ASAYİŞ - 13 Nisan 2025 Pazar 19:34

Mahsur kalan doğaseverler AFAD tarafından kurtarıldı

A
A
A
Mahsur kalan doğaseverler AFAD tarafından kurtarıldı

Muş’ta kar yağışı nedeniyle yolda araçlarıyla mahsur kalan 4 kişi, AFAD ekiplerince kurtarıldı.


Diyarbakır’dan Muş’a gelen ve doğa yürüyüşüne çıkan 4 kamu çalışanı aniden bastıran kar yağışı nedeniyle dönüş yolunda mahsur kalınca ekipler seferber oldu. Grup, cumartesi günü de devam eden yoğun kar yağışı nedeniyle araçlarını bırakarak yakındaki bir köye misafir oldu. Pazar günü araçlarının yanına dönmeye çalışan doğaseverler, kar yağışının etkisini sürdürmesi üzerine 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak yardım talebinde bulundu. İhbar üzerine harekete geçen İl Özel İdaresi ve AFAD ekipleri kısa sürede bölgeye ulaştı. Ekiplerce yapılan çalışmalar sonucu araç saplandığı yerden çıkarıldı.


Arkadaşları ile bölgede mahsur kalan Ebubekir Akdeniz, AFAD ekiplerine teşekkür ederek, "Soğuktan donmak üzereydik. Aracımız saplanmıştı ve durum oldukça zorlayıcıydı. AFAD ekipleri hızla yardımımıza gelerek bizi kurtardı. Muş AFAD’a ve personellerine teşekkür ediyoruz" dedi.



Mahsur kalan doğaseverler AFAD tarafından kurtarıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu: "4 yılın sonunda yıllık 20 milyar dolarlık bir gelir hedefliyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, sağlık turizmi faaliyetleri ile 3 milyar dolarlık gelir seviyesine ulaştıklarını belirterek, "Yeni adımlarla birlikte inşallah önümüzdeki dört yılın sonunda yıllık 20 milyar dolarlık bir gelir hedefliyoruz" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, 26-27 Nisan tarihlerinde sağlık alanında yenilikçi gelişmelere yön verecek ortak çalışmalar yapılmasına zemin hazırlamak ve bölgesel iş birliğini güçlendirmek amacıyla Edirne’de bir otelde gerçekleştirilecek olan Balkan Ülkeleri Sağlık İş Forumu’na katıldı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Memişoğlu, Türkiye olarak Balkan devlet ve toplumlarının tamamıyla çok yönlü, uzun soluklu ve samimi ilişkiler yürüttüklerini dile getirdi. Ayrıca Bakan Memişoğlu, siyasi ilişkilerde istikrarın korunmasına öncelik verdiklerini ve sağlık, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da ilişkileri her geçen gün geliştirdiklerini ifade etti. "4 yılın sonunda yıllık 20 milyar dolarlık bir gelir hedefliyoruz" Yurt dışından çok sayıda yabancı hastanın Türkiye’ye gelip sağlık hizmeti aldıklarına ve yurt dışında yaşayan Türklerin de sağlık sorunlarının çözümü için Türkiye’de tedavi olmayı tercih ettiklerine dikkati çeken Bakan Memişoğlu, "HealthTürkiye markasıyla yürüttüğümüz sağlık turizmi faaliyetleri ile önceki yıllarda 3 milyar dolarlık gelir seviyesine ulaştık. Elbette bu seviyeyi yeterli görmediğimizi daha önce de ifade etmiştim. Bu bakış açısıyla hızla harekete geçtik; bu alanda daha etkin olabilmek için, tüm sektörü kapsayacak ve sağlık turizminin koordinasyonunu sağlayacak şekilde Bakanlığımızın bünyesindeki Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş.’yi yeniden yapılandırıyoruz. Türkiye’de sağlık sektöründeki tüm paydaşlarımızı, kısa adı USHAŞ olan kuruluşumuz aracılığıyla uluslararası alanda tanıtıyoruz ve kamu-özel tüm sağlık tesislerimizin sundukları hizmet kalitesini en üst seviyeye çıkarıyoruz. Özellikle, sağlıklı yaşam, geriatri, termal turizmi gibi alanlarda atmakta olduğumuz yeni adımlarla birlikte inşallah önümüzdeki dört yılın sonunda yıllık 20 milyar dolarlık bir gelir hedefliyoruz" dedi. "Health Türkiye markasına güvenen kimseyi güvencesiz bırakmıyoruz" Resmi Gazete’de yayımlanan Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik ile sağlık turizmi alanında erişilebilirlik, kurumsallaşma, kalite, denetim ve muhtemel komplikasyonlar karşı en üst seviyede sorumlu bir vizyonu ön plana çıkardıklarını kaydeden Memişoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "İddialı bir yaklaşım içerisindeyiz; sağlık turizmi çerçevesinde sunulan tüm hizmetler HealthTürkiye portalı üzerinden takip edilebilecek, yurt dışından gelen hastalarımız aldıkları sağlık hizmetini bu portal üzerinden görüntüleyebilecek. Sağlık tesislerinde sağlık turizmi kapsamında ameliyathane ortamında yapılacak tüm cerrahi işlemler için komplikasyon sigortası yaptırılmasını zorunlu tutuyoruz çünkü sağlık hizmeti almak için Health Türkiye markasına güvenen kimseyi güvencesiz bırakmıyoruz." Balkan İş Sağlık Formu’na katılan Kuzey Makedonya Sağlık Bakanı Arben Taravari ise Türkiye’yi kardeş ülke olarak gördüklerini ifade ederek, diğer alanlarda olduğu gibi sağlık alanlarında da işbirliğini artırmak istediklerini vurguladı. Programa katılan Bulgaristan Sağlık Bakanı Silvi Kirilov da ortak coğrafyada yaşayan ülkeler arasında koordine ve ilişkilerin artırılmasının bölgesel ilişkiler için de çok önemli olduğunu sözlerine ekledi. Programın sonunda Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Sarayı’nın çini örneğini bir tablo olarak hediye etti. Bakan Memişoğlu ise günün anısına programa katılan Bulgaristan Sağlık Bakanı Silvi Kirilov’a ve Kuzey Makedonya Sağlık Bakanı Arben Taravari’ye ise tablo hediye etti.
Konya Bakan Uraloğlu: "Karaman Ulukışla hızlı tren hattı büyük bir dönüşümün kapısını aralayacak" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 135 kilometre uzunluğundaki Karaman Ulukışla hattını saatte 200 kilometre hıza uygun şekilde çift hatlı, elektrikli ve sinyalli olarak inşa ettiklerini belirterek, "Karaman Ulukışla hızlı tren hattı sadece bölgesel değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası ölçekte lojistik ve yolcu taşımacılığında büyük bir dönüşümün kapısını aralayacaktır" dedi. Bakan Abdulkadir Uraloğlu, Konya’nın Ereğli ilçesinde bulunan Karaman Ulukışla Hızlı Tren Şantiyesinde yapılan çalışmaları yerinde inceledi. Uraloğlu, Türkiye’nin demir yolu ulaşımını güçlendirecek ve lojistik kapasitesini artıracak stratejik bir proje olan Karaman Ulukışla hızlı tren projesinde güzergah boyunca incelemelerde bulunduklarını belirterek, demir yollarının güvenli, düşük maliyetli ve hızlı oluşuyla ulaşımın vazgeçilmez çok önemli bir parçası olduğunu söyledi. Demir yollarının ülkemizin ekonomik ve sosyal hayatının ötesinde tarihi ve stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, "Asya ile Avrupa arasında Çin’den Londra’ya kadar ulaşan Demir İpek Yolunun orta koridorunda yer alan ülkemizin uluslararası yük ve yolcu taşımacılığında stratejik önemi büyüktür" dedi. "Karaman Ulukışla arasındaki seyahat süresi 145 dakikadan 50 dakikaya düşecek" Marmara, İç Anadolu ve Akdeniz bölgeleri arasında hızlı tren bağlantısı kuran Konya Karaman hızlı tren hattının 8 Ocak 2022’de hizmete açıldığını hatırlatan Uraloğlu, "Açıldığı günden bu yana yaklaşık 4 milyon yolcuya hızlı, güvenli ve konforlu ulaşım imkanı sunduk. Şimdi bu hattın devamı olan 135 kilometre uzunluğundaki Karaman Ulukışla hattımızı saatte 200 kilometre hıza uygun şekilde çift hatlı, elektrikli ve sinyalli olarak inşa ediyoruz. Karaman Ulukışla hızlı tren hattı sadece bölgesel değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası ölçekte lojistik ve yolcu taşımacılığında büyük bir dönüşümün kapısını aralayacaktır. Projemiz kapsamında Karaman Garının devamında Sudurağı, Ayrancı, Ereğli, Çakmak ve Ulukışla istasyonları olmak üzere 5 istasyon bulunuyor. Ayrıca 2 adet tünel, 52 alt ve üst geçit, 15 köprü, 147 menfez de inşa ediyoruz. Hattımızın yük potansiyeli yıllık 33,48 milyon ton, yolcu potansiyeli ise 2,73 milyon yolcu olacak. Projemizin tamamlanmasıyla Karaman Ulukışla arasındaki seyahat süresi 145 dakikadan sadece 50 dakikaya düşecek. Böylece ülkemizin doğu batı ve kuzey güney eksenlerinde hızlı tren ağını güçlendiriyoruz. Marmara, İç Anadolu, Ege ile Akdeniz bölgeleri arasında hızlı tren bağlantısını da böylece sağlamış olacağız. Hattımızın devamında Ulukışla Yenice arasında şimdilik mevcut hatla yakın gelecekte de inşa edeceğimiz hızlı tren hattı ile başta Mersin olmak üzere Adana, Osmaniye, Gaziantep’teki üretim ve lojistik merkezlere ulaşmış olacağız. Bu merkezlerin Anadolu ile bağlantısını hızlı ve güvenli bir şekilde sağlanması Bu hattın bölgesel ve ulusal ekonomiye katkısını daha da artıracak. Ayrıca hattımızın tamamlanmasıyla Mersin’den hareket eden bir hızlı tren Karaman, Konya ve Ankara üzerinden İstanbul’a ya da Afyonkarahisar üzerinden bittiğinde İzmir’e inşallah ulaşmış olacak" ifadelerini kullandı. "Altyapı ve üstyapı işlerimizde yaklaşık yüzde 92 fiziki ilerleme sağlayarak önemli bir mesafe aldık" Projenin ülkenin kalkınma yolu koridorundaki rolünü daha da güçlendireceğini ve uluslararası ticarette rekabet gücünü artıracağını söyleyen Bakan Abdülkadir Uraloğlu, "Bilindiği üzere 22 Nisan 2024’te Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Irak, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ulaştırma bakanlarıyla Kalkınma Yolu Projesi mutabakat zaptını imzalayarak bu vizyoner projede tarihi bir ana şahitlik etmiştik. Irak’ta inşa edilmekte olan Faw Limanı’nın bin 200 kilometrelik demir yolu ve otoyol ile Türkiye sınırına ve oralardan ülkemizi kat ederek Avrupa’ya bağlayacak olan bu proje bölgesel ve küresel ticarette yepyeni bir sayfa açacaktır. Şu anda Karaman Ulukışla projemiz ile birlikte Halkalı-Kapıkule, Ankara-İzmir, Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli, Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep ve Yerköy-Kayseri hızlı tren hatları gibi çok önemli demir yolları projelerinin yapımına da devam ediyoruz. Aynı zamanda Kalkınma Yolu Projesi kapsamındaki yeni demiryolu hattı için tasarım aşaması büyük ölçüde bitti. Gaziantep-Şanlıurfa-Mardin-Nusaybin-Ovaköy kesimlerinin projelerini tamamladık. Şimdi inşa sürecine yönelik planlamaları titizlikle şekillendiriyoruz. Karaman Ulukışla projemizde son duruma bakacak olursak altyapı ve üstyapı işlerimizde yaklaşık yüzde 92 fiziki ilerleme sağlayarak önemli bir mesafe aldık. Bu çalışmaları bu yılın sonunda tamamlamayı hedefliyoruz. Elektrifikasyon işlerinde yüzde 5 fiziki ilerleme gerçekleştirdik. Sinyalizasyon işlerinin de bir kısmını planladık, ihalesini de hemen önümüzdeki süreçte yapacağız ve çalışmalara başlamış olacağız. Elektrifikasyon ve sinyalizasyon çalışmalarının da tamamlanmasıyla, projemizi 2026 sonu ya da 2027’nin ilk aylarında işletmeye açmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Eskişehir Eskişehir Türk Ocağı’nda ‘Bir Zamanlar Dobruca’ konulu konferans ilgi gördü Eskişehir Türk Ocağı’nda Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu, ‘Bir Zamanlar Dobruca’ başlıklı konuşmasıyla program konuğu oldu ve konferans verdi. Konferans ilgi gördü. Dr. Öğretim Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu özetle yaptığı konuşmasında, ‘’Yüzyıllardır Kırım’dakinden çok daha fazla Kırım Tatarı aslında diaspora dediğimiz Kırım dışındaki topraklarda yaşamaktadır. Buna rağmen akademik çalışmalar Kırım’da veya Kırım’dan sürgün edilmiş Kırım Tatarlarına odaklanmaktadır ve Türkiye’deki, Romanya’daki, Bulgaristan’daki, Amerika’daki ve bugün artık başka yerlere yayılmış Kırım Tatarları’nın ne tarihi ne de günümüzdeki meseleleri ilginç veya incelenmeye değer kabul edilmemektedir. Dobruca’daki Tatarlar üzerine en önemli yayın halen Müstecip Ülküsal’ın Dobruca ve Türkler ile Metin Ömer’in İki Dünya Savaşı Arasında Romanya’daki Türk Tatar Toplumu ve Türkiye’ye Göçler adlı kitaplarıdır. Kırım Tatarları’nın hayatı Kırım’dan ayrıldıktan sonra donmamış ya da değerini yitirmemiştir. Kırım tatarları; yeni topraklara, yeni kültürlere adapte olmuşlar, yeni hikâyeler oluşturmuşlardır. Dahası kendi şartlarına cevap veren yeni siyasi hareketler oluşturmuşlar ve bu hareketler Kırım’daki bağımsızlık hareketini çeşitli yönlerden desteklemiş, yok olduğu zaman onu tekrar diriltmiştir. Diasporadaki hareket bir nevi Rus sömürgeciliğine karşı direniştir ve burada Kırım Tatar Milli Hareket Teşkilatı’nın da sürgün şartlarında, vatandan uzakta ortaya çıktığını hatırlamamız lazım. Diasporayı Kırım Tatarları’nın en büyük gücü ve kaynağı olarak gördüğüm için bu konu araştırma alanı olarak beni çok heyecanlandırdı ve hala da heyecanlandırmaya devam ediyor. Ben Kırım’dan ziyade Dobruca’yı dinleyerek büyüdüm, çünkü anneannem 17 yaşına kadar Dobruca’da Kobadin yakınlarına Çalmarcı köyünde büyümüş ve II. Dünya savaşı sırasında ailecek Türkiye’ye göç etmişti. Doktora tezimi hazırlarken Dobruca’ya iki kez saha çalışması için gitmiştim ve bu süreçte oradaki akrabalarımı bulmuş, onlarla yakından tanış olmuş ve hatta soy ağacımı oluşturabilmiştim. Burada hiç tanımadıkları beni, uzun süre evlerinde misafir eden akrabalarıma tekrar gönülden teşekkür ederim. Bu tür faaliyetlerle ve her Romanya’da gidişimizde geride bıraktığımız halkımıza büyük bir destek verdiğimizi, onların bir azınlık olarak kaldıklarından, bizim terk ettiğimiz kaleyi tuttuklarından, bu desteğe ihtiyaçlarının olduğunu unutmamak gerek’’ dedi. Büyük bir ilgili topluluğun takip ettiği toplantının sonunda sorulan çok sayıdaki soru ve cevaplardan sonra Eskişehir Türk Ocağı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Topal’ın Dr. Öğretim Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu’na şükran beratı takdimi ile program sona erdi.
Diyarbakır Binlerce kişi Diyarbakırlı hayırsever iş adamının mevlidinde bir araya geldi Diyarbakırlı hayırsever iş adamı Hacı Hasan İdikurt, binlerce seveninin katıldığı Mevlid-i Şerif programıyla anıldı. 18 Mart’ta 73 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden iş adamı ve hayırsever Hacı Hasan İdikurt için bir otelde düzenlenen Mevlid-i Şerif programına, Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım, eski bürokratlar, milletvekilleri, iş adamları ve çok sayıda seveni katıldı. Programda, Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından yemek ikramında bulunuldu. Biroğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve DİSİDER Başkan Yardımcısı Mahmut Biroğlu, kendileri için hüzünlü bir gün olduğunu belirterek, rahmetli Hacı Hasan İdikurt’un Mevlid-i Şerifine tüm Diyarbakırlı hemşehrileri ve iş adamlarının iştirak ettiğini söyledi. Biroğlu, "Rahmetli Hacı Hasan ağabey, bizim için önemli bir şahsiyetti. İş dünyasında ve Diyarbakır’da büyük hizmetleri oldu. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Sevenleri ve ailesine başsağlığı diliyorum" dedi. Meşhur Kadayıfçı Sıtkı Usta işletmecilerinden Ömer Altunbay, "Hacı amcanın, babamdan farkı yok. Benim için hep öyleydi. Türkiye, büyük bir değerini kaybetti. Bir insan bu kadar hayır yapamaz. Bu adam, bunlara nasıl yetişiyordu, nasıl yapıyordu. Aklımız ermiyordu" diye konuştu. Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneği (DİSİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Akbaş ise, kendileri için çok kıymetli biri olduğunu kaydederek, "Hem hayırseverliğiyle hem de proje üretimi noktasında çok önemli bir iş adamıydı. Onun kaybı, bizi de çok derinden üzdü. Bugün de dostları olarak mevlidinde onun ruhunu şad ettik. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum" şeklinde konuştu. Kanaat önderi Cihan Ensarioğlu, kısa süre önce Rahmet-i Rahman’a kavuşan Hacı Hasan İdikurt Beyefendinin kentte, bölgede ve tüm Türkiye’de olmak üzere birçok yatırıma ev sahipliği yapan, birçok insana iş imkanı sunan Diyarbakır’ın en önemli iş adamlarından biri olduğunu dile getirdi. Kendisine Allah’tan rahmet dileyen Ensarioğlu, "Onun açtığı yolda, göstermiş olduğu ülküde çocukları, hayırlı evlatlarını bu günde görüyoruz. Herkesi de babalarının mevlidine davet ettiler. Babalarının yolundan gideceklerinden de hiç şüphemiz yoktur" ifadelerini kullandı. İş adamı Aziz Özkılıç da, Diyarbakır’ın yetiştirdiği değerli bir adamı olduğunu ifade ederek, "Hayırsever bir iş adamımızdı. Böyle insanlara memleketimizin ihtiyacı vardı. Böyle insanların mevlidinde bir araya geldik. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun" dedi. Kalenderler ailesi adına iş adamı Süleyman Kalender ise, "Hacı Hasan İdikurt ağabeyin vefatı sadece bizlerin değil, tüm Diyarbakır için hatta Türkiye için bir kayıptır. Onun yardımseverliği, alicenap yapısı ve halim, sakin bir yapıya sahip karakteri şahsına münhasırdır. Mekanı cennet olsun. Onun hatırasını geride bıraktığı evlatlarının daha güzel noktalara taşımaları dileğiyle. Allah rahmet eylesin" şeklinde konuştu. Program, davetlilere hediyeler verilerek uğurlanmasıyla sona erdi.