EĞİTİM - 21 Nisan 2025 Pazartesi 17:11

Dünyada kırsal turizm pazarı hızla büyüyor

A
A
A
Dünyada kırsal turizm pazarı hızla büyüyor

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Şevket Aşçı Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yetkin Bulut, kırsal turizmin dünyada yükselen bir değer haline geldiğini belirterek, 2023’te 91 milyar dolar olan pazarın 2028 yılına kadar 131 milyar dolara ulaşacağının tahmin edildiğini söyledi.


Samsun’un Bafra ilçesinde, OMÜ Şevket Aşçı Turizm Fakültesi, Turizm Haftası dolayısıyla “Kırsal Kalkınma ve Turizm” başlıklı panele ev sahipliği yaptı. Panel öncesi fakülte girişinde Türk Turizm Tarihi Resim Sergisi’nin açılışı yapıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yetkin Bulut, kırsal turizmin yerel ekonomiler için büyük bir fırsat sunduğunu belirterek, “Turizm; sadece şehir merkezlerinde değil, kırsal bölgelerde de ekonomik ve sosyal dönüşümün anahtarıdır. Yerel ürünlerin pazarlanmasından kültürel mirasın korunmasına kadar birçok alanda etkili bir kalkınma aracı olarak öne çıkmaktadır” dedi.


“Kırsal turizm pazarı hızla büyüyor”


Konuşmasında kırsal turizmin dünyada yükselen bir değer haline geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bulut, “2023 yılında 91 milyar dolar seviyesinde olan kırsal turizm pazarının 2024’te yüzde 7,4 büyümeyle 98 milyar dolara, 2028’de ise 131 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Bu büyüme; tarım turizmi, kültürel mirasa artan ilgi, hac rotalarının popülerliği ve çevre bilincinin yükselmesiyle doğrudan ilişkilidir” ifadelerini kullandı.


Kırsal turizmin Samsun özelinde değerlendirilmesinin önemine de değinen Bulut, “İl merkezine uzak pek çok ilçemiz hâlâ geleneksel köy yaşamını sürdürmektedir. Vezirköprü, Bafra, Lâdik, Terme ve Çarşamba gibi ilçeler, kırsal turizm için ciddi potansiyel taşımaktadır. Özellikle Kızılırmak Deltası, Bafra Sürmeli Köyü, Nebiyan Dağı, Bafra-Kolay, Bafra Kapıkaya, Atakum Kocadağ, Çarşamba Hacı Osman Ormanı, Çarşamba-Yeşilırmak Deltası, Lâdik Gölü, Terme Gölardı Simanlık, Vezirköprü-Şahinkaya Kanyonu kırsal turizm potansiyeli taşımaktadır. Sürmeli köyü gibi kırsaldaki köylerin Dünya Turizm Örgütü’nün, turizmi kırsal kalkınma için önemli bir güç hâline getirme hedefi kapsamında ‘En İyi Turizm Köyü’ olma potansiyeli bulunmaktadır" diye konuştu.


Gelecekte akıllı turizm teknolojilerinin, dijital pazarlamanın ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımların kırsal turizmin gelişmesinde belirleyici rol oynayacağını ifade eden Prof. Dr. Bulut, özelleştirilmiş seyahat paketleri, tarım ve sağlıklı yaşam temalı turların ön plana çıkacağı yeni döneme hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.


Etkinlik, fakülte bahçesinde kurulan ve bölgeye özgü ürünlerin tanıtıldığı yöresel ürün stantlarının gezilmesiyle sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.