SPOR - 10 Mayıs 2023 Çarşamba 10:53

Marmaris yağlı güreşlerinin baş pehlivanı Ali Gürbüz oldu

A
A
A
Marmaris yağlı güreşlerinin baş pehlivanı Ali Gürbüz oldu

660 yıllık geçmişe sahip ata sporu yağlı güreşlerin pehlivanları Muğla’nın Marmaris ilçesinde dün ilk defa kurulan er meydanında karşılaştı.

660 yıllık geçmişe sahip ata sporu yağlı güreşlerin pehlivanları Muğla’nın Marmaris ilçesinde dün ilk defa kurulan er meydanında karşılaştı. Meydanın Baş pehlivanı rakibi Ali Yanatma’yı yenen Ali Gürbüz oldu.



Marmaris Belediye Başkanlığı himayesinde Marmaris Belediyesi Gençlik Spor işbirliği ile düzenlenen Marmaris Yağlı Güreşleri dün saat 12.00 de İçmeler Gölenye stadında, miniklerin güreşi ile başladı. Saat 15.00 ‘de baş pehlivanlar, Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, Marmaris Belediyesi Gençlik Spor Kulüp Başkanı Hasan Yaylalı, Milletvekili Mürsel Alban ile dev Türk Bayrağını taşıyarak davul ve zurna eşliğinde seyircileri selamladı.


Marmaris Yağlı Güreşlerinde er meydanının ünlü isimleri Ali Gürbüz, Orhan Okulu, Mehmet Yeşil Yeşil ve Fatih Atlı başta olmak üzere 30 başpehlivan ve 300 güreşçi katılarak önce rakiplerinin belirlendiği kuraların çekimlerinin ardından yaş grupları ve kategorilerde güreş tuttu.


,


‘’Ata sporumuz tarihimiz güreş sporunu Marmaris’e getirmekten onurluyuz’


Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay düzenledikleri yağlı güreşler ile ilgili ‘’Malum Ata sporumuz ve bölgemizde de yani Marmaris ve civarında da oldukça ilgi gören bir spor. Uzun yıllardır Marmaris’te bu etkinlik düzenlenmiyordu, bildiğiniz üzere özellikle son 3 yıl Marmaris çok olumsuzluklara maruz kaldı. Biz göreve geldiğimiz ilk günden itibaren yapmayı hedeflediğimiz organizasyonlardan bir tanesiydi ancak malum yaşadıklarımız pandemi başta yangınlar seller doğal afetler derken ancak bu bahar olabildi. Bugün de çok güzel bir şekilde güreşlerimiz devam etti. Burada hedefimiz Ata sporumuzu tarihimizi geçmişimizi unutmadan ve ülkemizin dünyaya açılan pencerelerden biri olan Marmaris’ten dünyaya da daha iyi duyurabilmek. Fatih Atlı, Mehmet Yeşilyeşil, Orhan Okulu, Ali Gürbüz gibi Kırkpınar’da altın kemer almış 30’dan fazla başpehlivanımız bugün burada güreşi gerçekleştiriyorlar ‘’ şeklinde konuştu.



‘Marmaris’te gerçekleşecek tüm pozitif etkinliklerin içindeyiz ve destekçisiyiz’’


Başkan Oktay Marmaris’te bu tür etkinliklerin devam edeceğini belirterek ‘’ Muhakkak yani güreşle birlikte farklı branşlarda da bununla beraber sanat yönünde de bilim yönünde de yani bizim gücümüzün imkanımızın yettiği her alanda Marmaris Belediyesi olarak pozitif yaklaşıyoruz. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde çocuklarımıza bir bilim şenliği düzenledik. 11 binden fazla çocuğumuz kayıt yaptırıp çok güzel bir zaman geçirdi. Yine önümüzdeki ay geçen sene gerçekleştirdiğimiz kültür sanat festivali de Haziran ayı itibarıyla yapılacak . Yani spor, Sanat ,bilimin olduğu her yer de Marmaris Belediyesi de yer alıyor ‘’ dedi.



Güreşlere Fethiye’den katılan 12 yaşındaki güreşçi Şerif Ali Efe Yörük ‘’ 2 yıldır güreşiyorum, hedefim Kırkpınar’a çıkıp altın kemeri alarak başpehlivan olmak ‘’ dedi.



‘Ata sporumuzun geleceği emin ellerde’’


Kırkpınar güreşlerinde altın kemer sahibi olan Başpehlivanlardan Fatih Atlı ‘’Ata sporumuzun ana merkezlerinden olan Marmaris’te güreşmek oldukça onur verici. Yağlı güreş bizim ata sporumuz. Bizim her gencimiz güreşçi, her gencimiz pehlivan. Bizler bu sporun şimdiki temsilcileriyiz fakat bizden sonra gelecek nesil inşallah bayrağı en iyi şekilde taşıyacaktır. Onlara azimli ve çalışkan olmalarını ve bu spora sımsıkı sarılmalarını rica ediyorum. Ata sporu emin ellerde yeni gençlerimizi de görüyoruz İnşallah 660 yıllık gelenek ebediyen devam eder ‘’ diyerek organizasyonda emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.



Saat 12.002de de başlayan yağlı güreş müsabakaları, saat 21.00’ e kadar devam etti. En son Ali Gürbüz’ün rakibi Ali Yanatma’yı yenmesi ile müsabakanın kazananı belli oldu.



Marmaris 1. Yağlı Güreşlerinin Başpehlivanı Ali Gürbüz ‘’ Her zaman söylediğimiz gibi çok aziz bir seyircimiz var, dünyanın hiç spor organizasyonunda 12 saat 13 saat oturup bir yere ayrılmadan izlenen bir spor dalı yoktur. Destekleyen izleyen herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum ‘’ dedi.



Marmaris güreşi Başpehlivanı Ali Gürbüz’e altın madalya ile altın kemerini Belediye Başkanı Mehmet Oktay takdim etti. Marmaris güreşlerinde Ali Yanatma ikinci, İsmail Arkal ve Furkan Durmuş Altın üçüncü oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Villaya silahlı saldırı İstanbul’da bir iş adamının villasına silahlı saldırı gerçekleştirildi, zanlılardan birinin hem ateş edip hem o anları telefonla görüntülemesi güvenlik kamerasına yansıdı. İş adamının avukatı Adem Ay, "Önce tel örgüleri demir makasla kesiyor sonra evi tespit edip önündeki araçlara zarar veriyorlar. Müvekkil, ailesi, misafirleri zarar görme ihtimaliyle karşı karşıya kaldı. Bir şahıs hedef gözetmeksizin hem eve hem araçlara gelebilecek şekilde bir elinde telefon bir elinde silah eylemi gerçekleştiriyor. Çektiği video kaydını kimlere gönderdiği noktasında sorgulanması gerektiği kanaatindeyiz" dedi. İstanbul’un Sarıyer ilçesinde yaşayan bir iş adamının villasına 7 Aralık tarihinde sabah saatlerinde iddiaya göre ailesinin, çalışanlarının ve misafirlerinin bulunduğu sırada henüz bilinmeyen bir nedenle silahlı saldırı düzenlendi. Villanın çevresindeki demir tellerin kesilerek alana girildiği belirtilirken 2 zanlının çevreye ateş açtığı anlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde zanlılardan birinin hem ateş edip hem de yaşananları telefonla çektiği görüldü. Saldırı sonrası Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlatırken iş adamının Avukatı Adem Ay, saldırının öncesi ve sonrasına ilişkin konuştu. "Büyük bir zarar görme tehlikesi altında kaldı" Olaya ilişkin konuşan Avukat Adem Ay, "Öncesinde müvekkil İzmir’de alışveriş yapmak üzere şehir merkezine ulaştı. Alışverişini gerçekleştirirken ne yazık ki aracına bir saldırı yapıldı. Bu saldırıda plaka zarar görmesi ve aracın belli başlı yerlerinde ezikler mevcut. İstanbul ilindeki Sarıyer ilçesine bağlı olan bir semtte oturmakta. Buradaki saldırı çerçevesinde malına zarar veriliyor. Kendisinin evde bulunması, çocuğu ve ailesiyle evde ikamet etmesi sebebiyle büyük bir zarar görme tehlikesi altında kaldığını açıkça belirtmek isteriz. Biri misafir aracı olmak üzere toplamda 2 araç zarar görüyor ve bir kurşunlama olayı olarak gerçekleşiyor" şeklinde konuştu. "Bir elinde telefon bir elinde silah olmak üzere eylemi gerçekleştiriyor" Sözlerini sürdüren Avukat Ay, "Güvenlikli bir site olmasına rağmen sitenin içerisine giren şahıslar önce tel örgüleri demir makasla kesiyor. Kestikten sonra içeri kolay bir şekilde girip, evi tespit edip önündeki araçlara zarar veriyorlar. Müvekkil, orada bulunan ailesi ya da yurt dışından gelen misafirleri de zarar görme ihtimaliyle karşı karşıya kaldı. Sarıyer Emniyet Müdürlüğü’müze de teşekkür etmek isteriz çünkü desteklerinin yanımızda olduğunu her zaman hissettik. Olay, İzmir’deki olaydan hemen hemen 1 ay sonra gerçekleşti. Hem devletimize hem emniyet güçlerimize sonsuz bir inancımız var. Kişiler, edindiğimiz bilgiye göre şu anlık yakalanmadı. Ne yazık ki 2 şahıs birlikte hareket ederek 1 şahıs yukarı doğru çıkıyor, yan komşunun bahçesinden, yukarıdan araçları hedef alıyor. Diğer şahıs ise hedef gözetmeksizin hem eve hem araçlara gelebilecek şekilde bir elinde telefon bir elinde silah olmak üzere eylemi gerçekleştiriyor. O çektiği video kaydını kimlere gönderdiği noktasında sorgulanması gerektiği kanaatindeyiz" dedi.
Bitlis Van Gölü yüzeyinde ilginç görüntü şaşırttı Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü yüzeyinde oluşan köpüklenme ilginç görüntüler oluşturdu. Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Adabağ köyünün Van Gölü açıklarında görünen köpüklenme böyle görüntülendi. Alkali karaktere sahip olduğu için köpüklenmeye yatkın olan Van Gölü yüzeyinde oluşan kilometrelerce uzunluğundaki beyaz köpüklenme akademisyen ve fotoğraf sanatçısı Veysel Akşahin tarafından görüntülendi. Van Yüzüncü Yıl Üniversite (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip sularının kıyıya yakın yerlerde yer değiştirdiğini belirtti. Gölün altındaki karbonatça zengin suyun yüzeye doğru hareket ettiğini ifade eden Akkuş, rüzgarın etkisiyle köpürmeler oluştuğunu söyledi. Akkuş, "Van Gölü 3 bin 712 kilometre karelik yüzey alanı ile beraber ülkemizin en büyük gölü ve sahip olmuş olduğu su kalite kriterleri olaraktan özel bir ekosistem. Yani pH seviyesi 9.2’lerde, tuzluluk ise binde 21’lerde. pH seviyesinin yüksek oluşuyla beraber aynı zamanda dünyanın en büyük sodalı gölünü oluşturuyor. Alkali karaktere sahip olan Van Gölü’nün son günlerde Tatvan tarafında kıyıya yakın bölgelerinde köpüklenme olduğunu gösteren görüntüler görüyoruz. Yani adeta gölün yüzeyi kar yağmış gibi köpük öbeklerinden oluşuyor. Öncelikle alkali karakterdeki göller köpürmeye daha yatkın konumda bulunuyorlar. Özellikle rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip suları kıyıya yakın yerlerde yer değiştiriyor. Yani alttaki karbonatça zengin su yüzeye doğru hareket ediyor. Yüzey daha planktonlarca yoğun, organik madde yüzeye geliyor ve Van Gölü’nün yüzeyinde biz köpürmeler olduğunu görüyoruz. Bu tip durumları hemen kirlilikle veya olumsuz bir durumla bağdaştırmak aslında doğru değil. Bu durum aslında Van Gölü’nün bize ne kadar özel bir ekosistem olduğunu gösteriyor. Alkali karakteriyle beraber Van Gölü adeta kıyıdaki insanlara görsel bir şölen oluşturuyor. Rüzgarla beraber dalgalar ortaya çıkıyor ve su köpürmeye başlıyor. Köpüren su ana akıntı hatlarıyla beraber hepsi birden bir alana toplanıyor ve akıntı yönünde harekete başlıyor. Bu elbette ki fotoğrafçılar ya da dron çekimi yapan insanlar için bulunmaz fırsatlardan birisi. İşte bu Van Gölü’nün ne kadar özel bir ekosistem olduğunun göstergelerinden birisi" dedi. (ÖO-MSA-Y
Eskişehir Eskişehir’de ‘Ortak Kimliğimiz ve Medeniyet Hafızamız’ başlıklı program Eskişehir’de Dünya Türk Dili Ailesi Günü anısına düzenlenen "Ortak Kimliğimiz ve Medeniyet Hafızamız" başlıklı program, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Taciser Tüfekçi Sivas Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi ve ilgi gördü. Türk dilinin tarihi derinliği, Türkoloji çalışmaları ve çağdaş dünyadaki yeri çok yönlü sunumlarla ele alındı. Programın sunuculuğunu diksiyon ve tiyatro eğitimcisi Şeker Aybala üstlendi. Etkinlikte günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı Anadolu Rektör Yardımcısı Erkan Erdemir yaptı. Açılış konuşmasını ise Edebiyat Fakültesi Dekanı Fuat Güllüpınar gerçekleştirdi. Program kapsamında Prof. Dr. Mehmet Mahur Tulum, Türk Dilinin ve Türkolojinin Tarihî Gelişimi üzerine kapsamlı bir sunum yaparak alanın akademik birikimini dinleyicilerle paylaştı. Ardından Prof. Dr. Zülfikar Bayraktar, ‘Rusya’da Türkler ve Türkoloji’ başlıklı sunumunda, Rusya Federasyonu’nda yaşayan Türk boylarının dil, kültür ve din politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bayraktar, ‘’Rusya’da Türkçeye ve Türk kültürüne artan ilgiye dikkat çekerek Türkçenin ‘Bir Dilden Fazlası, Bir Dostluğun Dili’ olduğunu’’ söyledi. Bayraktar konuşmasında, "Türkiye ve Rusya dostluğuna Türk dili ve kültürünün derin bir katkısı söz konusu. Türkçe, Rusya’da artık yalnızca kelimelerden ibaret bir dil değil; sıcaklık, empatî ve anlayışın ifadesi haline gelmiştir. Türkçeyi her yeni öğrenen, kültürel bağların bir temsilcisidir. Bu sürecin kazananı sadece dost iki ülke değil; ortak bir kültürel geleceği inşa eden genç kuşaklardır’’ dedi. Programın son bölümünde Doç. Dr. Ferdi Bozkurt, ‘Türk Dili için bireyler olarak neler yapabiliriz?’ sorusunu merkeze alan sunumunda, ‘’Dilin korunması ve yaşatılmasının yalnızca akademik çevrelerin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğu olduğuna dikkat çekti. Günlük hayatta Türkçenin doğru, özenli ve bilinçli kullanımının önemine değindi. Özellikle sosyal medya, dijital platformlar ve kamusal alanlarda dil hassasiyetinin artırılması gerektiğini’’ ifade etti. Program; akademisyenler, öğrenciler ve davetlilerin yoğun ilgisi ve katılımıyla tamamlandı. Etkinlik sonunda katılımcılar, ‘’Türk dilinin tarihi, kültürel ve toplumsal boyutlarını farklı perspektiflerden ele alan sunumların bilgilendirici ve ufuk açıcı oldu. Benzer programlar, Türk dili ve kültürü bilincinin güçlenmesine önemli katkılar sundu. Bu yönüyle program, ortak kimlik ve medeniyet hafızasının canlı tutulmasına yönelik anlamlı bir akademik ve kültürel buluşma olarak hafızalarda yer aldı’’ dediler.