KÜLTÜR SANAT - 06 Eylül 2024 Cuma 23:20

Şırnak’ta "Sesler ve Yüzler" filminin gösterimi yapıldı

A
A
A
Şırnak’ta "Sesler ve Yüzler" filminin gösterimi yapıldı

Dağa kaçırılan çocukları için 6 yıldır Diyarbakır’da oturma eylemini sürdüren Diyarbakır annelerinin dramını anlatan "Sesler ve Yüzler Belgesel" filmin gösterimi Şırnak’ta yoğun ilgi gördü.


Dağa kaçırılan çocukları için eski HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır annelerini konu alan filmin gösterimi, Şırnak Valiliği ev sahipliğinde Öğretmenevi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Şırnak Valisi Cevdet Atay, gösterimin ardından yaptığı konuşmada, bu belgeselin çok anlamlı bulduğunu bunun için emeği geçen herkesi tebrik ettiğini söyledi. Vali Atay, "Bölge halkının yaşadığı acıları ve çileleri bizler bu bölgede olmadığımız zamanlar da yaşadık gördük. Yaşanan olaylarda şehitlerimiz gelirken hepimizin yüreğine ayrı bir ateş düştü. Bir daha bu memleketimizde şehitlerimiz gelmesin diye burada yaşayan vatandaşlarımız, ailelerimizin de ödevleri var. Herkes çoluğuna çocuğuna sonuna kadar sahip çıkacak. Burada da yine devletimizin de teşviki ile o insanları cesaretlendirerek bir toplumsal yapı oluştu. Ve çok iyi gidiyor onu söylemek istiyorum. Biz bu olaya nereden bakıyoruz, yaşanmışlıklardan üzerinden, siz oradan bakıyorsunuz, bir daha bu olaylar yaşanmasın diye ne yapılması gerekiyor? Burada devletin üzerine düşen, bizlerin üzerimize düşen, toplumda herkesin üzerine düşen görevler vardır. Ben bu belgesel bazında sizleri tebrik ediyorum. Gerçekten güzel ve etkileyici bir gösterim oldu tekrar emeği geçenleri tebrik ediyorum" diye konuştu.


Filmin yapımcısı ve AK Parti MKYK üyesi Orhan Miroğlu da şehirleri dolaşarak annelerin hikayelerini tek tek dinlediğini ve yaklaşık 100 annenin röportajına yer verdiklerini ifade ederek, "Biz doğulu toplumların belki de en büyük açmazı kendi hikayelerimizi, yaşadıklarımızı başkalarının yüzyıllardır yazıyor olmasıdır. Hikayeler bize ait, acılar bize ait ama maalesef bu acıların tanınması, bu acılarda ortaklaşmaya, davete dahi hemen hemen bütün sanatsal ürünlerin önemli bir kısmı bize ait değil. Sayın Valim ile belgeseli izlerken güzel bir şey söyledi. Dedi ki çok etkileyici bir belgesel bu. Aslında okullarda da gösterilmesi gerekir. Çok büyük bir senaryoydu bu. Bu senaryoda canlandırmalar vardı. Bu bir başlangıç olsun dedik. Ama bundan sonraki safhalarda elimizde 100 röportaj var. 100 röportaj muazzam bir şey. Bunun 30-40’ı Diyarbakır’da yapıldı. Diğerleri, Mardin, Şırnak, Siirt, Van, Hakkari’de çekildi. Ben bunun bir kitaba da dönüştürülmesini istiyorum. Malzeme hazır. Bir kitap için ilk önce malzemeyi toplarsınız. Benim malzemem hazır. Masam da duruyor. Sadece bu çalışmalar bittikten sonra oturup 15-20 gün zaman ayırmam gerekiyor. Onu da ayıracağım inşallah. Kışın bu kitapla da sizi buluşturacağız" dedi.


"Hacere annemizin yaktığı kıvılcım ile tüm ülke de dalga dalga yayıldı" diyen İçişleri Bakanlığı Müşaviri Hatice Atan, “Diyarbakır’da başladık. Sonra Batman, Siirt, Mardin, bugün de buradayız, kendi evimizde. Sizler de izlediniz. Gerçekten çok anlamlı bir belgesel. Belki şimdiye kadar sadece televizyonlar da gördünüz, haberlerde gördünüz. Ama birebir yaşamak, o annelerin ismi bir kere çok güzel, çok anlamlı. Bir kıvılcım ile başladı. Önce Hacere Annemizin kıvılcımı ile HDP’nin önünde terör örgütünün uzantısı olan, Kandile meydan okuması ile bir annenin meşale yaktı. Bu meşale dalga dalga yayıldı. Şırnak’tan Hakkari’ye, Hakkari’den Muş’a, Muş’tan Van’a, Van’dan Bitlis’e. Daha sonra İzmir’e, İzmir’den yurt dışından bir annemizin haykırışını gördünüz. Dalga dalga yayıldı” dedi.


Yönetmen Yasemin Çekiç de yapımı çok etkilenerek, isteyerek ve gözyaşları içinde çektiklerini belirtti. Büyük emek sarf ederek ortaya güzel bir eser bırakmak istediklerini ifade eden Çekiç, “Yaklaşık 3 ay süren bir kurgu dönemi oldu. Amacımız bunu hem ahlatabilmek hem de hissettirebilmekti umarım bunu başarmışızdır” ifadelerini kullandı.


Belgeselin gösterimine evlat nöbetinde yer alan anne ve babaların yanı sıra Şırnak Valisi Cevdet Atay, Vali Yardımcısı Muhammet Çiftçi, Belediye Başkanı Mehmet Yarka, İl Jandarma Komutanı Mevlüt Dirim, AK Parti İl Başkanı İbrahim Halil Erkan, kamu kurum ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şehit aileleri ve vatandaşlar katıldı.



Şırnak’ta "Sesler ve Yüzler" filminin gösterimi yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Dünyaca ünlü arkeologlar Satala Antik Kenti’ndeki kazıları yerinde inceledi Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırında günümüze kadar ulaşabilen ve Anadolu’da kazı çalışması yapılabilen tek Roma lejyon kalesi olan Satala Antik Kenti dünyaca ünlü arkeologları misafir etti. Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Sadak köyündeki Satala Antik Kentinde 7 yıl önce başlayan arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. Bugüne kadar çok sayıda tarihi yapıya ulaşılan kazı çalışmalarında 5 bin yıllık geçmişi bulunan eserler ortaya çıkarılırken, Anadolu tarihini değiştirecek bilgilere ulaşıldı. Kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Gümüşhane Valiliği ve İl Özel İdaresi ile Kelkit Kaymakamlığı ve Kelkit Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen kazı çalışmaları Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur ve ekibi tarafından sürdürülüyor. Yapılan çalışmalar Nekropol ve Castrum alanlarında da sürerken Nekropol alanında 16 lejyoner mezarı bulunurken, bu alanda bir de kadın mezarının bulunması bilim insanlarını şaşırttı. Öte yandan Avrupa’nın en önemli arkeolojik kongrelerinden birisi olan ve bu yıl Batum’da gerçekleştirilen Roma Sınır Çalışmaları Kongresi’nde de gündeme gelen Satala Antik Kenti’nde çalışmalar hız kesemeden devam ederken, kongreye katılan 30 ülkeden 69 dünyaca ünlü arkeolog da bugün antik kenti ziyaret ederek incelemelerde bulundu. “Roma Lejyoner Zırhı yakında Gümüşhane’de sergilenecek” Geçen aylarda aynı bölgeden çıkarılan ve restore edilen Roma Lejyoner Zırhı’nın da önümüzdeki günlerde Gümüşhane’de sergileneceği müjdesini veren AK Parti Gümüşhane Milletvekili Av. Celalettin Köse, “Ben burada dünyanın çeşitli ülkelerinden tarih ve arkeoloji tutkunlarının gezeceği günleri hayal ediyorum demiştim ve çok şükür bugün burada dünyanın 30 ülkesinden Almanya’dan, İnigiltere’den, Romanya’dan, Rusya’dan muhtelif ülkelerinden dünyanın en önemli arkeologlarının olduğu bir heyet Satala Antik Kenti’ni ziyarete geldiler onlar da buranın kıymetini anladılar. Toprağın üzerini örttüğü tarihi kalıntılar gün yüzüne çıktıkça buranın tüm dünyada kabul gören bir turizm potansiyeli olacak. Çünkü burası dünyanın çeşitli medeniyetlerine ev sahipliği yapmış kimliği olan bir köy, tarihi kimliği haiz bir antik kent bizim tek hedefimiz bundan sonra burada bir müze yaptırabilmek ve buraya gelen turistleri Kelkit’in sokaklarında gezdirip Kelkit’in dönerinden ikram etmek olacaktır. Kelkit ve Gümüşhane’nin turizm noktasında yarınları bugünlerimizden daha güzel olacaktır. Bu bir milattır, bu heyetin bu misafirlerin her biri üniversitelerde bölümlerinde uzman dünyaca ünlü profesörlerden oluşuyor. Ülkelerine gittiklerinde Kelkit’i ve Satala Antik Kenti’ni anlatacaklar. Turizm Bakanımız Kültür Mirası listesine dahil edilmesinde sağ olsunlar bizim ısrarlarımızı kırmadılar buranın tarihi kimliğini kendilerine anlattık uygun gördüler. 2027 yılının sonuna kadar burada hiçbir ödenek sıkıntısı olmadan kazı çalışmaları hızla devam edecektir. 2 bin 800 yıllık olduğu söylenen Urartu Kemeri buradan çıkarılarak Gümüşhane şehir müzesinde sergileniyor. Aynı şekilde buradan çıkarılan Roma Lejyonerlerine ait zırh da Erzurum’da sergilenmekte, biz de onu önümüzdeki günlerde belki 1 hafta 10 gün içerisinde Gümüşhane Müzesine getirip inşallah onu da Gümüşhane müzesinde sergilenecek hale getireceğiz. Satala Antik kenti ilimizin turizm potansiyelini arttıracak” dedi. “16 adet lejyon mezarı yanında bir kadın mezarı bulduk” Bölgede çalışmaların Ekim veya Kasım aylarının sonlarına kadar devam edeceğini dile getiren Satala Antik Kenti kazı başkanı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur, “2024 yılı Satala kazı çalışmaları yaklaşık 16 Temmuz’da başladı 2 aylık bir çalışma sürecimiz oldu. 18 kişilik bir ekiple uluslararası üniversitelerden de hocalarımızla bilimsel heyetle birlikte kazı çalışmalarına başladık. Bu çalışmalarda yaklaşık olarak hem Castrum yapısında hem de Nekropol alanında eş zamanlı çalışma yürütmekteyiz. Castrum’da bulunan C3 açmasında genişleme çalışması oldu yine geçmiş yıllarda bulduğumuz duvar yapılarının da beraberinde ilerlediğini gördük. Biz bu alanlarda çeşitli birçok cam, metal ve pişmiş toprak eserlerle karşılaştık. Hatta bir mobilya aksamı olarak nitelendirebileceğimiz metal bir bronz obje de açığa çıkarıldı. Bu açmalarda sütun başlıkları ve sütun gövdeleri de açığa çıkarıldı. Bizim için bu sene en önemli projelerden biri de Bakanlığımız tarafından ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında desteklenen Satala Antik Kenti de bulunmakta. Bu proje kapsamında en büyük çalışmamızı ise Nekropol alanında sürdürüyoruz. 1 buçuk 2 aydır süren çalışmalarda 16 adet lejyon mezarı bulduk. Bu mezarlar içerisinde bize ilginç gelen bir kadın mezarıyla karşılaşmamız oldu. Gelecek antropolojik verilerle de daha detaylı bilgilere sahip olacağız. Ekim veya Kasım ayının sonlarına kadar kazı çalışmalarımızı sürdürmeyi planlıyoruz. Bir lejyon mezarı olarak adlandırılan yapıda kadın mezarıyla karşılaşmamız aslında orada bir mekân bulduk ve buranın yanına açılmıştı muhtemelen bu kadın mezarı geç dönemde kullanılmak üzere açılmış ve dediğimiz gibi geç dönemde açılmış. Gelecek antropolojik verilerle bunu daha sağlıklı olarak yorumlamamızı sağlayacak. Arka tarafta gördüğünüz sağlık ocağı bizim restorasyon sürecinde rölövesi alındıktan sonra bir lejyon barakasına ve karşılama merkezine dönüştürüleceği bir projemiz var bu projelerde ayrıca bizim kemerli yapı diye adlandırdığımız yapıda bir koruma projesi bulunmakta. Satala dediğimizde aslında çok bilinmeyen bir yapı olan Roma havuzu üzerinde de bir çalışma devam etmekte. Şu an günümüzde bir sac ile kapatılan yapı üzerinde bir üst örtü yapılması planlanmakta. Roma Limes Kongresi olarak isimlendirilen Avrupa’nın en önemli kongrelerinden birisi olan kongre bu yıl Batum’da gerçekleştirildi. Bu kongrenin ziyaretçisi olan arkeologlar Satala’yı da son durak olarak belirlediler. Bizde bugün onları Satala’da ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Çünkü bu çok büyük bir kongre ve sadece 3 yılda bir gerçekleştiriliyor. Biz de bu tür işbirlikleriyle sürekli Satala’yı öne çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. “Burada bulunması gereken daha çok eser var” Roma Sınır Çalışmaları Kongresi’nin ardından Satala Antik Kenti’ni ziyarete gelen Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinde bulunan Anıtlar Kurulu yetkilisi ve Uluslararası Limes Kongresi Direktörü Dr. Andreas Thiel, “Biz Roma Arkeolojisi uzmanları olarak lejyonların nerede olduğunu biliyorduk, üniversitede her öğrencimiz lejyonların nerede olduğunu bir nokta olarak bilmek zorundadır. Hepimiz burayı biliyorduk ama hiçbirimiz buraya gelme şansını bulamamıştık. Normalde Roma lejyonu büyük bir şehrin kuruluşuna öncülük eder arkeologlar için büyük bir şans çünkü üzerinde yerleşim olmadığı için kazı yapılabilir bir noktada. Bilim insanlarının kafasındaki en büyük soru ise burada böylesine bir lejyon varken neden büyük bir şehrin oluşmadığı. Herkes için buradaki buluntular turizmin canlandırılması için çok önemli. Eminim ki burada bulunması gereken daha çok eser var” diye konuştu.