlık Komisyonu tarafından şartlar ve konteyner adeti belirlenebilir hükmüyle yeni uygulamanın şartnamesi belirlenmiş oldu. “Herkes konteyner istiyor ama kimse kapısının önüne istemiyor” Konuya ilişkin bilgilendirme yapan Meclis Başkanı Fevzi Dülger, “Herkes çöp konteyneri istiyor ama kimse kapısının önünde olsun istemiyor. Biz bu konuda geçtiğimiz 5 yıl ciddi manada sıkıntılar yaşadık. Bunun çözümüyle ilgili arkadaşlarımız ciddi bir çalışma yaptı. Farklı belediyeleri gezdiler, incelemeler yaptılar. Nasıl bu sorunu aşarız diye çalışmalar yaptılar. Artık inşallah proje aşamasında 10 daire ve üzeri olan yapılarda çöp konteynerlerinin nerede olduğu belli olacak şekilde hazırlanacak. Vatandaşlarımız daire satın alırken aldıkları daireye çöp konteyneri yakın mı uzak mı bilerek alacak. Bu konu çok fazla meclis gündemine gelmese de önceki dönem bir konteyner yeri için 15-20 gün zaman harcadığımızı biliyorum. Bununla alakalı şartnamemiz de hazır” dedi. Konteyner konulması konusunda ciddi bir sorunu ortadan kaldırması beklenen uygulama, belediye meclisi tarafından oy birliği ile kabul edildi.
Mersin Yenişehir Belediyesinin üreticilere solucan gübresi desteği sürüyor Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesi, kimyasal gübre kullanımını azaltmak ve çiftçilere destek vermek amacıyla ürettiği organik solucan gübrelerini kırsal mahallelerdeki vatandaşlara ulaştırmaya devam ediyor. Tarımsal danışmanlık hizmetleri kapsamında kırsal mahallerdeki çiftçilere ziraat mühendisleri aracılığıyla budama, ilaçlama ve gübreleme ile ilgili eğitimler veren Yenişehir Belediyesi, tarımda verimi artırmak amacıyla organik solucan gübresi üreterek, vatandaşlara dağıtıyor. Yenişehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü ekipleri son olarak Çavak Mahallesi’ndeki üreticilere 2 bin litre solucan gübresi ulaştırdı. Üretimi devam eden gübreler periyodik olarak tüm kırsal mahallelerde ücretiz dağıtılıyor. Yenişehir Belediyesi ayrıca çiftçilere organik solucan gübresi üretmeleri için de eğitim desteğinde bulunuyor. “Solucan gübresiyle hem toprağı besliyor hem de üretimi destekliyoruz” Proje ile ilgili konuşan Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Kimyasal gübrelerin uzun vadede topraklarımızı yorup verimsiz hale getirdiği ve çevresel sorunlara yol açtığı bir dönemde, organik solucan gübresi gibi doğal ve sağlıklı alternatiflerle tarımsal verimi artırıyoruz. Bu yalnızca bir üretim projesi değil, aynı zamanda bilinçli bir tarım anlayışının yaygınlaşması için attığımız önemli bir adımdır. Kırsal Hizmetler Müdürlüğümüzdeki ziraat mühendisleri aracılığıyla çiftçilerimize sunduğumuz budama, ilaçlama ve gübreleme eğitimleri sayesinde, verimlilik artışının yanında doğaya duyarlı üretim alışkanlıkları kazandırmayı da amaçlıyoruz. Solucan gübresiyle hem toprağı besliyor hem de üretimi destekliyoruz. Yenişehir’in kısıtlı tarım alanlarında üretimin artmasını, doğaya zarar vermeden sağlıklı ürünler yetiştirilmesini ve çiftçilerimizin daha az maliyetle daha çok kazanç sağlamasını önemsiyoruz. Dolayısıyla en üst seviyede üretim için tüm gayretimizle çalışıyoruz. Yenişehir’de toprağa, üretime ve üreticimize olan desteğimizi her zaman sürdüreceğiz" dedi.
Ankara Güvenpark modern yüzüyle Ankaralılarla yeniden buluştu Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), Güvenpark’ı Ankaralılara modern bir yaşam alanı olarak yeniden kazandırdı. Ankara Büyükşehir Belediyesi, ‘Güven Anıtı’ çevresinde bulunan ve Cumhuriyet tarihinin Ankara’daki ilk parkı olan Güvenpark’ı yeniledi. Başkent’in simge mekanlarından biri olan Güvenpark, tarihi dokusuna sadık kalınarak gerçekleştirilen ‘Güvenpark Kentsel Tasarım’ projesiyle yeniden hayat buldu. Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi tarafından gerçekleştirilen projede parka ismini veren ‘Güven Anıtı’ndaki deformasyonlar giderilerek, aslına uygun bir şekilde restore edildi. Proje kapsamında anıtın çevresindeki oturma alanları, park içindeki yaya yolları ve Atatürk Bulvarı tarafındaki kaldırım ve otobüs durakları yenilenerek modern bir görünüme kavuşturuldu. Milli Müdafaa Caddesi üzerindeki mevcut büfeler de iyileştirilerek, daha işlevsel hale getirildi. ABB tarafından yapılan açıklamaya göre, yenileme çalışmaları çerçevesinde yeşil alanlar genişletilerek, büyüklüğü 9 bin metrekareden 13 bin 499 metrekareye çıkarıldı. Mevcut 318 ağacın korunarak sayılarının 348’e yükseltildiği projede, bitkisel peyzaj Ankara’nın iklimine uygun bir şekilde yenilendi. Aydınlatma projesi sayesindeyse park hem daha güvenli hem de daha nitelikli bir hale getirilirken, Güvenpark’ın kimliğini oluşturan amfi ise korunarak önünde çiçek gösteri alanları oluşturuldu. Park içerisinde bulunan üç havuzun da gerekli bakımları yapılarak, tesisatları güçlendirildi. Terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlar anısına bir anıt yerleştirilmesi de planlanıyor Yenileme çalışmalarında Güvenpark’ta ayrıca bir sergi duvarı da yer aldı. 20 fotoğraftan oluşan sergi duvarı, ziyaretçilerine parkın tarihine yolculuk yapma imkânı sunacak. Ayrıca Güvenpark’a yaşanan terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlar anısına bir anıt yerleştirilmesi de planlanıyor. “Güvenpark, Cumhuriyet’in 100 yılının hikayesi” Güvenpark’ın Cumhuriyet Dönemi’nin ilk kamusal yeşil alanı olma özelliğiyle büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Koordinatörü Bekir Ödemiş, “Ankara’nın imar planını hazırlayan Hermann Jansen’in ‘Yeşil Kuşak Projesi’ doğrultusunda Güvenpark önemli kamusal alanlardan birisidir. Cumhuriyet döneminin ilk kamusal yeşil alanı olarak hem kent hem de Türkiye’nin toplumsal hafızasında önemli bir yere sahip büyük olaylara tanıklık etmiştir. Kızılay’ın kamusal alan olarak pek çok etkinliğe, tepkilere, protestolara veya mitinglere ev sahipliği yaptığını düşünürsek Güvenpark’ın hikâyesi sadece bir park olmaktan öte Cumhuriyet’in 100 yılının hikâyesi diyebiliriz. Önemli bir kente tarihi kimlik katan alana ilişkin projemizi Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak hazırlamıştık. Bu süreçte parkın toplumsal bellekteki yerini ve kültürel miras özelliğini korumaya özen gösterdik” dedi. Güvenpark’ta yürütülen restorasyon çalışmalarında parkın doğal ve özgün işlevini korumaya özen gösterdiklerini belirten Ödemiş, “Parkın doğal sit ve kültürel sit özelliklerini dikkate alarak, hem özgün dokusunu koruduk hem de parkın işlevsel ve çağdaş bir kullanıma uygun hale gelmesini sağladık” diye konuştu.
Malatya Depremin yıktığı Taştepe modern bir yaşam alanına dönüştürülecek Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, depremin ardından yapılacak dönüşümle birlikte Taştepe’nin modern bir yaşam alanına dönüşeceğini ifade etti. Battalgazi’de 6 Şubat 2023 depremlerin izlerinin silinmesi için başlatılan inşa, imar ve ihya çalışmaları sürüyor. Depremlerde önemli bir yıkım yaşayan Taştepe Mahallesi’nde ise kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verildi. Bölge sakinleri ile bir araya gelen Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, "Gündemimiz tamamen rezerv alanlarla ilgili. Deprem sonrası yıkımın yoğun olduğu mahallelerde kentsel dönüşüm artık kaçınılmaz bir zorunluluk haline geldi" dedi. Şehit Fevzi Mahallesi örneği Elazığ depreminden sonra Şehit Fevzi Mahallesi’nde başlatılan kentsel dönüşüm sürecinin olumlu sonuçlar verdiğini hatırlatan Taşkın, Taştepe’de de benzer bir sürecin başlatılmasının önemini dile getirdi. "Yerimiz ne kadar kötü olursa olsun, insanoğlu alışkanlıklarından vazgeçmek istemiyor" diyen Başkan, bu nedenle dönüşüm projelerine başlanmasının önemli bir adım olacağını belirtti. Eski yapılaşmanın yoğun olduğu alanlarda belediyecilik hizmetlerinin dahi zor yürütüldüğünü ifade eden Taşkın, dönüşüm projelerinin mahalle sakinlerinin yaşam kalitesini artıracağını aktardı. Devlet desteği şart Modern mimari ve geniş caddelerle yenilenmiş bir mahalle oluşturmanın devlet desteği olmadan mümkün olmayacağını belirten Başkan Taşkın, belediyeye yapılan dönüşüm başvurularının yetersizliğine dikkat çekti. "Depremin üzerinden 2 yıl geçmiş olmasına rağmen, yapılması gereken binlerce binaya karşın belediyemize başvuru sayısı 90 civarında" şeklinde konuşan Taşkın, vatandaşlara bu tarihi fırsatı kaçırmamaları için çağrıda bulundu. Taşkın, pek çok vatandaşın mahallesinin rezerv alan ilan edilmesini talep ettiğini ve bu talebin Taştepe Mahallesi için de geçerli olduğunu belirtti. Tahliye süreci ve vatandaşlara destek Taşkın, mahalle sakinlerinden tahliyelerin hızla gerçekleştirilip inşaat sürecine geçilmesini beklediklerini ifade etti. Yeşiltepe’deki kentsel dönüşüm sürecini örnek göstererek, hızlı bir boşaltım sürecinin ardından inşaatların bir yıl içinde tamamlandığını söyledi. Bu süreçte hasta, yaşlı ve engelli vatandaşlar için konteyner alanları sağlanacağını ve bu kişilerin taşınma işlemlerinin belediye tarafından yapılacağını belirtti. Başkan Taşkın, "Taştepe, gecekondu görünümünden sıyrılarak modern bir mahalle haline gelecek" dedi. Rezerv alana dâhil olmak istemeyenler için açıklama Bazı vatandaşların rezerv alan içinde olmak istemediğini belirten Taşkın, devletin bu projelerde yüzde 70 ve üzeri bir çoğunluğun onayını aradığını vurguladı. Kiltepe Mahallesi’nde yaşanan örnek üzerinden imar taleplerinin bazen sıkıntılara yol açtığını aktararak, kentsel dönüşümde arsa ve daire hesaplarının titizlikle yapıldığını belirterek, "Yıkılan evinizin daire sayısı ve metrekare bedeli ne kadarsa, rezerv alanda aynı daire sayısı ve metrekare üzerinden size teslim yapılıyor. Deprem sonrası ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak amacıyla oluşturulan bu alanlarda, hak sahiplerine, kaybettikleri alanın büyüklüğüne ve oda sayısına eşdeğer konutlar sağlanıyor. Örneğin, yıkılan evin ve arsasının toplam değeri 1 milyon TL, yeni yapılan evin bedeli de 1 milyon TL ise bu durumda vatandaşın devlete ödemesi gereken tutar yine 1 milyon TL olarak belirleniyor. Böylece, vatandaşlarımız sahip oldukları değere denk bir şekilde yeni konutlarına kavuşmuş oluyor." ifadelerini kullandı. Taşkın, vatandaşların ödemelerinin teslim tarihindeki birim fiyatlar üzerinden hesaplandığını, yeni ev teslim edildikten sonra 2 yıl ödeme alınmadığını ve kalan borcun faizsiz olarak 18 yıla bölünerek ödenebileceğini açıkladı. Konuşmasının sonunda Başkan Taşkın, mahalle sakinlerine kentsel dönüşüm sürecine destek vermeleri için çağrıda bulunarak, “Hatıralarımıza saygı duyuyoruz. Ama geleceğimize kurban etmemeliyiz. Taştepe’nin modern bir yaşam alanına dönüşmesi için hep birlikte çalışmalıyız” dedi. Başkanın bu çağrısı, mahalle sakinleri tarafından dikkatle dinlendi ve kentsel dönüşüm süreci ile ilgili beklentiler daha da arttı.
Ankara Uzmanından uyarı: “Sigarayı bırakan kanser hastalarında yaşam süresi ortalama 2 yıl daha fazla” Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, bir sağlık dergisinde yayınlanan araştırmaya göre kanser teşhisi sonrası altı ay içinde tütün tedavisine başlayan ve üç ay sonra sigarayı bırakan hastalarda sigaraya devam edenlere göre yaşam süresinin ortalama 2 yıl uzadığını söyledi. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, kanser teşhisi alan ve sigara içen hastaların sigarayı bırakmasının ardından hayatlarındaki değişikliklere ilişkin yapılan araştırmaya dair açıklamalarda bulundu. Teksas Üniversitesinde yapılan ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan araştırmanın sonuçlarına değinen Coşkun, “Tütün bırakma tedavisine başladıktan sonraki üç ay içinde sigarayı bırakanlarda kanserle ilişkili ölümlerde yüzde 22-26 oranında azalma tespit edildi. Çalışmanın bulgularına bakıldığında en iyi sonuçlar, kanser teşhisinden itibaren altı ay içinde tütün tedavisine başlayan ve üç ay sonra sigarayı bırakan hastalarda saptandı. Bu hastalarda yaşam süresi sigarayı bırakanlarda, sigaraya devam edenlere oranla neredeyse ortalama 2 yıl daha fazla idi” dedi. Coşkun, açıklamalarına şöyle devam etti: “Sonuç olarak kanser tanısı alan hastalarda sigarayı bırakmak hem ikinci kanser gelişimini önlemede hem de tedavi sürecinde akciğere bağlı sorunların oluşmamasında son derece önemli. Fakat bu çalışmada ilk defa görüyoruz ki sigarayı erken dönemde bırakmak, kanser hastalarının yaşam sürelerini de belirgin olarak uzatıyor. Hekimler ve hasta yakınları bu konuda duyarlı olmalı ve hastalarımıza sigarayı erken dönemde bırakmaları konusunda telkinde bulunmalıdırlar.”