GÜNDEM - 08 Temmuz 2024 Pazartesi 11:31

Hayırsever aile, kızlarının adını sağlık ocağında yaşatacak

A
A
A
Hayırsever aile, kızlarının adını sağlık ocağında yaşatacak

Tekirdağ’ın Ergene ilçesinde ikamet eden bir aile, vefat eden kızları Fatma Atlı’nın adını Ulaş mahallesinde yaptıracakları Sağlık Ocağında yaşatacak.


Ergene ilçesi Ulaş Mahallesine yapılacak 5 hekimlik aile sağlığı merkezine ilişkin protokol, Vali Recep Soytürk, Ergene Kaymakamı Kadir Duman, Ergene Belediye Başkanı Müge Yıldız Topak, İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Cengiz Kalkan ve bağışçı Aynur - Fevzi Atlı çiftinin katılımıyla Tekirdağ Valiliği toplantı salonunda imza altına alındı.


Atlı ailesinin vefat eden kızları Fatma Atlı’nın adını yaşatmak için belediyenin de katkılarıyla yapılacak Aile Sağlığı Merkezi ile Ulaş Mahallesindeki sağlık tesisi ihtiyacı da çözüme kavuşmuş olacak.


Protokolün imzalanmasının ardından yapım çalışmalarının başlayacağı ve kısa sürede tamamlanarak yeni sağlık ocağının Ergene halkının hizmetine sunulacağı kaydedildi.



Hayırsever aile, kızlarının adını sağlık ocağında yaşatacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sosyal medyadan böyle uzaklaşıyorlar Sivas’ın Altınyayla ilçesinde bulunan okulda eğitim gören öğrenciler, sosyal medya bağımlılığından halk oyunları öğrenerek uzaklaşıyorlar. Sivas’ta Altınyayla ilçesinde bağlı Kürkçüyurt köyünde bulunan Şehit Hasan Subaşı Kürkçüyurt İlkokul ve Ortaokulunda, okul müdürü ve öğretmenlerin özverili çalışmalarıyla hayata geçirilen projeler, öğrencilerin akademik başarısını artırmanın yanı sıra sosyal ve kültürel gelişimlerine de katkı sağlıyor. Altınyayla Kaymakamlığının destekleriyle yürütülen ve kültürü yaşatmayı amaçlayan projelerde, öğrencilere kendi köklerini tanıma fırsatı sunuluyor. Yöresel folklor dersleri ve geleneksel oyunlarla zenginleştirilen müfredatta, öğrenciler bu sayede sosyal medya bağımlılığından da hem eğlenerek hem de öğrenerek uzaklaşıyorlar. "Bu projeyle kültürümüzün devamını sağlıyoruz" Şehit Hasan Subaşı Kürkçüyurt İlkokul ve Ortaokulu Müdürü Halil Sayılır yaptıkları proje sayesinde kültürün nesilden nesle aktarım sağladığını söyleyerek, "Projemiz kaymakamımız Batuhan Kalkan öncülüğünde başladı. Projemiz kültürümüze destek sağlayan halk oyunlarını içeriyor. Bu kapsamda öğrencilerimize halk oyunları oynarken üzerlerine giyebilmeleri için yöresel kıyafetler temin ediyoruz. Böylelikle aileleri belli bir yükten kurtarıyoruz. Bu projeyle kültürümüzün devamını, nesilden nesle aktarımını sağlıyoruz. Bu projenin maddi kısmı çok büyük. Destek gerektiren bir proje olduğu dolayısıyla kaymakamlığımızın himayesiyle yürütülüyor. Biz de burada aynı zamanda öğrencilerimize seçmeli halk oyunları dersi açarak beden eğitimi dersi öğretmenimizin öncülüğünde farklı yörelere ait kültürel öğeleri barındıran folklor oyunlarını öğretiyoruz. Bu kapmamda öğrencilerimizin özgüvenleri ve sorumluluk becerileri gelişiyor. Öğrencilerimiz her sene birden fazla farklı yöreye hakim bir şekilde profesyonele yakın seviyede gösteri sergiliyorlar. Bizler de bunun mutluluğunu yaşıyoruz. Günümüzün kanayan yarası sosyal medya bağımlılığı diyebiliriz. Genellikle belli bir saate kadar normal kabul edilse de öğrencilerimize sorduğumuzda şu an uzun bir zaman dilimini televizyon tablet veya telefon ile harcıyorlar. Fakat biz yaptığımız çalışmalarda öğrencilerimize yöresele kıyafet giydirip yöreye uygun folklor oyunlarını tanıtıyoruz" ifadelerini kullandı. "Hiçbir köy okulunda olmayan imkanlara sahibiz" Kafkas yöresine ait Lezginka dansını sergileyen Nurgül Subaşı, köy okulu olmalarına rağmen birçok imkana sahip olduklarını belirterek, "Okulumuzun bize sağlamış olduğu imkân sayesinde birçok kültürün kıyafetlerini giyme imkanına sahip olup yöresel oyunları öğreniyoruz. Bu okula ilk başladığımda imkânlar bu kadar gelişmemişti. Okulun bu düzeye geleceğini hiç düşünmüyordum. Sonra anladık ki istenilince her şey başarılabiliyor. Biz köy okulunda eğitim görüyoruz ama hiçbir köy okulunda olmayan imkanlara sahibiz" şeklinde konuştu. "Bizden hiçbir şey esirgemiyorlar" Yöresel Zeybek oyunu oynayan İhsan Karataş, "Okul müdürümüz ve öğretmenim sağ olsun. Her şeyi öğretiyor, bizi hep destekliyorlar. Bizden hiçbir şey esirgemiyorlar" dedi.
Diyarbakır AFAD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Akreditasyon ve Koordinasyon 2024 kampı gerçekleşti Diyarbakır AFAD İl Müdürlüğünün ev sahipliğinde, 4-6 Ekim tarihleri arasında afet ve acil durumlara hazırlık amacıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Akreditasyon ve Koordinasyon kampı düzenlendi. AFAD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Akreditasyon ve Koordinasyon 2024 kampı gerçekleşti. Dicle Kral Kızı Barajı yakınında düzenlenen kampa 17 il, 102 araç; 15’i Başkanlıktan gelmiş olmak üzere 79 Diyarbakır, 2 Erzincan, 2 Tunceli, 1 Hakkari, 3 Şırnak, 2 Van, 2 Iğdır, 1 Bingöl, 4 Erzurum, 2 Elazığ, 2 Malatya, 3 Kilis, 2 Adıyaman, 4 Siirt, 2 Batman ilinden gelen toplam 126 AFAD personeli, 565 sivil toplum ve kamu kuruluşu katılımcısı, jandarma, sağlık, belediye, gençlik spor, SEDAŞ, orman işletme olmak üzere toplamda 771 kişi katıldı. AFAD Başkanı Vali Okay Memiş yaptığı konuşmada, kampa katılanlara teşekkür etti. Aynı zamanda akreditasyon sistemi kapsamında akredite edilen kamu kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının afet ve acil durumlarda çok önemli görev üstlendiğini ifade etti. Yapılan bu kampların ekiplerin birbiriyle kaynaşmasına da katkı sağladığı ve birlikte iş yapma kültürünü geliştirdiğini, afetlere toplumun tüm kesimleri olarak hazırlanmamız gerektiğini ifade etti. Üç gün süren kamp bilgilendirici ve verimli bir deneyim sundu. AFAD bünyesinde gerçekleştirilen kamp ile personel, hızlı ve faydalı müdahale için etkin bir hale geldi.
Antalya Manavgat Kitap Günleri’ne yoğun ilgi Manavgat Belediyesi ve Manavgat’taki yazarların iş birliğiyle düzenlenen “Manavgat Kitap Günleri-Manavgat’ın Yazarları Okurlarıyla Buluşuyor” etkinliği, Atatürk Kültür Merkezi’nde kapılarını açtı. Antalya’nın Manavgat ilçesinde düzenlenen Manavgat Kitap Günleri, “Manavgat’ın Yazarları Okurlarıyla Buluşuyor” etkinliği ile başladı. Açılışa Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Manavgatlı yazarlar ve vatandaşlar katıldı. Açılış kurdelesini Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara’nın kestiği etkinlikte katılımcılar, yazarların eserlerini inceleyip satın alma ve kitaplarını imzalatma fırsatını elde ettiler. Manavgat Kitap Günleri, sadece yerel yazarları değil, aynı zamanda edebiyatseverleri de bir araya getirerek önemli bir kültürel buluşma ortamı sağladı. Yazarlar, kendi eserleri hakkında bilgi verirken, okuyucularla interaktif bir diyalog kurarak, edebiyatın farklı yönlerine dair düşüncelerini paylaştı. Kültürel zenginlik vurgusu Etkinlik açılışının ardından açıklamalarda bulunan Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Manavgat’ın kültürel zenginliklerine vurgu yaptı. Başkan Kara, “Manavgat, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda kültürel zenginlikleriyle de öne çıkan bir şehir. Bizler, bu zenginlikleri desteklemek ve yaymak adına buradayız. Yerel yazarlarımız, kalemleriyle bizlere farklı dünyaları açıyor. Her bir kitap, bir yolculuk; her sayfa, yeni bir keşif. Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese, özellikle de değerli yazarlarımıza teşekkür ediyorum. Manavgat’ta edebiyatın gelişmesi için birlikte çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kırıkkale Alın teriyle gelen kazanç: Torlukçuların zorlu kömür mesaisi Kırıkkale’de mevsimlik işçiler, yerleştikleri ormanlık alanda zor şartlar altında mangal kömürü üretiyor. Bir sezonda 55 ton kömür üreten işçiler, Türkiye’nin farklı şehirlerine tonunu 22 bin liradan satarak ekonomik kazanç sağlıyor. Diyarbakır’dan kilometrelerce yol kat ederek Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesindeki ormanlık bölgeye yerleşen Aksakal ve Kardelen aileleri, 7 ay boyunca zorlu şartlar altında çadırlarda yaşıyor. Aslen Mardinli olan aile, asırlık "konar-göçer" çadır geleneğini sürdürerek meşe odunundan mangal kömürü üretiyor. Mevsimlik işçiler, geçimlerini sağlamak için büyük emek harcıyor. Meşe odununun odun kömürüne dönüştürülmesi sırasında işçiler hem yoğun dumanla mücadele ediyor hem de uzun saatler boyunca sıcaklıkla başa çıkmak zorunda kalıyor. "Torlukçular" olarak da bilinen kömür üreticileri, sabahın ilk ışıklarıyla ormanda odun kesimi için mesaiye başlıyor. Traktörlerle ocak sahasına taşınan odunlar, Orman İşletme Müdürlüğü’nün izin verdiği alanlardan kesilerek boyutlarına göre ayrılıyor. Ardından koni şeklinde dizilen odunlar, saman ve toprakla kaplanarak yaklaşık 400-500 derece ısıyla kömüre dönüştürülüyor. Kömürlerin kül olmaması için üretim sürecinde 24 saat nöbet tutuluyor. Bir sezonda yaklaşık 55 ton kömür üreten aile, mangal kömürünün tonunu 22 bin liradan toptancılara satıyor. Kömür üreticisi Engin Kardelen, üretim sürecinin zorlu ve emek gerektiren yanlarını İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Kardelen, kömür üretimi için birçok aşamadan geçtiklerini ve bu işin aile desteğiyle sürdürüldüğünü söyledi. "Gece gündüz çalışmak zorundasın" Ürettikleri meşe kömürlerini Türkiye’nin her yerine gönderdiklerini ifade eden Kardelen, "Biz meşe kömürü üretiyoruz. İhaleleri devletten alıyoruz. Kesimini yapıyoruz, buduyoruz, taşıyoruz, çatıyoruz, topraklıyoruz, sonra ateşe veriyoruz. Bunun yanma süreci 15-20 gün sürüyor. Kömür olduktan sonra bunları Türkiye’nin her yerine gönderiyoruz. Bizim de hayatla mücadelemiz böyle. Bu iş aileyle yapılıyor. Tek başına zaten yapamazsın. Gece gündüz çalışmak zorundasın. Sabahın erken saatlerinden akşamın karanlık saatlerine kadar çalışıyoruz. Bunun nöbeti de var. Gece boyunca da yatamıyorsun. Başında beklemek zorundasın, yoksa emeğin hepsi kül olur gider" dedi. "Tonu 22 bin liradan satılıyor" Diyarbakır’dan Kırıkkale’ye çalışmak için gelen Şaban Aksakal ise meşe kömürü üretiminin uzun bir süreç olduğunu belirterek, "7 ay boyunca buradayız. İlkbaharda çalışmaya başladık. 5 ayımız doldu, 2 ay daha buradayız. Tonu 22 bin liradan satılıyor. En fazla 55 ton kömür çıkartıyoruz" ifadelerini kullandı. (HA