KÜLTÜR SANAT - 09 Mart 2021 Salı 11:32

Tarihi çarşı içerisindeki 270 yıllık cami

A
A
A
Tarihi çarşı içerisindeki 270 yıllık cami

Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde 1750-1752 yılları arasında inşa edilen, birçok depreme maruz kalmasına rağmen önemli sayılacak onarım geçirmeyen Orta Camii, yaklaşık 270 yıldır tarihe tanıklık etmeye devam ediyor.

Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde 1750-1752 yılları arasında inşa edilen, birçok depreme maruz kalmasına rağmen önemli sayılacak onarım geçirmeyen Orta Camii, yaklaşık 270 yıldır tarihe tanıklık etmeye devam ediyor. Sade görüntüsüyle dikkat çeken cami havadan da görüntülendi.


Adapazarı ilçesinde 1750 - 1752 yılları arasında inşa edilen, birçok depreme maruz kalmasına rağmen önemli sayılacak onarım geçirmeyen Orta Camii, yaklaşık 270 yıldır tarihin izlerini taşımanın yanı sıra tanıklık etmeye devam ediyor. Tarihi Uzun Çarşı’nın Pirinç Pazarı ve Aynalı Kavak Çarşısı arasında bulunan cami, hayırsever Devoğlu Hacı Mustafa Ağa tarafından yaptırıldı. İki katlı görünümüyle dikkat çeken tarihi caminin alt katında dükkanlar ve şadırvan bulunuyor.


Yapıldığı günden bu yana sadeliğinin korunduğu tarihi caminin harim kısmında, müezzin mahfeli, mihrap ve ahşap olan tavan ile süslemeleri orijinalliğini koruyor. 20 yıldır tarihi Orta Cami’de imamlık yapan Osman Kabadayı, 1960 yılından beri Ramazan aylarında teravihlerin hatim ile kılındığını belirterek, camide görev yapmaktan dolayı mutlu ve huzurlu olduğunu aktardı.



Birçok kez deprem görmesine rağmen ciddi bir tamir geçirdiği kayıtlarda yok


Orta Camii hakkında bilgiler veren ve 20 yıldır tarihi camide imamlık yapan Osman Kabadayı, “Orta Cami tarihi bir cami, 1752 yılında Devoğlu Mustafa Ağa tarafından yaptırıldığı biliniyor. Camimiz kare planlı, iki katlı, çatısı kiremitli kaplı bir camidir. Kubbe dışarıdan yoktur içeriden kubbesi var. Cami kargir yapıdır, ancak dış cephe ahşap kaplıdır. Caminin bildiğimiz kadarıyla 1999 depreminden sonra tamiri yapılmış. Birçok kez deprem görmesine rağmen ciddi bir tamir geçirdiği kayıtlarda yok. Dolayısıyla önemli sayılacak bir tadilat geçirmemiş ve hasar almamış. Ancak 1999 depreminde minaresi hasar aldı ve Düzce depreminde de yıkılma tehlikesi sebebi ile minareyi aldırdık. 2015 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü camiyi tamire aldı. Yaklaşık 2 yıl sürdü tamiri, tamir esnasında kapalıydı. Tamirde caminin içerisindeki çekme katları ve dışarıda da bayanlar yeri vardı, oraları orijinale uymadığı için kaldırdılar. Tamirde caminin çürüyen bazı ana direkleri yenilendi, yapıldı. Kaldırılan minarenin yerine yeni minare yapıldı. Caminin içerisindeki ahşapların boyaları kazındı, ahşap görünür hale geldi. Şu anda ki hali ile camimiz, orijinal halini yansıtıyor. Caminin alt katında dükkanlar var, şadırvanlar var arada. Şadırvana su veren büyük bir su haznesi var altta. Bu su haznesi hala faaldir. Sular kesildiği zaman haznede çarşıya yaklaşık 1 hafta kadar yetecek kadar su var. Hatta depremde sular kesildiğinde hazneyi belediye doldurdu ve vatandaşlar buradan istifade ettiler” dedi.



60 yıldır Ramazan ayında teravihler hatim ile kılınır


Tarihi caminin bir diğer özelliğinin de 1960 yılından buyana Ramazan aylarında teravihlerin hatim ile kılınması olduğunu aktaran Kabadayı, “Caminin bir özelliği de 1960 yılından bugüne kadar yani 60 yıldır Ramazan ayında teravihler hatim ile kılınır. Camimiz 2010 yılına kadar Tozlu Vakfına aitti. Ondan sonra Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçti ve şu anda hala Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı camimiz. Camimizin cemaati de çok farklı ve güzeldir. Caminin cemaati sözünü, sohbetini bilen, saygılı ve geçimi kolay insanlardır. Burada görev yapmak insana mutluluk veriyor, uzun süre huzurla görev yaptığımız bir cami. Camilerin mekanları insanlar ile farklı oluyor, cemaat gelmesi ile camiler huzur buluyor. Camilerin süsü cemaat, her vakit cemaat olduğu için ve hiç cemaatsiz kalmadığı için çok bereketli, güzel bir cami” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Thomas Reis: "Muasaba antrenmana gelmedi, son haftalarda olanlar saygısızcaydı" SAMSUN (İHA) – Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, adı Fenerbahçe ile anılan Anthony Musaba’nın sabah antrenmanına katılmadığını ve son dönemde hem kalp olarak hem de kafasının Samsunspor’da olmadığından performansının düştüğünü söyledi. Ziraat Türkiye Kupası B Grubu ilk hafta maçında Eyüpspor’u konuk eden Samsunspor, müsabakadan 2-1 galip ayrıldı. Maç sonu basın toplantısında açıklamalarda bulunan Thomas Reis, "Burada oturmak bugün kolay çünkü galip geldik. 8 maçtan sonra galip geldiğimiz için burada daha kolay oturuyoruz. Yılı galibiyetle bitirdik. Bugün en iyi performansımızı gösteremedik. Özgüven açısından galibiyetle ayrılmak çok önemliydi" dedi. "Muasaba antrenmana gelmedi, bu saygısızcaydı" Transfer konusundaki sorulara da cevap veren Reis, Musaba’nın Fenerbahçe ile adı geçtikten sonraki tavırları nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını belirterek, "Fenerbahçe’nin Musaba ile ilgilendiği haberlerini okumuştum. Bu işin doğasında bunlar var. Eğer sözleşmenizde serbest kalma opsiyonunuz varsa bunu kullanma hakkına sahipsiniz. Ama son haftalarda olanlar açıkçası beni bir hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Eğer bir futbolcu hem kafa olarak hem kalbiyle burada değilse doğal olarak performansı aşağıya doğru gidiyor ki son haftalarda gözlemlediğimizde açıkçası buydu. Bugün kendisiyle bir toplantı yaptım ve kendisine burada kalıp kalmayacağını sordum. Ben hoca olarak da bunu bilmek zorundayım. Eğer bizimle kalmayacaksan doğru bir şekilde açık yüreklilikle bunu bana söylemesini isterim. Çünkü aksi takdirde yeni bir transfer yapmamız gerekiyor diye kendisine belirttim. Kendisi ise bugün takımla olmamasının daha iyi olacağını söyledi. Tabii bugün kadroda olmadığı için kendisine sabah saatlerinde bir antrenman saati vermiştik, antrenmana gelmedi. Sonuç olarak şu an hala Samsunspor’un oyuncusu kendisi. Sonuç olarak Musaba’da bu toplanmaya katılmak zorunda. Eğer imza atacaksa başka bir takıma ocak ayında imza atabilir. Tekrardan o toplanma tarihinde takımla birlikte olmak zorunda. Eğer gelmezse kendisi zaten kulüp bu anlamda bir aksiyon almak zorunda kalacak. Açıkçası bir hayal kırıklığı yaşıyorum diyebilirim bu konuda. Çünkü kendisine biz kulüp olarak buraya gelmek gibi bir fırsat verdik ve kendisini geliştirmek anlamında da tüm desteğimizi gösterdik. Ama dediğim gibi son haftalarda olanlar açıkçası saygısızcaydı diyebilirim bu davranış şekliyle alakalı. Tabii bu durumdan nefret etsem de bu işin doğasında olan bir şey. Her zaman kendisiyle dürüst bir şekilde iletişim kurmaya çalıştık aynı şeyi kendisinden de beklerdim ve bugün kendisine kadroda olup olmak isteyip istemediğini sordum. Bana kadroda olmak istemediğini söyledi" diye konuştu.
İstanbul Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Torunoğulları: "Başkanımız çok rahat" Fenerbahçe Başkanı Saadettin Saran’ın uyuşturucu operasyonu kapsamında gözaltına alınmasının ardından Kulübün Yönetim Kurulu Üyesi Ertan Torunoğulları yaptığı açıklamada, "Yüce Türk adaletine inanıyoruz. Sadettin Saran başkanımızla sürekli iletişim halindeyiz. Başkanımız çok rahat" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran, "uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucu kullanımını kolaylaştırmak ve uyuşturucu kullanma" suçlarından gözaltına alındı. Saran’ı ziyaret eden Fenerbahçe Yönetim Kurulu Başkanı Üyesi Ertan Torunoğulları, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı önünde açıklama yaptı. Torunoğulları, "Sadettin Saran başkanımızla sürekli iletişim halindeyiz. Başkanımız çok rahat. Bize de işlerimize devam etmemizi, taraftarlarımızla sürekli kontak halinde olmamızı, taraftarlarımızın sakin ve rahat olmalarını istiyor. Başkanımızda herhangi bir sıkıntı yok. Yüce Türk adaletine inanıyoruz. Yarın da hep birlikte bunu göreceğiz" diye konuştu. Ali Koç ziyarette bulundu Fenerbahçe’nin eski Başkanı Ali Koç’un da ziyarette bulunduğunu söyleyen Torunoğulları, "Ali Koç, nezaket ziyaretinde bulundu. Başkanımızla sohbet ettiler. Fenerbahçe camiasında herkes ayaklanmış durumda. Herkes birlikte. Taraftarlarımıza teşekkür ediyoruz" dedi. Yönetim Kurulu üyesi Adem Öz ise, "Buradan kulübe geçip Yönetim Kurulu toplantısı yapacağız. Görevimizin başındayız. Süreci yakından takip ediyoruz. Yarın da bir savcılık süreci olacak. İnşallah güzel sonuçlar alacağız" şeklinde konuştu.
İstanbul Sultangazi’de 75 yaşındaki diyaliz hastası kadının, araçtan inerken düşürüldüğü iddiası İstanbul’un Sultangazi ilçesinde özel bir diyaliz merkezinde tedavi gören 75 yaşındaki diyaliz hastası kadının, araçtan iniş sırasında düşürüldüğü iddia edildi. Bilinç kaybı yaşadığı belirtilen yaşlı kadının yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam ederken oğlu, "Annem bilinç kaybı yaşıyor, bir iyileşme söz konusu değil. Servis, hastanenin bir parçasıdır. Sorumluluğun onlarda olduğunu düşünmekteyiz" dedi. İddiaya göre, 11 Aralık günü Sultangazi’de bulunan bir diyaliz merkezinde tedavi gören 75 yaşındaki Deste Maşa, araçtan inişi sırasında düşürüldü. Yaşlı kadın hemen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Bilinç kaybı yaşadığı belirtilen kadının yoğun bakım ünitesinde tedavisine devam edildiği ifade edildi. "Annemizin düştüğü bize telefonla aranarak haber verildi" Annesi düştükten sonra kendisinin telefonla arandığını söyleyen Serdar Maşa, "Bize annemizin düştüğü söylendi. Annemiz düştükten sonra da acile kaldırıldı. Şu anda yaklaşık 13-14 gündür bilinç kaybıyla yoğun bakımda tedavisi devam ediyor" dedi. "Şahsi fikrimiz hastanenin bir sorumsuzluğunun olduğu yönündedir" Hastanenin sorumsuzluğunun olduğunu savunan Serdar Maşa, "’Anneniz düştü, acile sevk ediyoruz’ gibi bir bilgi verildi, bize detay verilmedi. Birkaç defa arama dışında herhangi bir iletişim söz konusu olmadı. Kasıt olduğunu söylemek için daha erken olayı takip ediyoruz. Ama deliller ışığında, şahsi fikrimiz hastanenin bir sorumsuzluğunun olduğu yönündedir. Hastane tarafından bize her seferinde refakatçi olacağına dair bir bilgi verilmedi. Servis, hastanenin bir parçasıdır. Sorumluluğun onlarda olduğunu düşünmekteyiz. Söylediğim gibi birkaç defa arandık, durumumuz onun haricinde bir iletişime geçilmedi" dedi. Konu hakkında şikayette bulunduklarını anlatan Maşa, "Son durum annem bilinç kaybı yaşıyor, bir iyileşme söz konusu değil" ifadelerini kullandı.