EKONOMİ - 12 Aralık 2024 Perşembe 16:54

60 milyar dolarlık pazarda Samsun, “Ben de varım” dedi

A
A
A
60 milyar dolarlık pazarda Samsun, “Ben de varım” dedi

Samsun’da, "Sağlıkta Doğanın Gücü: Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Paneli" gerçekleştirildi.


Samsun Büyükşehir Belediyesi’nce (SBB) "Sağlıkta Doğanın Gücü: Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Paneli" düzenlendi. Panelde, alanında uzman akademisyenler, tıbbi ve aromatik bitkilerin sağlık üzerindeki faydalarını, kullanımlarını, potansiyelini ve bu bitkilerin nasıl kullanılabileceğine kadar geniş bir yelpazede katılımcılara bilgi verdi.



“Tıbbi ve aromatik bitkilerin dünya üzerindeki ekonomide döngü değeri 60 milyar dolar”


2050’de tıbbi ve aromatik bitkilerin dünya üzerindeki ekonomide döngü değerinin 5 trilyon dolar seviyesine ulaşmasının beklendiğini ifade eden Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Çamaş, “Samsun, yaş sebze-meyvenin yanı sıra tıbbi ve aromatik ürünlerin üretildiği çok önemli bir alana sahip. 2000’li yıllarda tıbbi ve aromatik bitkilerin dünya üzerindeki ekonomide döngü değeri 60 milyar dolar civarında. 2050 yılında bunun 5 trilyon dolar seviyesine ulaşması bekleniyor. Özellikle pandemide başlayan ve devam eden süreçte doğal bitkilere yönelik tedavi yöntemlerinin ve kozmetik alanında kullanılan unsurların tıbbi-aromatik bitkilerden oluşturulması vesilesi ile her gün biraz daha önemini arttırıyor. Bu nedenle panelimizin çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Samsun Büyükşehir Belediyesi olarak elimizden gelen tüm desteği vereceğimizi ifade ediyorum. Çünkü şehrimizin sahip olduğu değerlerin neler olduğunu akademisyenler farkında ama birçoğumuz değiliz. Samsun hem coğrafi hem de sahip olduğu değerler bakımından çok özel bir noktada yer alıyor. Panelimizin bu anlamda faydalı konulara değineceğini düşünüyorum” dedi.



“Türkiye, ekolojik çeşitlik ve zenginliği ile her yerde her şeyi yapabilen bir ülke gibi algılanıyor”


Türkiye’nin ekolojik ürün çeşitliliği sorunu olmadığını ancak markalaşmada sorun yaşadığını belirten OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, “Türkiye, ekolojik çeşitlik ve zenginliği ile her yerde her şeyi yapabilen bir ülke gibi algılanıyor. Halbuki ekolojik çeşitlilik bir avantajdır, doğru kullanırsak. Yoksa çeşitlilik tamam ama ticarileşme yok. O nedenle hammadde üretmede sorunumuz yok. Çiftçimizin üretim sıkıntısı yok. Önemli olan ne için kimin için ürettiği. Hedef kitleye ulaşıyor mu, yalnızca hammadde olarak mı satıyorsunuz, bir işlem geçirmiş veya mamul ürüne dönmüş olarak mı satıyorsunuz bu seviyeye getirebilmek önemli. Bunun için de kitlesel üretim yapabilecek hareketliliği sağlamak gerekiyor. Biz akademisyenlerle birlikte çevremizi, yöremizi planlayıp, ona göre özellikle sanayisiyle entegre olması gereken işlerde bunu hiç aksatmadan yapmamız gerekiyor. Samsun ile ilgili en büyük sıkıntı, marka olamamadır. Birçok ürün var, ovalarıyla coşan bir il ama marka olamamış. Marka olmanın da bazı kuralları var. Farklı olsa bile marka olamadığınızda bunun kıymetini kimse bilemiyor. İnşallah bu duyarlılık ve hamlelerle birlikte Samsun, önemli bir noktaya gelir” diye konuştu.



“Bin 500 hane tıbbi ve aromatik bitki üreterek geçimini sağlıyor”


İl genelinde bin 500 hanenin geçimini tıbbi ve aromatik bitki üretiminden sağladığına dikkat çeken Samsun Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Sağlam ise, “Tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımı günümüzde oldukça arttı. İlimizde defne başta olmak üzere salep, nane, kekik gibi ürünler üretiliyor. Kavak’ta kesinlikle ya hayvancılık ya meyvecilik ya su birikintisi varsa da bakla yetiştireceksiniz. Geçiş bölgelerinde bir buğday ekimi yapılarak geçim sağlayamazsınız. Tıbbi aromatik ürünlerde ise ne kadar denizden yüksekte üretilirse kalite o kadar artıyor. İlimizde tıbbi ve aromatik bitkide eksikliğini hissettiğimiz en büyük şey sanayisi. Belli bir yerde sadece yağ olarak çıkartılıyor ama bunun kozmetik ve diğer alanlarda kullanımı da mutlak suretle geliri arttıracaktır. İlimizde toplam 4 bin 150 dekar alanda tıbbi aromatik bitki üretiliyor. Defneyle beraber bin 500 hane geçim sağlıyor. 2 bin tonu aşkın bir üretim de yapılıyor” şeklinde konuştu.


Panelde Prof. Dr. Ömer Çalışkan salep üzerine, Prof. Dr. Selim Aytaç kenevir üzerine, Prof. Dr. Şahane Funda Arslanoğlu Samsun’da yetiştirilecek tıbbi ve aromatik bitkiler hakkında, Hicran Çıkış Kanca SBB tıbbi bitki çalışmaları üzerine Dr. Oğuzhan Yücel de Samsun’da tıbbi bitki üretimi girişimciliği üzerine sunum yaptı.


SBB Sanat Merkezi Küçük Salon’da düzenlenen panelin sonunda katılımcılar uzman akademisyenlere merak ettikleri soruları yönelterek tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgili daha fazla bilgi sahibi olma fırsatı yakaladı.



60 milyar dolarlık pazarda Samsun, “Ben de varım” dedi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Uşak’ta Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu toplantısı yapıldı Uşak Valisi Naci Aktaş başkanlığında Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu toplantısı yapıldı. Aile kurumunu her türlü tehdide karşı korumak için bütüncül ve sistematik çalışmalar yürütülmesinin hedeflendiği Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Vali Dr. Naci Aktaş başkanlığında gerçekleştirildi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde gerçekleştirilen toplantıda; aile yapısını, değerlerini ve işlevlerini etkileyen sorunların artmasına yol açan değişimleri tespit etmek, aileleri tehdit eden her türlü zararlı alışkanlık ve eğilimlere yönelik tedbirleri ele almak için kurumlar arasında iş birliğinin ve eş güdümün artırılmasına yönelik çalışmalar ele alındı. Aile refahının artırılmasına yönelik kapsamlı bir yol haritasının oluşturulması noktasında tüm paydaşların koordineli çalışmasının önemine vurgu yapan Vali Aktaş, toplantının ailenin korunması ve güçlendirilmesi adına ilimiz için önemli bir başlangıç olduğunu belirtti. Toplantıya; Vali Dr. Naci Aktaş’ın yanı sıra Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Savaş, Vali Yardımcısı Burak Bozkurt Gürses, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Kolcu, İl Jandarma Komutanı Fahri Semiz, Belediye Başkan Yardımcısı Halil Arslan ve kurum müdürleri katıldı.
Van Flamingolar Van’ı çok sevdi Van Gölü havzasının göçmen misafirleri flamingolar, bölgedeki sıcak hava ve av yasağı sayesinde konaklama sürelerini uzattı. Van’ın Erçek Gölü, her yıl olduğu gibi bu yıl da flamingolara göç yolculuğunda ev sahipliği yapıyor. Uzun bacakları, boyunları ve renkleriyle göz kamaştıran ve halk arasında "allı turna" olarak bilinen flamingo kafilesi, soğuyan havaya rağmen Van’ı terk etmedi. Her yıl Mart ve Nisan aylarında Van Gölü havzasına gelerek Erçek Gölü ve çevresinde konaklayan flamingolar, Erciş Çelebibağı, Gevaş Göründü ve Muradiye Karahan sahillerinde de görülüyor. Uzun süre barınmak amacıyla sulak alanlarda kalan bilinen flamingolar, turistlerin ve bölge sakinlerinin yanı sıra fotoğraf tutkunlarının ilgisini çekiyor. Türkiye’deki yaklaşık 450 kuş türünden 250’sine ev sahipliği yapan Van Gölü havzasında konaklayan flamingolar, görüntüleriyle göz kamaştırıyor. Her yıl ilkbahar aylarında Afrika ve İran’ın Urmiye Gölü’nden Van Gölü havzasında konaklayan flamingolar, kış mevsimin gelmesiyle aynı güzergaha göç ediyorlar. Son yıllarda zaman zaman kış mevsiminde göç etmediği görülen flamingolar Gevaş Göründü sulak alanını mesken etti. Havaların soğumasına rağmen bir grup flamingo, Erçek Gölü’nde konaklamaya devam ediyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, “Mevsimsel değişikliklere bağlı olarak yaban hayvanları göç sürelerini değiştiriyor. Aralık ayına girdiğimiz şu günlerde Erçek Gölü Karagündüz Mahallesi mevkii ile Gevaş-Göründü sulak alanlarında çok sayıda flamingo görmekteyiz. Bu sene geçen senelere nazaran sonbahar ve kış mevsimine girerken sayıları bir hayli fazla. Geçen sene bir grup flamingo Van Gölü havzasında kışladı. Bahar mevsiminde ise üremek için gidecekleri bölgeye gittiler. Biz eğer bu sulak alanları koruyup yok etmezsek, kıymetini bilirsek gelecek nesillere bu doğal mirasımızı aktarabileceğiz” dedi
Adana AOSB ve ÇÜ arasında iş birliği protokolü imzalandı Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) ile Çukurova Teknoloji Geliştirme Bölgesi arasında iş birliğini güçlendirmek ve sürdürülebilir hale getirmek amacıyla protokol imzalandı. AOSB Bölge Müdürlüğü’nün girişimcilere ve akademisyenlere projelerini çalışıp, sanayicilere sunabilecekleri ortam hazırlayan AOSB Küp Girişimcilik Merkezi (Kuluçka Merkezi) yeni fikirlere ev sahipliği yapmaya devam edecek. Üniversite-sanayi iş birliğinin gücüne inanan AOSB Bölge Müdürlüğü tarafından AOSB Ticaret Merkezinde 1000 metrekarelik alanda kurulan Küp Girişimcilik Merkezi, iş fikirlerinin akademik bilgi birikimiyle bütünleşmesini sağlayarak, katma değerli projelerin ortaya çıkmasına imkan sunuyor. Bu kapsamda, AOSB Küp Girişimcilik Merkezi’nde, Çukurova Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB) bünyesinde Kuluçka merkezi kurulacak. Kurulacak merkeze ilişkin Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesindeki imza töreni; Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, Çukurova Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hüseyin Akıllı ve Prof. Dr. Ömer Korkut, Çukurova Üniversitesi Genel Sekreteri Kürşad Birinci, Teknokent Yönetim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Tunç Tüken ve AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar’ın katılımları ile gerçekleşti. Protokol kapsamında, AOSB Küp Girişimcilik Merkezinde bulunan ofis ve demirbaşların kullanımını, mülkiyeti AOSB’de kalmak üzere Çukurova Teknokent’e tahsis edilecek. Merkez, teknolojik yenilik alanlarında ARGE, tasarım, sistem entegrasyonu, diş ticaret, sertifikasyon gibi rekabet güçlendirme faaliyetleri kapsamında ulusal ve uluslararası fon programlarına yönelik proje geliştirme ve yürütme konularında ortak çalışmalar yürütecek. AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, protokolün kent ekonomisine hayırlı uğurlu olması temennisinde bulunarak, “Bu merkezde, bölgemizde faaliyet gösteren firmaların ve Çukurova Teknokent’te faaliyet gösteren kuluçka firmalarının ulusal ve uluslararası teşviklerden daha fazla faydalanmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Bu iş birliğinin bölgemiz ekonomisinin gelişimine katkı sunacağına inanıyoruz” dedi. Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş ise yapılan iş birliğinin üniversitenin bilgi gücünün sanayiye aktarımı konusunda büyük önem taşıdığını belirterek, hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu.