ASAYİŞ - 13 Ocak 2025 Pazartesi 18:03

Niğde’de operasyonların sayısında artış

A
A
A
Niğde’de operasyonların sayısında artış

Niğde Valisi Cahit Çelik, Niğde’deki huzur ve asayişin sağlanmasında emniyet ve jandarma birimlerinin özverili çalışmalarına dikkat çekerek operasyonlar artış olduğunu kaydetti.


Niğde Valisi Şahit Çelik, düzenlediği basın toplantısında güvenlik güçlerinin 2023-2024 yıllarına ait faaliyet verilerini değerlendirdi. Vali Çelik, şehirde toplamda bin 332 emniyet mensubu ve 839 jandarma personeli olmak üzere 2 bin 171 güvenlik görevlisinin görev yaptığını belirtti. “Niğde’mizin huzuru, Türkiye’mizin huzurudur” diyen Çelik, güvenlik birimlerinin 7/24 mesai mefhumu gözetmeksizin çalıştığını ifade etti.


Vali Çelik, çeşitli suç kategorilerinde yürütülen mücadele kapsamında kaydedilen ilerlemeleri ve istatistikleri de paylaştı. İstatistikler şu şekilde:


"Terörle Mücadele: Operasyon sayısı yüzde 55,81 artarak 67’ye ulaştı. Yakalanan şahıs sayısı yüzde 100 artışla 62 oldu. Adli kontrol kararı verilen şahıs sayısında yüzde 900’lük bir artış gözlemlendi.


Narkotik suçlarla mücadele: operasyon sayısı yüzde 29,05 artarak 1.075’e yükseldi. Ele geçirilen uyuşturucu madde miktarında yüzde 973,68’lik dikkat çekici bir artış yaşandı. Ulaşılan vatandaş sayısı yüzde 10,89 artarak 61 bin 822’ye çıktı.


Göçmen Kaçakçılığı: Operasyon sayısı yüzde 52 artarak 32’ye ulaştı. Yakalanan şahıs sayısı yüzde 125 artışla 45 oldu. Organizatör sayısında yüzde 150’lik artış kaydedildi.


Siber Suçlarla Mücadele: Operasyon sayısı yüzde 116,67 artarak 13’e çıktı. Sanal devriye faaliyetlerinde yüzde 81,02 artış sağlandı.


Trafik Denetimleri: Kontrol edilen araç sayısı yüzde 16,16 artarak 669 bin 527’ye yükseldi. Trafikten men edilen araç sayısında yüzde 49,04’lük bir artış kaydedildi. Gerçekleşen trafik kazası sayısı yüzde 5,01 artışla 3.146’ya ulaştı."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Adana’da otobüste eşi tarafından bıçaklanan adam konuştu: "Eşim yalan söylüyor" Adana’da eşi tarafından bıçaklanan adam, İstanbul’da basın mensuplarına konuştu. Eşinin yalan söylediğini öne süren Mehmet A. "Bıçakla bana saldırdı. Biber gazıyla saldırdı. Beni tehdit etti. Tüm iddiaları yalan. Cezaevine girmemek için yalanlar söylüyor. Yargılanmasını ceza almasını istiyorum" dedi. Adana’da evli ve bir çocuk annesi, 5 aylık da hamile olan Sabriye A. (26) geçtiğimiz günlerde çocuğunu göstermeyen eşi Mehmet A.’yı (26) dolmuş sürerken bıçaklamıştı. İstanbul’a gelen Mehmet A. basın mensuplarına konuştu. Eşinin her yerde kendini haklı gösterdiğini söyleyen Mehmet A. "Kendisinin haklı payı yok. Beni öldürmeye teşebbüsten yargılanması gerekirken cezaevine girmemek için kocam yüzünden kumar borcu yüzünden başka insanlara beni farklı gözle göstermek istiyor. Zaten şimdi dosyalar, kamera görüntülerini ortaya çıkaracağım. Kendisi haklı değil. Kendisi haksız tüm Türkiye bunu böyle bilsin. Bana saldırıya geldi. ’Ben bıçakla yaralamadım. Tırnak makasının törpüsüyle yaraladım’ diyor. 3 yaşındaki çocuk buna güler. Bıçakla bana saldırdı. Biber gazıyla saldırdı. Beni tehdit etti. Tüm iddiaları yalan. Cezaevine girmemek için yalanlar söylüyor. Türkiye buna aldanmasın. Kendisini haklı çıkarmak için böyle konuşuyor. Konuyu saptırmaya çalışıyor. Nasıl kadın hakları var diyorlar ya. Dikişliyim. Bir santim yukarı gelse ölecektim. Buna ev hapsi verildi. Hamile olduğunu söylüyor. Yargılanmasını ceza almasını istiyorum" dedi.
Kayseri İlişkilerde hızlı tüketim yalnızlaştırıyor Uzman Psikolog Arzu Hamurcu, hızlı tüketim çağının artık ilişkilere de yansıdığını söyleyerek, “İlişkilerdeki hızlı tüketim insanların yalnızlığı tercih etmesine sebep oluyor” dedi. Toplumun ve kültürün artık tüketim çağında olmasının ilişkilere de yansıdığını söyleyen Uzman Psikolog Arzu Hamurcu, “Son zamanlarda yapılan araştırmalar, artık insanların daha fazla yalnızlığı tercih ettiğini gösteriyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri olarak artık yaşadığımız kültürün, yaşadığımız toplumun bize çok hızlı bir tüketim çağında olduğundan dolayı olduğunu biliyoruz. Bu hızlı tüketim çağı bizim için artık ilişkilere de yansıyor ve ne yazık ki ilişkileri de çok hızlı tüketiyoruz. Beklentilerimizi çok azaldı. Tahammül sınırlarımız çok azaldı. İnsanlara güvenimiz çok azaldı ve hepsini çok kısa bir zamanda bütün ilişkiden bekliyor oluyoruz. Olmadığında da hayal kırıklığı yaşama seviyesine gelmeden bile o ilişkiden vazgeçiyoruz. Bunu yapabilmek için de artık sosyal medyanın, tanışma uygulamalarının, online platformlarının artık sayısız ve sınırsız olduğu ve insanların alternatiflere yöneltebileceği birçok uygulamanın olduğunu biliyoruz. Bunun ilişkilere artık negatif anlamda çok zararlar verdiğini söyleyebilirim. Çünkü biz ilişkilerde bağlılığı, sabır ve emeği savunuyoruz. Bu noktada tabii ki de yüzeysel ilişkiler yerine derin ve anlamlı ilişkiler kurmamız gerekiyorsa eğer bu sağlıklı ilişki zemininde önce bizim zaman vermemiz gerekiyor. Karşı tarafa değil ama kendimize. İlişkide ne arıyoruz ne bekliyoruz ne tanımlıyoruz ve neyi istiyoruz. Bunu tanımadan her şeyi karşı tarafa yüklediğimiz zaman elbette ilişkilerimizde bütün çatırdamaları görüyor oluyoruz. Bu da bize hayal kırıklığını son noktada gösteriyor. Bu yüzden önce karşı taraftan değil, kendimizden bir ilişkide neleri beklediğimizi tanımamız gerekiyor. Birini sevmek, birinde vakit geçirmek ve birini anlamak için onu tanımamız lazım. Biz kendimizle ne kadar vakit geçiriyor, kendinizi ne kadar seviyor ve kendinizi ne kadar tanıyoruz” dedi. Hamurcu, kişilerin kendilerini tanıdıktan sonra yapacağı en önemli şeyin diğerlerini tanımak olduğunu söyleyerek, “Kendimizi tanıdıktan sonra, yapabileceğimiz en önemli aşama artık diğerlerini tanımak. Diğerlerinden beklentilerim ne? Eğer ben kendimde veremediğim şeyi onlardan bekliyorsam zaten bir tüketime giriyor oluyorum. Artık herkesten parça parça bir şeyler almak istiyorum. İlgi olabilir, alışveriş olabilir, bir madde olabilir. Ne koyuyorsanız oraya. Ben kendime onu veremiyorsam, karşı taraftan o manevi ya da maddi kısmı almak istiyorum ve kendimi bir başkasının ya da bir başka maddenin aracılığıyla takdim etmeye başlıyorum. Bu noktada önce beni doyuran şeyin, beni bağlayan şeyin ne olduğunu bulmak Kendimi tanımak ve sonrasında da bunu ben kendime verebiliyor muyum diye sormak lazım. Daha sonrasında ben kendime verdikten sonra zaten karşı taraftan istediğimiz de bunun seviyesinin daha da çok azaldığı ve bağımlı ilişkilerden, bağlı ilişkilere daha çok yöneldiğimizi görüyor olacağız" ifadelerini kullandı.