GÜNDEM - 31 Ağustos 2024 Cumartesi 11:17

Hatay’da deprem enkazından sağ kurtulan depremzede Şırnak’ta afet gönüllüsü oldu

A
A
A
Hatay’da deprem enkazından sağ kurtulan depremzede Şırnak’ta afet gönüllüsü oldu

Hatay’da 6 Şubat depreminde eşiyle birlikte yaralı olarak kurtulan Nezahat Bahar Kocakaya, Şırnak’ta AFAD tarafından verilen deprem eğitim programına gönüllü katılarak depremde hayat kurtarmak istiyor.


6 Şubat 2023’te 11 ili etkileyen depremde Hatay’da olan ve eşiyle birlikte yaralı olarak kurtulan Nezahat Bahar Kocakaya (30), memleketi olan Şırnak’a taşındı. AFAD’ın "100 Bin Arama Kurtarma Personeli Projesi" kapsamında Şırnak Üniversitesi yerleşkesinde kurulan eğitim parkurunda, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde güvenlik görevlisi olan Nezahat Bahar Kocakaya da depremlere hazırlık için arama kurtarma ve ilk yardım eğitimi aldı. Burada 18 kişilik timle birlikte teorik ve pratik eğitimleri başarıyla bitiren Kocakaya, depremlerde hayat kurtarmak istiyor.


Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdullah Ayar, Kocakaya’nın 6 Şubat depreminde eşiyle büyük zorluklar yaşadığını, kurum olarak kendisine destek sağladıklarını söyledi. Kocakaya’nın depremzede olması ve bu durumda olan bir insanın içerisinde bulunduğu psikolojik durumu anlayış ile karşıladıklarını, bunun için de kendisine ilk planlama da yer vermediklerini ancak Kocakaya’nın kendilerine gönüllü olmak istediğini ısrarla belirtiğini aktaran Ayar, AFAD ile entegrasyon içerisinde yapılan çalışmalarda ilk etapta 18 kişilik bir tim ekibin kurslara katıldığını kaydetti.


"Bunların içerisinde dikkat çeken bir tanesi de Nezahat Hanımın kurumumuza gelip, çalışma istediğini bize iletti" diyen Ayar, "Nasıl etkileneceği konusunda kendisi ile konuştum. Faydalı olacağını ve o zor hadiseyi, yaşadıkları zorlu geceyi hiç unutmuyor. Bundan mütevellit insanlığa yardımcı olmayı, olabilecek depremlerde, bu zor ve sıkıntılı anı yaşadığı için kendisinin de gönüllü olarak katılmak istediğini bize iletti. Bizlerde çok mutlu olduk. Çok farklı bir düşünceydi. Bizde kendisine bu konuda müsaade ettik ve hatta timin belki de en çalışkan, en fedakar ekiplerinden biri oldu. Son derece nezih bir davranıştı, duyarlı bir davranıştı. Duyarlılığından dolayı da Nezahat arkadaşımızı yürekten tebrik ediyoruz ” dedi.


Nezahat Bahar Kocakaya, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, Hatay’da geçen sene 6 Şubat’ta meydana gelen depremde 5 aylık hamile olduğunu ve oturdukları binalarının kısmi çökmesi sonucu eşiyle birlikte yaralı olarak kurtulduklarını dile getirdi.


Hem kendisinde hem de eşinin vücutlarının belirli yerlerinde yaranmalar olduğunu ve eşinin hala fizik tedavi uygulamasının devam ettiğini aktaran Kocakaya, "Deprem anında çok sıkıntı yaşadık ve sonrasında uzun süre bunun psikolojik etkilerini gördük. Eşim hala tedavi görüyor. Rabbim bir daha böyle felaketler yaşatmasın" dedi.


Depremin ardından memleketine tekrar geri döndüklerini ve herkes tarafından iyi karşılandıklarını anlatan Kocakaya, AFAD tarafından gerçekleştirilen ve kurum personelinin katıldığı eğitime gönüllü olarak katıldığını aktardı.


1 haftalık eğitimin sonuna geldiklerini belirten Kocakaya, "Hatay’dan geldik. Eşim kamu çalışanı orada görevliydi. Eş durumundan oradaydım bende. 6 Şubat depreminde eşim ile beraber evimizde yakalandık. Çok zor bir süreçti. Ben yaralandım, eşim yaralandı. 7-8 saat kadar süren bir sürecin ardından çıkabildik. Deprem nedeni ile tayinimi istedim. Sağ olsun bakanlığımız onayladı. Burada göreve başladım. Çalıştığım İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nde İl Müdürümüz Abdullah Ayar, sağ olsun desteğini bizden esirgemedi. Hep yanımızda oldu, yardımcı oldu" şeklinde konuştu.


Bir haftadır burada eğitim aldıklarını söyleyen Kocakaya, "Bugün son günümüz. Deprem tatbikatı yaptık. Bu süreç, benim için biraz zor oldu. Birazda duygusal anlamda üzüldüm. Çünkü bana o günü tekrar hatırlatıyor. İster istemez bilinç altımıza ve zihnimizde kalan hüzünlü bir anı oldu. Ama çok verimli bir eğitim oldu. Allah korusun, Allah bir daha göstermesin ama olası bir afet durumunda AFAD ile beraber omuz omuza saha da görev almaya hazırım. Bir cana ben de nefes olmak istiyorum” ifadelerini kulandı.



Hatay’da deprem enkazından sağ kurtulan depremzede Şırnak’ta afet gönüllüsü oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Bolat: “İsrail ile 2 Mayıs’ta ihracatı ve ithalatı kesmiştik, bundan sonrada aynı kararlılıkla devam edeceğiz” Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Batılı devletler konu Müslüman ve Müslümanların acı çekmesi olunca üç maymunu oynuyorlar. Çareyi Müslümanlar olarak kendimizde aramak zorundayız. 2 Mayıs itibariyle İsrail tarafıyla İhracatı ve İthalatı tamamen kestik. Bundan sonra aynı kararlılıkla devam edeceğiz” dedi. Bu yıl 28’incisi düzenlenen IBF Uluslararası İş Formu ‘İnsani ve İktisadi Boyutuyla Göç’ teması gerçekleşti. Forum Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın katılımı ile gerçekleşti. Forumda yaptığı konuşmada her yıl yoğun katılım gerçekleştiren Filistinli Müslümanları forumda bu sene ağırlayamadıklarının üzüntünü yaşadığını belirten Bakan Bolat, “İsrail tarafından büyük bir soykırıma mazhar olan Filistinli kardeşlerimizin var olma mücadelesinden dolayı üzüntü yaşıyoruz. 50 bine yakın şehidimiz, 100 binlerce yaralımız var. Bu durumda batılı devletlerin demokrasi, özgürlük, hukuk, insan hakları, savaş hukuku gibi kavramları çokça dile getirmelerine rağmen iş Müslüman olunca ve Müslümanların acı çekmesi olunca üç maymunu oynadıkları üzülerek ve teessüfle gözlüyoruz” dedi. Bakan Bolat sözlerine şöyle devam etti: “Çareyi Müslümanlar olarak kendimizde aramak zorundayız. Biz Türkiye olarak uluslararası platformlarda Filistin’in devlet olarak tanınmasını istiyoruz. İsraillin ise kınanmasını istiyoruz. Ateşkesin ise derhal kalıcı hale gelmesini istiyoruz. Oradaki savaş altında kalan kardeşlerimize yardımların en hızla ulaştırılması konusunda büyük bir gayret içinde yer aldık. Gazze’deki kardeşlerimize 86 bin ton yardım göndererek dünyadaki en çok yardım gönderen ülke olduk. Önce ticareti yüzde 33 boyunda yavaşlattık 9 Nisanda ihracatımızı kısmen durduk, 2 Mayıs itibariyle ise İsrail tarafıyla İhracatı ve İthalatı tamamen kestik. Bundan sonra aynı kararlılıkla devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “İslam dünyasıyla yaptığımız ticaret artık toplam ticaretimizin yüzde 26’sına ulaştı” Türkiye yabancı yatırımlar için adeta bir yatırım ve güvenilir ticaret üstü haline geldiğini vurgulayan Bakan Bolat, “Rakam verecek olacaksak 5 bin 600 şirketten, 83 bin şirkete yükseldi. Uluslararası yatırımlarda ise 14 milyar dolardan 270 bin dolara yükseldi. İslam ülkelerinden gelen sermaye tutarı 2 milyarı doları geçmezdi şimdi ise 30 milyar doları aştı. İslam dünyasıyla yaptığımız ticaret artık toplam ticaretimizin yüzde 26’sına ulaşmıştır. Bunu daha da arttıracağız” dedi. “Düzensiz göçü engelleyerek, düzensiz göçe müsaade etmeyerek göç konusunun, sosyal, iktisadi, insani şekilde yönetilmesini başaracağız” Göçmenler konusuna da değinen Bakan Bolat, "Göç konusunun güvenlik, ekonomik, sosyal boyutları çok önemli. Göçmenlerle değil, göçle ve göçün sebepleriyle ilgilenmek ve göçün sebeplerini ortadan kaldırmak lazım. Hükümetimiz bu konuda gerek göçün sebepleri gerekse sosyal etkileri, ekonomik etkileri konusunda yoğun bir çalışma içinde. Başta İçişleri Bakanlığımız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız olmak üzere önemli kararlar alındı. Ve düzenli göç olgusu; sosyal etkileriyle ilgilenmek, olumsuz etkileri ortadan kaldırmak, Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücü bakımına göçü ele al gibi başlıklar altında bu çalışmalar yapılmakta. Göçün ekonomilere dinamizm getiren ve ekonomileri ateşleyen önemli bir özelliği var. 1961’de başta Almanya olmak üzere birçok Batı Avrupa ülkesinin, başta Türkiye olmak üzere misafir işçi statüsüyle alıp da sonradan ekonomilerine olan büyük katkıları gördükten sonra ikametle çalışmalarını desteklediği vatandaşlarımızın oradaki başarıları ortada. Hükümet olarak, çok daha güvenli bir şekilde, düzensiz göçü engelleyerek, düzensiz göçe müsaade etmeyerek göç konusunun, sosyal, iktisadi, insani şekilde yönetilmesini başaracağız” diyerek sözlerini tamamladı.
İzmir Kadına yönelik şiddete siyah gelinlikle dikkat çektiler İzmir Moda Tasarımcıları Derneği, kadına yönelik şiddete dikkat çekerek toplumsal farkındalık oluşturma amacıyla, IF Wedding Fashion İzmir Fuarı kapsamında siyah gelinlik tasarladı. “Kadınların varlığına kasteden bir zihniyet insanlığın yüz karasıdır” mesajıyla sergilenen tasarım, fuar ziyaretçilerinden de ilgi gördü. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından organize edilen ve Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) partnerliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir Fuarı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesinde dikkat çeken bir sergiye ev sahipliği yaptı. Fuarın destekçileri arasında yer alan ve Gelinlik Tasarım Yarışması’nda genç tasarımcılara mentörlük yapan İzmir Moda Tasarımcıları Derneği, üyelerinin tasarımları ile gelinlik, damatlık ve abiye kıyafetlerin yer aldığı bir sergi düzenledi. Serginin en dikkat çekici parçası ise kadına yönelik şiddeti ve toplumdaki şiddeti kınamak, dikkat çekmek amacıyla tasarlanan siyah gelinlik oldu. Şiddeti kendi dilimizle kınadık Dernek Başkanı Esin Özyiğit, “Dünyanın birçok ülkesinden ziyaretçinin yer aldığı, modanın ve zarafetin simgesi haline gelen bu fuarda; kadına, çocuğa, hayvana aslında kısaca insanın insana uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddete dikkat çekmek amacıyla bu fikir ortaya çıktı. Şiddete karşı kendi dilimizce imgesel bir form oluşturmak istedik. Ziyaretçilerin de ilgisiyle karşılandı. Geçmiş yıllarda Gelinlik Tasarım Yarışması’nda birincilik ve derece alan dernek üyelerimiz Taner Tabaklı ve Ezgi Mahir tarafından hayata geçirildi” dedi. Mağdur kadınların sesi oldular Taner Tabaklı ve Ezgi Mahir, “Tasarımımızın, geleneksel gelinlik anlayışını tersine çevirerek, şiddet mağduru kadınların sesi olmasını amaçladık. Normalde saflık ve masumiyeti simgeleyen beyaz gelinliklerin aksine, siyah gelinlik, şiddetin ve kadına yönelik olumsuz tutumların karanlık yüzünü temsil ediyor. Tasarımda, modern teknikler kullanılarak farklı bir estetik oluşturuldu; üst kısmında dikiş olmadan mumyalama ve sıvama tekniği, etek kısmında ise 50 metre kumaş kullanıldı. Modayı yalnızca güzellik ve estetikle ilişkilendirmek yerine, toplumsal sorunlara duyarlı bir araç haline getirmeyi amaçladık. Kadına yönelik şiddet, dünyanın her yerinde karşımıza çıkan bir sorun ve bu projeyle bu sorunun ciddiyetini vurgulamak istedik. Bu tasarım, toplumun her kesiminde kadına şiddetle mücadele etme bilincini artırmayı hedefliyor” diye konuştu.