SAĞLIK - 11 Ekim 2024 Cuma 10:41

Uzmanı uyardı, grip ölüme neden olabilir

A
A
A
Uzmanı uyardı, grip ölüme neden olabilir

Mevsimsel geçişlerde sıkça karşılaşılan ve önlem alınmadığında ölüme kadar götürebilen grip virüsü ile ilgili uzmanından açıklama geldi. Uzm. Dr. Caner Öksüz hastalığın belirtileri ve korunma yöntemlerini anlatarak, grip aşısının Ekim, Kasım aylarında yapılmasını önerdi.


İnfluenza virüsünden kaynaklı doğan ve her yıl karşılaşılan grip virüsü, mevsim geçişlerinde salgına dönüşebiliyor. 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarda ölüme dahi neden olabilen grip virüsü ile ilgili açıklama yapan Sivas Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Caner Öksüz, hastalığın bulaş yolları, belirtileri ve korunma yollarını sıraladı.


Grip, ilerleyerek ölüme sebep olabilir


Grip hastalığının etkeninin influenza virüsü olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Caner Öksüz, “Yani bir virüsün neden olduğu hastalıktır. Biz aslında halkımızda, bizde grip hastalığını yakinen biliyoruz. Çünkü bu influenza virüsü, grip hastalığı daha önce dünyada birçok salgına sebep olmuştur. Şöyle örnek vermek gerekirse daha önce İspanyol gribi, sonrasında Asya gribi 2009 yılında yaşadığımız domuz gribi etkeni de influenza virüsüdür ve bunlarda bir grip hastalığı salgınıdır. Özellikle dediğiniz gibi sonbahar aylarının sonu, kış ayları, ilkbaharın başlarında da vaka sayıları, hasta sayıları oldukça artmaktadır. Peki, bu hastalığın belirtileri nelerdir? Grip hastalığında öncelikle bir ateş, beraberinde boğaz ağrısı, öksürük, yoğun bir halsizlik, kas, eklem ağrısı gibi günlük işleri yapmayı engelleyecek belirtiler hastalarda olur. Bu şikâyetlerle başvururlar. Genelde de bu hastalık, virüs alındıktan sonra bir ila üç gün içerisinde bu belirtileri hastalar yaşamaya başlarlar ve sağlık kurumlarına başvururlar. Bu hastalık bulaşıcı bir hastalık. Özellikle konuşma, öksürme, hapşırma gibi durumlarda bir damlacık çıkarıyoruz. Bu damlacıklar yoluyla bu virüs bulaşabilmekte. Bu hastalık da dediğimiz gibi alındıktan sonra bir ila üç gün içerisinde ortaya çıkmaktadır. Yine bakıldığı zaman grip hastalığımız aslında sağlıklı erişkinlerde, bir hastalığı olmayanlarda hafif seyredebiliyorken ağır geçtiği durumlar da vardır. Özellikle altta yatan kronik hastalığı olan kişilerde, yaşlı kişilerde ağır seyretme, hastanede yatışlara neden olma ve hatta ilerleyerek ölüme bile sebep olma durumu ortaya çıkar” dedi.


“Grip aşısı ölüm oranlarını azaltmaktadır”


Grip virüsünden en etkin korunma yönteminin aşı olduğuna değinen Uzm. Dr. Öksüz, “Aslında grip aşısını da gribi de biz çok önceden beri biliyoruz. İşte ilk 1933 yılında bir insandan grip virüsünün izole edildiğini biliyoruz. 1935’ten itibaren aşı çalışmalarının yapıldığını biliyoruz. Dolayısıyla grip aşı da bilinen bir aşıdır, eski bir aşıdır ve güvenilir bir aşıdır. Grip aşısı özellikle hastanede yatışları ve ölüm oranlarını azaltmaktadır. Grip aşısının önerildiği riskli bir grup vardır. Bu grubu öncelikli olarak önerilir. O gruptaki kişiler hastalığı ağır geçirme riski olan kişilerdir. Kimlerdir bunlar? Özellikle 65 yaş ve üzerindeki kişiler ağır geçirme riskine sahiptir. Huzurevinde ve bakım evinde kalanlar yine gebeler, kronik rahatsızlığı olanlar. Bunlara örnek verirsek, özellikle astım hastalığı, kistik fibrozis hastalığı, KOAH hastalığı olan bireylerimiz risk altında. Yine kronik akciğer hastalığı dışında kronik kalp hastalığı olan kişiler, doğumsal kalp rahatsızlığı olan, kapak rahatsızlığı olan, kalp yetmezliği tanısı bulunan kimseler. Bu gruplara da aşı önermekteyiz” ifadelerine yer verdi.


“Her yıl grip aşısı olun”


Grip aşısı için en uygun zamanın Ekim, Kasım ayları olduğuna dikkat çeken Öksüz, “Biz şimdi aşının koruyuculuk süreci de göz önüne alarak ve salgının başlama zamanları göz önüne alarak özellikle grip aşısının Ekim, Kasım aylarında yapılmasını öneriyoruz. Hastalarımızı yaptırmak için Ekim veya Kasım aylarını tercih etmeliler. Fakat yaptırmayanlar grip aşısı sezonu boyunca yani Mart ayı sonuna kadar aşı olabilirler. Koruyuculuğu yaklaşık olarak 6-8 ay kadar olduğu söylenmektedir. Yani şunu anlama geliyor; biz her yıl grip aşısı olmak zorundayız. Ben önceki yıl olmuştum tekrar olacak mıyım? Evet olacağız. Her yıl grip aşısı olunması öneriliyor” şeklinde konuştu.


(RM-GF-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin: “Siber güvenlik konusunda toplumun korunmaya muhtaç bütün kesimlerinin korunabileceği bir yasal metin hazırlığı içerisindeyiz” Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanlığı koordinesinde Habitat Derneği ve Netflix tarafından bu yıl ‘Geleceğin Ekranı Zirvesi’nin 3’üncüsü gerçekleştirildi. Pnogramda konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Siber güvenlik konusunda toplumun korunmaya muhtaç bütün kesimlerinin bu anlamda korunabileceği bir yasal metin hazırlığı içerisindeyiz” dedi. Netflix Türkiye, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC Türkiye) ve Habitat Derneği ortaklığında yürütülen ’Geleceğin Ekranı’ projesi kapsamında dijital okuryazarlık, bilinçli içerik tüketimi, dijital ebeveynlik ve hikayelerin gücü konularının ele alınacağı Geleceğin Ekranı Zirvesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Endüstriler Meclisi ev sahipliğinde Kabul Salonu’nda düzenlendi. “Siber güvenlik konusunda toplumun korunmaya muhtaç bütün kesimlerinin bu anlamda korunabileceği bir yasal metin hazırlığı içerisindeyiz” Toplantının açılışında konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye’de 18 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 binin üzerinde öğretmen ile bakanlığa bağlı 100 binin üzerinde kurum olduğunu belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın dijital okuryazarlık, bilinçli içerik tüketimi ve dijital ebeveynlik konularında doğru adres olduğunu söyledi. İşbirliği yapmak isteyen herkese bakanlığın kapılarının açık olduğunu ifade eden Bakan Tekin, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla Türkiye’de 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında ve okul öncesi eğitim kurumlarında uygulanacak müfredatı yeniledik. Bu yenileme çalışmalarımız içerisindeki okuryazarlık türlerinden bir tanesi dijital okuryazarlık. Bir ders olarak değil ama bütün programların içerisine yedirdiğimiz başlıklardan bir tanesi. Çünkü biz dijital alanda çocuklarımızın yetkinliklerinin de artırılmasını sadece bir ders bazında değil, bütün hayat becerileri anlamında kazanmasını istiyoruz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin önemli farklılıklarından birisi bu. Sıkça atıfta bulunduğumuz OECD benzeri ya da Birleşmiş Milletler bünyesindeki değişik eğitim ve kültürle ilgilenen, raporlar yazan yapıların altını çizdiği önemli hususlardan bir tanesi şu; klasik anlamda okullar ve öğretmenler eğitim-öğretim süreçleri üzerinde maksimum yüzde 50 civarında eğitim öğretim süreçlerinin başarılı olmasını sağlayabilir. Kalan kısımda ana unsur ebeveynler. Ebeveynlerin, ailelerin eğitim öğretim süreçlerine daha proaktif bir biçimde dahil oldukları bir süreci başlatmak istedik. Bütün bu süreçlerin sağlıklı yürüyebilmesi açısından bazı konuların da yasal düzenlemelerle mutlaka güvence altına alınması gerekiyor. Bu anlamda da özellikle sağlıklı dijital medyanın sağlıklı kullanımı, siber güvenlik gibi konularda çocuklarımızın da daha doğrusu toplumun korunmaya muhtaç bütün kesimlerinin bu anlamda korunabileceği bir yasal metni de ilgili kamu otoriterleriyle birlikte paylaşmak üzere hazırlık içerisindeyiz. Dolayısıyla tüm bunların başarılı olabilmesi, Netflix tarzı platformların toplumlar tarafından benimsenebilmesi, kuşkusuz o toplumların kültür unsurlarına saygı göstermesiyle mümkün olacaktır. Biz de bu anlamda kültürel değerlerimize saygı gösterilmesini de önceliklerimiz arasına aldık. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu konuda bizimle iş birliği yapmak isteyen herkes ile iş birliği yapmaya açığız.” “Elimizdeki en önemli koz medya okul yazarlığı ve dijital medya okul yazarlığıdır” RTÜK Başkanı Şahin ise, “Biz medyaya karşı ne kadar dikkatli davranırsak davranalım. İçerikleri ne kadar oluştursak oluşturalım. İçeriklere ne kadar sert tedbirler alırsak alalım. Medya okur yazarlığı ve dijital medya okur yazarlığını yaygınlaştıramamamız halinde bunların karşılığının çok fazla olmadığını gördük. Siz ne yaparsanız yapın eğer bir ebeveyn çocuğun ekran karşısında kaç saat geçirmesi gerektiğini bilmiyorsa ekranda çocuklarından neler izletmesi gerektiğini bilmiyorsa veya da bir çocuğun ekranın karşısında kendisine verilen görüntülerle mücadele etmesi bilmiyor ise hayal ve gerçeği kurguyla gerçeği ayırt edemiyorsa siz ne kadar denetim ve düzenleme faaliyetlerinizi geliştirirseniz geliştirin, yasaklarsanız yasaklayın veyahut da ne kadar çok dikkat ederseniz edin bunun başarıya ulaşması şansı çok yüksek değildir. Bu anlamda elimizdeki en önemli koz medya okul yazarlığı ve dijital medya okul yazarlığıdır” diye konuştu. Zirve hatıra fotoğrafı çektirilmesinin ardından sona erdi. Zirveye Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, TOBB Türkiye Endüstriler Meclisi Başkan Yardımcısı Berat Kuzu, Habitat Derneği Genel Başkan Yardımcısı Bora Caldu ve Netflix Türkiye temsilcileri katıldı.