EĞİTİM - 18 Ekim 2019 Cuma 10:27

“İmam Matüridi’de Kadın Algısı” başlıklı konferans SAÜ’de verildi

A
A
A
“İmam Matüridi’de Kadın Algısı” başlıklı konferans SAÜ’de verildi

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Geleneksel Çarşamba Konferansları kapsamında SAÜ İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Geleneksel Çarşamba Konferansları kapsamında SAÜ İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hülya Terzioğlu “İmam Matüridi’de Kadın Algısı” başlıklı bir konferans verdi.


Konuşmasında, kadının bir problem olarak algılanmasının iki yüz yıllık geçmişe sahip bir sorunun izdüşümü olduğunu belirten Doç. Dr. Hülya Terzioğlu, daha sonra ana hatlarıyla problemin tarihsel arka planını anlattı. Bu çerçevede feminist hareketlerin nasıl ortaya çıkıp temelde felsefe ile dinlerin kadın algısına karşı çıktığına değinen Doç. Terzioğlu, buna karşın Osmanlı’nın son döneminde konuyla ilgili bir duyarlılığın oluştuğunu ve Ferid Vecdi, Mustafa Sabri, Musa Carullah ve Muhammed İkbal gibi İslam düşünürlerinin kadınla ilgili sorunları tartışan eserler kaleme aldığını söyledi.


Konuyla ilgili zikrettiği tarihsel arka planın akabinde Doç. Terzioğlu, bin yıl önce yaşamış ve dönemindeki birçok probleme akıl, hikmet ve maslahat merkezli çözümler sunmuş olan İmam Matüridi’nin kadınla ilgili görüşlerinde ve söylediklerinde bugünün sorununa dair de bir takım çözümlerin tespit edilebileceğini ifade etti. Matüridi’nin kadınla ilgili görüşlerini “Varoluşsal Açıdan Kadın”, “Psikolojik ve Sosyolojik Açıda Kadın” ve “Hukuki Açıdan Kadın” olmak üzere üç ana başlıkta açıklayacağını belirten Terzioğlu, varoluşsal açıdan kadınla ilgili olarak Matüridi’nin görüşlerinde en dikkat çekici olan hususu şöyle açıkladı: “Matüridi, insanoğlunun yaratılış hikayesini anlatırken kendisinden önceki dönem alimlerinden farklı olarak Adem’in eşinin onun kaburga kemiğinden yaratılması bahsine girmemiştir. Bu konuda onun en önemli açıklaması “nefs-i vahide” kavramı hususunda olup o, nefs-i vahideyi kadın ile erkeğin arasındaki yakınlığın kaynağı olarak açıklamaktadır. Ona göre, bu kurbiyet de kadın ile erkek arasında tesis edilen huzur ve sekinetin temelini oluşturmaktadır. Erkeğin kadına kavvam oluşu konusunda da Matüridi’nin yaptığı açıklamalar bütüncül olarak okunduğunda onun bu kavvamlığı erkeğin kadına bir derece üstünlüğü değil dünyevi işlerde bir çeşit görev ve sorumluluk tanımlaması olarak gördüğü anlaşılmaktadır.”


“Psikolojik ve Sosyolojik Açıdan Kadın” başlığı altında kadının manevi yönü, anneliği, Hz. Peygamber’in eşleri ve kadınların peygamberlik durumu gibi konuları ele alan Terzioğlu, bu çerçevede Matüridi’nin Hz. Meryem, Hz. Yusuf’a duygularını açık eden kadın ve Sebe melikesi Belkis’a dair yaptığı açıklamalarında, kadının çalışma ve sosyal hayattaki konumuna dair önemli ilkelerin bulunduğunu söyledi. “Hukuki Açıdan Kadın” başlığı altında da Doç. Terzioğlu, nikah, tesettür ve cariyelik gibi konulara değindi.


Son olarak Doç. Terzioğlu, Kur’an’da kadının ve erkeğin sırf cinsiyetlerinden ötürü övülüp yerilmediğini aksine övgü ve yerginin temel sebebinin kişilerin amel ve davranışları olduğunu, kişinin iradesi dışında meydana gelen cinsiyetinden ötürü üstünlük sahibi olması ve aşağılanmasının Kur’an’ın ortaya koyduğu düşünceye aykırı olduğunu belirterek konuşmasını bitirdi. Konuşmanın ardından SAÜ İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Osman Güman tarafından Doç. Dr. Hülya Terzioğlu’na hediye takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da Hz. Mevlana 752. Vuslat Yıldönümünde anıldı Muğla’da Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 752. yıldönümü dolayısıyla ’Şeb-i Arus’ programı düzenlendi. Muğla’da faaliyet gösteren Konya Karamanlılar Derneği’nin organizasyonuyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen anma töreninde protokol üyeleri ve sayıda vatandaş bir araya geldi. Gecede, Mevlana’nın öğretileri ve insanlığa mirası üzerine önemli vurgular yapıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Konya Karamanlılar Derneği Başkanı Erol Kütahyalı, Mevlana’nın sadece söz söyleyen değil, söylediklerini bizzat hayatına tatbik eden bir şahsiyet olduğunu vurguladı. Kütahyalı konuşmasında, "İnsan, bildiği için değil, bildiğini yaşadığı zaman insandır. Hz. Mevlana’nın asırlardır gönüllerde diri kalmasının asıl sebebi budur. O, sadece süslü sözler söyleyen biri değil, öğütlerini bizzat yaşayan bir kişi olduğu için hala aramızdadır. Geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki asırlarda da hoşgörü timsali Hz. Mevlana’yı anmaya ve onun felsefesini içimizde yaşatmaya devam edeceğiz" dedi. Törene katılan Muğla Vali Yardımcısı İsmail Soykan ise Mevlana’nın evrensel değerlerine dikkat çekti. Soykan, Mevlana’nın 1207 yılında Belh şehrinde doğup 17 Aralık 1273’te Konya’da vuslata erdiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Mevlana’nın insan anlayışının temelinde; nefsini arındırarak ilahi aşka ulaşmak vardır. Bu yolun temel taşları aşk, sabır, tevazu ve hoşgörüdür. Bu özellikler o dönemde olduğu gibi bugün de toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz değerlerdir. Bu felsefeyi ve Hz. Mevlana’nın ruhunu yaşatan bu güzel geceyi organize eden Konya Karamanlılar Derneği Başkanı’na ve üyelerine teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından programın finalinde gerçekleştirilen ve manevi atmosferin doruğa çıktığı semazen gösterisi, katılımcılar tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle izlendi.