SAĞLIK - 28 Eylül 2024 Cumartesi 09:10

Muğla EAH’ta Rus turistin riskli ameliyatı başarı ile gerçekleşti

A
A
A
Muğla EAH’ta Rus turistin riskli ameliyatı başarı ile gerçekleşti

Marmaris’e tatile gelen Rus uyruklu Iulııa Romanenko Plekhanov, tatilinin ikinci gününde düşmesi sonrası sakrum denilen omurga kemiğini kırdıktan sonra yürüyemedi. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilen Rus turiste, Türkiye’de çok nadir yapılan ’sakroiliak vidalama’ tekniği ile riskli bir ameliyat gerçekleştirildi.


Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği’nde sakrum kırığına sakroiliak vidalama tekniği ile ilk defa müdahalede bulunuldu. Yüksekten düşme nedeniyle lumbosakral ve sakral vertebra kırıkları olan, bu nedenle şiddetli ağrı, yürüyememe ve idrar yapamama sorunu yaşayan Rus turistin, Op. Dr. Ozan Aydoğdu tarafından Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği hekimlerinin destek ve katkıları ile başarılı bir şekilde sakroiliyak vidalama ameliyatı gerçekleştirildi. Op. Dr. Aydoğdu, riskli bir ameliyat sonrası hastanın ameliyattan 24 saat sonra sorunsuz bir şekilde yürütüldüğünü ifade etti.


Rus turiste geçmiş olsun ziyaretinde bulanan Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Turhan Togan, ameliyatı gerçekleştiren Op. Dr. Ozan Aydoğdu ve beyin ve sinir cerrahisi ekibinden hasta hakkında bilgi aldı. Bu süreçte emeği geçen, hastanın sürecini yakından takip eden Uluslararası Hasta Birimi görevlisi Türkan Mutlu ve tüm sağlık ekibine teşekkür etti.



“Benim için zorlu bir operasyon gerçekleştirdiler”


Türkiye’ye ilk defa tatile gelen Rus vatandaşı Iulııa Romanenko Plekhanov, Türk hekimlerin kendisi için zorlu bir operasyon gerçekleştirdiğini belirterek, “Bu, Marmaris’e ilk gelişim. İkinci günümde merdivenlerden inerken düştüm ve sırtımı kırdım. Yaklaşık dört gün boyunca otelde yattım ve ancak bu süreden sonra buraya gelebildim. Dr. Ozan ve ekibi bana yardımcı oldular. Ayağa kalkamadığım için yürüyemiyordum, hiçbir şey yapamıyordum, sadece yatakta uzanıyordum. Onlar benim için çok zorlu bir operasyon gerçekleştirdiler, bunu biliyorum ve profesyonellikleri ve nazik yaklaşımları için onlara teşekkür ediyorum” dedi.



“Riskli ve zor bir teknik”


Hastanın ameliyatının zor ve riskli bir teknik olduğunu belirten Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği hekimi Op. Dr. Ozan Aydoğdu, bu tür ameliyatların Muğla’da yapılıyor olmasının sağlık turizmi açısından da önemli olduğunu belirtti. Aydoğdu, “Hastamız Marmaris’te tatilin ikinci gününde düşüp belini ve sakrum denilen omurga kemiğini kırdıktan sonra hastanemize sevkli olarak geldi. Sakrumdaki kırığı nedeniyle ve belindeki kırığı nedeniyle hasta yürüyememekteydi. Çok şiddetli ağrıları olmaktaydı. Hastamızı ameliyat ettik ve başarıyla ameliyattan 24 saat sonra yürüttük. Bu ameliyatta özellikle farklı olan sakroiliyak vidalama tekniğiyle bu ameliyatın yapılması. Daha önce kliniğimizde dejenatif omurga deformitelerinde bu tarz sakroiliyak vidalama tekniğini uygulamaya başlatmıştık. Fakat ilk defa bir sakrum kırığında bu tekniği uygulamış bulunduk. Özellikle bu teknik birçok klinikte çok yüksek riskli ve zor olarak yapılan bir teknik. Bildiğiniz gibi ilimiz birçok turisti ağırlamaktadır. Milyonlarca turist sene içerisinde ziyaret etmektedir ilimizi. Bu tarz vakalarda hastaların yerinde tedavisi çok önemli. Hele hele ki böyle yüksek riskli ameliyatların hastanemizde yapılabiliyor olması hastaların hem yeniden toparlanma süreci açısından hem de sağlık turizmi açısından çok daha fayda görmesini sağlıyor. Bu açıdan da önemli bir ameliyat olarak düşünmekteyiz. Fakat ilk defa bir sakrum kırığında hastanın tabi mevcut durumu da buna ihtiyaç duyması sebebiyle uygulamış olduk. Bu açıdan hastanemizde bir ilk. Türkiye genelinde de bu tarz ameliyatlar çok zorlu şartlarda riskli ameliyatlar olduğu için bu hastanemizde yapılıyor olabilmesi de Muğla için büyük avantaj. Hem sağlık turizmi açısından hem de Muğla’daki vatandaşlarımız açısından büyük avantaj” dedi.



Muğla EAH’ta Rus turistin riskli ameliyatı başarı ile gerçekleşti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Rize-Antalya arasında uçak seferi konulacak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Rize-Artvin Havalimanında yüzde 89 oranında doluluk oranına ulaşıldığını belirterek “Rize’den her hafta 72 sefer var. Havayolu şirketlerine yüzde 90 doluluğa ulaştığınızda o bölgeye ilave hat planlayın diyoruz. Rize de tam bu eşikte” dedi. Havalimanının açıldığı tarihten bu yana 15 bin 954 uçak trafiğine ve 2 milyon 400 bine yakın yolcuya hizmet verdiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Rize-Antalya seferleri gündemimizde. Ekim ayı başında havayolu şirketleriyle bir araya geleceğiz. Bu talepleri karşılamaya çalışacağız” diye konuştu. ÇAY TV’de katıldığı televizyon programında konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Rize’deki ulaştırma ve altyapı projelerini değerlendirdi. Rize Artvin Havalimanı hakkında soruları yanıtlayan Bakan Uraloğlu, Türkiye genelinde 600 civarında uçak bulunduğunu kaydederek 58 havalimanından dünyada 347 noktaya sefer düzenlediklerini ifade etti. Uraloğlu, “Havalimanlarına düzenlenecek seferlerde birkaç kriter var. Bir tanesi arz talep meselesi; bizden izin isterler biz de o izni veririz. Türkiye’de Cumhurbaşkanımızın talimatıyla vatandaşlarımız daha çok uçsun diye biz yurt içi uçuşlarında tavan fiyat uygulaması yaptık. Şu anda bir uçağın yüzde 80’inine kadar olanına kadarı 2 bin 500 liradan yükseğe satamaz hiçbir operatör. Yüzde 20’sini de 4 bin liraya kadar satabilir. Businesslar buna dahil değildir" ifadelerini kullandı. “Rize ve Trabzon havalimanları birbirinin yedeği değildir" Uçuş seferlerini haftalık olarak değerlendirdiklerini kaydeden Bakan Uraloğlu, “Rize’den her hafta 72 sefer var. Doluluk oranlarına baktığımızda yüzde 86 ile yüzde 89 arasında. Bu iyi bir oran. Biz yüzde 90 doluluğa ulaştığınızda o bölgeye ilave hat planlayın diyoruz. Rize de tam bu eşikte” dedi. Ordu-Giresun, Trabzon, Samsun ve Rize-Artvin Havalimanlarının birbirine zararı değil, katkısı olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Rize’de birçok sefer iptalinin olduğu ve Trabzon’a yönlendirildiği ile ilgili gündem oldu. Özellikle zamanında kalkışlar noktasında Rize’nin Trabzon’dan daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Rötarlar ve iptaller konusunda belirleyici olan esasında hava şartları. Rize ve Trabzon çok benzer şartları taşıyor. Birinde iptal edildiyse diğerinde devam eden azdır. Oradaki yedek havalimanı Erzurum’dur. Rize ve Trabzon havalimanları birbirinin yedeği değildir” şeklinde konuştu. Rize-Antalya Seferleri gündemde Rize-Antalya seferlerinin de gündemde olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, Ekim ayı başında havayolu operatörleriyle toplantı yapacaklarını belirterek, “Rize- Antalya uçuşları gündemimizde. Kış ve bahar planlarını için operatörlerle toplantı yapacağız. Bu talepleri karşılamaya çalışacağız.” dedi. Bakan Uraloğlu ayrıca İstanbul’a ek seferlerin konulması için çalışmaların başlatıldığını belirterek şu şekilde konuştu: “Havayolu şirketlerine doğrudan müdahalemiz olmamakla birlikte bu sektörün yöneticisi biziz. Bizim resmi olarak tavan fiyat uygulama yapılmasına yönelik hukuki bir yetkimiz yok. Operatörleri çağırıyoruz. Maliyetlerini alıyoruz. Cumhurbaşkanımıza da arz ederek tavan fiyat koyuyoruz. Burada bir otorite ortaya koyduk ve koymaya da devam edeceğiz. Önümüzdeki ayın başında havayolu şirketleri ile toplantı yapacağız. Kesinlikle kendi inisiyatiflerine bırakmayacağız. Biz fiyatları baskılayarak buraya getirdik.” Uraloğlu, Türk Hava Yolları’nın 2033 yılına gelindiğinde hali hazırda 460 olan uçak sayısının 813 olacağını kaydederek “O zaman çok daha rahat etmiş olacağız. Peyderpey bu artış gerçekleşecek. Bakın AJet ve Türk Hava Yolları kiralık uçak bulamıyorlar. Hatırlarsınız belki Ajet olayından aksamalar oldu diye çok eleştiri aldık. Dedik ki yurtdışı seferlerinden keseceksiniz. Sonrasında da Türk Hava Yollarından uçak takviyesi yaptılar ve şu anda Ajet düzene girdi.” ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, “Rize-Artvin Havalimanında açıldığı tarihten bugüne 15 bin 954 uçak trafiği gerçekleşti, 2 milyon 400 bine yakın yolcu seyahat etti. Yıllık olarak orada 1 milyon üzerinde bir yolcu hareketi var. 2 yıllık bir havalimanı için bu rakamlar çok iyi” dedi. "Rize Lojistik Limanı’nı 2026 yılında bitirmeyi planlıyoruz" Rize’ye son 22 yılda 133 milyar lira yatırım yaptıklarını kaydeden Bakan Uraloğlu, Rize İyidere Lojistik Merkezi hakkında, “Biz 2071’e bakan bir ufukla bakıyor ve ona göre planlamalar yapıyoruz. Biz burayı 2026 yılında bitirmeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda üstyapı çalışmaları hakkında da kafa yormaya başladık” dedi. Samsun’dan Sarp’a Hızlı Tren çalışmalarını başlattıklarını da kaydeden Uraloğlu, “Muhtemelen önümüzdeki ay Ankara-Çorum arasının ihalesini yapacağız. Biz bunu hayata geçirdiğimiz zaman Doğu Karadeniz’deki 5 milyonun üzerindeki nüfusa hem yolculuk anlamında hem yük anlamında hitap edeceğiz” diye konuştu. "İkizdere-Ovit Tüneli arasındaki 19 kilometrelik kesimin ihalesi bu sene içerisinde yapılacak İkizdere ile Ovit Tüneli arasındaki 19 kilometrelik kesimin ihalesini bu sene içerisinde yapmayı hedeflediklerini belirten Bakan Uraloğlu, “Kırık Tüneli de Türkiye’deki kara yolu tünellerinin en zoru. Bir günde 20 santimetre ilerlediğimiz yerler var. Burası 35 kilometrelik Gölyurt Dağı’nı kısaltıyor. Muhtemelen 2026 yılını bulacak. Devamında da 3 kilometreye yaklaşan Dallıkavak Tüneli var. Burayı da inşallah önümüzdeki sene hizmete açıyoruz.” şeklinde konuştu. "Salarha Tüneli’nden açıldığı günden bu yana 7 Milyon 610 bin araç geçti" Salarha Tüneli’nin açıldığı günden bu yana 7 milyon 610 bin araç geçtiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Yolu da yaklaşık 11 kilometre kısaltmıştır. Zamandan ve akaryakıttan ortalama 433 milyon lira, karbon emisyonundan da 7 bin 604 tasarruf sağlamışız.” dedi. Bakan Uraloğlu devam eden diğer çalışmalar hakkında da bilgi vererek, “Pazaryolu Caddesi bin 100 metre. Orada yerleşim var, altta bir dere var, mevcut yol var ve orayı dik kesen bir cadde var. Orada finale doğru gidiyoruz” açıklamasında bulundu. Rize Şehir Hastanesi’nin dolgusunun Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Karadeniz de yaşanan fırtınalar sonucunda iklim değişikliği konusunda ciddi tespitlerimiz oldu. Aylar süren deneyler sonucunda oraya ne yapmamız gerektiğine karar verdik. Biraz daha tahkimatı denize doğru ilerleteceğiz ve hastanenin etkileneceği yeri tamamen koruma altına almış olacağız. Bunu Sağlık Bakanımızla görüştük. Kararını verdik ve onunla ilgili çalışmayı başlatacağız. Hastane inşaatına engel olmayacak, hastane inşaatı zaten devam ediyor" dedi.
İstanbul Gaziosmanpaşa’da komşunun 5 yaşındaki kızını taciz ettiği iddiası Gaziosmanpaşa’da komşusunun 5 yaşındaki çocuğunu oyun oynadığı sırada taciz ettiği iddia edilen ve 30 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıkan sanığın tutuklama talebi reddedildi. Gaziosmanpaşa’da 14 Ocak 2024’de iddiaya göre Durdane Y., 5 yaşındaki kızı H.N.Y. ve 7 yaşındaki oğlu İ.M.Y.’yi oynasınlar diye komşusu Arzu K.’ya bıraktı. Çocuklarla ilgilenen Arzu K., bir süre sonra market alışverişi için kendi çocuğu ile birlikte 3 çocuğu da evde bırakıp dışarı çıktı. Çocuklarla birlikte evde bulunan Ali D. (70), iddiaya göre 5 yaşındaki H.N.Y.’nin yanına gelerek pantolonunu aşağı indirdi ve eliyle taciz etmeye başladı. Mağdurun ağlayarak evden çıkması ve daha sonra olayı ailesine anlatması üzerine mağdurun ailesi, Ali D.’den şikayetçi oldu. 30 yıla kadar hapis cezası talep edildi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. İddianamede, Ali D.’nin ‘çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından toplamda 13 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Sanık hakim karşısına çıktı Olaya ilişkin Ali D., İstanbul 37.Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. İlk duruşmaya tutuksuz sanık Ali D. ve avukatı Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Mağdur H.N.Y. Adli Görüşme Odası’ndan (AGO) mahkemeye katılırken, müşteki aile ise avukatı Mehmet Emin Yolcu ile beraber salonda hazır bulundu. İlk celsede mütalaa açıklandı Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, müşteki anne Durdane Y.’nin olay günü çocukları H.N.Y. ile İ.M.Y.’yi arkadaşı olan Arzu K.’nın evine geçici olarak bıraktığını, Arzu K.’nın markete gitmesinden sonra babası olan sanık Ali D.’nin mağdur H.N.Y.’nin pantolonunun içine elini sokarak ön özel bölgesine dokunduğunu ve elini sürttüğünü aktardı. Savcılık Ali D.’nin tutuklanmasını talep etti Açıklanan mütalaada, sanığa iftira atılmasını gerektiren bir husumet ya da neden bulunmadığı, sanığın savunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu kaydedildi. Mütalaada, sanık Ali D.’nin ‘çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından toplamda 13 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması ve sanığın tutuklanmasına karar verilmesi talep edildi. Tutuklama talebi reddedildi Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Ali D. hakkında uygulanan haftada bir gün ‘imza atmak’ şeklindeki adli kontrol tedbirinin devamına ve bu aşamada tutuklama talebinin reddine karar verdi. Heyet, sanığın kızı Arzu K.’nın bir sonraki celse tanık olarak dinlenilmesine de hükmederek duruşmayı erteledi. ‘’Tutukluluk kararı istiyoruz’’ Duruşmanın ardından adliye meydanında açıklama yapan anne Durdane Y., çocuklarını bıraktıktan sonra eve döndüğünde kızının tacize uğradığını anlattığını belirterek, "Komşumu çağırarak durumu söylediğimde ‘iftira atıyorlar, konuyu kapat’ diye, bana bu şekilde söyledi. Ben kızımı dinleyerek polise gittim, polisi çağırdık ve bu şeklide gittik ifademizi verdik. Adalet istiyoruz. Biz adaleti sağlayacağız inşallah. Tutukluluk kararı istiyoruz" dedi. "İtirazlarımızı sunacağız" Ailenin avukatı Mehmet Emin Yolcu ise açıklamasında, "Sanığın tutuklanmasına ilişkin taleplerimiz doğrultusunda savcılıkta mütalaasında sanığın cezalandırılmasını ve tutuklanmasını talep etti. Maalesef mahkeme heyeti bu tutuklanma talebini kabul etmedi. Bu karara karşı iki hafta içerisinde bir üst mahkemeye itirazlarımızı sunacağız" ifadelerini kullandı.