YEREL HABERLER - 02 Nisan 2012 Pazartesi 11:54

MUОLA`DA TÜRKİYE`NİN HİDROELEKTRİK POTANSYELİ ANLATILDI

A
A
A
MUОLA`DA TÜRKİYE`NİN HİDROELEKTRİK POTANSYELİ ANLATILDI

Muğla`da düzenlenen ``Türkiye`nin Hidroelektrik Potansiyelinin Geliştirilme Olanakları`` konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Denizli Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Baykan, Türkiye`nin hidroelektrik potansiyelinin sonsuz olduğunu söyledi.
Muğla Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ile İnşaat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen konferansı Oda Başkanı Alifer Atasever, üniversite öğretim üyeleri ve öğrenciler izledi.
Ülkenin tüm enerji ihtiyacının sudan karşılanamayacağını belirten Prof. Dr. Orhan Baykan, ``Hidroelektrik santraller sudan enerji üreten santraller. Bu santrallerin hepsi yenilenebilir enerji kaynakları. Tatlı ve tuzlu sudaki enerji kaynaklarımızı nasıl arttırabiliriz konferansta bunu öğrencilerle paylaşıyorum. HES konusunu yedi başlık altında toplayabiliriz. Bunlar Eski ve Yeni Sulama Barajlarına Türbin Eklenmesi, Yük Etmeninin Arttırılması, Elektromekanik Donanımın İyileştirilmesi, Pompaj Biriktirme, Küçük-Mini ve Mikro Hidroelektrik Santralı Kapasitelerinin Saptanması ve Değerlendirilmesi, Dalga Enerjili Tuzlu Su Pompajlı HES ve Boğaz Akıntıları. Ayrıca HES konusunda Doğal göller ve denizlerden de yararlanabiliriz`` dedi.
HES`lerin kurulduğu akarsuda yanlış planlama yapılması doğrultusunda santrallerin çevreye zarar verebileceğini belirten Prof. Dr. Orhan Baykan, ``Santrallerde akarsudaki suyun fazla kullanılması oradaki çeşitliliği bitirir. Bitki ve hayvan çeşitliliği ölüyor. Santraller yapılırken akarsudaki doğal denge bozulmamalı ve iyi hesap yapılmalı. Ne doğa zarar görsün, ne de enerji kaynakları eksik kullanılsın. İyi bir planlama ile hem enerji sağlanır hem de doğa korunur`` diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Iğdır’da hava kirliliği alarm veriyor Hava kirliliği oranının hem yaz hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerinin üzerinde olduğu Iğdır’da hava kirliliği alarm vermeye devam ediyor. Hava kirliliğinde Avrupa’da birinci sırada yer alan Iğdır’da kış ayı ile birlikte artan hava kirliliği yeniden alarm veriyor. Iğdır’da hava kirliliğinde coğrafi konum, rüzgâr erozyonu, Ermenistan’daki Metzamor Nükleer Santrali, kalitesiz kömür tüketimi, egzoz salınımları kirliliğin başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Ayrıca Iğdır’da ölümlerin başında yine kirli hava yer alıyor. Iğdırlı vatandaşlar şehir genelinde doğal gazın yaygınlaştırılmasını istiyor. Bazı vatandaşlar da hava kirliliğine neden olan kişilere para cezası, yeri geldiğinde hapis cezası verilmesini istiyor. Iğdır’da alınan verilere göre ölçülen parametrelerden PM10 (Partikül madde) değerlerinin hem yaz mevsiminde hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerin üzerinde olduğu ortaya çıktı. Dünyada meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişkiye işaret eden bilim adamları araştırmaların sayısının giderek arttığına dikkat çekti. Iğdır’da esnaf olan Ekrem Eray şehirde zehirli bir hava soluduklarını belirterek, “Iğdır’da hava kirliliği sorununu biz Iğdırlılar hepimiz yaşıyoruz. Zaten son yıllarda da hastalıklar özellikle kanser çok arttı. Sobalarda çıkan kömür dumanlarına bir çözüm bulunmalı ki bu sorun bitsin.” dedi. Şehirdeki sis bulutları dron ile görüntülendi .