ÇEVRE - 18 Ağustos 2024 Pazar 19:15

Öğretim Üyesi Dölek: “Meydana gelen depremlerin büyük depremlerin yıl dönümlerine denk gelmesi bu korkuyu biraz daha tetikledi”

A
A
A
Öğretim Üyesi Dölek: “Meydana gelen depremlerin büyük depremlerin yıl dönümlerine denk gelmesi bu korkuyu biraz daha tetikledi”

Muş’un Varto ilçesinde gece saatlerinde art arda meydana gelen depremleri değerlendiren Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi İskender Dölek, “Meydana gelen depremlerin bölgede hafızalarda yerini koruyan büyük depremlerin yıldönümlerine denk gelmesi bu korkuyu biraz daha tetikledi” dedi.


Muş’un Varto ilçesinde art arda meydana gelen depremler ilçede paniğe neden oldu. Bu depremlerin 2 bin 394 kişinin hayatını kaybettiği ve bin 489 kişinin yaralandığı 19 Ağustos 1966 Varto depreminin yıldönümüne denk gelmesi korkuyu daha da artırdı. Uzmanlar, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini ve depreme dayanıklı yapıların inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Anadolu’nun genç ve dinamik yapısının levha hareketleriyle sürekli etkileşim halinde olduğundan dolayı bölgede depremlerin kaçınılmaz hale geldiğini vurgulayan Dr. Dölek, depremle mücadelede sağlam zeminler üzerinde dayanıklı kentler kurmanın önemine dikkat çekti. Dr. Dölek, “Gece yaşanan depremler Bingöl, Muş ve Varto ilçesinde vatandaşlarımızda tedirginlik oluşturdu. Özelikle meydana gelen depremlerin bölgede hafızalarda yerini koruyan büyük depremlerin yıl dönümlerine denk gelmesi bu korkuyu biraz daha tetikledi. Deprem ülkemizin bir gerçeğidir. Oluşum mekanizması ve doğal bir sürecin sonucunda meydana gelen olaylardır. Bizler neden depremlerin olduğuna hayret edeceğimize depreme dayanıklı binalar inşa etmemiz gerekiyor. Buna bağlı olarak doğru zeminler üzerine doğru binaları inşa edebilirsek eğer deprem bizi bu kadar tedirgin etmeyecekti. Sadece doğal süreci içerisinde gerçekleşen o olaylar yapıları etkilemeyecek ve doğal süreci içerisinde devam edecekti. Burada asıl konuşmamız gerekenler deprem olacak mı sorusundan ziyade depreme dayanıklı kentler etme sürecinde neler yaptığımız olmalıdır” dedi.


6 Şubat’ta meydana gelen büyük depremin bölgede önemli bir enerji açığa çıkardığını söyleyen Dr. Dölek, “Özellikle 6 Şubat’ta meydana gelen enerji büyük bir enerjidir. Bu enerji ülkemizde farklı fay hatları üzerinde sarsıntıların devam edeceği bir süreçtir. Bunun dışında Anadolu’nun yapısında genç dinamik bir yapıya sahip olması ve bu yapı ile birlikte levhaların hareketi birbirini etkilediği bir konumda bulunması deprem gerçeğini bizden uzaklaştırmayacak. Sadece bu depremler değil başka gelişen olaylar ülkemizde depremleri meydana getirecektir. Arap plakası ile Avrasya plakası Anadolu’yu sıkıştırması devam ettiği sürece ülkemizde depremler kaçınılmaz doğal süreçler olarak devam edecek” ifadelerini kullandı.


Varto ilçesinde ilk deprem gece saat 23.14‘te 2.6, ikinci deprem saat 00.13’te 3.8, üçüncü deprem ise 00.43’te 2.3 büyüklüğünde peş peşe meydana geldi.



Öğretim Üyesi Dölek: “Meydana gelen depremlerin büyük depremlerin yıl dönümlerine denk gelmesi bu korkuyu biraz daha tetikledi”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Iğdır’da hava kirliliği alarm veriyor Hava kirliliği oranının hem yaz hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerinin üzerinde olduğu Iğdır’da hava kirliliği alarm vermeye devam ediyor. Hava kirliliğinde Avrupa’da birinci sırada yer alan Iğdır’da kış ayı ile birlikte artan hava kirliliği yeniden alarm veriyor. Iğdır’da hava kirliliğinde coğrafi konum, rüzgâr erozyonu, Ermenistan’daki Metzamor Nükleer Santrali, kalitesiz kömür tüketimi, egzoz salınımları kirliliğin başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Ayrıca Iğdır’da ölümlerin başında yine kirli hava yer alıyor. Iğdırlı vatandaşlar şehir genelinde doğal gazın yaygınlaştırılmasını istiyor. Bazı vatandaşlar da hava kirliliğine neden olan kişilere para cezası, yeri geldiğinde hapis cezası verilmesini istiyor. Iğdır’da alınan verilere göre ölçülen parametrelerden PM10 (Partikül madde) değerlerinin hem yaz mevsiminde hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerin üzerinde olduğu ortaya çıktı. Dünyada meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişkiye işaret eden bilim adamları araştırmaların sayısının giderek arttığına dikkat çekti. Iğdır’da esnaf olan Ekrem Eray şehirde zehirli bir hava soluduklarını belirterek, “Iğdır’da hava kirliliği sorununu biz Iğdırlılar hepimiz yaşıyoruz. Zaten son yıllarda da hastalıklar özellikle kanser çok arttı. Sobalarda çıkan kömür dumanlarına bir çözüm bulunmalı ki bu sorun bitsin.” dedi. Şehirdeki sis bulutları dron ile görüntülendi .