SAĞLIK - 01 Aralık 2023 Cuma 12:05

Profesörden uyarı: “HIV enfeksiyonu birçok ülkede azaldı, Türkiye’de arttı”

A
A
A
Profesörden uyarı: “HIV enfeksiyonu birçok ülkede azaldı, Türkiye’de arttı”

Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “2004 yılına kıyasla AIDS’e bağlı ölümler yaklaşık yüzde 70 oranında azalmış durumdadır. Birçok ülkede düşüşe geçen HIV enfeksiyonu oranının Türkiye’de artıyor olması ise dikkat çekicidir” dedi.


VM Medical Park Samsun Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla HIV enfeksiyonuna erken tanı konulması ve tedaviye erken başlanmasının önemine dikkat çekerek bilgilendirmede bulundu.


2030’a kadar AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu)’i bir halk sağlığı tehdidi olarak sona erdirme hedefine ulaşmak için 1 Aralık Dünya AIDS gününün bu yılki teması olan "Toplulukları Öncü Yapmak" olarak belirlendiğini söyleyen Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Çünkü AIDS’in sona erdirilmesi yolculuğu ancak sivil toplum kuruluşlarının liderliği ve katılımıyla mümkün olacaktır. AIDS’in tedavi edilebilir ve sonuçta ortadan kaldırılabilir bir hastalık olduğunu unutmamak gerekir. Birlikte hareket ederek bu hastalığı ülkemizde ve dünya genelinde sonlandırmak için çalışmalıyız” diye konuştu.



"Ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir"


HIV’in (İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü), bağışıklık sistemini etkileyen ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir virüs olduğunu belirten Prof. Dr. Leblebicioğlu, “HIV, bağışıklık sisteminin ana hücrelerinden olan CD4+ T lenfositlerini hedef alır ve vücutta yayılıp çoğalır. Bu durum, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve enfeksiyonlara, kanserlere karşı savunmasız hale gelinmesine neden olur. Bu süreç AIDS adı verilen hastalık evresine ilerler” şeklinde konuştu.



"HIV enfeksiyonu birçok ülkede azaldı, Türkiye’de arttı"


Son yıllarda HIV enfeksiyonunun tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Leblebicioğlu, “2004 yılına kıyasla AIDS’e bağlı ölümler yaklaşık yüzde 70 oranında azalmış durumdadır. Birçok ülkede düşüşe geçen HIV enfeksiyonu oranının Türkiye’de artıyor olması ise dikkat çekicidir. Günümüzde HIV tedavisi için kullanılan ilaçlar sayesinde virüsün yayılması durdurulabilmekte ve bağışıklık sistemi korunabilmektedir. Bu ilaçlar genellikle günde tek doz olarak kullanılır ve düzenli bir şekilde alındığında, virüsün kan dolaşımında tespit edilemeyecek kadar azalması mümkündür. Ayrıca etkili tedaviyle virüsün başka insanlara bulaşması da önlenir. Tedavi düzenli ve sürekli alındığında kanda virüs saptanamaz hale gelebilir ve bu etkili tedavi ile virüsün başkasına bulaşması da önlenir. Tedavi gören HIV’li kişiler normal, sağlıklı bir ömre sahip olurlar” ifadelerini kullandı.



"Herkes risk altında"


HIV enfeksiyonunun herkesi etkileyebileceğini dile getiren Prof. Dr. Leblebicioğlu, “Cinsiyet, yaş, cinsellik veya etnik köken fark etmeksizin herkes risk altındadır. HIV, genellikle cinsel yolla bulaşır, ancak kan transfüzyonu, iğne paylaşımı gibi diğer yollarla da bulaşabilir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, özellikle frengi (sifilis) ve bel soğukluğu (gonore) gibi hastalıklar, HIV enfeksiyonu riskini artırır. Bu yüzden cinsel ilişkide korunma yöntemleri kullanmak, düzenli tarama testleri yapmak ve enfeksiyon durumunda erken tedaviye başlamak önemlidir” açıklamasında bulundu.



"HIV taşıyan her 5 kişiden 1’i enfekte olduğunu bilmiyor"


HIV enfeksiyonuna erken tanı konulması ve tedaviye erken başlanmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Leblebicioğlu, şunları söyledi: "Erken tanı ve tedavi, enfekte kişilerin sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olur ve başkalarına virüsün bulaşmasını önler. Maalesef ülkemizde yeni HIV enfeksiyonları hala artmaktadır. HIV taşıyan her 5 kişiden birinin durumlarını bilmedikleri tahmin edilmektedir. Bu yüzden şüpheli korunmasız cinsel ilişki yaşayan bireylerin sağlık kuruluşlarına başvurmalarını teşvik etmek ve HIV testi yaptırmalarını sağlamak önemlidir. Bu süreçte kişisel bilgilerin gizli tutulduğu, HIV testlerinin ve doğrulama testlerinin referans merkezlerinde yapıldığından emin olunmalıdır"


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Konya Ovası’nda ‘fare zararı’ uyarısı Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası’nda yaklaşık 10 milyon dekar alanda hububat ekimi yapıldı. Uzmanlar, yağışsız geçen kış sezonunda çiftçileri arazilerdeki fare zararına karşı uyararak arazi kontrolüne dikkat çekiyor. Yüzölçümünün yüzde 67’si tarım arazisi olarak kullanılan ve tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu alanda tarımsal üretim yapılıyor. Uzmanlar, beklenen yağışların periyodunda olmaması durumunda, çiftçilere fare zararına karşı uyarıda bulundu. “Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir” Kar yağışının olmamasıyla beraber meydana gelen zararları anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu olan Konya Ovasında hububat alanlarında bu dönemlerde yağışların önemi çok fazla. Şu anda beklediğimiz yağışları alamadık maalesef. Halen daha kar yağışı yeterli miktarda yağmadı. Bu da önümüzdeki yıl hububatların verimlerinde belli bir oranda düşüşe neden olabilir lakin şu anda rekolteyle ilgili herhangi bir tahminde bulunmak için erken. Çünkü 1. ayda ve nisan ayında yağacak yağışlarla rekoltenin de ne kadar çıkacağı o dönemde belirlenecek. Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız fare zararının olup olmadığı ile ilgili kontrollerini yapmaları gerekiyor. Çünkü kar yağışının az olduğu dönemlerde bu tarz zararlıların popülasyonlarında da artmalar meydana geliyor. Bundan sonraki dönemde eğer yağışlar bu şekilde az bir oranla devam ederse hastalık ve böcek zararı da fazla olur diye tahmin ediyoruz. Bununla ilgili de sürekli arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. Bu dönemde çiftçilerimizin yapabilecekleri çok fazla bir şey yok” dedi. “Yağışlar iyi olursa bol bereketli bir sezon geçiririz” Kıraç alanlarda ekim yapan çiftçilerin yağışlarla beraber ürünlerinin çimlenmesinin gerçekleştiğini belirten Başkan Kırkgöz, “Toprağın yüzüne çıktı tohumlar. Yağışların orantısız düştüğü bazı topraklarda tohumların ölme ve zayiata uğrama durumları meydana gelebiliyor. Burada arazilerinin sık sık kontrol etmeleri lazım çiftçilerin. Arazilerde çok fazla açıklık olursa bu dönemlerde o açıklıkları kapatmak için o bölgeleri tekrardan ekmeleri gerekebilir. Toprağın yüzeyi açık olduğundan arpa için bu dönemler biraz riskli. Gece donları çok yüksek olursa üşümeler de meydana gelebilir. Bunun için mutlaka bir ziraat mühendisiyle beraber çiftçilerimizin arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. İnşallah önümüzdeki süreçte kar yağışları iyi olur ve arkasından nisan yağmurlarımız iyi olarak bol bereketli bir sezon geçiririz. Aksi takdirde tabii yüzde 70’i kıraç alan olan Konya bölgesinde iklime bağlı ve yağışlara bağlı olarak eğer yağışlarımız az olursa maalesef rekoltemizde düşüş olur. İnşallah öyle bir senaryoyla karşılaşmayız, yağmurlarımız iyi yağar. Bu yıl alanlarımızda da giriş alanlarında da geçen seneye oranla aynı seviyede seyrediyor. Herhangi bir düşüş olmadı. Hububat ekilişlerimizde herhangi bir sıkıntı yok. Tabii yağış bu konuda bizim Konya bölgesinin rekoltesini belirleyecek unsur olacak” diye konuştu.