ASAYİŞ - 08 Nisan 2025 Salı 15:34

Şırnak’ta mart ayı asayiş ve güvenlik toplantısı gerçekleştirildi

A
A
A
Şırnak’ta mart ayı asayiş ve güvenlik toplantısı gerçekleştirildi

Şırnak Valisi Birol Ekici başkanlığında mart ayı asayiş ve güvenlik toplantısı gerçekleştirildi. Vali Ekici, Şırnak’ın güvenlik, huzur ve ekonomik kalkınma ile bölgenin parlayan yıldızı olduğunu söyledi.


Şırnak Valisi Birol Ekici, aylık asayiş ve güvenlik toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Valilik toplantı salonunda düzenlenen açıklamada mart ayı verilerini paylaşan Vali Ekici, 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde, Şırnak’ta ölümlü hiçbir kazanın olmadığını söyledi. Vali Ekici, "Şırnak, bölgesinde en huzurlu ve güvenli bir şehirdir. Projeleriyle, yatırımlarıyla, ekonomik gücüyle bölgemizin adeta parlayan bir yıldızıdır. Huzur ve güvenli bir bayram geçirdik. Bayramda kimsenin burnu kanamadı hatta hiçbir ölümlü kazamız yok. Oluşan kazaların tamamına müdahale ettik. 153 bin kişiye kontrol noktalarımızda güvenli sürüşle ilgili kendilerini uyardık ve vatandaşlarımıza, hemşerilerimize bu anlamda çok teşekkür ediyorum. Bize bayram sevinci yaşattılar. Çünkü onların tırnaklarına, saçlarının teline bir zarar geldiği zaman en çok biz üzülüyoruz. Bu anlamda huzur ve güvenli bir bayram geçirdiğimiz için gerçekten çok mutluyuz" dedi.



Aranan 110 suçlu tutuklandı


Çeşitli suç kaydı bulunan şahısların yakalanması için jandarma ve emniyet ekiplerinin çalışmaları sonucunda çeşitli suçlardan arama kayıtları bulunan 110 şüphelinin yakalandığını belirten Vali Ekici, "Mart ayı emniyet ve asayiş açısından Şırnak’ta daha da böyle geliştiğimiz, daha da böyle güçlü hale geldiğimiz, daha huzurlu, daha güvenli bir şehir haline gelmek için var gücümüzle çalıştığımız bir ay olmuştur. Bunun için Jandarma ve Emniyet güçlerimize, güvenlik güçlerimize, Türk Silahlı Kuvvetlerine çok teşekkür ediyorum. Mart ayı içerisinde 110 tane suçlu şehrimizde yakalanarak cezaevine gönderilmiştir. Artık suçluları, aranan kişileri yakalıyoruz ve bir ifadesi varsa, adli bir olayı varsa bunları derhal adli makamlara götürüp, takip ediyoruz ve konuları sonuçlandırıyoruz. Bir defa suçluların aramızda kalmasına asla izin vermiyoruz. Bu anlamda 110 kişiyi Mart ayında yakalayarak ceza ve tutuk evlerine teslim ettik’’ diye konuştu.



’’Şırnak’ın artık uyuşturucu geçiş noktası olmasına izin vermeyeceğiz’’


Uyuşturucu tacirlerine yönelik yapılan başarılı operasyonlar ile Şırnak’ın artık geçiş güzergahı olarak kullanılmasına izin verilmeyeceğini aktaran Vali Ekici, "Ramazan Bayramı boyunca kontrol noktalarımızda çalışmaya devam ettik ve uyuşturucu açısından başarılı bir ay. 90 kilogram skunk ve metamfetamin olmak üzere uyuşturucu yakaladık. Bu bölgenin, özellikle uyuşturucu açısından geçiş bölgesi olmasını bir defa son vereceğiz. Şehrimizde asla uyuşturucu geçirmelerine, kaçırmalarına izin vermeyeceğiz. Bu konuda ki çalışmalarımızda devam ediyor" şeklinde konuştu.



’’Huzuru vatandaşlarımız ile sağlıyoruz’’


Şırnaklı vatandaşların hukuka ve asayişe aykırı olarak gördükleri her türlü olayı 112 Acil Çağrı Merkezine arayarak bildirdiğini anlatan Vali Ekici, "Huzur ve güvenliği vatandaşlarımız ile birlikte sağlıyoruz. 112 Acil Çağrı Merkezi 40 bin 178 kez aranmış. Herkes hukuka ve asayişe aykırı olarak gördüğü konuları bize bilgi veriyor, bizde bunun üzerine müdahale ediyoruz. Suçlular ve suçla hep birlikte mücadele ediyoruz. Bizi arayan 40 bin 178 hemşerilerimize teşekkür ediyorum" dedi.



Nevruz kutlamaları Türkiye gündeminde


Cizre’de bir polis memurunun engelli bir vatandaştan satın aldığı pamuk şeker ile Şırnak’ta kutlanan Nevruz Bayramının Türkiye gündemine oturduğunu belirten Vali Ekici, "Şırnak bölgesinin ekonomik açıdan kalkınmış gelişmiş, huzuru ve güveni ile etrafına örnek olan bir şehir olduğunu hep birlikte görüyoruz. Mart ayında nevruz kutlamalarında yine hiçbir olay olmadan, hatta tüm Türkiye’de pamuk şekeri dağıtma ile gündem olarak sonuçlandırdığımız bir ay olmuştur" diye konuştu.



Şırnak işsizlik oranında Türkiye’nin aşağısında


Türkiye’nin yüzde 8,7 olarak belirlendiğini, Şırnak’ın ise yüzde 7,9 olarak Türkiye işsizlik oranında en düşük veri ile Türkiye ortalamasının altında kaldığını ifade eden Vali Ekici, ’’Sevindirici bir haber ile açıklamama son vermek istiyorum. Özellikle her ay söylediğim, 2023 yılında Şırnak kalkınma şampiyonu olmuştu. Yüzde 44 büyüme ile 81 il içerisinde en hızlı büyüyen il olmuştu ve 5 bin 200 dolardan 7 bin 500 dolara milli gelirini yükselten bir il olmuştu. Yine aynı sevindirici göstergeler, TRC-3 bölgesinde Şırnak, Siirt, Batman, Mardin ve Hakkari bölgesinde bugün 2024 yılını kapattık. Mili hasıla verileri de gelecek. İşsizlikte rekor kıran bir iliz. Türkiye’nin 2024 yılı işsizlik oranı 8,7’dir. Şırnak bugün Türkiye’den daha az işsizliğin olduğu 7,9 işsizliğin olduğu, iş, aş ve ekmeğin olduğu, dağlarında 80 bin varil petrolün üretildiği ve yıllık 2 milyar dolara karşılık gelen petrol üretildiği bir şehirdir. Kalkınma destanı yazılmaya devam etmektedir. Bölgemize geçtiğimiz ay 4 tane bakanımız geldi. Bu şehrin kalkınması için. Mart ayı içerisinde 4 bakanımız şehrin konularını yerinde inceleyip, sonuçlandırma şehre değer katmak üzere şehrimizi ziyaret etmiştir. Kendilerine müteşekkirim. Bunlardan Enerji Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız, Tarım Bakanımız ile Gençlik ve Spor Bakanımız şehrimizi ziyaret ettiler Mart ayı içerisinde. Bunların her birisi bir müjdeyle geldiler. Bu müjdelerin sonucunda ki yatırımlar ile birlikte ekonomik kalkınmamızı daha da hızlandıracağız. Ürettiğimiz petrolü arttıracağız. Tarım Bakanlığımız Sera OSB organize tarım bölgesinin ihalesi şuanda ilanda. İhalesi yapıldıktan sonra seraların yapıldığı, fıstığın üretildiği, petrolün üretildiği daha müreffeh etrafına değer katan bir şehir olma yolunda hızla ilerliyoruz. Tabi ki bütün bu ekonomik gelişmeler, toplumsal gelişmelerin temeli huzur ve güvendir. Bunun tamamıyla farkındayız. Bu anlamda şehrimizde huzuru ve güveni sağlamak içinde var gücümüzle gayret gösteriyoruz. Önümüzde ki dönemde bir hususu daha söylemek istiyorum. Bu ay Silopi ve Cizre arasına bir geçici hayvan barınağı kurduk. Sokaklarda İçişleri Bakanlığımızın talimatı gereğince tüm sokaklarda sahipsiz, hasta, etrafına zarar veren, tehlikeli hayvan bırakmayacağız" şeklinde konuştu.



Şırnak’ta mart ayı asayiş ve güvenlik toplantısı gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Villaya silahlı saldırı İstanbul’da bir iş adamının villasına silahlı saldırı gerçekleştirildi, zanlılardan birinin hem ateş edip hem o anları telefonla görüntülemesi güvenlik kamerasına yansıdı. İş adamının avukatı Adem Ay, "Önce tel örgüleri demir makasla kesiyor sonra evi tespit edip önündeki araçlara zarar veriyorlar. Müvekkil, ailesi, misafirleri zarar görme ihtimaliyle karşı karşıya kaldı. Bir şahıs hedef gözetmeksizin hem eve hem araçlara gelebilecek şekilde bir elinde telefon bir elinde silah eylemi gerçekleştiriyor. Çektiği video kaydını kimlere gönderdiği noktasında sorgulanması gerektiği kanaatindeyiz" dedi. İstanbul’un Sarıyer ilçesinde yaşayan bir iş adamının villasına 7 Aralık tarihinde sabah saatlerinde iddiaya göre ailesinin, çalışanlarının ve misafirlerinin bulunduğu sırada henüz bilinmeyen bir nedenle silahlı saldırı düzenlendi. Villanın çevresindeki demir tellerin kesilerek alana girildiği belirtilirken 2 zanlının çevreye ateş açtığı anlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde zanlılardan birinin hem ateş edip hem de yaşananları telefonla çektiği görüldü. Saldırı sonrası Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlatırken iş adamının Avukatı Adem Ay, saldırının öncesi ve sonrasına ilişkin konuştu. "Büyük bir zarar görme tehlikesi altında kaldı" Olaya ilişkin konuşan Avukat Adem Ay, "Öncesinde müvekkil İzmir’de alışveriş yapmak üzere şehir merkezine ulaştı. Alışverişini gerçekleştirirken ne yazık ki aracına bir saldırı yapıldı. Bu saldırıda plaka zarar görmesi ve aracın belli başlı yerlerinde ezikler mevcut. İstanbul ilindeki Sarıyer ilçesine bağlı olan bir semtte oturmakta. Buradaki saldırı çerçevesinde malına zarar veriliyor. Kendisinin evde bulunması, çocuğu ve ailesiyle evde ikamet etmesi sebebiyle büyük bir zarar görme tehlikesi altında kaldığını açıkça belirtmek isteriz. Biri misafir aracı olmak üzere toplamda 2 araç zarar görüyor ve bir kurşunlama olayı olarak gerçekleşiyor" şeklinde konuştu. "Bir elinde telefon bir elinde silah olmak üzere eylemi gerçekleştiriyor" Sözlerini sürdüren Avukat Ay, "Güvenlikli bir site olmasına rağmen sitenin içerisine giren şahıslar önce tel örgüleri demir makasla kesiyor. Kestikten sonra içeri kolay bir şekilde girip, evi tespit edip önündeki araçlara zarar veriyorlar. Müvekkil, orada bulunan ailesi ya da yurt dışından gelen misafirleri de zarar görme ihtimaliyle karşı karşıya kaldı. Sarıyer Emniyet Müdürlüğü’müze de teşekkür etmek isteriz çünkü desteklerinin yanımızda olduğunu her zaman hissettik. Olay, İzmir’deki olaydan hemen hemen 1 ay sonra gerçekleşti. Hem devletimize hem emniyet güçlerimize sonsuz bir inancımız var. Kişiler, edindiğimiz bilgiye göre şu anlık yakalanmadı. Ne yazık ki 2 şahıs birlikte hareket ederek 1 şahıs yukarı doğru çıkıyor, yan komşunun bahçesinden, yukarıdan araçları hedef alıyor. Diğer şahıs ise hedef gözetmeksizin hem eve hem araçlara gelebilecek şekilde bir elinde telefon bir elinde silah olmak üzere eylemi gerçekleştiriyor. O çektiği video kaydını kimlere gönderdiği noktasında sorgulanması gerektiği kanaatindeyiz" dedi.
Bitlis Van Gölü yüzeyinde ilginç görüntü şaşırttı Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü yüzeyinde oluşan köpüklenme ilginç görüntüler oluşturdu. Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Adabağ köyünün Van Gölü açıklarında görünen köpüklenme böyle görüntülendi. Alkali karaktere sahip olduğu için köpüklenmeye yatkın olan Van Gölü yüzeyinde oluşan kilometrelerce uzunluğundaki beyaz köpüklenme akademisyen ve fotoğraf sanatçısı Veysel Akşahin tarafından görüntülendi. Van Yüzüncü Yıl Üniversite (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip sularının kıyıya yakın yerlerde yer değiştirdiğini belirtti. Gölün altındaki karbonatça zengin suyun yüzeye doğru hareket ettiğini ifade eden Akkuş, rüzgarın etkisiyle köpürmeler oluştuğunu söyledi. Akkuş, "Van Gölü 3 bin 712 kilometre karelik yüzey alanı ile beraber ülkemizin en büyük gölü ve sahip olmuş olduğu su kalite kriterleri olaraktan özel bir ekosistem. Yani pH seviyesi 9.2’lerde, tuzluluk ise binde 21’lerde. pH seviyesinin yüksek oluşuyla beraber aynı zamanda dünyanın en büyük sodalı gölünü oluşturuyor. Alkali karaktere sahip olan Van Gölü’nün son günlerde Tatvan tarafında kıyıya yakın bölgelerinde köpüklenme olduğunu gösteren görüntüler görüyoruz. Yani adeta gölün yüzeyi kar yağmış gibi köpük öbeklerinden oluşuyor. Öncelikle alkali karakterdeki göller köpürmeye daha yatkın konumda bulunuyorlar. Özellikle rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip suları kıyıya yakın yerlerde yer değiştiriyor. Yani alttaki karbonatça zengin su yüzeye doğru hareket ediyor. Yüzey daha planktonlarca yoğun, organik madde yüzeye geliyor ve Van Gölü’nün yüzeyinde biz köpürmeler olduğunu görüyoruz. Bu tip durumları hemen kirlilikle veya olumsuz bir durumla bağdaştırmak aslında doğru değil. Bu durum aslında Van Gölü’nün bize ne kadar özel bir ekosistem olduğunu gösteriyor. Alkali karakteriyle beraber Van Gölü adeta kıyıdaki insanlara görsel bir şölen oluşturuyor. Rüzgarla beraber dalgalar ortaya çıkıyor ve su köpürmeye başlıyor. Köpüren su ana akıntı hatlarıyla beraber hepsi birden bir alana toplanıyor ve akıntı yönünde harekete başlıyor. Bu elbette ki fotoğrafçılar ya da dron çekimi yapan insanlar için bulunmaz fırsatlardan birisi. İşte bu Van Gölü’nün ne kadar özel bir ekosistem olduğunun göstergelerinden birisi" dedi. (ÖO-MSA-Y
Eskişehir Eskişehir’de ‘Ortak Kimliğimiz ve Medeniyet Hafızamız’ başlıklı program Eskişehir’de Dünya Türk Dili Ailesi Günü anısına düzenlenen "Ortak Kimliğimiz ve Medeniyet Hafızamız" başlıklı program, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Taciser Tüfekçi Sivas Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi ve ilgi gördü. Türk dilinin tarihi derinliği, Türkoloji çalışmaları ve çağdaş dünyadaki yeri çok yönlü sunumlarla ele alındı. Programın sunuculuğunu diksiyon ve tiyatro eğitimcisi Şeker Aybala üstlendi. Etkinlikte günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı Anadolu Rektör Yardımcısı Erkan Erdemir yaptı. Açılış konuşmasını ise Edebiyat Fakültesi Dekanı Fuat Güllüpınar gerçekleştirdi. Program kapsamında Prof. Dr. Mehmet Mahur Tulum, Türk Dilinin ve Türkolojinin Tarihî Gelişimi üzerine kapsamlı bir sunum yaparak alanın akademik birikimini dinleyicilerle paylaştı. Ardından Prof. Dr. Zülfikar Bayraktar, ‘Rusya’da Türkler ve Türkoloji’ başlıklı sunumunda, Rusya Federasyonu’nda yaşayan Türk boylarının dil, kültür ve din politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bayraktar, ‘’Rusya’da Türkçeye ve Türk kültürüne artan ilgiye dikkat çekerek Türkçenin ‘Bir Dilden Fazlası, Bir Dostluğun Dili’ olduğunu’’ söyledi. Bayraktar konuşmasında, "Türkiye ve Rusya dostluğuna Türk dili ve kültürünün derin bir katkısı söz konusu. Türkçe, Rusya’da artık yalnızca kelimelerden ibaret bir dil değil; sıcaklık, empatî ve anlayışın ifadesi haline gelmiştir. Türkçeyi her yeni öğrenen, kültürel bağların bir temsilcisidir. Bu sürecin kazananı sadece dost iki ülke değil; ortak bir kültürel geleceği inşa eden genç kuşaklardır’’ dedi. Programın son bölümünde Doç. Dr. Ferdi Bozkurt, ‘Türk Dili için bireyler olarak neler yapabiliriz?’ sorusunu merkeze alan sunumunda, ‘’Dilin korunması ve yaşatılmasının yalnızca akademik çevrelerin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğu olduğuna dikkat çekti. Günlük hayatta Türkçenin doğru, özenli ve bilinçli kullanımının önemine değindi. Özellikle sosyal medya, dijital platformlar ve kamusal alanlarda dil hassasiyetinin artırılması gerektiğini’’ ifade etti. Program; akademisyenler, öğrenciler ve davetlilerin yoğun ilgisi ve katılımıyla tamamlandı. Etkinlik sonunda katılımcılar, ‘’Türk dilinin tarihi, kültürel ve toplumsal boyutlarını farklı perspektiflerden ele alan sunumların bilgilendirici ve ufuk açıcı oldu. Benzer programlar, Türk dili ve kültürü bilincinin güçlenmesine önemli katkılar sundu. Bu yönüyle program, ortak kimlik ve medeniyet hafızasının canlı tutulmasına yönelik anlamlı bir akademik ve kültürel buluşma olarak hafızalarda yer aldı’’ dediler.