EĞİTİM - 15 Ekim 2024 Salı 10:02

SUBÜ personeline ‘Teknoloji Bağımlılığı Eğitimi’

A
A
A
SUBÜ personeline ‘Teknoloji Bağımlılığı Eğitimi’

SUBÜ Personel Daire Başkanlığı, ‘Hizmet İçi Eğitim Programı’ çerçevesinde ‘Teknoloji Bağımlılığı Eğitimi’ düzenledi.


Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Personel Daire Başkanlığı, ‘Hizmet İçi Eğitim Programı’ çerçevesinde ‘Teknoloji Bağımlılığı Eğitimi’ düzenledi. Rektörlük Konferans Salonu’nda düzenlenen eğitim, Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Birimi’nden Harun Sürmeli tarafından verildi. Sürmeli eğitimde, teknoloji bağımlılığının bireyler üzerindeki etkilerini ele alınırken söz konusu bağımlılıkla başa çıkma yöntemlerine ilişkin tavsiyelerde bulundu. Eğitim sonunda SUBÜ Personel Daire Başkanı Hülya Ayvaz Camcı, Sürmeli’ye teşekkür belgesi takdim etti.


Personel Daire Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada personellerin gelişimlerine katkı sağlamak ve farkındalıklarını artırmak amacıyla hizmet içi eğitim ve etkinliklerin devam edeceği ifade edildi.



SUBÜ personeline ‘Teknoloji Bağımlılığı Eğitimi’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Bedavacı akrabalara isyan etti, dükkanına ’Akrabalar giremez’ pankartı astı İzmir’in Konak ilçesinde bir büfe sahibi, yiyip içip para vermeyen akrabalarından sıkıldığı için dükkanına ’Akrabalar giremez’ yazılı pankart astı. Bedavacı akrabalarından sıkıldığını söyleyen esnaf, "Kazandığımı onlara vermiş oluyorum" dedi. İzmir Konak’ta 5 yıldır büfe işleten Mehmet İçin, iş yerine gelen ve sürekli yiyecek içecek alıp parasını vermeyen akrabalarına isyan etti. Kalabalık bir aileye mensup olan İçin, iş yerine gelen akrabalarının çay, kahve, meşrubat ve sandviç yediğini ama parasını vermediğini söyledi. Yaşadıklarının ardından isyan ettiğini söyleyen esnaf, dükkanın içine ve sandalyelerin bulunduğu kısma ’Akrabalar giremez’ yazılı pankart astı. Akrabalarının pankartı görmesine rağmen hala geldiklerini, yazıyı kimsenin de üstüne almadığını söyleyen Mehmet İçin, "Yazıyı görüp gülüp geçiyorlar; kimse üstüne alınmıyor" diye konuştu. "Dolaplardaki içecekleri sakladık" Akrabaların bedava içecek almalarını önlemek için dolaplardaki içecekleri sakladığını söyleyen iş yeri sahibi Mehmet İçin, "4 tane dolabımız vardı içindekilerin hepsini saklamak zorunda kaldım. Yeğen, dayı, amca, hala hepsi gelip dolabı açıyorlar ve meşrubat içip parasını vermiyorlar. Artık çok sıkıldık. Alttaki dolaba koydum içecekleri, oradan da bulup eğilip alıyorlar. Onu da boşalttım ve içecekleri depomuzda saklamaya karar verdim. Yarın bir gün depoyu da keşfedip oradan da alırlar. Bu yüzden artık sıkıldım ve dükkana bu pankartı astım. ’Akrabalar giremez!’ Para da vermiyorlar zaten. Yarın bir gün benim paraya ihtiyacım olsa hiç biri yardım etmez. Kazandığımı resmen onlara vermiş oluyorum. Ama yine bu pankartı da görseler gelecekler. Hiç biri de yazıyı görüp sözü üstüne almıyor. İzmir’in en lüks yerlerinde çay içer 50 lira verir, kahve içer 100 lira verir ama benden içtikleri çaya 7,5 lira para vermezler. Artık çay bile demlemiyorum, çay ocağına döndürdüler burayı. Çay bulaşığı yıkamaktan işime bakamıyorum. Bedavacı akrabalardan artık sıkıldım" diye konuştu. "Akraba değil akreptirler" İş yerinin ortağı olan Hasan Eriş ise, "Akrabalardan sıkıldığımız için bu pankartı astık; yeter artık. Gelen yiyor, içiyor, parasını vermiyor. Akraba değil akreptirler" sözlerine yer verdi.
Bursa Nilüfer, tarımda yerelden kalkınma modelini hazırlıyor Türkiye ekonomisine sağladığı katkı ile dikkat çeken Bursa’nın Nilüfer İlçesi’nde tarımda yerelden kalkınmayı sağlayacak yeni bir model üzerinde çalışma yapılıyor. NİLKOOP iş birliğinde başlayan ‘Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’ ile tarım ve kooperatifçilik alanında bölgeye uygun bir tarımsal kalkınma modeli hazırlanacak. Sağlıklı gıdaya erişimin her geçen gün zorlaştığı günümüzde Bursa’nın Nilüfer İlçesi’nde önemli bir çalıştay başladı. Üretimden satışa uzanacak yerelden kalkınma modelinin yapılacağı ‘Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’ ile bölgeye uygun bir alt yapı oluşturulacak. Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) iş birliğinde düzenlenen ve 3 gün sürecek çalıştayda konusunda uzman isimler katkı sunacak. Siyasilerden akademisyenlere iş insanlarından çiftçilere yoğun katılımla Nilüfer Nikahevi’nde başlayan çalıştayda konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, tarım alanlarının korunması ve kooperatifçiliğin desteklenmesinde kararlı olduklarını vurguladı. Nilüfer’in Türkiye’nin en gelişmiş 8’inci ilçesi olduğunu anımsatan Başkan Şadi Özdemir, verimli tarım alanlarına sahip olduklarını vurguladı. Burada yerel üreticilerin desteklenmesi konusunda kooperatifleşmenin önemine işaret eden Başkan Şadi Özdemir, “Kooperatifleşme modeliyle, satış güvencesi vererek, çiftçilerin üretimi doğru yapmalarını ve hatta bazı girdilerini ortak satın alma platformlarıyla daha ucuza temin etmelerini sağlayabiliriz. Arzumuz, kırsalda kooperatifler kurmak. Buna ‘hayır’ diyen bir kırsal mahalle görmedim; herkes sıcak yaklaşıyor. Ekiplerimiz bu konuda köylülerimizi desteklemeye çalışıyor. Kooperatifleşip ürünlerini bunun üzerinden pazarlamalarını, kendileri satamıyorlarsa, NİLKOOP üzerinden satın alarak onları harekete geçirmek istiyoruz. Bu potansiyel var; sadece üretmek ve ürettiğini doğru satmak gerekiyor” dedi. NİLÜFER’İN KÖYLÜSÜ, NİLÜFER’İN EFENDİSİ OLSUN Nilüfer’de gençleri tarıma teşvik etmek istediklerini ve sürdürülebilir bir yaşamın tarımla mümkün olacağını vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, gençlerin köylerinde kalabilmeleri üzerine çalıştıklarını açıkladı. Tarım alanlarına yapılan kaçak yapılarla mücadelenin süreceğini de belirten Başkan Şadi Özdemir, bu konudaki kararlılığını dile getirdi. ‘Nilüfer’in köylüsü, Nilüfer’in efendisi olsun’ anlayışı ile hareket ettiklerini söyleyen Başkan Şadi Özdemir, “Torunlarımız da bu toprakların o en muhteşem lezzetteki enginarını, incirini, biberini yiyebilsin. Onun için de tarımsal alanların korunması, sağlıklı gıdaya erişim için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. ORTALAMA ÇİFTÇİ YAŞI 56 Çalıştayın açılışına katılan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise, tarımsal hammadde üretiminde Türkiye’nin gelecekteki durumunun ortaya koyulması gerektiğini vurguladı. Yeni çalışmalar yapılmasının önemine işaret eden Günaydın, “Türkiye’de kırsal mahalleler boşalmış, ortalama çiftçi yaşı 56’ya gelmiş durumda. Kırsal mahallelerde okullar kapatılmış, sosyal donatı alanları yok. Genç insanların yaşama sevinci alabileceği herhangi bir mekan yaratmadan, gençler tarıma dönsün diyerek bu meseleyi çözebilecek miyiz? O halde konunun ekonominin yanında, iktisadi, kültürel, politik, çok farklı çeşitleri var. İçinde bulunduğumuz bu yeni başlangıç döneminde, bu çalıştaydan faydalanalım, bu çıktılar bize ışık tutsun” dedi. BAKAN DEĞİŞTİKÇE PLAN DEĞİŞİYOR Programda konuşan Gazeteci ve Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım ise 2024-2026 hayvancılık desteklerinin Resmi Gazete’de yayınlandığını hatırlatarak, daha sonra 2025 - 2027 bitkisel üretim desteklerinin yayınlandığını söyledi. Bütün bunların 1 ay içinde olduğunu anlatan Yıldırım, “Bu durumu bile planlayamadık. Bir ayda bu kadar karar çıkınca hem çiftçinin, hem bakanlığın kafası karıştı. Şu anda bakanlık sahada ‘Biz aslında şunu yapmak istiyoruz’ diye anlatmaya çalışıyor. Dünyada genellikle önce çiftçilerle tartışılır, ondan sonra bu süreçler açıklanır. Biz ciddi bir plansızlık ile yola başladık. Bizde bakan değiştikçe planlama değişiyor” diye konuştu. TARIM TOPRAKLARIMIZI HIZLA KAYBEDİYORUZ Planlamada yer seçiminin önemine de işaret eden Yıldırım, “Tarım topraklarımızı hızla kaybediyoruz. Gerçekten bu en önemli sorunlarımızdan birisi. Hangi alanlar tarım için; hangi alanlar turizm, sanayi; hangisi konut olacak bunları mutlaka önceden belirlenmesi lazım. Suyu ve iklimi ön plana almayan hiçbir planlamanın bu dönemde artık başarılı olma şansı yok. Destekleme, dış ticaret politikası planlama için çok önemli. Bir ürünün fiyatı artınca hemen ihracat yasağı konuluyor. O pazarlar kaybediliyor. Sonra o ürünü satamıyoruz diye tekrar içeriye dönüp sıkıntı yaşıyoruz” dedi. ORTAK AKILLA MASA ÇALIŞMALARI Konuşmaların ardından ‘Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’ başladı. Ortak akıl masa çalışmaları ile ‘Yol Haritası’ belirlenecek ve 3 gün sürecek çalıştayın son günü ise çalışma gruplarının sonuçları sunulacak ve bildirge hazırlanacak. (AÇ-E)
İstanbul QNB Group’tan Mısır ve Türkiye’deki markalarını birleştirmek için stratejik hamle QNB Group, Mısır ve Türkiye’deki markalarının QNB adı altında faaliyet göstereceğini duyurdu Orta Doğu ve Afrika’nın önde gelen finans kuruluşlarından QNB Group, Mısır ve Türkiye’deki markalarını birleştirmek için önemli bir stratejik hamle yaptığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre; yeniden markalaşma kapsamında Mısır’da QNB Alahli ve Türkiye’de QNB Finansbank tek bir "QNB" adı altında faaliyet gösterecek. QNB Group İcra Kurulu Başkanı Abdullah Mubarak Al Khalifa şunları söyledi: "Mısır ve Türkiye’de birleşik marka kimliğimizi açıklamaktan heyecan duyuyoruz. Bu stratejik adım, markamızı daha güçlü ve daha organize hale getirerek dünya çapındaki müşterilerimizin zihnine yerleştirme kararlılığımızın altını çiziyor. Faaliyetlerimizi QNB çatısı altında birleştirerek, inovasyonu teşvik etmek, erişim alanımızı genişletmek ve hissedarlarımıza daha fazla değer sunmak için daha iyi bir konumda bulunuyoruz. Bu yeniden markalaşma ile QNB, müşteri odaklılık temel değerlerini koruyarak önümüzdeki yıllarda başarısını ve büyümesini sürdürmeyi dört gözle beklemektedir. QNB Group şu anda 8,4 milyar ABD doları marka değeri ile Orta Doğu ve Afrika’daki en değerli banka markasıdır. Grup, iştirakleri ve bağlı şirketleri aracılığıyla üç kıtada 28 ülkeye yayılmakta ve kapsamlı bir gelişmiş ürün ve hizmet yelpazesi sunmaktadır" dedi.
İstanbul Fatih’te 1.5 yıl boyunca iş yerinden yaklaşık 7 kilo altını böyle çaldılar Fatih’te bir kuyumcu, çalışanlarının 1 buçuk yıl boyunca iş yerinden yaklaşık 7 kilo 300 gram altın çaldığını tespit ettiği iddiasıyla Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Hırsızlık anı kameraya yansırken, suç duyurusunun ardından açıklama yapan kuyumcu, ‘’’Çok güvendiğimden dolayı hepsine, kimseye böyle bir şey için toz konduramadım. Ben paramın gelmesini, bunların ceza almasını ve yargılanmasını istiyorum’’ dedi. İstanbul Fatih’te kuyumcu olan Murat Yetim, yaptığı hesaplarda açık çıktığını fark ederek kamera kayıtlarını incelemesiyle birlikte 2 çalışanının 1 buçuk yıl boyunca 7 kilo 300 gram altını iş yerinden çaldığını tespit ettiği iddiasıyla Savcılığa suç duyurusunda bulundu. ‘’Toplamda 7 bin 300 gram altın çaldıklarını tespit ettim’’ Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan suç duyurusu dilekçesinde, ‘’Yaklaşık 1 buçuk yıldır hesaplarımda açıklar çıkmaktaydı. Son zamanlarda iş çığırından çıkınca muhasebecimize kamera kayıtlarını incelemesini söyledim. Diğer çalışanımıza ise şüphelilere dikkat etmesini söyledim. Kamera kayıtlarına baktığımda gerçekten altın çaldıklarını tespit ettim. Toplamda 7 bin 300 gram altın çaldıklarını tespit ettim. Önce uzlaşma babında şikayete gelmedik, sürekli oyaladılar. Tapu getirdiler üzerime aldım, parayı getirirlerse tapuyu vereceğimizi bildirdik. Güvenimi kötüye kullanan kişilerden şikayetçiyim’’ ifadelerine yer verildi. ‘’Elemanlarımın dükkandan yavaş yavaş, az az ve hissettirmeden altın çaldığını son dönemlerde daha çok hissetmeye başladım’’ Suç duyurusunun ardından adliyenin meydanında açıklama yapan Murat Yetim, ‘’Bulunduğum firmada çalışanlarım tarafından dükkanımdan altın çalındığıyla alakalı şikayette bulunmaktayım. Yaklaşık 1 buçuk yıldır elemanlarımın dükkandan yavaş yavaş, az az ve hissettirmeden altın çaldığını son dönemlerde daha çok hissetmeye başladım. Aile ortamında olduğumuz için çok güvendiğimden dolayı hepsine, böyle bir şey için toz konduramadım kimseye. Son zamanlarda elimdeki altının azalmasıyla alakalı bir şüphede bulunmaya başladım belli kişilerle alakalı. Açık çıkıyordu sürekli, son zamanlarda daha da çoğalmıştı bu açıklar. Dükkanımda 1 buçuk yıl içerisinde 7 bin 300 gram has altın çalınmıştır. Bunu anladıktan sonra kendi aramızda konuştuk, kendileri borçlarını ödeyeceklerini söylediler. Borçları belli bir süre içerisinde bitirip normal hayatlarına devam edeceklerini söylemişlerdi ancak tehdit ve hakaret almaya başladık. Bizi gasp etmekle tehdit ettiler. Finalde de çok saçma bir rakamla karşımıza çıkıp ‘bizim bundan sonra borcumuz yoktur’ diye aradılar. Benim hakkımda da ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ suçlarından suç duyurusunda bulunmuşlar. Ben paramın gelmesini, bunların ceza almasını ve yargılanmasını istiyorum’’ dedi. Murat Yetim’in kız kardeşi ise mağdur olduklarını belirterek, ‘’Mağdur olmamızla birlikte tehdit ve gasp edilmekle itham ediliyoruz. En kısa şekilde ve hızlı bir şekilde onların adalet önünde yargılanmasını ve ceza almasını istiyoruz’’ ifadelerini kullandı. Hırsızlık anı ise kameraya yansıdı Öte yandan hırsızlık anı ise kameraya yansıdı. Masada oturan çalışan şahsın işlediği altının bir kısmını eline sakladığı, bir süre sonra da oradan uzaklaştığı görülüyor. Ayrıca şüphelinin yanındaki kişinin de suç ortağı olduğu iddia edildi.