ÇEVRE - 27 Şubat 2025 Perşembe 18:00

Prof. Dr. Naci Çağlar: "Artık depremi değil binaları konuşmalıyız"

A
A
A
Prof. Dr. Naci Çağlar: "Artık depremi değil binaları konuşmalıyız"

‘Türkiye’de Deprem Gerçeği’ konulu söyleşiyle ‘SUBÜ Konuşmaları’nın 88’inci konuşmacısı olan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, "Yıkımlar asla doğal değil. Deprem ne kadar büyük olursa olsun, Türkiye’deki standartlara göre yapılan binaların ayakta kalmayı başarabilmesi gerekiyordu. Maalesef bu konuda sınıfta kaldık" dedi.


Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen ‘SUBÜ Konuşmaları’nın 88’inci konuşmacısı, ‘Türkiye’de Deprem Gerçeği’ konulu söyleşiyle Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ Deprem Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DAMER) Müdürü Doç. Dr. Osman Kırtel’in üstlendiği söyleşide; Türkiye’nin depremselliği, depreme dayanıklı bina yapımının önemi, kentsel dönüşüm, yapılaşmaya yönelik alınan yasal önlemler ve denetim mekanizmaları gibi konular üzerine konuşuldu. 6 Şubat depremleri ve Türkiye’de depremsellik üzerine konuşan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, "Rabbim böyle büyük afetleri bir daha yaşatmasın. 6 Şubat depremleri Cumhuriyet tarihinin en yıkıcı ve kayıpları en fazla olan depremlerinden oldu. Depremlerden sonra gündeme gelen konular genelde, depremin oluş nedenleri ve fay hatları şeklinde oluyor. Fakat asıl sorun yapıların yetersiz ve depreme hazır olmamasıdır. Artık depremi değil binaları konuşmalıyız. Bu yüzden yapıların hızlı bir şekilde depreme nasıl hazırlanabileceği konusu üzerine odaklanılması gerekiyor. Önceki senelerde SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık hocamın söylediği bir söz vardı; ‘Nasıl yağmur yağınca, kar yağınca binalara sığınıyorsak. Depremde de içine sığınabileceğimiz binalar inşa etmeliyiz’ diyordu. Bende bu sözlere katılıyorum" dedi.



"En vahim konu ise ülkemizde bu konuda uygulanan yönetmelikler yeterli durumda"


Türkiye’de deprem yönetmeliğinin yeterli olduğunu vurgulayan Çağlar "6 Şubat depremleri her ne kadar büyük olsa da binalar bu şekilde yıkılmamalıydı. Türkiye şartlarında yapı mevcudunun yüzde 14’ünün yıkılması, depremin büyüklüğünü gösteriyor. En vahim konu ise ülkemizde bu konuda uygulanan yönetmelikler yeterli durumda. ‘Depremler çok büyük depremlerdi, o yüzden bu yaşanan yıkım doğal’ diyorlar. Bu yıkımlar asla doğal değil. Deprem ne kadar büyük olursa olsun, Türkiye’deki standartlara göre yapılan binaların ayakta kalmayı başarabilmesi gerekiyordu. Maalesef bu konuda sınıfta kaldık. Yıkım nedenlerinin başında binaların yapım aşamasının sağlıklı olmaması ve yeterince denetlenmemesi geliyor. Depremler Türkiye için olağan bir durum ancak binalar depremlere yeterince direnç gösteremiyor ve afetler ağır sonuçlar doğuruyor. Bir bina 1975 yılı sonrası hazırlanan yönetmeliklere uygun biçimde yapıldıysa ve minimum şartları sağlıyorsa yıkılması çok zor olur. Biz binaları standartlara uyarak, gerektiği gibi yapsak bu yıkımlarla karşılaşmayız. Depremlerin insanları öldürmesi gerekmiyor" diye konuştu.



"Depreme hazır olmayan binalar var"


Çağlar, "Bir inşaat ustası yıkılan binada kimlerin çalıştığının bulunabileceğini bilse işini gerektiği gibi yapmaz mı? Önemli ve güzel şeyleri ödüllendirdiğimiz gibi, yanlış şeylere de gerekli cezayı vermeliyiz. Ustasından mühendisine, projesinden müteahhidine kadar kim sorumluysa gerekli cezalar verilmeli. Ülkemizde denetim mekanizmasının daha iyi işlemesi gerekli. Denetim mekanizması seçime girmeyecek bir kurum tarafından yürütülmeli. Ama her şeyden önce ahlaki olarak insanları iyi yetiştirmek lazım. İnsanlara sorumluluk duygusunu aşılamamız gerekiyor ki bunlar bizim kültürümüzde de olan şeyler. İnsanlarımızın da deprem konusunda bilinçlenmesini sağlamalıyız. Fay hatlarını konuşmak yerine insanlarımıza binalarının farkında olmalarını, binanın deprem performansını öğrenmeleri gerektiğini anlatmalıyız. Sakarya, birçok ile göre deprem kültürü olan bir şehir. Ancak depreme hazır olmayan binalar var. Bir ovada kurulduğu için yumuşak zemin yüzünden civardaki depremlerden de etkileniyor. 1967 depreminde yıkılmayan binaların 1999 depreminde yıkıldığını gördük. Buradan da anlıyoruz ki, bir önceki depremde yıkılmayan binanın sağlam olduğu söylenemez. Tüm binaların kontrol edilmesi gerekiyor. Depremden sonra binanın hasar almasını normal görüyoruz, ancak hasarın kontrol edilmesi gerekiyor. Sakarya’da bu kontrollerin yapılması gerektiği kanaatindeyim" şeklinde konuştu.



Prof. Dr. Naci Çağlar: "Artık depremi değil binaları konuşmalıyız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Hakkari ve ilçelerinde okullar bir gün tatil edildi Hakkari ve ilçelerinde akşam saatlerinden itibaren etkili olmaya başlayan şiddetli yağmur ve fırtına, büyük hasara yol açarken, okullar 1 gün tatil edildi. Hakkari il merkezinde devam eden olumsuz hava koşulları nedeniyle, Hakkari Valiliği konuyla ilgili açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "Hakkâri il merkezi, Şemdinli, Çukurca, Derecik ve Yüksekova ilçeleri meteorolojik verilere göre il genelinde beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlar yer yer kuvvetli olacak. Yüksek kesimlerde ise karla karışık yağmur ve kar yağışının görüleceği; gece saatlerinde başlayan ve çatı uçmalarına neden olan şiddetli rüzgarın, yarın öğle saatlerinden itibaren etkisini artıracağı öngörülmektedir. Bu doğrultuda Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından Hakkâri ili için ’turuncu’ uyarı yapılmıştır. Yaşanması muhtemel ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi, dolu yağışı, ulaşımda aksamalar, çatı uçması, soba ve doğalgaz kaynaklı zehirlenmeler, çığ ve çamur şeklinde yağış riskleri göz önünde bulundurularak aşağıdaki tedbirler alınmıştır: Hakkâri merkez, Şemdinli, Çukurca, Derecik ve Yüksekova ilçelerindeki tüm eğitim kurumlarında 10 Nisan 2025 Perşembe günü 1 gün süreyle eğitime ara verilmiştir" denildi. Açıklamanın devamında ise, "Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan; hamileler, engelli bireyler, diyaliz hastaları, kalp ve böbrek yetmezliği, kanser gibi kronik rahatsızlıkları bulunan kamu görevlileri tatil kararı verilen okul öncesi eğitim kurumları ve rehabilitasyon merkezlerinde çocuğu bulunan anneler; 10 Nisan 2025 Perşembe günü 1 gün süreyle idari izinli sayılacaktır. Sağlık kurumları ve sahada acil durum görev sorumluluğu bulunan jandarma, emniyet, AFAD gibi kurumlardaki idari izin düzenlemesi, ilgili kurum amirleri tarafından kamu hizmetlerini aksatmayacak şekilde planlanaraktır" denildi. Vatandaşların da uyarıldığı açıklamada, "Vatandaşlarımızın 10 Nisan 2025 Perşembe günü, yağış ve rüzgâr kaynaklı yaşanması muhtemel olumsuzluklara karşı tedbirli olmaları, özellikle çatı uçması riskine karşı ihtiyaç olmadıkça binalara yakın açık alanlarda bulunmamaları ve bu çerçevede hassasiyet göstermeleri önemle rica olunur" ifadelerine yer verildi
Amasya Emniyet müdüründen emniyet kemeri takmayan sürücüye ceza yerine çikolata tadında uyarı Amasya’da polis ekipleri, polis haftasında denetim yaptıkları vatandaşlara çikolata dağıttı. Emniyet kemeri takmadığı belirlenen bir sürücü emniyet müdürünün ceza yerine çikolata tadında uyarısından büyük ders çıkardı. Amasya Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Türk Polis Teşkilatı’nın 180. yıl dönümü dolayısıyla denetimlerde vatandaşlara çikolata dağıttı. Geç saatlerde uygulanan denetimlere katılan Amasya Emniyet Müdürü Ayhan Saraç, emniyet kemeri takmayan bir sürücüyle karşılaşınca önce çikolata verdirdi. Sonra da, "Sizden isteğimiz emniyet kemerinizi takmanız. Çünkü bu sayede şehrimiz ve sizler daha güvende olursunuz" sözleriyle uyarıda bulundu. Hatasını kabul eden sürücü Atalay Kılıç, "Mesafe kısaydı. Geç kaldık. Onun için kemer takmadık" sözleriyle kendini savunmaya çalıştı. İlk defa böyle bir denetime rastladığını belirten Kılıç, hayat kurtaran uyarısı nedeniyle Emniyet Müdürü Saraç’a teşekkür edip polis haftasını kutladı. Bütün kurallara dikkat ettiği görülen denetimde kardeşinin de trafik polisi olduğunu anlatan sürücü Hülya Altın Şişman ise, "Tüm polis teşkilatının gününü kutluyorum. Onlara emanetiz ve onlara çok güveniyoruz" diye konuştu. Emniyet Müdürü Saraç, denetimlerde görev alan personeline çikolata, pasta ve çay ikramında da bulundu.