KÜLTÜR SANAT - 08 Nisan 2025 Salı 21:30

Romanlara toplu düğün: 15 Roman çift düşman çatlattı

A
A
A
Romanlara toplu düğün: 15 Roman çift düşman çatlattı

Samsun’da resmi nikahı olmayan 15 Roman çifte toplu nikah ve düğün merasimi yapıldı. Düğüne iki yaşındaki bebekleri ile katılan çift ise ilgi odağı oldu.


Samsun’un Canik ilçesinde, "8 Nisan Dünya Romanlar Günü" kapsamında toplu nikah ve düğün töreni gerçekleştirildi. Samsun Valiliği, Canik Kaymakamlığı, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Canik Belediyesi, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü iş birliği ile düzenlenen toplu nikah ve düğün töreninde, daha önce resmi nikahı bulunmayan ya da maddi imkansızlıklar nedeniyle düğün yapamayan çiftler hem evlendi hem de doyasıya eğlendi. Roman kültürüne özgü renkli görüntülerin yaşandığı gecede çiftler adeta düşman çatlattı. Müzik eşliğinde dans eden çiftler, sahnede bebekleriyle poz verirken izleyicilerden büyük alkış aldı.


Resmi nikahları kıyılan çiftler, hediye töreni, pasta kesimi, duaların edilmesi ve tebriklerin kabul edilmesinin ardından Roman havası eşliğinde oynadılar. Birbirinden değişik figürler sergileyen çiftler ve davetliler çalan müzik eşliğinde eğlendiler. Düğünün ilgi odağı ise Abdulbaki-Kübranur Kisbet çifti oldu. Muhammet ismini verdikleri 2 aylık bebekleri ile düğünde göbek atan Kisbet çifti, katılanların ilgi odağı oldu.


Programda konuşan ve çiftleri tebrik eden Samsun Vali Yardımcısı Vekili/Canik Kaymakamı Şeref Aydın, "Roman vatandaşlarımızın yaşadıkları zorlukların devlet olarak bilincindeyiz. Sizlerin yaşadığı sıkıntıları çözmek, hak ettiğiniz yaşam standartlarına kavuşturmak için elimizden gelen her türlü çabayı gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Bugün burada kurumlarımızın iş birliği ile gerçekleştirdiğimiz organizasyon da bunun en güzel örneği. Çiftlerimizi tebrik ediyor, ömür boyu mutluluklar ve hayırlı evlatlar diliyorum" dedi.



Başkan Sandıkçı: "Roman kardeşlerimize pozitif ayrımcılıkla yaklaşmaktayız"


Her zaman Roman vatandaşların yanında olduklarının altını çizen Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, "Ben, canım sıkkın olduğunda Roman kardeşlerimizin yaşadığı ya 200 Evler’e ya da Yavuz Selim Mahallesi’ne giderim. Çünkü orada 24 saat heyecan mevcut. Bu renkli kültürünüz her daim ilimize farklılık katmaktadır. Bizler de Cumhurbaşkanlığımız ve diğer kurumlarımızla birlikte sürekli Roman kardeşlerimize pozitif ayrımcılıkla yaklaşmakta, destek olmaktayız. Bugünkü program da bunlardan biridir. 15 çiftimizin nikahını kıydık ve toplu düğün törenini yaptık. İnşallah, vatanda ve millete hayırlı nesiller yetiştirirsiniz" diye konuştu.



"Aile, sadece bireylerin değil, toplumların da huzur ve istikrar kaynağıdır"


Aile Yılı’nda böyle güzel bir etkinlikte yer aldıkları için mutlu olduğunu ifade eden Samsun Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Kemal Gümrükçü, "Böyle anlamlı bir buluşmanın Aile Yılı’yla bir araya gelmesi, aile kurumunun toplumsal hayattaki merkezi rolüne dikkat çekilmesi açısından ayrıca anlam taşımaktadır. Bu vesileyle, güçlü, sağlıklı ve sürdürülebilir aile yapılarının desteklenmesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hep birlikte idrak etme fırsatı buluyoruz. Aile, sadece bireylerin değil, toplumların da huzur ve istikrar kaynağıdır. Dayanışmanın, sevginin, güvenin ve sorumluluğun yaşandığı en temel kurumdur. Dolayısıyla burada atılan her adım, yalnızca iki insanı değil, aynı zamanda toplumun bütününü ilgilendiren bir anlam taşımaktadır. Bugün hayatlarını birleştiren tüm çiftlerimize, sağlık, huzur ve karşılıklı sevgiyle dolu uzun bir ömür diliyorum. Bu anlamlı programa katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlara, emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum. Ayrıca bu güzel buluşmaya katılım sağlayarak bizleri onurlandıran tüm misafirlerimize de en içten şükranlarımı sunuyorum" şeklinde konuştu.


Samsun Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Eyüp Çakır da programda yaptığı konuşmada, "Romanlar Günü’nü kutluyorum. Nikahı kıyılan çiftlerimize mutluluklar diliyorum. Emeği geçen tüm kurumların birlikteliği çok kıymetli. Kurumlarımız birlikte hareket ederek Roman kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecek. Romanlar bu ülkenin rengidir. Bu renk ülkemiz için çok kıymetli. Sizler bu ülkenin neşe kaynağısınız. Neşeniz her zaman daim olsun. Mutluluklar diliyorum" ifadelerini kullandı.


Büyük eğlenceye sahne olan toplu nikah ve düğün törenine ayrıca Samsun İl Müftüsü Seyfullah Çakır, Samsun İl Aile ve Sosyal Hizmetler Vakfı Müdürü Ferhan Sarıcaoğlu, Canik İlçe Sağlık Müdürü Gözde Küleç Sarı, Canik İlçe Milli Eğitim Müdürü Zahit Köseoğlu, Canik İlçe Müftüsü Bayram Karar, Canik Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Yusuf Celil Caner, Canik Sosyal Hizmetler Merkezi Müdürü Musa Öncül, protokol üyeleri ve davetliler katıldı.



Romanlara toplu düğün: 15 Roman çift düşman çatlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."