YEREL HABERLER - 01 Nisan 2012 Pazar 01:31

DALYAN DALKO`DA MUHAMMET AKTAŞ GÜVEN TAZELEDİ

A
A
A
DALYAN DALKO`DA MUHAMMET AKTAŞ GÜVEN TAZELEDİ

Köyceğiz`e bağlı Çandır köyünde faaliyet gösteren 597 ortaklı Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi`nin (DALKO) olağan genel kongresinde mevcut Kooperatif Başkanı Muhammet Aktaş güven tazeledi.
Dalyan Su Ürünleri Kooperatifinin Olağan Mali Genel Kurul Kongresi`ne; Ortaca Kaymakamı Mustafa Gürdal, Garnizon Konutanı J. Yzb. Cumali Tosun, Dalyan Belediye Başkanı Arif Sarı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Dalyan Jandarma Karakol komutanı J. Üstğm. Gürsel Keklik, Ortaca Emniyet Müdürü Selami Bıçakçı, Kooperatif Ortakları ve davetliler yer aldı.
Yapıla Mali Genel Kurul Kongresi`nde verilen bir önerge ile Divan Başkanlığına Atilla Gültekin, Divan Başkan Yardımcılığına Ahmet Avcı ve Kâtiplikleri ise, İskender Öztürk ile Tacettin Duran getirildi.
Divan Başkanlığının oluşması ile birlikte Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasından sonra 2011 Mali Yılı hesap bilançoları ile Denetim Kurulu tarafından okunan raporlar oylanarak ortaklar tarafından oy birliği ile kabil edilip, Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Muhammet Aktaş ve Yönetim Kurulu ortaklarından almış oldukları oylarla güven tazelemiş oldu.
Divan Başkanı Atilla Gültekin; gündem maddeleri olan 6 maddeyi okudu. Gündem maddelerinin içinde ise, 2011 yılı Yönetim ve Denetim Kurulu raporlarının okunması, 2011 yılı bilançosu ile gelir-gider farkı cetvelinin görüşülmesinden sonra da; 2012 yılı bükçesi`nde kooperatife 60 balık avlama işçisi ile 3 adet büro personeli çalıştırılarak bunların ücretlerinin üyesi oldukları sendika ile Yönetim Kurulu arasında varılacak anlaşma ile veya gerektiğinde Yönetim Kurulunca tespit edilmesi, tayin ve azilleri konusunda, Maliye Bakanlığı, Muğla Özel İdare Genel Sekreterliği ve diğer kuruluş ve kurumlarda, özel ve tüzel kişilerle anlaşma yapmak, Bankalardan hibe ve kredi almak, hibe ve kredi vermek veya almak, avans vermek, şubeler açmak ve kapamak gibi icap eden anlaşmalar yapmak hususunda yönetim Kurulu`na yetki verdi. 2004-2010 yılları arasında tahakkuk eden kar ve zararların mahsup edilerek bakiyesinin Ana sözleşmenin 26.cı maddesine göre dağıtımlarının yapılması, ortaklara isabet edecek kar payından ortaklara verilen avansların mahsup edilmesi için yetki verdi.
Geçen dönemde Dalyan S.S. Su Ürünleri Kooperatifi`nin yapılan Genel Kurulu Kongresi`nde aday olan Hüseyin Metin ise okunan bilançolar üzerine söz alarak Başkan Muhammet Aktaş ve Yönetim Kurulu`nun daha önce dağıttığı kar payları ile ilgili konuşma yaparak suçlayıcı iddialarda bulundu.
Kongrenin kapanışında bir teşekkür konuşması yapan Dalyan Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Muhammet Aktaş, ``Sayın misafirlerimiz, değerli ortaklarımız. Konuşmacı arkadaşıma teşekkür ediyorum. Eleştiriler güzel şeylerdir. Yeter ki belden aşağı vurmasın. Hakikatleri konuşalım. Sizlerin inancı olduğu kadar, benimde sizlere İnancım sonsuzdur. Ben bu güne kadar sizlerin başınızı öne eğecek hiçbir hareket yapmadım. Bu yıl büyük bir felaket yaşadık. Allah can kaybı vermedi. Diğer yerlerde canlar ve mallar gitti. Bu yıl çok yağış oldu. Kanallarımız taştı, dalyanlarımız dağıldı. Kapıları pencerelere sökmek zorunda kaldık. Allaha şükürler olsun ki fazla zayiat vermeden atlattık. Yıl başına kadar yeterli balığa satamadık. Çikan troller bizim piyasamızı etkiliyordu. Biz balığımıza yılbaşından sonra satmaya başladık. Yılbaşına kadar 100 ton balık satmalıydık. 30 ton balık satabildik. Sezonumuz açıldı, satışlarımız devam ediyor. Bugüne kadar çığın üstüne çıkıpta kepçe sallayamadık. Kooperatif olarak, Hatay`a, Adana`ya, Mersin`e ve İsparta`ya balık satıyoruz. İşçimizin maaşını da ödüyor durumdayız. Konuşma yapan arkadaş seçim kaybetmesine rağmen illegal yollarla kooperatife elde etmeye çalışıyorlar. Yaptığınız suç duyurularının altında kalacaksınız`` dedi.
Dalyan Kanalı`nda hizmet veren gezi ve DALKO`ya gazlı tekne takıp çevreci olduklarını ispat ettiklerini söyleyen Maringaz yetkilileri de gazlı tekneler hakkında kooperatif ve tekne sahiplerine bilgiler verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Alex de Souza: "Kafamdaki yansıtmak istediğim oyunun şu anda yüzdelik kısmı çok düşük" Antalyaspor Teknik Direktörü Alex de Souza, Süper Lig’in ilk yarısını değerlendirdiği basın toplantısında, “Kafamdaki yansıtmak istediğim oyunun şu anda yüzdelik kısmı çok düşük. Yansıtmak istediğim oyuna ait karakterdeki oyuncular şu an bizim takımımızda bulunmuyor" dedi. Antalyaspor Teknik Direktörü Alex de Souza, Atilla Vehbi Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında, Süper Lig’in ilk yarısını ve takımın genel performansını değerlendirdi. Sezona dair açıklamalar yapan Brezilyalı teknik direktör, takımdaki eksikliklere ve transfer zorluklarına dikkat çekti. “İstediğim oyuncular kadroda yok” Alex de Souza, hayalindeki futbol anlayışını sahaya yansıtamadığını ifade ederek, takımda hızlı bir oyuncu bulunmamasını örnek gösterdi. Alex, “Kafamdaki yansıtmak istediğim oyunun şu an da yüzdelik kısmı çok düşük. Bunun sebebini de şöyle açıklayabilirim; yansıtmak istediğim oyuna ait karakterdeki oyuncular şu an bizim takımımızda bulunmuyor. Örneğin, hızlı bir oyuncu söylemek istersek; takımımızda hızlı bir oyuncu yok şu an, hızlı karakterde bir oyuncu yok. Kanat oyuncularımız hızlı karakterde değiller. Son maçta sol kanatta Van de Streek oynadı ama ne hızlı bir oyuncu ne de doğal bir sol kanat. Bu, oyunumu yansıtmamı zorlaştırıyor. Sezon başında 6 numara pozisyonunda da eksiklik vardı. Bu ihtiyacı yönetime bildirdik ve Petrusenko transfer edildi. Ancak genel olarak, elimizdeki oyunculardan en iyi şekilde faydalanmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Transfer kısıtlamaları ve finansal zorluklar Kulübün transfer yasağı ve mali sorunlarına da değinen Alex, yeni transferler yapmanın zorluğuna vurgu yaparak, şu ifadelere yer verdi: “Kulübün finansal problemleri ve transfer yasağıyla yüzleşiyoruz. Benim istediğim oyunculardan sadece Thalisson transfer edildi. Geri kalan transferler kulüp yönetiminin kararları doğrultusunda yapıldı. Önümüzdeki süreçte mevcut oyuncularla en iyi şekilde çalışmaya devam edeceğiz.” “Hedefim agresif ve hızlı bir takım” Souza, ideal oyun felsefesini ise şu sözlerle anlattı: “Hızlı top çalan, bu topları kontrollü bir şekilde oyuna sokan ve defans arkasına etkili koşular yapabilen bir takım hayal ediyorum. Agresif bir oyun tarzı benim hedefim. Ancak şu an bu idealimden oldukça uzaktayız. Bunun nedeni, elimizde bu karakterde oyuncuların bulunmaması.” Sezona zorlu başlangıç Ligin ilk haftalarında yaşadığı sıkıntılara değinen Alex de Souza, savunma hatalarının altını çizerek, “Başakşehir ve Beşiktaş maçlarında toplam 9 gol yedik. Bu süreçte defans hattımızda ciddi sıkıntılar yaşadık. Ancak sonrasında çalışmalarımızla savunmamızı toparladık. Amacım, bireysel ve takım olarak maksimum performansı sahaya yansıtmak” diye konuştu. “Hoca olmak daha zor” Futbolculuk ve teknik direktörlük arasındaki farklardan bahseden Alex, teknik direktörlüğün çok daha zor olduğunu vurgulayarak, “Bunu karşılaştırmaya bile değmez, hoca olmak çok daha zor. Futbolcuyken sadece kendimden sorumluydum. Teknik direktör olarak ise 25 oyuncunun sorumluluğunu taşıyorum. Her oyuncunun mutluluğuyla, performansıyla ilgilenmek zorundayım” ifadelerini kullandı. İstifa çağrılarına yanıt İlk haftalarda taraftarların istifa çağrılarıyla karşılaşan Alex, “Buraya iki yıllık bir sözleşmeyle geldim. Görevimin sonuna kadar devam etmek istiyorum. Taraftarlar kaybedilen maçlarda teknik direktörü istifaya çağırabilir, bunu anlayışla karşılıyorum. Benim görevim, onları her zaman memnun etmeye çalışmak” dedi. “Eyüpspor maçına odaklandık” Sezonun ilk yarısında üç maçlarının kaldığını belirten Alex, odaklarının Eyüpspor maçı olduğunu söyleyerek, “Önümüzde 3 maçlık periyot var. Eyüpspor, Kocaelispor ve Trabzonspor maçları. Bu 3 maçtan alınabilecek 9 puan var. Eğer ben 9’da 0 puan alırsam, yönetim beni gönderebilir ve benim birkaç ay sonrasını düşünmemin hiçbir anlamı olmaz. Şu anda en yakın Eyüpspor’u düşünüyorum ve oraya çalışıyorum. Alanyaspor maçını hatırlayın. Devreye 1-0 geride girmiştik. Eğer o maçı çeviremeseydik, muhtemelen bugün burada oturuyor olamazdım. Bir teknik direktörün başından bunlar geçebiliyor. Bu sadece benimle ilgili değil, herhangi bir teknik direktörün geçirebileceği süreçler” şeklinde konuştu.
Ankara CHP Genel Başkanı Özel: "CHP iktidarda olsa Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda olsa ekonomiyi nasıl yöneteceğini de biliyor, Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” dedi. CHP Genel Başkanı Özel, Parti Meclisi toplantısının açılışında konuştu. 2024 yılının son Parti Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Özel, Parti Meclisinde geçirilen yılın 31 Mart tarihinde parti teşkilatı, adaylar, milletvekili grubu, cumhuriyet tarihinin ikinci yüzyılındaki ilk yerel seçimlerinde başaracaklarına dair verdikleri sözü tutmanın mutluluğunu konuşacaklarını söyledi. “200 milyar dolar bütün emeklilere 100 yıl yetecek para” Toplantıda ayrıca, dış politikayı ve Suriye’deki gelişmeleri değerlendireceklerini aktaran Özel, “Suriye çok önemli bir gündem. 13 yıl önce Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapmış olduğu tüm uyarılara ve 13 yıl boyunca her gün haklı çıkmasına rağmen birileri 13 yılın sonunda ortaya çıkan tablodan kendilerinin haklı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin haksız çıktığını iddia ediyor. Tablo şu; Türkiye’de 4,5 milyon sığınmacı yaşıyor, 900 bin Suriyeli bebek doğdu, 283 şehit verdik ve bugüne kadar bize maliyeti 200 milyar dolar. O 200 milyar dolar, bütün emeklilere hak ettikleri maaşı 100 yıl verecek kadar para, bir yıl verecek kadar paranın 100 katı ve maliyetin büyüğü şimdi geliyor. Bundan sonra daha büyük maliyetlerle karşılaşacağız” dedi. “2024’ün en kötü fotoğrafı; Von der Leyen’in Erdoğan’la Türkiye’de çektirdiği fotoğraftır” CHP olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan görüşte olduklarını dile getiren özel şu ifadelere yer verdi: “Suriye’de demokratik bir rejim inşasını savunan, bu demokrasinin Suriye’de Kürtleri de Türkmenleri de Arapları da Alevileri de Sünnileri de kucaklamasını savunan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin artık bir askerinin daha burnunun kanamaması gerektiğini hatırlatan ve Türkiye’deki sığınmacıları bir an önce ülkelerine göndermenin takviminin planlanmasını savunan bir çizgideyiz. Bu takvim içinde çok paraya ihtiyaç olacak. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, mensubu olduğumuz uluslararası kuruluşlar ve sözümüzün geçtiği her yerde bu konuya katkı sağlamaya hazırız. Çünkü hem Avrupa hem dünya, bu sığınmacı meselesi için elini taşın altına koymaya değil ama elini cebine atmaya hazır. Maalesef 2024’ün en kötü fotoğrafı; Von der Leyen’in Erdoğan’la Türkiye’de çektirdiği fotoğraftır. Geçmiş karşımıza ‘1 milyar euro daha verelim de sığınmacılar burada kalmaya devam etsinler’ diyorlar. Kendileri, ‘Kapıları kapadık, artık başvuru almayacağız. Türkiye’ye gelen gelsin, kalan kalsın’ diyorlar. Maalesef bizimki de çıkmış, o lafı söyledikten sonra ona orada dönüp de bir şey söyleyeceğine, resmen ‘6 milyar vermiştik. Bu kadar sığınmacıyı başınıza dert etmiştik’ yerine 1 milyarı daha atıyor böyle oradan, önüne atıyor Erdoğan’ın. Bundan ben utanıyorum, biz utanıyoruz, Erdoğan utanmıyor.” “CHP iktidarda olsa Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” Suriye’nin kalkınması için küresel çapta birlikte hareket edilmesi gerektiğini aktaran Özel, “Elini taşın altına sokmayan dünya, elini cebine sokmaya hazır ve burada 1 milyara fit olmak gibi işler değil Suriye’nin hızla askeri istikrarını, siyasi istikrarını sağlayıp, ekonomik istikrarı için orada ne yapılması gerekiyorsa başta Avrupa Birliği olmak üzere dünya ile birlikte yapmak lazım. Biz işin bu kısmına katkı vermeye, umulanın çok ötesinde katkı vermeye hazırız. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda olsa ekonomiyi nasıl yöneteceğini de biliyor, Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor. Dünyadaki bütün temaslarımızda da aslında bizim önerimizin dört başı mamur tekliflerimizin karşılık bulduğu ama Türkiye’den böyle taleplerin değil de bildiğiniz koyun pazarlıklarının geldiği görülüyor. Asgari ücret tespit komisyonunda Türk-İş’in masaya oturmadığını hatırlatan Özel, “O gece TÜRK-İŞ o masaya gitmedi. 50 yıldır en çok üyesi olan sendikaya açık olan o masaya. Çünkü işverenle devlet anlaşmış, dediği asgari ücreti dayatıyor. Ertesi gün de bu görüşmelerden bundan sonra tamamen çekilme kararı aldı. Hiç katılmayacağını açıkladı. Bunu çok olumlu bulduğumuzu ifade etmek isterim. Hemen MYK’mızı topladık, hemen Meclis Grubumuzu bu salonda Meclis’e gitmeyip ‘Madem asgari ücret 30, altında yokuz’ diyoruz, ‘Bugün Meclis’te yokuz, bu işi konuşuyoruz’ dedik ve buraya geldik. Sonra benim de dahil olduğum milletvekili grubumuz Ankara’da onlarca merkeze dağıldık ve binlerce kişiyle o gün ilk teması kurduk. Ardından da TÜRK-İŞ’i, HAK-İŞ’i ve zoom toplantısıyla da DİSK’i ziyaret ederek, kurmaylarımızla birlikte bu meseleyi konuştuk” ifadelerine yer verdi. “Meydandan sesi yükseltip mücadelenin ateşini yakacağız” Ankara’da Anadolu Meydanı’nda düzenlenecek Asgari Ücret Mitingi’ne kitlesel katılım sağlama kararı aldıklarını ve tüm emekçileri davet eden Özel şöyle konuştu: “Son bir kez şu çağrıyı yaparak bitirmek isterim. Biz yarın Tandoğan Meydanı’nda saat 13’te sivil toplum örgütlerinin yapmış olduğu, 66 örgüt olarak başlayıp, 167 örgütün katılımına son üç günde hızla çıkmış olan sivil inisiyatife destek vererek o miting meydanına gideceğiz. Düzenleyiciler bize de konuşma imkanı verdiler. Mitingde konuşma yapacağım. O mitingde sözümüze değer veren herkesi, sadece Cumhuriyet Halk Partilileri değil, ‘Asgari ücretle geçinilemiyor, bu maaşlarla emekliler geçinemiyor’ diyen herkesi, asgari ücretlileri, emeklileri ve itiraz eden herkesi, bütün esnafları, bütün çiftçileri davet ediyoruz. Yarın o meydandan sesi yükseltip mücadelenin ateşini yakacağız. 2025 yılını, hakkı yenenlerin hakkını yiyenlerden hesap soracağı, mücadele edeceği; martta asgari ücrete zam alabilmek için mücadele edeceği, temmuz zammı için mücadele edeceği, üretimden gelen güçlerini kullanan işçiler sendikaları ile birlikte bunu ortaya koyduklarında Türkiye’de bütün akışın değişeceği bir 2025’i umut ediyoruz.”