GÜNDEM - 22 Mart 2024 Cuma 09:45

Muş’ta yarım asırdır ekmeğini fırından çıkarıyor

A
A
A
Muş’ta yarım asırdır ekmeğini fırından çıkarıyor

Muş’ta yarım asırdır ekmeğini fırından çıkaran 68 yaşındaki Hasan Erdem, ilerleyen yaşına rağmen halen fırının başında ekmek pişirerek mesleğini ilk günkü aşkla yapıyor.


Yıllardır fırının başında, her gün aynı tutku ve özveriyle ekmek pişiren 68 yaşındaki Hasan Erdem, yaşına meydan okuyarak mesleğini sürdürüyor.


Meslek hayatı boyuncu birçok usta ve çırak yetiştirdiğini söyleyen 4 kız çocuğu babası Hasan Erdem, Yarım asırdır çalıştığı fırında kazandığı parayla ailesinin geçimini sağladığını belirtti.


Hasan Erdem, yarım asırdır fırında çalışmanın getirdiği deneyimle, her bir ekmek hamurunun kıvamını, pişme süresini en iyi şekilde yaparak müşterilerine kaliteli ürünler sunmanın gururunu yaşıyor.


Yaşını bir engel değil, bir avantaj olarak gören Erdem, geçen yılların ona kattığı ustalıkla, her bir ekmeği adeta bir sanat eserine dönüştürüyor. Çalışkanlık, azim ve sevgiyle her zorluğun üstesinden gelinebileceğini gösteren Erdem, gençlere de ilham oluyor.


Fırının başında geçen uzun yıllar boyunca birçok şey değiştiğini söyleyen Erdem, mesleğine olan tutkusunu ve sadakatini hiç kaybetmediğini belirterek, "1956 doğumluyum. Yarım asırdır ekmeğimi fırından çıkarıyorum. Hala da devam ediyorum. Severek yapıyorum. Herhangi bir sıkıntımız olmuyor. Yalnız ramazan ayının yaz mevsimine denk geldiği zaman bayağı zorluklar çektim. Bu meslekte çok uykusuz kalıyoruz tabi sıcaklıkta oldukça bizi etkiliyor. Ekmeğimi bu işten kazanıyorum. Beş tane kız çocuğum var. Hepsini okutmuşum. Hepsi ekmek sahibi olmuş artık. Eleman yetiştiremiyoruz. Eleman sıkıntısı çok çekiyoruz. Eskiden yetiştirebiliyorduk, şimdi artık gençler heves etmiyorlar. Hazıra konuyorlar zorluğa gelemiyorlar. Fırıncılık altın gibi bir meslek her yerde geçerli olan bir meslektir. Her tarafta ihtiyaç ve zaruri bir meslektir” dedi.


Küçük yaşlardan beri fırıncılık mesleğine gönül veren Erdem, zamanın hızla akıp geçtiği bu yarım asırlık serüvende birçok zorluğa rağmen dimdik ayakta durduğunu belirterek, “Meslekte bazı zorluklarımız olmuştur. Gece eve gitmediğimiz oluyor. Tabii ki aile içinde çok şükür huzursuzluğumuz olmadı. Birbirimizi anlayışla karşılarız. Ekmeğimizi bu şekilde kazanmaya çalıştık. Bu mesleğe ben başladığımda 18 yaşlarımda falan vardım. Benim ustalarım benim kendi öz kardeşlerim ve benim küçüklerimdir. Bunlar benden daha önce başlamıştır. Hayatta çok zorluklar çektim. Gurbette bayağı çalıştık. İzmir’de, İstanbul’da ve Bursa’da çok çalıştım. Böyle yerlerde çalıştık, oralarda yetiştik. Kışın soğuk ve yazın sıcak. En başta mesleğini seveceksin. Dürüst olacaksın, kaliteli olacaksın. Kaliteni konuşturacaksın. Sağlık, afiyet olduğu sürece Allah muhafaza ederse mesleğime devam edeceğim. Öyle bir meslek ki hastalık. İnsanda hastalık oluyor. Bu meslekte de emekli oldum” şeklinde konuştu.



Muş’ta yarım asırdır ekmeğini fırından çıkarıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa ’Çocuklar ile Manisa tarihine yolculuk’ projesi başladı Şehzadeler Belediyesi’nin ’Çocuklar ile Manisa tarihine yolculuk’ adlı projesi hayata geçirildi. Kırsal mahallelerde yaşayan ortaokul öğrencilerini Manisa’nın tarihi, turistik ve kültürel zenginlikleriyle buluşturmayı amaçlayan proje kapsamında kent merkezine getirilen ilk öğrenci kafilesi, Manisa’da misafir edildi ve kenti tanımaları için rehberler eşliğinde gezdirildi. Şehzadeler Belediyesi’nin 23 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında hayata geçireceği ’Çocuklar ile Manisa tarihine yolculuk’ adlı projesi kapsamında kırsal mahallelerde okuyan ortaokul öğrencileri kent merkezinde misafir edilmeye başlandı. Kırsal mahallelerde yaşayan öğrencilerin Manisa’nın tarihi, turistik ve kültürel zenginlikleriyle buluşturulmasını hedefleyen proje kapsamında misafir edilen ilk öğrenci kafilesi, rehberler işliğinde Manisa ziyaretlerini gerçekleştirdi. Projede yer alan öğrenciler, Şehzadelerpark, Tıp Tarihi Müzesi, Sultan Cami, Muradiye Cami, Kurşunlu Han, Osmanlı ve Kurtuluş Savaşı Müzesi ve Çanakkale Şehitleri Müzesi gibi Manisa’nın önemli tarihi ve kültürel yerlerini gezerek, şehir hakkında bilgi sahibi oldu. Rehberler eşliğinde düzenlenen bu geziler sayesinde çocuklar, hem kentin tarihi dokusunu yakından tanıma fırsatı buldu hem de Manisa’nın Osmanlı döneminden kalma mirasını keşfetti. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, projeye ilişkin yaptığı açıklamada, çocukların şehirlerine olan ilgisini ve sevgisini arttırmayı hedeflediklerini belirterek, “Bu proje ile hem gençlerimizin tarih bilincini geliştirmek hem de Manisa’mızın değerlerini tanımalarını sağlamak istiyoruz” dedi. Projenin ilerleyen dönemlerde farklı mahallelerdeki öğrencilere de ulaştırılması planlanıyor.
Sinop Sinop’ta “Karadeniz Masası Su Ürünleri Sektörü Değerlendirme Çalıştayı” Sinop’ta, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü öncülüğünde Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı(KUZKA) ev sahipliğinde “Karadeniz Masası Su Ürünleri Sektörü Değerlendirme Çalıştayı” düzenlendi. Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nde düzenlenen ve iki gün sürecek olan çalıştay, Karadeniz Bölgesi’nde su ürünlerinin sürdürülebilirliği ve sektörün kalkınma potansiyeli, ilgili kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve akademisyenler tarafından detaylı bir şekilde değerlendirilecek. "Karadeniz su ürünleri sektöründe ülkemizde önemli bir yere sahip" Çalıştayda açıklamalarda bulunan KUZKA Genel Sekreteri Serkan Genç, Karadeniz’in su ürünleri sektöründe Türkiye’de önemli yere sahip olduğunu belirterek, “Ülkemizin önemli bir bölgesi olan Karadeniz’de yer alan kalkınma ajanslarımız ve kalkınma idarelerimizle Karadeniz’in ekonomik potansiyelini daha iyi değerlendirilebilmek amacıyla Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğümüz yönlendirmeleri ile Karadeniz Masası kurulmuştur. Karadeniz Masası’nın genel olarak Karadeniz’de sürdürülebilir bir mavi ekonomiyi hedefliyor. Deniz kaynaklarına ilişkin potansiyeli açığa çıkaran mavi ekonomi kavramı balıkçılık, enerji, ulaşım, turizm, çevre gibi birçok başlığı kapsıyor. Karadeniz Masası’nın ilk çalışma konusunu ise mavi ekonominin merkezinde yer alan sürdürülebilir balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği olarak planladık. Karadeniz su ürünleri sektöründe ülkemizde önemli bir yere sahiptir. Avcılıkla elde edilen ürünün yüzde 90’ı denizlerden elde edilmekte ve ülkemizde avcılığı en fazla yapılan balıklar; hamsi, sardalya, istavrit, palamut, lüfer, çaça, mezgit, beyaz kum midyesi ve deniz salyangozu üretiminin sardalya hariç olmak üzere bazı türlerde tamamı, bazılarında ise büyük çoğunluğu Karadeniz’de avlanmaktadır. Toplam deniz ürünleri avcılığının yüzde 70-80’i Karadeniz’den sağlanmaktadır. Önceden ülke içerisinde daha çok iç sularda yetiştiricilik yapılırken son yıllarda denizlerde ağ kafesler ile yapılan yetiştiricilik hızlı bir artış göstermiştir. İç sularda alabalık, denizlerde levrek ve çipura üretimi öne çıkmaktayken son yıllarda Türk somonu ön plana çıkmaya başlamıştır. Su ürünleri yetiştiriciliğinde Ege Bölgesi illeri ile beraber son yıllarda Sinop, Samsun, Ordu, Trabzon ve Artvin gibi illerimizin açıklarında yapılan kafes balıkçılığı önemli bir kapasiteye ulaşmıştır. Karadeniz balıkçılık ekosistemi 4 temel alt sektör üzerindedir” dedi. Daha sonra açıklamalarda bulunan Sinop Üniversitesi Rektörü Şakir Taşdemir, Türk somonu ile Sinop’un öne çıktığını belirterek, “Dünya nüfusu artarken protein ihtiyacını karşılamada hayvansal ürünlerle birlikte su ürünleri üretimine olan talep te artış göstermektedir. Ülkemizde su ürünleri üretiminde avcılığın katkısı yıllar içerisinde dalgalı bir seyir izleyip azalma eğilimi gösterirken, su ürünleri yetiştiriciliğinde teknolojik gelişmeler ile modern üretim metotlarının yaygın kullanımı, su ürünleri fakültelerinin AR-GE çalışmaları ve mühendis mezun katkıları ile her yıl önemli artışlar göstermektedir. Bu gelişim ile ülkemizde 2023 yılı su ürünleri yetiştiriciliği üretimi 552 bin tona, toplam su ürünleri üretimi içindeki payı da yüzde 58’e ulaşmıştır. Ülkemiz toplam su ürünleri yetiştiriciliği ile Avrupa birliği üyeleri arasında 1., dünyada ise 17. sıraya yükselmiş bulunmaktadır. Karadeniz’de ise Türk somonu yetiştiriciliği markalaşarak 2023 yılında yaklaşık 65 bin ton üretime ulaşmıştır” diye konuştu.
Samsun Siber Güvenlik Mühendisi Özdemir: “Gelen mesaja tıklayıp, sonra eyvah demeyin” Siber Güvenlik Mühendisi Sedat Özdemir, gelişen teknoloji ile birlikte artan dolandırıcılık faaliyetlerine karşı vatandaşlara önemli tavsiyelerde bulundu. Gelişen ve değişen teknoloji ile birlikte, her geçen gün internet ortamında dolandırıcılık faaliyetleri katlanarak artıyor. Siber Güvenlik Mühendisi Sedat Özdemir, vatandaşların tanımadıkları yerlerden gelen mesajlardan uzak durmaları ve bu mesajlara şüpheyle yaklaşmaları gerektiğini vurgulayarak dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi. Özdemir, bu tarz tehlikelere karşı neler yapılabileceği konusunda da birtakım tavsiyelerde bulunarak, "Güçlü şifreler oluşturmak ve düzenli olarak şifreleri değiştirmek gerek, özellikle şüpheli mesaj ve e-postalara karşı dikkatli olunmalı bu gibi temel önlemler ile riski en aza indirebiliriz" sözleri ile vatandaşları internet korsanlarına karşı uyardı. “Siber güvenlik denince ne anlamalıyız” Siber güvenlik denince ne anlamamız gerektiğini açıklayan Özdemir, "Artık sanal dünyada da bir hayatımız var, tıpkı normal yaşamımız gibi. Bu sanal ortamdaki kişisel ve kurumsal güvenliğimizi ilgilendiren tüm konulara siber güvenlik adı verilir. Kişisel bilgilerimizin korunması, veri ihlalleri, siber saldırılar ve bu tür tehditlerden korunma önlemleri siber güvenlik kapsamına girer" dedi. Özellikle tanımadığımız kişilerden gelen mesajlara dikkat etmemiz gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Siber Güvenlik Mühendisi Sedat Özdemir, "Oltalama saldırıları, yani dolandırıcılık girişimleri, en büyük tehditlerden biridir. Vatandaşlarımız, tanımadıkları kişilerden gelen mesajlara dikkat etmeli, bu mesajların içeriğine güvenmemeli ve linklere tıklamadan önce şüpheyle yaklaşmalıdır. Ayrıca, şüpheli e-postalardan gelen ekleri açmamalı ve güvenlik yazılımlarını güncel tutmalıdır" ifadelerini kullandı. Alınabilecek önlemler neler Siber saldırılara karşı alınabilecek önlemler konusunda tavsiyelerde bulunan Sedat Özdemir, "Kişisel verilerin korunması için bireylerin, verilerinin hangi ortamlarda bulunduğunu belirlemeleri gerekir. Güçlü şifreler oluşturmak ve düzenli olarak şifreleri değiştirmek, şüpheli mesaj ve e-postalara karşı dikkatli olmak gibi temel önlemler alınmalıdır. Ayrıca halka açık Wi-Fi ağlarından kaçınmak ve güvenilir olmayan sitelere kişisel bilgilerini vermemek önemlidir. Şifreleme ve VPN kullanımı, kişisel verilerin korunmasında oldukça etkilidir. VPN, internet trafiğinizi şifreleyerek çevrimiçi aktivitelerinizi gizlerken, şifreleme teknikleri de verilerinizin güvenliğini sağlar" diye konuştu. “Gelecekte ne gibi tehditler bekliyor” Gelecekte insanları bekleyen tehlikelerin neler olabileceğine değinen Özdemir, "Yapay zeka alanındaki gelişmeler, siber saldırıların da daha karmaşık ve otomatize hale gelmesine yol açacak. Özellikle kritik altyapılar, finans sektörü, sağlık ve enerji gibi alanlar daha fazla risk altında olacak. Otomasyon ve yapay zekaya dayalı saldırıların artması bekleniyor” şeklinde konuştu.
Antalya Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: "Adli tıp hizmetlerinde yapay zekânın daha etkin kullanılmasını sağlayacağız" Antalya’da yapılan Uluslararası Katılımlı 19. Adli Tıp Günleri Kongresi’ne katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ““Hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğumuz Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin açıklanmadan yaklaşık bir ay önce bu kongreyi yapmış olmamız çok anlamlı. Çünkü buradan çıkacak görüşler mutlaka Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yerini alacak ve bir hedef olarak önümüze konulacak” dedi. Adli Tıp Kurumu tarafından bu yıl ilk kez uluslararası olarak düzenlenen, “Uluslararası Katılımlı 19. Adli Tıp Günleri”, Antalya’da başladı. Antalya’nın Aksu ilçesindeki Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı (ATGV) Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisi’nde gerçekleştirilen, birçok konferansa ev sahipliği yapacak program, 29 Eylül’de sona erecek. “Buradan çıkacak görüşler mutlaka Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yerini alacak” Bakan Tunç, açılış töreninde yaptığı konuşmada Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi ve Türkiye Yüzyılı İnsan Hakları Eylem Planı’nın hazırlık çalışmalarında son aşamaya gelindiğini belirterek, “Hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğumuz Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin açıklanmadan yaklaşık bir ay önce bu kongreyi yapmış olmamız çok anlamlı. Çünkü buradan çıkacak görüşler mutlaka Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yerini alacak ve bir hedef olarak önümüze konulacak. O hedefi de yerine getirmek için kimlerin üzerine ne düşüyorsa o hedefleri yakalayabilmek için, buradan çıkacak görüşler doğrultusunda çalışmalarımızı daha verimli hale getirmenin, gayreti içerisinde olacağız. Bugün de siz kıymetli yargı mensupları ile adli tıp alanındaki birbirinden değerli uzmanlarımızı dinleyerek adalet alanındaki bu politika belgelerimizi olgunlaştıracağız” dedi. 22 yılda yapılanları anlattı Adli Tıp biliminin gerçeği arama yolculuğuna ışık tuttuğunu ifade eden Bakan Tunç, Adli Tıp alanında 22 yılda yapılanları aktardı. Tunç, “Bakanlık olarak son 22 yılda, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve adaletin makul sürede tecellisine böylesine önemli katkı sunan Adli Tıp Kurumunun yapısını güçlendirecek birçok adım attık. Özellikle bu dönemde; personelin nitelik ve niceliğinin iyileştirilmesine özen gösterdik. Bu kapsamda 2002 yılında 802 olan personel sayısını; akademisyen, adli tıp uzmanı, asistan, hekim, mühendis, biyolog ve kimyager gibi çeşitli branşlarda olmak üzere toplam 2 bin 948’e çıkardık. Teknolojik imkânların artırılmasına ve adli tıp hizmetlerinin yurt genelinde yaygınlaştırarak birimlerin fiziki şartlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalara hız verdik” diye konuştu. “Adli Tıp Kurumu 81 ilde hizmet verir hale geldi” Adli Tıp Kurumu’nun 2002 yılında; İstanbul Merkez Teşkilatı ile birlikte 6 grup başkanlığı ve 18 şube müdürlüğü ile sadece 25 ilde hizmet sunduğunu dile getiren Bakan Tunç, yapılan yatırımlarla Adli Tıp Kurumunu; 15 ilde grup başkanlığı, 81 il merkezi ve 131 adet Adli Tıp Şube Müdürlüğü ile ülkenin tamamında hizmet verir hale getirdiklerini ifade etti. Tunç, söyle devam etti: “Adlî Tıp Kurumu merkez binasını 2006 yılında hizmete açtık. Böylece Kurumun fiziki imkânlarını önemli ölçüde arttırmış olduk. Yine Trabzon, Antalya, Erzurum, Van, Diyarbakır, Hatay, İzmir, Bursa ve Denizli Grup Başkanlıkları ile Rize ve Yozgat Şube Müdürlüklerinin yeni hizmet binalarını hizmete açtık. Ankara ve Samsun Adli Tıp Grup Başkanlıklarının yeni hizmet bina inşaatları devam etmektedir. Hali hazırda Konya ve Samsun Adli Tıp Grup Başkanlıkları tahsis edilen geçici hizmet binalarında faaliyete devam etmektedir.” 2024 yılında da Adalet Bakanlığı olarak çok sayıda yatırım yaptıklarına işaret eden Bakan Tunç, “Samsun Adli Tıp Grup Başkanlığının açılışını 19 Mart 2024 tarihinde yaptık. Denizli Adli Tıp Grup Başkanlığı yeni hizmet binasının açılışını 13 Eylül 2024 tarihinde yaptık. İzmir ve Bursa Adli Tıp Grup Başkanlıkları yeni hizmet binalarının inşaatları tamamladık, açılışını önümüzdeki süreçte yapacağız. İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı Fizik ve Bilişim İhtisas Daireleri; Bursa Adli Tıp Grup Başkanlığı Biyoloji ve Trafik İhtisas Daireleri faaliyetlerine başladı. Antalya Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesini kurduk, Ekim ayında faaliyete başlayacak. Önümüzdeki dönemde de Tekirdağ, Sakarya, Kayseri, Şanlıurfa ve İstanbul Anadolu Adli Tıp Grup Başkanlıklarını faaliyete geçirmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. “Adli tıp hizmetlerinde yapay zekânın daha etkin kullanılmasını sağlayacağız” Adli Tıp Kurumunun teşkilat yapısını, daha güçlü hale getirmek için çalışmalara devam ettiklerini belirten Bakan Tunç, Adli Tıp İhtisas Kurulu sayısını 8’den 11’e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Tunç, söyle devam etti: “Adli Tıp Grup Başkanlıklarını Adli Tıp Bölge Başkanlıklarına çevirerek, Adli Tıp Şube Müdürlüklerini de Bölge Başkanlıklarına bağlayacağız. Yine idari birimlerin altında; Personel, Destek Hizmetleri, Bilgi İşlem ve İstatistik, Eğitim, Araştırma ve Geliştirme ile Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlıkları kurmayı planlıyoruz. Özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan 12. Kalkınma Planı’nda Adli Tıp’a dair çok kritik kararlar ve hedefler tek tek ortaya konmuştur. Buna göre; Adli tıp hizmetlerinin etkinliğini artıracağız. Gelişen teknolojilere bağlı olarak Adli Tıp Kurumunun kapasitesini güçlendirerek yeni bilim üniteleri ile ihtisas kurulları kuracağız. Yargı ve kolluk teşkilatları ile Adli Tıp Kurumu arasındaki iletişimi daha da güçlendireceğiz. Adli tıp hizmetlerinde yapay zekânın daha etkin kullanılmasını sağlayacağız. Yargıda ihtisaslaşmayı en güçlü noktaya taşıyacağız.” Programa, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra Adli Tıp Kurumu Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hızır Aslıyüksek, Yargıtay Birinci Başkanvekili ve Ceza Genel Kurulu Başkanı Ahmet Ömeroğlu, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Yakup Ali Kahveci, Yargıtay ve Danıştay üyeleri, bakan yardımcıları, Adli Bilimler Uzmanları ve çok sayıda yetkili katıldı.