YEREL HABERLER - 11 Aralık 2011 Pazar 21:51

SATSO BAŞKANI KÖSEMUSUL UZUÇARŞI VE KAPALI ÇARŞI ESNAFIYLA BİR ARAYA GELDİ

A
A
A
SATSO BAŞKANI KÖSEMUSUL UZUÇARŞI VE KAPALI ÇARŞI ESNAFIYLA BİR ARAYA GELDİ

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul, Uzun Çarşı, Kapalı Çarşı ve çevre adalardaki esnaflarla istişare toplantısında bir araya geldi.
SATSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yıldıray Çakar, Yönetim Kurulu üyeleri, Ahmet Cevherli, Mücahit Aslan, Bülent Yazar’ın da hazır bulunduğu toplantıda Uzun Çarşı ve çevre adalarda bulunan esnaflar mesleki sorunlarını ve Uzun Çarşı bölgesinde yaşanan ticari sıkıntıları dile getirerek çarşının yeniden işlerlik ve ekonomik canlılık kazanması yönünde görüşlerini bildirdiler.
Başkan Mahmut Kösemusul, SATSO olarak Uzun Çarşı ve civar bölgedeki ticari hayatı canlandırmak üzere belli aralıklarla istişare toplantıları düzenleyeceklerini belirterek, "Şehir ekonomisinde önemli bir yeri olan ve tarihi dokusu ile geçmişle bugün arasında önemli bir bağ olduğuna inandığımız Tarihi Uzun Çarşı’mızın eski itibari ve ticari canlılığını kazandırmaya yönelik ’neler yapılabiliri’ tespit etmeye çalışacağız" dedi.
Kösemusul, Uzun Çarşı’nın öyküsü olan bir çarşı olduğunu ifade ederek, ’’Günümüz koşullarına göre yeniden tercih edilebilir bir hale getirilerek lokal bir modernizeye gidilebilir. Bunun için de her zaman dile getirdiğimiz ortak hareket ve güç birliği ile hareket etmeliyiz. Bu konuda yerel yönetimlerle de işbirliği mutlaka gerekli, ancak bölge esnafı olarak sizlerin ne istediğinizi bilmeniz çok önemli, Uzun Çarşı esnafı olarak tek ses çıkararak ortak kararda bir araya gelebilirseniz sonuca ulaşılabilir, önce aynaya bakmalıyız" diye konuştu.
SATSO olarak üyelerin menfaati ve şehir ticaretinin gelişmesi için üzerlerine düşen konularda yardımcı olmaya çalışacaklarını belirten Kösemusul, ’’Bu amaçla çalışmalarımıza devam ederken ilimiz için hem turistik, hem ticari anlamda önemli bir bölge olduğuna inandığımız Uzun Çarşı’nın eski canlılığına kavuşması için de sadece SATSO değil tüm bölge esnafının da aynı çabayı göstermesini bekliyoruz, üyelerimizle üyelerimiz için hep birlikte hareket etmeliyiz" dedi.
Bölge esnafının yoğun katılım gösterdiği toplantıda sorunların belirlenmesi ve mevcut durum değerlendirmesi üzerine yeterince istişareler yapıldıktan sonra önümüzdeki hafta SATSO tarafından Uzun Çarşı ve etrafındaki bölge için bir durum tespit ve beklenti anketi düzenlenerek anketin sonucunda elde edilen verileri görüşmek üzere yeniden bir araya gelme kararı alındı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Selçuklu Belediyesi Glutensiz Satış Noktası çölyak hastalarının tercihi olmaya devam ediyor Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi tarafından dört yıl önce faaliyete geçirilen Glütensiz Satış Noktası çölyak hastalarına hizmet vermeye devam ediyor. Selçuklu’nun her alanında faaliyetlerini sürdüren Selçuklu Belediyesi toplumun hassasiyetlerini de göz ardı etmiyor. Bu anlamda glüten duyarlılığı olan vatandaşlarını unutmayan Selçuklu Belediyesi, 4 yıl önce Konya Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde hizmete sunduğu Glütensiz Satış Noktası özellikle yolculuk yapan çölyak hastalarının kolay ulaşabildiği şekliyle hizmetini sürdürüyor. Buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan “glüten” isimli bir madde nedeniyle vücut bağışıklık sistemi tarafından verilen anormal yanıt sonucu ortaya çıkan çölyak hastalığı için kullanılması gereken glütensiz un, ekmek, simit, poğaça ve kurabiye, Selçuklu Belediyesi’nin Konya Otogarında kurduğu satış noktasında glüten hassasiyeti olan vatandaşların tercihi olmaya devam ediyor. “Çölyaka dikkat çekmeye devam ediyoruz” Çölyak hastalığının farkında olduklarını ve bu sebeple vatandaşların glütensiz ürünlere kolay ulaşmasının önemli olduğuna vurgu yapan Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Selçuklu’muzda yaşayan hemşehrilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda adım atmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede glüten hassasiyeti bulunan vatandaşlarımızın taleplerini de dikkate alarak dört yıl önce Konya Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde Glütensiz Satış Noktamızı faaliyete geçirmiştik. Buradaki satış noktamızda glütensiz ekmek, un, simit, poğaça, kurabiye, makarna ve birçok ürün yer alıyor ve bu konuda vatandaşlarımızdan olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bu hizmetimizden sadece Selçuklu’daki hemşehrilerimiz değil otogarın lokasyon olması sebebiyle ülkemizin her noktasından gelen vatandaşlarımız da kolaylıkla yararlanabiliyor. Satış noktamızdaki glütensiz ürünleri Karatay Belediyemizin Halk Ekmek Fabrikası’ndan temin ediyoruz. Şehrimizi fiziksel olarak imar ederken vatandaşlarımızın sağlığı da bizler için büyük önem taşıyor. Bu anlayışla çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi. Vatandaşlar Glütensiz Satış Noktası’ndan memnun Satış noktasından hizmet alan vatandaşlar da Selçuklu Belediyesi Glütensiz Satış Noktası’nın kurulmasından ve Çölyak hastalarının düşünülmesinden dolayı Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı’ya teşekkürlerini ilettiler. Selçuklu Belediyesi tarafından satılan glütensiz ekmekler 3 buçuk lira, un ise 50 liradan satışa sunuluyor. Ayrıca glütensiz ürün satış noktası pazar günü hariç hafta içi her gün 08.00-19.00 saatleri arasında cumartesi günleri ise 09.00-18.00 saatleri arasında hizmet veriyor.
Kocaeli Müzenin en yaşlı üyesi: 140 yıllık zarf makinesi hala çalışıyor Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sanayi kuruluşlarından SEKA Kağıt Fabrikası’nın 140 yıllık zarf makinesi adeta zamana meydan okuyor. Temeli 1934 yılında atılan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sanayi kuruluşlarından biri olan SEKA Kağıt Fabrikası, restore edilmesinin ardından 2016 yılında müze olarak hizmete açıldı. Kağıt üretim sürecinde kullanılan makine ve teçhizatların sergilendiği müzede, 1884 yılında Almanya’da üretilen tarihi zarf üretim makinesi dikkat çekiyor. Matbaa bölümünde sergilenen bu özel makine, tek mil üzerinden aldığı güçle tüm parçalarını çalıştırıyor. Özellikle zarf üretimi ve katlama işlemleri için kullanılan bu makine, farklı boyut ve türde zarfları kesip katlıyor, yapıştırıyor ve baskı yapabiliyor. 140 yaşındaki makine, bu özellikleriyle dönemin mühendislik dehasını yansıtıyor. SEKA Kağıt Fabrikası’nda uzun yıllar görev yapan ve fabrikanın müze haline dönüşümüne katkı sunan emekli işçi Şaban Günay, makinenin hikayesini ve fabrikanın o dönemdeki üretim sürecini anlattı. 1972’de SEKA bünyesinde kurulan çıraklık okulunda eğitim aldığını belirten Günay, 1975’da işçi olarak çalışmaya başladığını ifade ederek, "Emekli olana kadar matbaanın her bölümünde çalıştım ve en son usta başı olarak görev yaptım. Zamanla fabrikanın bölümleri kısım kısım kapandı" dedi. "Bazı makineler hala çalışıyor" Müzenin kuruluş sürecinde de görev aldığını belirten Günay, "Seka Kağıt Müzesi yetkilileri talepte bulunduğunda her zaman yardıma geliyoruz. Makinelerin bakımlarını yapıyoruz. Müzede bulunan 3-4 makine hala çalışır durumda. Ben makinelerin özelliklerini biliyorum. Bakımlarını yaparak, daha iyi bir sergi sağlıyoruz" diye konuştu. 140 yıllık Şaban Günay, müzedeki eserler arasında dikkat çekici özelliğe sahip zarf makinesinin 1884 yılında üretildiği bilgisini vererek, "Almanya’da üretildi. Biz çalışırken bazı müzelerden talip olanlar oldu. Fabrikanın zarf ihtiyacını karşıladığı için veremedik ama kendi müzemize nasipmiş. El birliğiyle kurduğumuz Seka Kağıt Müzesinde sergileniyor. Makinenin en büyük özelliği üzerinde görmüş olduğunuz tüm hareketleri tek milden alması. Tüm gücünü altında bulunan milden alıyor" şeklinde konuştu. "Müzede hatıralar yaşatılıyor" Müzede sadece SEKA Kağıt Fabrikası’nda kullanılan makine ve teçhizatların sergilenmediğini, aynı zamanda emek veren işçilerin hatıralarının yaşatıldığına dikkat çeken Şaban Günay, "Emekli olan arkadaşlarımın hatıralarının yaşatılması, onların çocuklarının, aile üyelerinin hazırladığımız müzeye gelmeler, tanık olmaları, hatıraları yaşatmaları çok güzel. Zaten bu çalışmalar onlar için yapıldı. İhmal etmesinler, müzemizi ziyaret etsinler" ifadelerini kullandı. "Davetiyeyi bastım ve ihtar cezası aldım" Günay, çalıştığı yıllarda unutamadığı bir hatırasını da paylaşarak, "Yıllar önce fabrikada çalışan arkadaşlarımızın düğün davetiyeleri zarf makinesinde basılırdı. Aslında davetiye basmak yasaktı. Fakat amirlerden davetiye basan oluyordu. Fabrikada çalışan bir arkadaşımız yanımıza gelmişti, davetiye bastırmak istedi. Yasak diye geri göndermiştik. Arkasından uzun süre baktım ve ’Ben bu arkadaşımızın davetiyesini basacağım’ dedim. Davetiyesini aldım ve bastım. Yakalandık tabii. O yüzden ihtar cezası almıştım. Bu da güzel bir hatıra olarak kaldı" dedi. "Babam 30 yıl burada çalıştı" Ailesiyle birlikte müzeyi ziyaret eden Halil Şenel ise "İstanbul Tuzla’da yaşıyorum. Babam bu fabrikada 30 yıl çalıştı. Bizde müzeyi ziyaret etmek istedik. Nasıl çalışmalar, neler yapmışlar hepsini görmüş olduk" diye konuştu.
İstanbul İstanbul’da uyuşturucu madde ticareti yapan sokak satıcılarına geniş çaplı operasyon: 5 şüpheli yakalandı İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 4 ilçede uyuşturucu madde ticareti yapan sokak satıcılarına yönelik geniş çaplı operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyonda, 5 şüpheli yakalandı. Yakalanan 5 şüpheliden 2’si tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 1 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulandı, 2 şüpheli ise serbest bırakıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Avcılar merkezli Bağcılar, Küçükçekmece, Esenyurt ilçelerinde uyuşturucu madde ticareti yapan sokak satıcılarına yönelik 16 Kasım’da geniş çaplı operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyonda, Avcılar Denizköşkler Mahallesi’nde bir grup şüpheli şahıs, narkotik madde ticareti yaptığı sırada suçüstü yakalandı. Şüphelilerin üzerinde yapılan aramada 9 adet paketlenmiş halde 89.7 gram narkotik madde ile 10 bin 500 lira para ele geçirildi. Adreslere düzenlenen operasyonda çok sayıda uyuşturucu madde ele geçirildi Ekiplerce 4 ilçede yapılan operasyonda 5 şüpheli yakalandı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda ise, 2 kilo 960 gram uyuşturucu madde, 17 adet satışa hazır halde toplamda 270.47 gram uyuşturucu madde, 348 gram amfetamin katkı maddesi, 3 adet hassas terazi, 1 litre aseton, çok sayıda şeffaf poşet, 1 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet şarjör ve 5 adet 7.65 mm fişek ele geçirildi. Öte yandan operasyon sırasında yakalanan 5 şüpheliden 2’si emniyette ki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. 2 şüpheli, ‘uyuşturucu madde ticareti yapmak’ ve ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 1 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulandı, 2 şüpheli ise serbest bırakıldı. (GŞ-ÖFA
İstanbul Pendik’te yatalak hastalara ‘evde refakat hizmeti’ Pendik’te yatağa bağımlı hastalara “Evde Refakat Hizmeti” devam ediyor. Hasta ve yakınlarına büyük kolaylık sağlayan bu hizmet, haftada bir gün refakatçi desteği sunarak yaşam kalitesini artırıyor. Pendik Belediyesi, yatağa bağımlı hastalara yönelik başlattığı “Evde Refakat Hizmeti” ile hasta ve yakınlarına büyük bir kolaylık sağlıyor. 2 yıldır devam eden bu özel hizmet sayesinde, yatalak hastaların evdeki tüm ihtiyaçları belediyenin görevlendirdiği refakatçiler tarafından karşılanıyor, böylece hasta yakınlarına da günlük işlerini halletmeleri için zaman tanınıyor. Yaş sınırlaması olmaksızın, yatalak raporu (epikriz) bulunan her vatandaş bu hizmetten yararlanabiliyor. 2024 yılının başından bu yana Pendik genelinde yaklaşık 60 aileye haftada bir gün, 09.00-17.00 saatleri arasında sunulan bu hizmet, hem hastaların konforunu sağlıyor hem de yaşam kalitelerini artırıyor. Pendik Belediyesi, bu projeyle sosyal belediyecilik anlayışını güçlendirmeye devam ediyor. “Evde refakat hizmeti sayesinde rahat bir nefes aldık” Annesi için evde refakat hizmeti alan Esma Çandır, “Annem 4 buçuk yıldır hasta, ayakları tutmuyor, altı bağlanıyor, her şekilde yatalak. Evde refakat hizmetinden 1 yıldır faydalanıyoruz. Görevli personel anneme yatak banyosu yapıyor. Temizliğini yaparak, yemeğini yediriyor. O gelince ben dışarı çıkıyorum. 1 gün de olsa kendime izin veriyorum. Dışarıda işlerimi hallediyorum. Güzel bir hizmet, ben çok memnunum. Belediyenin böyle bir hizmet vermesi çok güzel bir şey. Herkes bu hizmetten faydalanabilir. Pendik Belediye Başkanımız Ahmet Cin ve ekibine çok teşekkür ederim. Sosyal hizmet olarak çok yardımları oldu” diye konuştu.
Mersin Mersin’de 3 bini aşkın kuş güzelliklerini sergiledi Mersin’de düzenlenen 14. Atatürk Kupası Kafes Kuşları yarışmasında 3 bini aşkın kuş ’Türkiye’nin en güzel kuşu’ olmak için yarıştı. Türkiye Kanarya ve Kafes Kuşları Federasyonu (TKKKF) tarafından 14. Atatürk Kupası Kafes Kuşları yarışması Mersin’de düzenlendi. Yenişehir Belediyesi ve Mersin Kanarya ve Kafes Kuşları Derneğinin de katkı sunduğu etkinlik Yenişehir Fuar Alanında gerçekleştirildi. Kuş yetiştiricileri ve sevenlerinin yoğun ilgi gösterdiği yarışma, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yaklaşık 3 bin kuşa ev sahipliği yaptı. Kuş yetiştiricilerinin birçok kategoride birinci olmak için yarıştığı yarışmada kanaryadan papağana, muhabbet kuşundan bülbüle kadar binlerce kuş güzelliklerini sergiledi. “Bu bir güzellik ve kostüm yarışması” Yarışmanın ilk defa Mersin’de gerçekleştirildiğini belirten Türkiye Kafes Kuşları Federasyon Yetkilisi ve Hakem Erden Aksoy, “14. Atatürk Kupası bu sene ilk defa Mersin’de oluyor. Burada ilk defa olmasına rağmen 3 bin kuşla yarışıyor arkadaşlarımız. Gaziantep’ten, Adana’dan, Kayseri’den, Malatya’dan, Ankara’dan, İzmir’den ve çevre illerden yarışmacı arkadaşlar katılıyor ve güzel bir yarışma olduğunu tahmin ediyorum. Çok güzel bir yarışma geçiyor. Bu bir güzellik ve kostüm yarışması. Yavru bilezikli kuşlar yarışıyor. Ödül almak isteyen bir kuşun, tırnağından kaşına gözüne kadar ve duruşu olmak üzere her şeyi tam olacak. Bu unsurlara göre değerlendirme yapılıyor. Derece alan arkadaşlarımız ünleniyor ve bundan sonra onlardan kuş almak zor oluyor” dedi. “Bize stres attıran bir hobi” Mersinli Kuş Yetiştiricisi ve Federasyon Hakemi Göksel Gülmez de yarışmaya ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Mersin’de yüksek standartlarda bir yarışmanın ilk defa gerçekleştiğini paylaşan Gülmez, “Uzun yıllardır Mersinimizde ilk defa federasyonumuzun düzenlemiş olduğu bir profesyonel yarışmamız oldu. Atatürk Kupası yarışmamıza ev sahipliği yapıyoruz. Bizler yıllardır ülkemizin birçok şehrinde minimum 500 bin kilometre uzaklıktaki şehirlerimize giderek kuşlarımızı yarıştırıyorduk. Güzel bir duygu, farklı bir ambiyans. Şehrimize katma değer katacak kültürel bir etkinlik olduğunu düşünüyoruz. Çok farklı bir hobi. Herkesin bir hobisinin olmasını gerektiğini düşünen bir yapıdayız. Metropol hayatı insanları ciddi anlamda yoruyor ve meşgul ediyor. Bu da bize stres attıran bir hobi. Aslında bu bir yaşam tarzı oldu bizim için. Biliyorsunuz spor yapan insanlarda bir disiplin olması lazım. Bizim hobimiz de ilk defa başladığımızda bir kanarya ile başladı. ‘Kanarya nedir’ diye tanımayla başlarken sonra ırk kanaryaları vesaire derken derya deniz oldu. Standart olarak her gün sabah 06.00’da uyanırız. Kuşlarımızla sabah tek tek ilgileniriz. Her birine ayrı ayrı bakar, özelliklerine göre değerlendirir ve belirli dönemlerde kuşlarımızı eşleştiririz. Çıkan yavrularımızı da ilgili yıllarda yarıştırırız. Yarışmacı kuşların tamamı bu yılın yavru kuşları” diye konuştu. Yarışmada kuşları derece elde eden yetiştirici Ahmet Şimşek de “Mersin’de ilk kez yapılıyor. Hep dışarıdaki illere gidiyorduk. Mersin’de olmasıyla bize de avantaj sağladı. Kuşlarımızı başka illere götürünce yıpranıyordu. Yarışma esnasında duruş sergileyemiyordu. Burada avantajlı olduk ve şükürler olsun derecemizi de yaptık. Her sene geleneksel hale gelmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Kuşların çok ilgisini çektiğini anlatan 9 yaşındaki Yasin Erdem Ersoy ise “Güzel ve değişik bir yer. Babam zaten damlarda kuşlara bakıyor. Onlarla da baya bir alıştım. İlk defa böyle bir yer görüyorum. Çok güzel yani değişik bir his. Güzel bir his hem de” dedi. (FVZ-HSK-