ASAYİŞ - 11 Ekim 2024 Cuma 11:53

TOGG’un yandığı evde kaçak elektrik tespit edildi

A
A
A

Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde Türkiye’nin yerli ve milli otomobili TOGG’un alev aldığı evdeki elektriğin kaçak olduğu belirlendi.

4 Ekim Cuma günü Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine bağlı Çiftekuyu kırsal Mahallesi’nde bir TOGG, şarj edilirken yanmaya başlamıştı. Yaşanan olay sonrası TOGG firması aracın neden alev aldığını inceledi. Yapılan açıklamada yangının bataryadan kaynaklanmadığı ve detaylı inceleme başlatıldığı belirtilmişti. TOGG tarafından yapılan açıklamada, "Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde 4 Ekim Cuma günü, kullanıcımızın özel mülkünde park halindeki T10X’te, yangın meydana gelmiştir. Kısa sürede kontrol altına alınan yangında herhangi bir yaralanma veya can kaybı yaşanmamıştır. Kullanıcımızla hemen irtibata geçilip, araç uzman ekiplerimizce incelenmek üzere TOGG Gemlik Kampüsümüze getirilmiştir. Yapılan ilk incelemede yangının bataryadan kaynaklanmadığı tespit edilmiştir. Konuyla ilgili detaylı teknik inceleme başlatılmıştır. Kamuoyunun bilgisine sunarız" ifadelerine yer verilmişti.

TOGG’un yandığı evde kaçak elektrik tespit edildi

Dicle Elektrik ekipleri evde kaçak elektrik tespit etti

Dicle Elektrik (DEDAŞ) ekipleri, olayın yaşandığı evde inceleme yaptı. Elektrik tesisatını inceleyen ekipler, aracın şarj edildiği evde kaçak elektrik kullanıldığını tespit etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Karabiga 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu hizmete başladı Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Karabiga beldesinde 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunun açılışı gerçekleştirildi. Açılışa, Çanakkale Valisi Ömer Toraman, Biga Kaymakamı Ercan Kayabaş, Karabiga Belediye Başkanı Ahmet Elbi, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Ömer Faruk Göktürk, İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Gökhan Baştürk, sağlık çalışanları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı Duruşunda bulunuldu. İstiklal Marşı okundu. Seçim de verdikleri bir sözü daha hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Karabiga Belediye Başkanı Ahmet Elbi, “Acil Sağlık Merkezimiz 9 ekipten oluşuyor. 24 saat esaslı bir ambulansımız olacak. Aynı zamanda sadece Karabigamız için değil yakın tüm köylerimize hizmet vermek için planlandı. Karabigamız için önemli olan bir hizmet. Bu yatırım hem Karabiga halkının sağlığını güvence altına almak, hem de şehrimizin sağlıklı gelişimini desteklemek amacıyla atılmış büyük bir adımdır. Karabigamız için önemli olan projeleri bundan sonra da hayata geçirmeye devam edeceğiz. Sırada Aile Sağlık Merkezi var. Onu da yenileyip hizmete açmayı planlıyoruz” dedi. Protokol üyeleri tarafından dua edilmesi ve kurdele kesimiyle Karabiga 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu açılışı gerçekleştirilerek hizmete başladı. Açılışın ardından protokol üyeleri, 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunu gezdi.
Eskişehir Türk Ocağı’nda Prof. Dr. Ali Akar, ortak alfabenin önemine dikkat çekti Eskişehir Türk Ocağı’nda konuşan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akar, "Gelecekte kurulacak Türk birliğinin tabanını kültür, tavanını ekonomi ve siyaset oluşturacaktır. Bu bakımdan, Türk birliğinin temelinin güçlü, sağlam ve kalıcı bağlarla sağlanması gerekir. Bunun yolu da ortak (benzer) alfabe, ortak dilden geçmektedir" dedi. Türk Dünyası’nda Alfabe Birliği (Dün-Bugün-Yarın) konulu bu haftaki perşembe sohbetinde Prof. Dr. Ali Akar yer aldı. Akar’ın konuşmasından önce yeni kabul edilen üyelere rozet takma töreni yapıldı. Yeni üyelere Akar ve Ocak Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal tarafından rozetleri takıldı. Daha sonra Akar, konuşmasına başladı. "Osmanlılar tarafından kurulan büyük dünya imparatorlukları onları bir kez daha yeryüzünün efendileri yapmıştır" Türklerin bilinen 3 bin yıllık tarihlerinin son bin 200 yılını farklı coğrafyalarda geçirdiklerini söyleyen Akar, "10’uncu yüzyıldan itibaren Doğu Türkistan’dan Batıya doğru yaptıkları büyük göç, onları tarih ve coğrafya bakımından birbirlerinden ayırmıştır. 13-15’inci yüzyıllar arasında Karahanlılar, Gazneliler, Safaviler bölgede hakimiyet kurmuşlardır ve nihayet 16’ncı yüzyılda doğuda Temürlüler, batıda Osmanlılar tarafından kurulan büyük dünya imparatorlukları onları bir kez daha yeryüzünün efendileri yapmıştır. Fakat bu yüzyılda başlayan coğrafi keşifler, silah teknolojisinin gelişmesi, bilim ve teknikteki büyük ilerlemelere ayak uyduramayan Türkler 20’nci yüzyılın başında batıda ve doğuda iyice gerilediler" dedi. "Türkiye Cumhuriyeti’ni hazırlayan Osmanlının son 80 yılındaki eğitim ve hukuk alanındaki atılımları oluştur" 19’uncu yüzyılda buhrandan çıkıp çağın gereklerine göre yeniden organize olma yoluna gitmeleri imparatorluğu kurtarmaya yetmediğini ifade eden Akar, "Fakat 19’uncu yüzyılda başlayan Osmanlı modernleşmesi hem insan hem de imkân bakımından semerelerini Cumhuriyet döneminde vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni hazırlayan Osmanlının son 80 yılındaki eğitim ve hukuk alanındaki atılımları oluştur. Orta Asya Türklüğünün 16-19’uncu yüzyıllar arasındaki en büyük siyasi ve askeri gücü olan Temürlü Devleti, 19’uncu yüzyılın sonlarına doğru Rus ve Çin egemenlik sahasında kalmıştır. Büyük güçlerin dıştan müdahalesi, boy beylerinin ve hanların da iç mücadeleleri sonucu Temürlü devleti çökmüş, ortada irili ufaklı hanlıklar ve Rus idaresine girmek için ’hazır’ hâle gelmiş bir Türkistan kalmıştır İşte bu buhran çağlarında 19’uncu yüzyılın sonları doğru Rusya içinde, Türkistan’da ve Osmanlı devletindeki aydınlar buhrandan çıkış yolunun batı teknolojisi ve medeniyetine sahip olmak olduğunu anladılar. Çünkü önlerinde bir Rus modernleşmesi vardı ve Petro, Rusları Batı medeniyetine böyle entegre etmişti" şeklinde konuştu. "Dil ve alfabe meseleleri yenileşme döneminin temel gündemini teşkil etmiştir" Prof. Dr. Ali Akar, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Rusya’daki Tatar aydınları bu amaçla Cedit hareketini başlattılar. Bu hareket her bakımdan yenileşme idealini taşıyordu. Fakat asıl yenileşme eğitimde olacaktı. Yeni okullar açılacak, çocuklar yeni usullere göre eğitilecek ve böylece Türkler arasında beyin gücü geliştirilecek ve toplum aydınlanacaktı. Bunun için de ilk yapılacak iş kullanışlı bir alfabe ve bütün Türklerin anlaşabileceği ortak bir dile kavuşmaktı. Dil ve alfabe meseleleri bu bakımdan yenileşme döneminin temel gündemini teşkil etmiştir. Gaspıralı İsmail bey, dil alanında bu ilk adımını atarak Bahçesaray’da Tercüman gazetesini yayımlamaya başladı. Gazete bütün Türk dünyasında büyük yankılar uyandırdı ve ‘Eminönü’deki kayıkçıdan Kaşgardaki nalbanta’ kadar bütün Türklerin bir dilde birleşebileceği düşüncesini uyandırdı. Bu düşünce bugün bile Türk yüreklere heyecan vermeye devam ediyor. Türk dünyasının her tarafından Gaspıralı ve Tercüman bir birlik sembolü haline gelmiştir." "Talih, Doğu Türkleri için henüz gülmemiştir" Türk dünyasındaki uyanışın akademik toplantıların gündemi haline geldiğine ve Rusya Müslümanları Kongreleri düzenlenmeye başlandığından bahseden Akar, "Bunu daha sonra Türkoloji Kongreleri takip etmiştir. Alfabe konusunda ise yapılan bir dizi toplantıda Türk lehçelerinin hepsini kapsayacak, ortak sesleri doğru biçimde yansıtacak bir yazı sistemi oluşturulması ve bunun da Latin esaslı olması hususunda büyük mutabakat sağlanmıştı. Bu amaçla, 1926 yılında Bakü’de yapılan 1’inci Türkoloji Kongresi’nde bunun için bilimsel ve entelektüel temel oluşturmuştur. Bu toplantının en önemli sonucu, Batı Türklüğünün birkaç sene sonra buradaki kararları uygulamaya koyarak Türkiye’de hemen hemen bu alfabeye yakın bir sistem hayata geçirilmiştir (1 Kasım 1928). Talih, Doğu Türkleri için henüz gülmemiştir. 1940 yıllardan sonra tarihin en diktatoryal rejimi olan Stalinst baskılar altında kalmışlardır. Bu ölüm kalım günlerinde hayatlarını devam ettirme dışında bir şey düşünemez olmuşlardır. Söz konusu yoğun baskılar 1950’lerden sonra gevşese de bu durum 1990’lara kadar devam etmiştir. SSCB’nin çökmesiyle Türk dünyasında yeniden birlik ve kültürel bütünleşme düşünceleri filizlenmiştir. Bu amaçla 1991, 2018 yıllarında İstanbul’da, 2024’te Bakü’de yapılan toplantılarda, 1926’da yarım kalan alfabe birliği düşüncesi yeniden gündeme oturmuştur. Bu 30 yıl içinde Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan Latin esaslı alfabeye geçmişlerdir. Fakat Azerbaycan dışındaki ülkelerin bu konuda yapmaları gereken çalışmalar vardır. Gelecekte kurulacak Türk birliğinin tabanını kültür, tavanını ekonomi ve siyaset oluşturacaktır. Bu bakımdan, Türk birliğinin temelinin güçlü, sağlam ve kalıcı bağlarla sağlanması gerekir. Bunun yolu da ortak (benzer) alfabe, ortak dilden geçmektedir“ dedi. Soru ve cevaplardan sonra Ocak Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal, konuşmacıay Şükran Beratı takdim etti.
Eskişehir Başkan Hamamcı Ankara’dan müjdeyle döndü Eskişehir İnönü Belediye Başkanı Serhat Hamamcı, Ankara’da gerçekleştirdiği temasların ardından ilçeye önemli projeler ve yatırımlar için 25 milyon TL’lik hibe ve destek ile döndü. Başkan Hamamcı, ilçenin öncelikli ihtiyaçlarını karşılamak ve projeleri hayata geçirmek amacıyla yaptığı görüşmelerin sonuçlarından memnun olduğunu dile getirdi. Bu çerçevede; İnönü’de uzun süredir beklenen Kapalı Devre Sulama Sistemi, Başkan Hamamcı’nın girişimleri sonucunda 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Stratejik Plan ve Bütçe Komisyonu’na teklif edilecek. Bu sistemin devreye girmesiyle tarım arazilerindeki su kayıpları önemli ölçüde azaltılacak ve enerji tasarrufu sağlanacak. Düğün salonu projesi için 2 öilyon TL destek İlçede önemli bir ihtiyaç olan düğün Salonusprojesi için de müjdeli haber geldi. Başkan Hamamcı, proje ve yer çalışmalarının tamamlandığını belirterek, bu proje için 2 milyon TL’lik bir ödenek alındığını açıkladı. Şeyh Kuddusi Cami ve Haziresi Restorasyonu için 15 milyon TL ayrılıyor Tarihi mirasların korunmasına büyük önem veren Hamamcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan görüşmelerin ardından, Şeyh Kuddusi Cami ve Haziresi’nin restorasyonu için 15 milyon TL’lik bir ödeneğin ayrıldığını duyurdu. Restorasyon çalışmaları tamamlandığında, 900 yılı aşkın tarihe sahip bu yapının estetik bir görünüme kavuşması hedefleniyor. Parke taşı çalışmalarına 4 milyon TL destek İlçede yapılan kilitli parke taşı çalışmaları da hız kesmeden devam edecek. Başkan Hamamcı, yeni sokakların parke taşlarıyla döşenmesi için 4 milyon TL’lik destek alındığını açıkladı. Araç filosuna yeni arazöz katılıyor İlçede hizmetlerin aksamadan yürütülmesi amacıyla, belediyenin araç filosuna yeni bir arazöz katılacak. Bu proje için de 3,5 milyon TL’lik bir destek sağlandığı belirtildi. Çöp konteynerleri yenileniyor İlçede eskiyen çöp konteynerlerinin yenilenmesi için de 500 bin TL’lik hibe desteği alındı. Başkan Hamamcı, halkın talep ettiği konteyner ihtiyaçlarının karşılanacağını belirtti. Başkan Hamamcı, yoğun geçen Ankara ziyaretlerinde desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, Bakanlar Murat Kurum ve Mehmet Nuri Ersoy, İller Bankası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Selim Yağcı, Eskişehir Milletvekilleri Fatih Dönmez, Prof. Dr. Ayşen Gürcan ve Nebi Hatipoğlu’na teşekkür ederek, "İnönü’müzün her köşesine yatırımlarımıza ve çalışmalarımıza durmadan devam edeceğiz" diye ekledi.
İstanbul Maddi sıkıntılarına yardım ettiği şahıs borcunu ödeyemeyince tehdide başvurdu iddiası İstanbul’da 25 yıllık emekli asker, maddi sıkıntılarına yardım ettiği şahsın borcunu yıllarca ödememesi ve karşılığında icra işlemi başlatılınca kendisini tehdit ettiği iddiasıyla Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Konuya ilişkin müvekkili adına açıklama yapan avukatı, ‘’Atilla Ç. Borç vermiş olduğu ödemelerin dekontlarına rağmen haksız kazanç elde etmek suretiyle müvekkilin mevcut arsalarına tabiri caizse çökme, hem devlet gücünü hem de mafya ismini kullanarak müvekkilin çevresine rahatsızlık verilmeye devam edilmiştir’’ dedi. İstanbul’da 25 yıllık emekli asker olduğunu belirten Atilla Ç., maddi sıkıntılarına yardım ettiği Yalçın K.’nın kendisine borcunu ödememesi ve karşılığında icra işlemi başlatılınca tehditlere başvurduğu iddiasıyla Savcılığa suç duyurusunda bulundu. “Benden aldığı bu ödünç paralar ile aile fertlerine lüks araçlar alıp lüks tatiller yaptığını öğrendim’’ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan suç duyurusu dilekçesinde, müşteki Atilla Ç. 25 sene Türk Silahlı Kuvvetleri Kurtarma Su Altı Komutanlığı’nda görev yaptığını söyleyerek, “Şüpheli Yalçın K. ile münasebetimiz çocuklarımızın okul arkadaşı olmasıyla yaklaşık 17 sene önce başladı. 2010 yılında Yalçın K. bana gelip kendisinin tefecilerden borç aldığını, durumunun çok sıkışık olduğunu ve ailesiyle beraber kendisinin başının belaya girebileceğini söyleyerek benden yardım istedi. Kendisine ara ara maddi sıkıntılarından dolayı kendi talebine istinaden yardım ettiğim ve ailece görüştüğümüz birisidir. Benden aldığı bu paralar ile bir kısım tefeci borçlarını kapattığını, o zaman şahsına ait olan arsaya otopark yaptığını, kalan paralar ile aile fertlerine lüks araçlar alıp lüks tatiller yaptığını, aile fertleri ve sosyal medya paylaşımlarından öğrendim’’ ifadelerine yer verildi. “Yıllarca hizmet ettiğim TSK’da medya vasıtasıyla beni küçük düşürmekle ve beni çevreme rezil etmekle tehdit etti’’ Müşteki Atilla Ç.’nin soruşturma çerçevesinde Savcılığa verdiği ifadesinde ayrıca, “Şüpheli Yalçın K. 2012’de oğlumun nişanında, 2013’de düğününde ben ve çevremdeki tüm dostlarımdan borç para almıştır. Beni kefil göstererek senet karşılığı borç almıştır. Ben senetlere imza atmadım. Borçları istediğimde bana veremeyeceğini ancak üzerine kayıtlı arazileri vereceğini söyledi. Ben de kendi teklifiyle arazileri üzerime aldım. Kendisi çevresi ve tefecilere olan diğer borçlarını ödeyemeyince icra işlemi başlattılar. İcra işleminde evinin tahliye edilmesi gerekti, tahliye sırasında avukatları tehdit etmiştir. Evin tahliyesinden sonra olaylara dahil olan Oğuz Y. beni silahla tehdit etti. Bana ‘Rus patronum Türkiye’de çok güçlü kişilerle çalışıyor’’ dedi. Beni medyaya vererek yıllarca hizmet ettiğim TSK’da küçük düşürmekle ve beni çevreme rezil etmekle ve itibarımı zedelemekle tehdit etti. Şikayetçiyim’’ dediği öğrenildi. Öte yandan soruşturma çerçevesinde Oğuz Y.’nin çıkarıldığı hakimlikçe ‘başkasını bir malın teslimi veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak suretiyle yağma’ suçundan tutuklandığı, Yalçın K.’nın ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı öğrenildi. “Hem devlet gücünü hem de mafya ismini kullanarak müvekkilin çevresine rahatsızlık verilmeye devam edilmiştir” Konuya ilişkin adliyenin meydanın açıklama yapan avukat İbrahim Altun, şikayette bulunmalarıyla titizlikle yürütülen bir soruşturmanın başlatıldığını söyleyerek, “Hala müvekkilimizin rahatsız edildiği bazı durumlar mevcut. Biz tüm evrakları, tarafa ödenmiş dekontları, ailesine yapmış olduğumuz ödemelerin hepsini sunduk. Bu dekontlara rağmen haksız kazanç elde etmek suretiyle müvekkilin mevcut arsalarına tabiri caizse çökme, hem devlet gücünü hem bazı siyasilerin adını hem de mafya ismini kullanarak müvekkilin kendisine ve çevresine rahatsızlık verilmeye devam edilmiştir. Biz bu huzursuzluk ve rahatsızlık had seviyeye ulaşınca suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldık. Müvekkilin itibarını zedelemek için her türlü müdahaleyi yapmaları çok üzücü. Biz ülkemizde artık insanların daha duyarlı olmasını, birbirlerine hukuki yoldan başvurmasını, şiddet, tehdit ve gayri resmi yollara başvurulmadan Türk Mahkemelerine başvurmasının kanaatindeyiz. Biz böyle yaptık ve sonucunu aldığımızı düşünüyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Karabük Karabük’te Amatör Spor Haftası etkinliklerle kutlandı Karabük’te Amatör Spor Haftası, yapılan yürüyüş ve çeşitli etkinliklerle kutlandı. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu işbirliğinde her yıl düzenlenen Amatör Spor Haftası, bu yıl 7-11 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Yenişehir Mahallesi’nden kortej yürüyüşüyle başlayan etkinlik, Yenişehir Merkez Spor Salonu’nda sergilenen halk oyunları gösterileri ve spor aktiviteleriyle renkli görüntülere sahne oldu. Amatör Spor Haftası kutlama programına Karabük Vali Yardımcısı Mustafa Şahin, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, Gençlik ve Spor İl Müdürü Coşkun Güven, Karabük Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) Başkanı İhsan Çevik, antrenörler, sporcular ve vatandaşlar katıldı. Programda konuşan Karabük Vali Yardımcısı Mustafa Şahin, spor ile ilgilenirken okulun ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, "Öğrencinin birinci görevi öğrenmektir. Okul hayatımızı ihmal etmiyoruz. Eğitimle barışık spor yapmalıyız. Aileyi üzen değil onları da sevindiren bir spor anlayışıyla spor yapılabileceğini düşünüyorum" dedi. Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya kendisinin de bir amatör sporcu olduğunu belirterek spora gönül veren hereksin Amatör Spor Haftası’nı kutladı. Başkan Çetinkaya, "Karabük Belediyesi olarak, sporu her yaştan insana ulaştırmak ve amatör spor kulüplerimize desteğimizi en güçlü şekilde sürdürmek için çalışıyoruz. Bu kapsamda, amatör spor kulüplerimize 700 bin TL’lik bir destek sağlayacağız. Bu önemli destekle gençlerimizin sporla büyümesine katkı sunacak, sporun her alanda daha da yaygınlaşmasını hedefleyeceğiz" ifadelerini kullandı. Gençlik ve Spor İl Müdürü Coşkun Güven de sporun tabana yayılması adına yaklaşık 80 antrenör ve 40’ın üzerinde farklı branşla faaliyetlerinin devam ettiğini söyledi. Güven, "Yaz spor okullarında 10 binlerce sporcumuzu tesislerimizde sporla buluşturduk. Karabük Belediyesi ile birlikte Yüzme Bilmeyen Kalmasın projemizi ortaklaşa yürüttük. Çalışmalarımız kesintisiz şekilde devam edecek" şeklinde konuştu. Karabük ASKF Başkanı İhsan Çevik de sporun birleştirici gücünü herkesin gördüğünü akrark, "Karabük’te de spor ile birçok zorluğun üstesinden gelebilir, geleceğimiz olan çocuklarımızın hayatlarını sağlık ve zararlı alışkanlıklardan arınmış olarak garanti altına alabiliriz" dedi. Konuşmaların ardından Karabük’te yılın enleri ödülleri takdim edildi. Amatör Spor Haftası programı halk oyunları, cimnastik ve basketbol branşlarında sporcuların hazırladığı gösterilerle devam etti. Basketbol müsabakasının ardından Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya basketbol atışları yaptı. Program çekilen hatıra fotoğrafı ile sona erdi.