ASAYİŞ - 11 Ekim 2024 Cuma 12:48

Keskin virajı alamayarak tırı devrildi, sürücünün üzüntüsü görenleri de üzdü

A
A
A

Sivas’ta Kovalı kavşağında 380 derecelik yay şeklindeki keskin virajı alamayan mermer yüklü tır sürücüsü aracı devirdi. Kazayı yara almadan atlatan sürücünün üzüntüsü görenleri de üzdü.

Sivas’ta Şarkışla istikametinden Sivas istikametine gelen Ramazan Könez idaresindeki 55 UG 195 plakalı Scania marka mermer yüklü tır, Kovalı kavşağında 380 derecelik yay şeklindeki keskin virajı alamayarak devrildi. Sürücü, kazayı yara almadan atlattı. Olay yeri temizleme çalışmaları yapılırken sürücü Könez’in üzgün hali kameralara yansıdı. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

Keskin virajı alamayarak tırı devrildi, sürücünün üzüntüsü görenleri de üzdü

Rahmi Meyveci - Onur Erden

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Adalet Bakanı Tunç: “Türkiye Yüzyılı’nın başında darbe anayasasıyla yolumuza devam etmek bizim için bir yüz karası” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Gedik Üniversitesi’nde düzenlenen 2024-2025 Akademik Yılı açılış töreninde, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, Türkiye Yüzyılı’nın başında artık darbe anayasasıyla yolumuza devam etmek bizim için aslında bir yüz karası. Darbecilerin yazdırdığı bir anayasayla demokratik hukuk devletinin yönetilmesi doğru bir şey değildir" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul’un Pendik ilçesinde bulunan İstanbul Gedik Üniversitesi’nde düzenlenen 2024-2025 Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Bakan Tunç törende yaptığı konuşmada, “Toplum değişiyor, toplumun ihtiyaçları değişiyor. Bütün bunlar yeni suç tiplerinin de ortaya çıkmasına neden oluyor. Buna paralel olarak hızlı bir şekilde mevzuatımızı da toplumun ihtiyaçlarına uyarlamak durumunda kalıyoruz. Bu nedenle planlı bir çaba içerisinde yargı reformu strateji belgeleri kapsamında da sürekli bir yenilenme içerisindeyiz. 2009 yılında birinci yargı reformu, 2015’te ikincisi, 2018’de üçüncüsünü yayınlamış ve mevzuatımızı sürekli güncel tutmaya çalışmıştık. Önceki reformlardan henüz hayata geçmeyen kısımlar ve yeni ihtiyaçlara göre yeni reformları da Yargı Reformu Strateji Belgemiz ile 2024 ve 2028 yıllarını, önümüzdeki 4 yıllık bir planı, yargı alanında neler yapacağımızı kısa, orta ve uzun vadeli hedefler şeklinde önümüzdeki günlerde sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşacak. Bütün kesimlerin görüşlerini aldık. Yargı mensuplarımızın, vatandaşlarımızın, hukuk fakültelerimizin görüşleri geldi. Yine akademisyenlerimizden, barolarımızdan görüşler aldık. Bir buçuk yıllık bir çalışma neticesinde şu anda son istişarelerini gerçekleştiriyoruz. Vatandaşlarımızın da erişimine açtık. 45 bine yakın da vatandaşımızdan görüşler geldi. Hala daha o sistem açık. Yargıdaki karşılaşılan sorunlar, çözüm önerileri, mevzuatta yapılması gerekli değişiklik ihtiyaçları, uygulamada, idari alanda yapılabilecek hususlar hepsi Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde hedefler olarak belirlenecek” dedi. Bakan Tunç, “Şu anda toplumun huzur ve sükunetini bozan hem bilişim yoluyla işlenen suçların, sosyal medya aracılığıyla işlenen suçların da artış gösterdiğini görüyoruz. Özellikle toplumu suçtan korumak adaletin en başlıca görevi. Toplumu suçtan korumak, suçu önlemek, suç işlenmişse de o suç işleyene hak ettiği cezayı uygulamak, cezası infaz edildikten sonra da bir daha suç işlememesi için onu ıslah etmek. Ceza adalet sisteminin üç aşaması vardır; soruşturma, dava ve infaz aşaması. Bu aşamalarda özellikle yargının etkinliğini sağlayacak, suç işlenmesini en aza indirecek, işleyene de hak ettiği cezayı, yaptırımı uygulayacak sistemi bugüne kadar yaptığımız çalışmalara ilaveten yeni gelişen durumlar sonrasında da yeni düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Bazı suç tiplerinin artmış olması ve bu artış sebepleri, gerek mevzuatımızdan kaynaklanan sebepler gerek diğer sebepler, bunların hepsi Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandıktan sonra meclisimize yasal düzenlemeler olarak getireceğimiz konular var. Ve hızlı bir şekilde kanunlaştırarak, yargının gecikmeden tecelli edebilmesi, öngörülebilen bir adalet sisteminin tesisi ve vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyetini en üst noktaya taşımanın gayretiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. Darbecilerin yazdırdığı anayasanın değişmesi gerektiğini ifade eden Bakan Tunç, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, Türkiye Yüzyılı’nın başında artık darbe anayasasıyla yolumuza devam etmek bizim için aslında bir yüz karası. Darbecilerin yazdırdığı bir anayasayla demokratik hukuk devletinin yönetilmesi doğru bir şey değildir. Yine anayasamızda ’Sıkıyönetim ilan edilebilir’ maddesi vardı, darbecilerin yazdığı anayasa. Bunu kaldırdık, değiştirdik. ’Darbeciler yargılanamaz’ diye bir hüküm vardı. Milletimizin onayıyla, onların desteğiyle bunların hepsi değişti ama tüm bu değişiklikler anayasadaki vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldırdı mı? Bunu söylemek mümkün değil. Darbecilerin oluşturduğu vesayetçi anlayışın oluşturduğu bir kurgu var. Sonraki değişiklikler, o kurguyu bozmaya yönelik değişiklikler, o vesayetçi ruhu ortadan kaldırmaya yönelik yapılan değişiklikler, anayasanın farklı maddelerinde farklı çelişkilere de yol açtı. Dolayısıyla tüm bunları ortadan kaldırmanın yolu yeni, demokratik, sivil, katılımcı, temel hak ve özgürlükleri öne alan, devletin görevlerini net bir şekilde belirleyen, millet ve devlet arasındaki bir toplum sözleşmesini yapmak durumundayız. Türkiye’ye bu yakışır. 28. Dönem Parlamentosu’nda uzlaşmaya yanaşanlar millet tarafından takdir toplar ama uzlaşmaz bir tutum içerisinde olanlarsa yine millet tarafından eleştirilir. Temennimiz milletimize olan bu borcu ’Türkiye Yüzyılı’ inşa sürecinin başında gerçekleştirelim, ülkemizi yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşturmak için çalışalım. Çünkü kalkınmanın temeli demokrasi, adalet, eğitim. Bunlar çok önemli. İnşallah bunları da önümüzdeki süreçte gerçekleştirmenin gayreti içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz" şeklinde konuştu. Programa Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu’nun yanı sıra eski Bulgaristan İnovasyon ve Büyüme Bakanı Milena Stoycheva, Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kesik ve üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı Hülya Gedik de katıldı.
İstanbul 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali tanıtım toplantısı İstanbul’da gerçekleşti Adana Valiliği himayesinde Adana Büyükşehir Belediyesi, dört merkez ilçe belediyesi ve oda başkanlarının katkılarıyla düzenlenen 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nin içeriği Feriye’de gerçekleşen basın toplantısı ile tanıtıldı. Toplantıya Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ünlü şefler Somer Sivrioğlu, Danilo Zanna ve Mehmet Yalçınkaya katıldı. Bu yılın festival teması ‘’Kökleriyle Adana’’ olarak belirlendi. Adana Valiliğin ev sahipliğinde Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri, odalar ve sivil toplum kuruluşunun katkılarıyla, festival yürütme kurulunun koordinasyonuyla gerçekleşen festivalde paneller, workshoplar, gastro şovlar, genç şeflerin yarışması ve tüm sahne programı içeriklerini oluşturan Gökmen Sözen’de toplantıda bir sunum yaparak bizleri festivalde nelerin beklediği konusunda bilgilendirdi. Sözen, “Adana Lezzet Festivali Türkiye’nin en önemli gastronomi etkinliklerinden biridir. Her yıl farklı temasıyla Türkiye ekonomisine özellikle Çukurova’ya ve Akdeniz’e büyük katkılarda bulunur” dedi. Düzenlenen basın toplantısında konuşma yapan Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, basın mensuplarını ve misafirleri selamlayarak konuşmasına başladı. Vali Köşger, ‘’Adana, yalnızca eşsiz yemekleriyle değil, aynı zamanda mutfak kültürünün ardındaki hikayelerle de tanınan bir şehirdir. Yüzyıllardır bu topraklarda şekillenen yemek kültürümüz, Adana halkının hoşgörüsünü, çalışkanlığını ve yaşam enerjisini yansıtır. Misafirperverliğimiz, sofralarımızda buluşan lezzetlerle hayat bulur. Bulunduğu coğrafi konum, 10 bin yıl öncesine dayanan geçmişi ile kadim bir kültürün varisi olan Adana’mız, kendine has lezzet sentezini bugün de zenginleştirmeye devam ederek geçmiş ile bugünü bünyesinde harmanlamayı başarabilmiştir. İşte bizler de tam bu yüzden Adana’mızın derin, tarihi ve köklü mutfağını tüm dünyaya tanıtmak ve “geçmişin birikimiyle bugünümüzü inşa ederken, geleceğe doğru sağlam adımlarla ilerleme” gayemizi bir kez daha vurgulamak amacıyla bu yıl sekizincisini düzenleyeceğimiz Lezzet Festivali’mizin temasını “Kökleriyle Adana” olarak belirledik’’ diyerek konuşmasına devam etti. “Her yıl sesimiz daha da yükseliyor” Vali Köşger, misafirlerin bir taraftan Adana mutfağının sahip olduğu, kökleri Çukurova’nın verimli topraklarına dayanan eşsiz lezzetleri tadarken diğer taraftan yerli ve yabancı birçok ünlü şefin gastro şovlarıyla unutulmaz anlara şahitlik edeceklerini ifade etti. Festivalin her yıl bir önceki yıldan çok daha fazla ses getirmesi için gayret gösterdiklerini söyleyen Vali Köşger, Adana mutfağının tanıtımının yanı sıra bu leziz mutfağı gelecek nesillere taşımayı ve Adana’nın gastronomi turizminin vazgeçilmez duraklarından biri olmasını amaçladıklarını belirtti. Vali Köşger, festival hakkında bilgi vermeye şöyle devam etti: ‘’Geçen yıl 923 bin ziyaretçiyi ağırladığımız Uluslararası Adana Lezzet Festivalimizde 1,5 milyon ziyaretçiyi ağırlamayı bekliyor ve bunun heyecanını yaşıyoruz. Festivalimizin 4 gün gibi kısa bir süre içerisinde ilimiz ekonomisine yaklaşık 3 milyar TL’lik katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Festivalimizin önemli bir başka amacı da Adana mutfağını sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde tanıtmak ve yaygınlaştırmaktır. Bu noktada; Adana’nın yerel ürünleri, doğal tarım yöntemleri ve geleneksel tariflerini, çevre dostu bir anlayışla geleceğe aktarmayı aynı zamanda doğaya saygıyı ve sürdürülebilir yaşamı teşvik etmeyi planlıyoruz. Tüm bunlara ek olarak dünyada yaşanan iklim değişikliğine, su ve enerji kaynaklarındaki daralmaya, tarım, toprak ve sağlıklı gıda erişimine dikkat çekmek amacıyla Social Gastronomy Movement (Sosyal Gastronomi Hareketi) ve Ebru Baybara Demir iş birliği ile dünyanın farklı ülkelerinden Adana’ya gelecek uzmanların katılacağı, bir zirve düzenliyoruz. Uluslararası Tarım Zirvesi’nde, Çukurova- ‘’Toprağın Lezzeti’’ ana temasıyla düzenlenecek panellerde çiftçilerimize, gastronomi profesyonellerine ve girişimcilerine yol gösterecek paylaşımlarda bulunulacağını memnuniyetle ifade etmek isterim. Sosyal Gastronomi Hareketi ile yapılacak iş birliği ile festivalimiz aynı zamanda “Universal Plate” etkinliğinin de bir parçası olacaktır. Ayrıca Birlemiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) açlığın son bulması ve herkesin kaliteli gıdaya erişerek sağlıklı beslenmenin sağlanmasına dikkat çekmek amacıyla belirlediği 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında gerçekleştirilecek “Universal Plate” etkinliğinde, şeflerimiz ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız için yemekler pişirip bunların dağıtımını gerçekleştireceklerdir. Kökleriyle geçmişe bağlı olduğu kadar, geleceğe dönük vizyonuyla da büyüyen Adana’mızda sizlerin de katkılarıyla daha geniş kitlelere ulaşan bir Lezzet Festivali düzenleyeceğimize yürekten inanıyorum. Bu vesileyle, emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza ve sponsorlarımıza teşekkürlerimi sunuyor, tüm katılımcıları ve gastronomi tutkunlarını 17-18-19-20 Ekim günlerinde Adana’nın lezzet dolu dünyasını keşfetmeye davet ediyorum’’ diyerek konuşmasını tamamladı. “Adana’ya gelin ciğerimizi yiyin” Validen sonra söz alan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar konuşmasına, Adana’da, Çukurova Üniversitesi ile birlikte bir Tarım Akademisi kuracaklarını müjdeleyerek başladı. Başkan Zeydan Karalar şöyle devam etti: “Bu yıl festivalimizin teması Kökleriyle Adana. Adana’mız dünyanın en eski yerleşimlerinden biri. Eşsiz güzelliklere sahip; denizi, içinden geçen iki nehri, tarihi, doğası, iklimi endemik bitkileri, kültürü, tarımsal bereketi ve oluşturucu insan kaynağı ile dünyanın en önemli şehirlerinden biri olmalı. O nedenle ‘’Kökleriyle Adana’’ teması Adana’yı çok iyi ifade ediyor. Bizim de Adana’mızın özelliklerini, güzelliklerini tanıtmaya yönelik yaptığımız her çalışma kentimizi dünya markası yapma çabasından kaynaklanıyor. Adana’mızın geçmişten bu yana kendine has özelliklerinin hepsini, özünden koparmadan, yerelden evrensele taşımaya kararlıyız. Sayın Valimizin öncülüğünde yaptığımız Lezzet Festivali başta olmak üzere, Altın Koza Film Festivali, Portakal Çiçeği Karnavalı ve diğer festivaller Adana kent kültürünün bir parçası oldu. Hemen yakın zamanda yapılan Teknofest kentimize bir başka zenginlik kattı. Bu çalışmalar Adana’mızı; sanayi, ticaret ve tarım kenti olmasının yanında bir turizm kenti haline getirme çabamızdır. Tarihte 16 kavmin yaşadığı kentimiz, tarihini lezzete evirmiş, nefis lezzetler diyarıdır. Elbette ülkemizin her köşesi çok önemli ve farklı güzel lezzetlere sahip ama Adana başka. Verimli ovası ile besinlerin sağlıklı ve taze biçimde tarladan mutfağa taşınması çok önemli. Adana mutfağı denince ilk akla gelen baskın lezzet Adana Kebabı olsa da Adana kebaptan ibaret değil. 400’ü aşkın önemli lezzetin diyarıdır Adana. Enfes lezzetler sizleri bekliyor. Adana’ya gelin, katıksız lezzetler diyarında enfes lezzetleri tadın. ‘Adana’ya gelin ciğerimi yiyin’ diyoruz ’’ diye konuştu. 17-18-19-20 Ekim tarihlerinde sürecek festival Adana Merkez Park’ta yapılacak.
Kayseri Tüm Yediemin İşletmecileri Federasyonu Başkan Yardımcısı Gülşan: "Bu arabalar benimle mezara kadar gidecek mi?" Tüm Yediemin İşletmecileri Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Kayseri Yediemin Otopark İşletmecileri Dernek Başkanı Ethem Gülşan, yediemin otoparklarında haczi kalkmış araçların satışlarında hâlâ bir gelişme olmadığını belirterek, "Bu arabalar benimle mezara kadar gidecek mi? Amacımız ekonomik değirmenin dönmesi. Neden frene bastılar?" dedi. Geçen yıl haczi kalkmış ancak halen yediemin otoparklarında bekleyen araçların satışa çıkarılmasının önünün açılmasına rağmen son gelinen noktada bir gelişme olmadığını söyleyen Tüm Yediemin İşletmecileri Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Kayseri Yediemin Otopark İşletmecileri Dernek Başkanı Ethem Gülşan, "Burada 17 yıldır duran araç var. Diğer meslektaşlarımın otoparklarında ise 35 yıla yakındır duran araçlar var. Bu kadar uzun yıllar duran araçların halini düşünün. Benim otoparkımda şu anda 250 tane araç var. 7. Yargı Paketi’nde çıkan kanuna maalesef ne otoparklar hazırdı, ne diğer birimler hazırdı. Bakanımız ’700 bin araç tasfiye olacak’ dediğinde Türkiye genelinde 15 bin civarında tasfiye çıktı. Tabiri caizse dağ fare doğurdu. Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy, AK Parti Kayseri Milletvekilimiz Şaban Çopuroğlu, Cumhur İttifakı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımız Mehmet Muş ve ekibinden Allah razı olsun. Gerçekten olağanüstü bir çaba gösterdiler. İstenirse oluyormuş ama sonradan ilgili daire başkanlarına tekrardan gittiğimizde ’Yetkim yok’ diyen insanlarla karşı karşıya kaldık. Bu emekler neden zayi oluyor. Ben denizde bir damlayım. İşletmeci olarak giderim var, maliyetim var, ödemem var. Benim de sorumlu olduğum alanlar var" dedi. "17 yıldır duran arabanın kime ne faydası var?" Amaçlarının ekonomik çarkın dönmesi olduğunu vurgulayan Gülşan, "İcra İflas Kanunu’nun 106., 110. maddelerini kaldırın. 1 sene içerisinde otomatikman düşer. Bu arabalar 1 sene içerisinde de ne yıpranır ne de çürür. 17 yıldır duran bir arabanın kime ne faydası var? Otoparkımda bir tanker var, 2010 yılında beri bende, daha nereye kadar gidecek? Vatandaş otopark parasını bulur. Bize de zararı olmaz, yer de boşalır. Bu arabalar benimle mezara kadar gidecek mi? Önce devletim, sonra milletim, ondan sonra da benim. Bu araç çıkacak ki maliyeye borcumu ödeyeceğim, araç çıkacak ki işçime maaşını vereceğim. Amacımız ekonomik değirmenin dönmesi. Neden frene bastılar? Benim ağabeyim de devlet, anam da devlet, babam da devlet. Devlet olmazsa ben olmam" diye konuştu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç geçtiğimiz yıl, "Yedieminlerde bulunan ve icra hukuku kapsamında artık hukuken muhafazasına gerek kalmayan mahcuz malların tasfiyesini taraf menfaatini ve kamu yararını gözeterek çözüme kavuşturduk" açıklamasında bulunmuştu.