ASAYİŞ - 05 Kasım 2024 Salı 11:04

Minik Miray’ın hayatını kaybettiği kazada öğretmen tahliye edildi, aile karara tepki gösterdi

A
A
A
Minik Miray’ın hayatını kaybettiği kazada öğretmen tahliye edildi, aile karara tepki gösterdi

Ordu’da, ‘uyum haftası’ kapsamında okuluna giden birinci sınıf öğrencisi Miray Arslan’a (7), kullandığı cip ile çarparak hayatını kaybetmesine yol açan ve yargılandığı mahkemece 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası verilen öğretmen tahliye edildi, aile ise karara tepki gösterdi.


Altınordu ilçesi Saray Mahallesi’ndeki Gazi İlk ve Ortaokulu’nda 2 Eylül 2024 tarihinde meydana gelen olaya ilişkin, okulun Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni Banu Kaya, 24 Eylül, 10 Ekim, 24 Ekim ve 31 Ekim tarihlerinde hakim karşısına çıktı. 31 Ekim tarihinde görülen karar duruşmasında, diğer 3 duruşmada sanığın tutuklanması hususunda mütalaa sunan savcılık, son duruşmada ise ’suçun vasıf ve mahiyeti, verilmesi muhtemel ceza ve tutuklulukta geçen süre ile birlikte değerlendirildiğinde öğretmen Banu Kaya’nın tahliye edilmesi’ yönünde mütalaa verdi.



4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası almıştı


Mahkeme heyeti sanığa, ’bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası verirken, trafik düzeninin gerektirdiği özen yükümlülüğün aykırı davranışı nedeniyle 2 yıl süreyle sürücü belgesini kullanmaktan yasaklanmasını kararlaştırmıştı.



Tahliye edildi


Sanık avukatı ve savcılık, öğretmen Banu Kaya için tahliye talebinde bulundu. Tutuklanma kararı veren Ordu 5. Asliye Ceza Mahkemesi talebi reddetti, bir üst merci olan Ordu 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise ’sanık Banu Kaya’nın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimali ve sanığın tutuklulukta geçirilen süre nazara alınarak sanığın tahliyesine’ karar verdi, ayrıca sanığa yurtdışına çıkma yasağı uygulandı.



“Sevinç ve heyecanla okuluna başlamıştı, cenazesini aldık”


Tahliye talebine tepki gösteren baba Yakup Arslan, “Küçük kızım Miray Arslan, 2 Eylül 2024 tarihinde büyük bir heyecan ve sevinçle Gazi İlkokulu’nda birinci sınıfa başladı. Çocuğumuzun ve ailesi olarak bizlerin sevinci çok kısa sürdü. Çocuğumuzu eğitim öğretim için gönderdiğimiz okuldan cenazesiyle geri aldık. Çocuğumuzun ölümüne aynı okulda görevli bir öğretmenin sebep olması bizlerin acısını daha da katladı. Çocuğumuzun ölümüne neden olan öğretmenin asli ve tam kusurlu olduğu adli tıp raporuyla sabittir. Sanık hakkında Ordu 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmış, mahkemece sanık olması muhtemelen kastla eylemini gerçekleştirdiğine dair delillere rağmen avukatlarımızın buna dair tüm talepleri reddedilerek sanık hakkında taksirle ölüme sebep olmaktan dört yıl beş ay on gün hapis cezası ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmişti. Dosyada dinlenen tanıkların çocuğumuzu öldüren öğretmenin aracıyla okul bahçesine kontrolsüz giriş yapması nedeniyle daha önce de uyarıldığını ifade etmiş olmalarına rağmen bu durum da mahkemece dikkate alınmamıştır” dedi.



“Bu karar acımızı katladı”


“Ordu 5. Asliye Ceza Mahkemesince tutukluluğun devam etmesine karar verilmişken, bu karardan 1 gün sonra sanık ve savcılık tutukluluğa itiraz etmiş, tahliye talebinde bulunmuştur. Sanık ve savcılığın tahliye talebi, kararı veren Ordu 5. Asliye Ceza Mahkemesince reddedilmiş, üst merci olan Ordu 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise sanık ve savcılığın talebini kabul ederek, tahliyesine karar vermiştir” diyen baba Yakup Arslan, “Okul bahçesinde küçük kızımın ölümüne asli ve tam kusuruyla neden olan sanık sadece 2 ay cezaevinde kalmıştır. Bu karar aile olarak acımızı katladı. Çocuğumuzun ölümüne mi, yoksa çocuğumuzun ölümüne neden olan kişinin sadece 2 ay cezaevinde kalmasına mı üzülelim? Bu tahliye kararı karşı karşısında şaşırdık, üzüntü içerisindeyiz. Bunu kabul edebilmemiz ve anlayabilmemiz mümkün değildir. Suçların cezasız kalmasını küçük çocukları asli ve tam kusuruyla öldürenlerin yalnızca 2 ay cezaevinde kalmasını kabul etmiyoruz. Devletimizden adalet bekliyoruz. 2 Eylül tarihinde kızımızı kaybettik, 10 gün olmadan iddianame düzenlendi, bu süreçte 4 duruşmaya girdik, deliller toplanmadı ve taleplerimiz reddedildi. Bu işin takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.



Olayın geçmişi


Altınordu ilçesi Gazi İlk ve Ortaokulu’nda 2 Eylül 2024 tarihinde meydana gelen olayda, uyum haftası kapsamında ilk kez okula giden birinci sınıf öğrencisi Miray Arslan’a (7), okul bahçesindeki demir kapının önünde, okulun Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni Banu Kaya 52 BK 790 plakalı Mercedes GLB 200 marka cipi ile çocuğu fark edemeyerek çarpmış, cipin altına kalarak ağır yaralanan Miray Arslan, kaldırıldığı Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetmişti.



Minik Miray’ın hayatını kaybettiği kazada öğretmen tahliye edildi, aile karara tepki gösterdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Tekirdağ’da Sıla Bebek davası sürüyor Tekirdağ’da, 5 sanığın yargılandığı ve kamuoyunda “Sıla bebek davası” olarak bilinen davanın duruşması, Tekirdağ 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Baro başkanı duruşma ile ilgili açıklamada bulundu. Tekirdağ 2. Ağır Mahkemesinde devam eden duruşmada Anne Bakiye Yeniçeri’nin sevgilisi sanık Sanlı Ö. ile sanık Kani A. duruşmaya katılırken, anne Bakiye Yeniçeri ile suça sürüklenen çocuklar G.K. ve K.A., tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile bağlandı. Duruşmada taraf avukatları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcisi, TBMM Araştırma Komisyonu avukatı ve Tekirdağ Barosu’ndan bir avukat gözlemci olarak hazır bulundu. Baroların katılım talepleri reddedildi Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve çeşitli illerden gelen baroların davaya katılma talepleri, mahkeme tarafından reddedildi. Ancak Tekirdağ Barosu’nun katılma talebi kabul edildi. TBB Başkan Yardımcısı Bahar Gültekin Candemir, duruşma sonrasında yaptığı açıklamada, “Sıla bebeğin yaşam hakkını savunmak için bu davayı yakından takip etmeye devam edeceğiz. Toplum adına hukuku savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi. Adalet arayışına geniş katılım Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, olayın ilk gününden itibaren davanın takipçisi olduklarını belirtti. Gürcün, "Adliye sarayları haklının hakkını aradığı yerlerdir. Türkiye’nin dört bir yanından gelen avukatlar, barolar ve sivil toplum örgütleriyle adaletin peşindeyiz. Tekirdağ Barosu’nun gözlemci sıfatıyla bu davada yer alması, toplumun adalet beklentisinin somut bir ifadesidir" dedi. Türkiye’nin farklı illerinden gelen baro başkanları ve avukatlar, çocukların güvenle yaşayabileceği bir toplum oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Gürcün, "Çocuklarımızın saklambaç oynarken kaybolmadığı bir Türkiye hayal ediyoruz. Bu mücadeleye herkesin katkıda bulunması çok değerli" ifadelerini kullandı. Mücadele sürecek TBB Başkan Yardımcısı Candemir, baroların temel sorumluluğunun hukukun üstünlüğünü savunmak olduğunu vurgulayarak, “Sıla bebek adına mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Duruşmada taleplerimizin reddedilmesi, bizim kararlılığımızı etkilemeyecek. Gözlemci sıfatıyla davayı yakından takip edeceğiz” dedi. Sıla bebek davası, Türkiye’de çocuk haklarının korunması ve adaletin sağlanması açısından önemli bir sembol haline geldi.