SPOR - 24 Ağustos 2024 Cumartesi 12:07

Milli bilek güreşçi dünya şampiyonluklarına doymuyor

A
A
A
Milli bilek güreşçi dünya şampiyonluklarına doymuyor

DEPSAŞ Enerji Spor Kulübü’nün dünyaca ünlü paralimpik milli bilek güreşi sporcusu Gökhan Seven, 15-25 Ağustos 2024 tarihleri arasında Moldova’nın Kişinev şehrinde düzenlenen 45’inci dünya bilek güreşi şampiyonasında altın madalya kazandı.


Hem sağ hem de sol kolda tek dünya şampiyonu unvanını taşıyan Seven, bu vesileyle ülkemize 30’uncu uluslararası madalyayı kazandırarak bir kez daha göndere ay-yıldızlı bayrağı çektirdi. Paralimpik dalda ülkemizin en başarılı sporcuları arasında yer alan ve DEPSAŞ Enerji Spor Kulübü altında müsabakalara katılan milli bilek güreşi sporcu Gökhan Seven, yeni bir uluslararası başarıya daha imza attı. 15-25 Ağustos 2024 tarihleri arasında Moldova’nın Kişinev şehrinde düzenlenen 45’inci bilek güreşi şampiyonasında finale kalan sporcu Mısırlı rakibini yenerek dünya şampiyonu oldu.



Uluslararası madalya sayısı 30’a ulaştı


Birçok uluslararası müsabakalarda sayısız başarıya sahip olan Seven, Moldova’nın Kişinev şehrinde düzenlenen turnuvada, para bilek güreşi dalında ve 100 kg kategorisinde dünya şampiyonluğunu kazanarak uluslararası müsabakalardaki madalya sayısını 30’a çıkardı.



Geçmişi başarılarla dolu


Erzurum’un Horasan ilçesinde doğan Gökhan Seven, 9 aylıkken geçirdiği ateşli bir hastalık sonucunda yürüme yetisini kaybetti. Profesyonel spor hayatına 2002 yılında okçuluk sporu ile başlayarak salon yarışında ikinciliği elde eden Seven, ardından halter sporuna yöneldi. Türkiye şampiyonalarında halter alanında çeşitli dereceler elde eden başarılı sporcu, omzundaki sakatlığın ardından bilek güreşi sporuna geçiş yaptı. Dört yıl boyunca aralıksız Türkiye Şampiyonası’na katılan Seven, 2010 yılında Türkiye şampiyonu oldu ve milli takıma seçildi. Aynı yıl, Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda Avrupa dördüncüsü oldu. Eylül ayında ise Amerika Birleşik Devletleri’nin Las Vegas şehrinde düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda üçüncü olarak bronz madalya kazandı.



Sağ ve sol koldaki tek dünya şampiyonu


Arka arkaya başarılar elde eden Seven, 2012 yılında Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda bütün rakiplerini yenerek dünya şampiyonu oldu ve altın madalya ile yurda döndü. Seven, toplamda 12 dünya, 13 Avrupa, 2 Asya ve 2 Kombat şampiyonasında altın madalya kazanarak 29 kez ülkesinin bayrağını göndere çektirdi ve ulaşılması zor bir başarıya imza attı. Gökhan Seven, ayrıca üç ayrı siklette hem sağ kol hem sol kolda Avrupa, dünya ve Türkiye şampiyonu olan dünyadaki tek sporcu konumunda bulunuyor.



Tekerlekli sandalye curling takımının kaptanlığını da yapan Gökhan Seven, halen curling, okçuluk ve bilek güreşi branşlarında aktif olarak spor yapmaya devam ediyor. Ayrıca ikinci kademe fitness antrenörlüğü de bulunan Seven, ulusal bilek hakemi olarak da hizmet veriyor. Yaklaşık iki yıl önce DEPSAŞ Spor Kulübü’ne transfer olan Gökhan Seven, başarılarına yenilerini katarak paralimpik dalda ülkemizin gururu olmaya sürdürüyor.



Milli bilek güreşçi dünya şampiyonluklarına doymuyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun, makine ve otomotiv sanayine hazırlanıyor Çinli otomotiv firmasının yatırımı beklenen Samsun’da ’Makine, Otomotiv Yan Sanayi Kümelenmesi Çalıştayı’nın ikinci hazırlık toplantısı yapıldı. ‘Makine, Otomotiv Yan Sanayi Kümelenmesi Çalıştayı’nın ikinci hazırlık toplantısı Samsun Valisi Orhan Tavlı başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda Samsun Büyükşehir Belediyesi Derebahçe Atölyelerinde kaynakçı ve diğer kursların açılması için MMO ve Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu’na (MYO) görev verildi. Eğitim projesinin Büyükşehir Belediyesi Kaynak Geliştirme ve AR-GE Müdürlüğü tarafından projelendirilmesi ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) tarafından desteklenmesine, çalıştayda sunulacak projenin adının ’Samsun Makine ve Otomotiv Sanayine Hazır’ olmasına, çalıştayda Endüstri 4.0 tanıtım filmi gösterimi yapılmasına, işletmelerin Ulusal Staj Programına kayıt olmalarına, Model Fabrika’nın çalıştaya entegrasyonunun sağlanmasına, Makine ve Otomotiv Yan Sanayi Çalıştayı’nın tanıtım afişinin tasarlanmasına karar verildi. Toplantının ardından katılımcılar ile birlikte atölyeleri gezen Vali Orhan Tavlı, OMÜ Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Kemal Yıldızlı’dan bilgi aldı. Vali Tavlı, genç nüfusu, nitelikli iş gücü, meslek liseleri ve meslek yüksekokullarıyla Samsun’un üretim ve sanayi noktasında büyük bir potansiyel barındırdığını ifade etti. Önemli kararların alındığı toplantıya ayrıca Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle, Samsun TSO Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Tüfekçi, akademisyenler ve bazı oda başkanları katıldı.
İzmir "İntihar" denilen olay kadın cinayeti çıktı: Ailenin şüphesi oyunu bozdu İzmir’in Bornova ilçesinde, 2 yıl önce banyoda havlupana asılmış biçimde ölü bulunan 33 yaşındaki Duygu Bölükbaş’ın, birlikte yaşadığı erkek tarafından öldürüldüğü ve olayın intihar süsü verilerek gizlenmeye çalışıldığı ortaya çıktı. Cinayet şüphelisi, yaşanan olaydan 2 sene sonra tutuklanarak cezaevine konulurken, intihar süsü vermek için yaptığı planlar kan dondurdu. Gözyaşlarına boğulan ve olayın peşini avukatıyla bırakmayan anne Nuriye Bölükbaş, "Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Benim çabam; adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, Kızımla ben öldüm" dedi. Olay 3 Kasım 2022 tarihinde, Bornova ilçesinde bulunan lüks bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre tekstil firmasında müdür olarak çalışan Duygu Bölükbaş (33), erkek arkadaşı E.T. (28) ile aynı evde yaşıyordu. Genç kadın, 2 yıl önce evinin banyosunda havlupana asılı vaziyette ölü olarak bulundu. Şeytani plan uyguladılar, intihar olarak kayıtlara geçmişti Duygu Bölükbaş’ın erkek arkadaşı E.T. ve halası S.T. polise verdiği ilk ifadede, genç kadını banyoda ölü halde bulduklarını iddia etti. Genç kadının erkek arkadaşı yine ifadesinde, Duygu’nun intihara meyilli olduğunu, yaşadıkları tartışmanın ardından banyoya girdiğini, çıkmayınca da halası S.T.’ye kontrol etmesini istediğini ve ardından Duygu Bölükbaş’ın cansız bedenini bulduklarını öne sürdü. Konu daha sonrada fazla araştırılmadan "intihar" olarak kayıtlara geçti. Ailenin şüphesi cani oyunu bozdu: Çarşafta düğüm yok, tırnaklarında DNA çıktı Duygu Bölükbaş’ın ailesi ise kızlarının hiçbir zaman intihar ettiğine inanmadı. Ailesinin ifadesi ve şüphesi üzerine geniş çaplı inceleme başlatıldı. Aile ve avukatın yeni delilleri, dedektif gibi iz sürmesiyle savcılık keşif kararı verdi. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinin keşif çalışmalarında, Duygu Bölükbaş’ın havluyla kendisini asmasının mümkün olmadığını, havlupanın bulunduğu duvar ile bu duvara bitişik yaklaşık 1 metre yüksekliğinde banyo tezgahı olduğunu, Bölükbaş’ın kendisini asması için yeterli yüksekliğin bulunmadığı tespit edildi. Öte yandan Duygu Bölükbaş’ın tırnaklarında, E.T.’ye ait DNA örnekleri çıktı. Bu durum boğuşmanın delili olarak kayda geçti. Asıldığı iddia edilen çarşafta da boğulmaya elverişli bir düğüm olmadığı belirlendi. Sır görüntüler ortaya çıktı: Bıçakla tehdit etmiş, vilada kovası istemiş Öte yandan, olay gecesi genç kadın ve sevgilisi E.T.’nin sitede tartıştığı, sevgilisinin genç kadını bıçakla tehdit ettiği, genç kadının korkudan ellerini başına doğru kapattığı kameralara doğru yansıdı. Banyoda kan izinin bile bulunmadığı olayda yine şüpheli E.T.’nin, aşağıdan vilada kovası da aldığı kameralarca kaydedildi. Yapılan çalışmalarda, E.T.’nin Duygu Bölükbaş ile yaşadığı tartışmanın ardından kadını sert bir cisimle kafasından yaraladığı, devamında da bir cisim ile Bölükbaş’ın boğazını sıkarak öldürdüğü soruşturmanın iddianamesinde yer aldı. Cinayet şüphelisi E.T., yapılan çalışmaların ve iddianamenin hazırlanmasının ardından 22 Mart 2024 günü çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı. "Şüphe duyulmayınca biraz olay kapatılmış Ailenin avukatı Levent Kahya, ailenin hiçbir zaman kızlarının intiharına inanmadığını, bu şüphe üzerine yoğun bir çalışma yaptıklarını söyledi. Avukat Kahya, “Aile, Duygu’nun kesinlikle intihar edebilecek bir karakterde insan olmadığını, kesinlikle bu tarz bir davranışta bulunmayacağını söyledikleri için ben aileye inandım ve araştırmalara başladık. Bu araştırmalar boyunca onlarca kişiyle görüştük. Sitenin güvenlik müdürlerinden, güvenlik personellerinden, komşulardan, komşu olan esnaflardan bilgiler aldık. Bilgiler ışığında, cinayet büro amirliğinin yapmış olduğu olay yeri inceleme ve benzeri çalışmaları takip ettiğimizde, olayın aşırı şüpheye uyandıran bir durum olduğunu fark ettik. Bununla ilgili başsavcılığımızla irtibata geçtik ve başvurularda bulunduk. 112 kayıtlarının getirtilmesini istedik, site kamera görüntülerinin getirtilmesini istedik. Bunlarla ilgili saat çalışmaları yaptığımızda, sanık ve ailesinin gerçek dışı beyanlarda bulunduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine savcılık yeniden bir keşif kararı aldı. Eve gidildiğinde ve banyoda inceleme yapıldığında, kızımızın asılı olduğu iddia edilen havlupanın bu ağırlığı taşıyabilecek nitelikte olmadığı anlaşıldı. Aynı zamanda metre ve mesafelerin asması için dahi olsa yeterli olmadığı anlaşıldı. Beyanların tutarsızlığı ve delil karartmaya yönelik eylemler göz önünde bulundurulduğunda, savcılık tarafından DNA incelenmesi istendi. Sanığın DNA’sı alındı. Sanığın DNA’sı maktulün; yani Duygu kızımızın tırnak içi DNA’sıyla karşılaştırıldı ve burada sanığın DNA’sı çıktı. Bununla beraber artık tüm bilimsel verilerle atılı suçun işlendiği ortaya çıktı. Çok derin bir çalışma yapmış ekipler; fakat bunun intihar olduğu önyargısıyla yaklaşılınca, şüphe duyulmayınca biraz olay kapatılmış. Haklı olarak kapatılmış; ama biz daha derinlemesine bir çalışma yaptık. Daha öncesinde atılmış olan mesajlar var, tehdit içeren mesajlar var. Bunlar bizim elimizdeydi. Adalet uzadıkça, geciktikçe ailenin acısı kat kat artıyor. Adalete olan güven sarsılıyor. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” dedi. Anne gözyaşlarına boğuldu: "Adalet istiyorum" İzmir Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan anne Nuriye Bölükbaş da, gözyaşlarına boğularak, “adalet istiyorum” dedi. Anne Bölükbaş, şöyle konuştu: “Bunun mücadelesi kolay olmadı bir anne olarak. Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Bundan dolayı da ne yapmam gerekiyorsa uğraştım. Çabalarımın sonucunu aldığımı düşünüyorum. Benim çabam adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, kızımla ben öldüm. Başka annelerin de ölmesini istemiyorum. Türkiye’nin kanayan yarası. Ne olur caniler elini kolunu sallayarak gezip de benim düştüğüm duruma başka bir anneyi düşürmesin. Yaşamıyoruz; yani bir evlat kolay büyütülmüyor. İki senedir uğraşmaktan çok yoruldum. Şahsın bize tehdit mesajları, kızımı yalnızlaştırmaya çalışması, aileyle küstürmesi, etrafa küstürülmesi, kızımı öldürmekle tehdit etti. Bu savcılıkta da zaten var, mesajlarda var. 13 yaşındaki çocuğun bedelini, annesizliğin bedelini kim ödeyecek. Anne olarak soruyorum kolay mı annesizlik? Yani bir çocuk annesiz kaldı. Şahıs benim kızım öldükten sonra çok geçmeden hayatına birini daha alıp bir kurban daha seçti. Tekrar cezasını almadığı zaman, aynı kurbanlar tekrar tekrar; Duygu olacak, Ayşeler olacak, Fatmalar olacak, bitmeyecek yani. Bundan dolayı adalet yerini bulsun, hak ettiği cezayı alsın. Benim çabam bu. Benim yandığım gibi bir başka anneler de yanmasın. Kimseden korkmuyorum. Yaşadığım sürece de asla bu olayın bu peşini bırakmayacağım.”