ÇEVRE - 21 Eylül 2024 Cumartesi 12:09

Yeni Destek Modeli üretim planlamasına uyan çiftçiler daha fazla destek alacak

A
A
A
Yeni Destek Modeli üretim planlamasına uyan çiftçiler daha fazla destek alacak

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bitkisel üretimde yeni destekleme modeli ile Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı tüm üreticiler destek alacak.


İlk defa üretim döneminden önce açıklanan yeni destek modeli ile ilgili açıklama yapan Niğde Tarım ve Orman İl Müdürü Asım Baş, sisteme uyum sağlayan üreticilerin mazot ve gübre desteğinin yüzde yüzünün karşılanmış olacağını söyledi. Baş, "Yıllardır savunduğumuz yeni bir modele geçtik. Üreticiler, üretim miktarı ve pazarlama açısından yıllardır dile getirilen bir konu bakanlığımız tarafından çözüldü. Yeni destekleme modelimizi üç aşamada planlayabiliriz. Temel destek, planlama desteği ve üretimi geliştirme desteği olmak üzere üç farklı aşamadan oluşuyor. ÇKS’ye kayıt yaptıran herkes temel desteklerden yararlanacak. Desteklemelerin kaldırıldığına dair farklı söylentiler var ama temel destek adı altında ÇKS’ye kayıtlı olan herkes o temel desteği alacak" dedi.



"Üretim planlamasına uyan daha fazla destek alacak"


Yeni destek modelinde havza bazlı üretim planlamasına uyan üreticilerin, destek katsayılarından yararlanacağını söyleyen Asım Baş, stratejik ürün üretenlerin ilave üçüncü desteği alacağını belirterek, "Yeni destek modelinin temelinde su var. Su kısıntısı olan yerlerde havza bazlı üretimde belirlenen stratejik ürünleri üreten, plana uyan üreticiler ilave üçüncü desteği almış olacak. Bu modelin en önemli ayrıntılarından bir tanesi de ilk defa üretim döneminden önce ve 3 yıllık planlandı. Katsayı modeli de ilk defa geldi. Tüm bu planlamalara uyum sağlayan üreticilerimizin mazot ve gübre desteğinin yüzde yüzü karşılanmış oluyor. Suyu daha az tüketen ürünler, ülkemizin ihtiyacı olan stratejik ürünler ağırlıklı olmak üzere su kısıntısı olan havzalarda, kıraç şartlarda yetiştirilebilecek ürünlere ihtiyacımız olacak. İlimizde arpa, buğday, nohut, fasulye, patates, kuru soğan ve yem bitkileri havza bazlı üretim planlamasına dahil edilen ürünler" diye konuştu.



"Su kaynaklarını dikkatli kullanmak zorundayız"


Yeni destek modelinin temelinde su kaynaklarının doğru ve etkin kullanılması olduğuna değinen suyun hayatın devamı için en önemli ihtiyacı olduğunu söyleyerek, "Hem evdeki tüketimimizde hem bitkisel üretimimiz hem de sanayide nerede ve hangi alanda olursa olsun dikkatli su kaynaklarımızı doğru ve dikkatli kullanmak zorundayız" dedi.



Yeni Destek Modeli üretim planlamasına uyan çiftçiler daha fazla destek alacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Çocuklar Mersin’i resmettiler Mersin Büyükşehir Belediyesi, ’Çocukların Gözünden Mersin’ adlı resim atölyesi etkinliği düzenledi. Etkinliğe katılan çocuklar, deniz manzarası eşliğinde Mersin’le özdeşleşen tarihi, turistik, yemek ve içecek gibi sembolleri, kendi hayal dünyalarında resmetme fırsatı buldu. Büyükşehir Belediyesi çocukların kültürel ve sanatsal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemeye devam ediyor. Çocukları sanatla buluşturan Büyükşehir Belediyesi, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi koordinesinde Etkinlik ve Sanat Merkezi’nde ’Çocukların Gözünden Mersin’ adlı resim atölyesi etkinliği düzenlendi. Çocuklar deniz manzarası eşliğinde zihinlerinde kentle özdeşleşmiş tarihi, turistik, yemek ve içecek gibi sembollerle Mersin’i resmettiler. Etkinlik bitiminde çocukların yaptıkları resimler, büyük bir tuvalde birleştirilip sergilendi. "Misyonumuz, çocuklarımızın gelişimine destek olmak" Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı Aile ve Çocuk Şube Müdür Vekili Nazlı Cemre Dursun, kadın ve çocuklara yapılan desteklerin bir toplumun geleceğini şekillendirdiğini söyledi. Bu bilinçle hareket ederek dezavantajlı gruplara pozitif ayrımcılık uyguladıklarını belirten Dursun, "Çocuklar, bilim ve sanat alanında ufuklarını ne kadar çok açarsa bizim geleceğimiz de o kadar olumlu etkilenecek. Bizim için kadın ve çocuk konusu oldukça önemli. Özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara ve kadınlara ulaşmak istiyoruz. Çünkü onlara yaptığımız ekonomik ve sosyal katkılar, psiko-sosyal ve psiko-motor gelişimleri için önem taşıyor" dedi. Çocuklar için etkinlik ve atölye yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Dursun, "Vizyonumuz ve misyonumuz, çocuklarımızın gelişimine destek olmak. Çünkü biz onlar için varız" diye konuştu. "Mersin benim için deniz demek" Anne Derya Haraççı, etkinliğe katılan çocukların oldukça mutlu olduğunu ifade etti. Haraççı, "Sanatla büyüyen çocuklar hem daha sağlıklı birey oluyorlar, hem de toplum kurallarına çok daha kolay uyum sağlayabiliyorlar. Bu durumun, okuldaki başarılarını da büyük ölçüde etkilediğine inanıyorum" dedi. Etkinliğe ikiz çocukları ile katılan Özlem Aksoy da bu tür etkinliklerin, çocuklara hem ruhsal, hem de bedensel anlamda çok fayda sağladığını belirterek, "Çünkü hepsi bir arada yapılıyor. Bizlere de bir umut ışığı oluyor. Buradaki müziğin ritmi, eve gittiğimizde ruh halimizi de değiştirecektir" diye konuştu. Etkinliğe katılan çocuklardan Buse Eren, Mersin’e özgü tantuni, lahmacun, palmiye ağaçları ve denizi çizdiğini ifade ederek, "Çünkü bunların hepsi bana Mersin’i anlatıyor" dedi. Derin Su Yıldırım ise "Mersin benim için deniz demek" ifadesini kullandı.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye almış olması bunun çok açık, net ifadesidir. Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin İsrail’i durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’ye gidişi öncesi Atatürk Havalimanı’nda basın açıklaması yaptı. Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu Genel Görüşmeleri’nde temas edeceği konulara ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul Genel Görüşmeleri’ne bu yıl 130’dan fazla ülkenin devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etmesi bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak. Bu yıl Genel Kurul’un en dikkat çekici etkinliği, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde tertiplenecek Geleceğin Zirvesidir. 23 Eylül günü gerçekleştirilecek zirvede çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak çözümler üretilmesi hedefleniyor. Zirve hitabımda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Finans Mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına yine dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğiz. Türkiye’nin bu yöndeki çabalara dair katkı ve desteğini beyan edeceğim" ifadelerini kullandı. "Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğiz" Bu yılki Genel Kurul görüşmelerinin ’Hiç kimseyi geride bırakmamak’ teması altında yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Görüşmelerin ilk gününde 24 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap edeceğim. İnşallah burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan hususlarla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız. Özellikle Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğiz. Yaklaşan kış mevsimi Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı zorlukları daha da ağırlaştıracaktır. Açlık, susuzluk, temel gıda ve tıbbi malzeme eksikliği sahadaki durumu giderek kötüleştiriyor. İsrail hükümeti bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazze’deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor" diye konuştu. "Netanyahu ve şebekesi radikal Siyonist ideolojilerini hayata geçirmek için her türlü provokasyona, her türlü tahrike başvurmaktadır" İsrail’in savaşı bölgeye yaymaya çalıştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savaşın sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların engelsiz akışı için hepimize, tüm dünyaya, özellikle Birleşmiş Milletler’e önemli görevler düşüyor. Ziyaretimizde bunları bir kez daha muhataplarımıza hatırlatacağız. Biliyorsunuz, ilk günden beri İsrail’in hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan saldırılar, İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı. Netanyahu ve şebekesi radikal Siyonist ideolojilerini hayata geçirmek için her türlü provokasyona, her türlü tahrike başvurmaktadır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik artan saldırılar ve tacizde aynı kirli senaryonun birer parçasıdır. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizin hangi seviyede olduğunu daha önce defalarca ifade ettik. Bugün de aynı yerdeyiz. Bölgemizin büyük bir felakete sürüklenmemesi için İsrail üzerindeki baskıların daha da artırılması gerekiyor" dedi. "Hükümet temsilcileriyle görüşmelerimi sürdüreceğim" Yaptığı açıklamada Türkevi’nde görüşmelerin olacağını da belirten Erdoğan, "Genel Kurul marjında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla Türkevi’nde görüşmelerim olacak ve bütün bunlarla beraber bu ikili görüşmeler yanında yine bizlerden randevu talebinde bulunan devlet başkanlarıyla, hükümet temsilcileriyle görüşmelerimi sürdüreceğim. Ziyaretimizde Amerika’da yaşayan vatandaşlarımızla da bir araya geleceğiz. Düşünce kuruluşu temsilcileri ve Amerikan iş dünyasının seçkin üyeleriyle de temaslarımız olacak. Ziyaretimizin ve bu çerçevede yapacağımız görüşmelerin ülkemiz milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum" şeklinde konuştu. "Uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır" Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Lübnan’a saldırısı sonrası Türkiye’deki siber güvenlikle ilgili bir soru üzerine, "İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye almış olması bunun çok açık, net ifadesidir. İsrail bu saldırıyla sivil hassasiyetlerinin bulunmadığını, kendi bu nefret edici emellerine ulaşmak için de her yolu deneyebileceğini açık ve net ortaya koymuştur. Bu saldırının başka bir anlamı da bizim tüm ikazlarımıza rağmen bazı Batılı ülkelerin de desteklerini yanına alarak İsrail’in çatışmaları Lübnan ve bölge geneline maalesef yayılmaktadır. Özellikle değerli dostum Mikati’yle yaptığım görüşmede kendisinden de şu anda çok çok ciddi sıkıntılar içerisinde olduklarını ifade etti ve bu konuda da bizler neler yapabileceğimizi veya neler yapabiliriz bunları kendisiyle konuştum. Gerçekten şu anda bölge açıklanamayacak derecede büyük bir krizle karşı karşıya. Tabii birçok şeyler söyleniyor. İşte şu an itibarıyla Lübnan özellikle bu İsrail’e karşı ne yapabilir? Tabii Mikati ’bize ne gibi destekleriniz olabilir, ne gibi yardımlarınız olabilir? Biz sizlerden bunu bekliyoruz ve Birleşmiş Milletler’e gelme noktasında da bu sene herhalde gelemeyeceğim’ ifadesini kullandı. Tabii Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin İsrail’i durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır. Diğer taraftan Lübnan’da düzenlenen saldırı milli teknolojilerin sadece savunma sanayi alanında değil, çok daha geniş bir çerçevede ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur ve biz de tabii bu gelişmeler karşısında çok daha farklı tedbirler almak suretiyle şu anda bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız" dedi. "Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk, biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz" Suriye ile ilgili temas konusundaki bir soru üzerine ise Erdoğan, "Özellikle Türkevi inşallah çok farklı görüşmelere çok farklı ilişkilere vesile olacaktır. Bunun için Türkevi’nde değişik ülkelerin liderleriyle yapacağım görüşmeler İnşallah bunların adımlarını attığımız bir merkez haline dönüşecek. Suriye’deki gerilimin artık sona ermesi gerektiğini, oradaki istikrarsızlığın başta terör örgütleri olmak üzere tabii İsrail’in bir devlet terörü estirdiğini çok açık, net ortaya koyacağız. Bu artık sıradan bir basit terör değil, devlet terörü. Bunu bugüne kadar çok kez tekrar ettik, söyledik. Ama bazıları hala özellikle Batılı ülkeler bunu anlamamakta ısrar ediyor. Biz de söylemekte ısrar edeceğiz ve bunu özellikle de İnşallah Birleşmiş Milletlerdeki konuşmamda ifade edeceğim. Bu gerginliğin sona ermesi, Suriye topraklarının tamamında huzur ve istikrarın sağlanması için Türkiye ve Suriye’nin birlikte atabileceği adımlar Şam yönetimini, muhaliflerin bir süredir Suriye’de çatışmasızlığın sağladığını görüyoruz. Bu durum kalıcı çözüm için etkin bir kapı aralamak adına elverişli bir ortam sağlıyor. Suriye dışında milyonlarca insan vatanlarına dönmek için bekliyor. Biz bu konuda çağrımızı yaptık ve Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı Müslüman iki ülke olarak artık bu birlikteliği, bu beraberliği bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemde böylesi bir görüşme neticesinde inşallah başlar diye inanıyorum" ifadelerini kullandı. "Biden ile henüz planladığımız bir ikili görüşmemiz yok" Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden’la ikili bir görüşme gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğine dair bir soru üzerine ise şu yanıtı verdi: "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak için ajandamız dolu dolu gidiyoruz. Orada sadece Biden değil, birçok dünya lideri olacak. Tabii şu an itibarıyla Biden’la bir görüşme var mı yok mu henüz bu kesinleşmiş değil. Ana gündemimiz Birleşmiş Milletler’in Genel Kurulu ve oradaki temaslar. Fakat Biden veya daha başka sürpriz görüşmeler nerede nasıl olur? Bunların hepsini oradaki gelişmelerle ele alacağız. Gerek Türkevi’nde gerek Birleşmiş Milletler binasında yoğun bir görüşme trafiğimiz olacak. Katılacağımız toplantılar planlanmış durumda. Bu trafik içerisinde Sayın Biden ile henüz planladığımız bir ikili görüşmemiz yok. Ancak çeşitli vesilelerle bir araya gelebiliriz, geleceğiz. Biz Birleşmiş Milletler’de görüşeceğimiz tüm liderlerle başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarında akan kanı durdurmayı ele alacağız. Filistin ile birlikte tüm çatışma bölgelerinde yaşananları ve ne yapılması gerektiğini değerlendireceğiz. Çünkü insanlar, çocuk, kadın, yaşlı ölüyor. Artık rakam 45 binin üzerine çıktı. Bu yenilir yutulur bir gelişme değil. İnşallah Türkiye olarak bugüne kadar bu mücadeleyi nasıl vermişsek, özellikle dünya siyonizminin şu anda Ortadoğu’da estirdiği bu ne yazık ki ölüm fırtınasına karşı Türkiye olarak biz yine neler yapabiliriz, bunun gayreti içerisinde olacağız. Bunun çalışmalarını şahsım, arkadaşlarım, tüm bakanlarımızla birlikte ele alacağız ve elimizden ne geliyorsa bunu yapacağız."