GENEL - 12 Nisan 2012 Perşembe 21:51

DALAMAN`DA 48 MAHKUM TAHLİYE EDİLDİ

A
A
A
DALAMAN`DA 48 MAHKUM TAHLİYE EDİLDİ

Şartlı salıverilmesine 1 yıl ve daha az kalan hükümlülerin cezalarını Denetimli Serbestlik kapsamında dışarıda geçirmesine imkân tanıyan kanunun yürürlüğe girmesiyle Dalaman Tarım Açık Ceza İnfaz Kurumu`nda da ilk aşamada 48 kişi tahliye oldu.
Denetimli serbestlik kanunu kapsamında serbest kalmaya hak kazanan mahkûmlar, cezaevlerinden çıkmaya başladı. İlk tahliyeler, Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu`nda gerçekleşti. Ardından da yurdun çeşitli yerlerindeki ceza evlerinden tahliyeler başladı. Muğla`nın Dalaman ilçesinde bulunan Tarım Açık Ceza İnfaz Kurumu`nda da kanun kapsamında ilk aşamada 48 mahkum tahliye oldu. 370 mahkumun bulunduğu cezaevinde 160 kişinin kanundan yararlanmak için başvurduğu öğrenildi. 10 kişinin çeşitli nedenlerle başvurusu kabul edilmezken, toplamda 150 kişi tahliye edilecek.
Denetimli Serbestlik Yasası`nın çıkması, mahkum ailelerinde de büyük sevince yol açtı. Dalaman Tarım Açık Ceza İnfaz Kurumu`ndan babasının tahliye olmasını bekleyen Ayda Nur Saylay, ``Çok mutluyuz. Kararı daha önce duymuştum ama bugün kesinleşti. Babam aradı, şimdi çıkacağını söyledi, bekleyeceğiz`` dedi.
Cezaevinde mahkum arkadaşları olduğunu söyleyen Fikri Coşkun ise, ``Kararı 2 gün önce duyduk, bekliyorduk. Bugün büyük olasılıkla çıkacaklarını söylediler. 13 ay ben de bu cezaevinde yattım 10 gün önce tahliye olmuştum. Ben içerdeyken de bütün mahkumlar böyle bir kararı bekliyordu ama çıkmadı. Şimdi içerde sevinçten oynuyorlardır`` diye konuştu.
MAHKUMLARIN SEVİNCİ
Bir süre sonra cezaevinden çıkan mahkumlar, büyük sevinç yaşadı. Tahliye olan mahkumlardan İrfan Saylay, karara çok sevindiklerini belirterek, ``Aslen Denizli`liyim ama Ortaca`da oturuyorum, şimdi oraya gideceğim. 34 günüm kaldıydı, karar son günlerine denk geldi`` dedi.
Tahliyesinin ardından memleketi Gaziantep`e döneceğini belirten Erol Şıvgan ise, Muğla E Tipi Cezaevi`nde yatan arkadaşlarına selam gönderdi. Erol Şıvgan, cezasının bitimine 7 gün kaldığını belirtti.
15 BİN KİŞİ FAYDALANACAK
Ülke genelinde kanundan yaklaşık 15 bin kişinin faydalanması bekleniyor. Tahliye olanların üç gün içinde en yakın Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü`ne başvurarak kayıt yaptırması gerekiyor. Ev hapsi, elektronik kelepçe ya da kamu kurumunda ücretsiz çalışmadan birini seçmesi gereken hükümlüler, dışarıda bulundukları süre içinde kanuna aykırı davranmalı durumunda tekrar cezaevine konulacak.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli Büyükşehirden Ferdi Tayfur’un anısına muhteşem gece Denizli Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz günlerde hayata gözlerini yuman usta sanatçı Ferdi Tayfur’un anısına bir anma gecesi düzenledi. Ahmet Selçuk İlkan’ın sahne aldığı etkinliğe ilgi yoğun oldu. Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından hayatını kaybeden usta sanatçı Ferdi Tayfur’u anmak amacıyla bir program düzenlendi. Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programa Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Başkanvekili Ali Marım, Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, davetliler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinliğe katılım yoğun olurken Özay Gönlüm Salonu’nun dolmasıyla ikinci bir salon açılarak sinevizyon sistemi ile Denizlili vatandaşlar programı izledi. Gecede, Türk müziğinin unutulmaz isimlerinden Ferdi Tayfur’un eserleri, Ahmet Selçuk İlkan’ın şiirleriyle bir araya geldi. Etkinlikte duygusal anlar yaşanırken, katılımcılar hem şarkılara hem de şiirlere eşlik ederek unutulmaz bir gece yaşadı. “Bizler sanatın ve sanatçının baş tacı olduğu bir Denizli için çalışıyoruz” Anma gecesinde konuşmalarını gerçekleştiren Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Denizli’nin sanatın ve sanatçının şehri olması için çalıştıklarının altını çizdi. Başkan Çavuşoğlu, “Bu şehrin insanı kültürüne, geçmişine, acısına, aşkına, sevdasına sahip çıkıyor. Bu şehrin insanı geçmişi ile geleceğe köprü kuruyor. Bizler sanatın ve sanatçının baş tacı olduğu bir Denizli için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Sanatseverler, böylesine anlamlı bir etkinlikte bir araya gelmenin mutluluğunu yaşarken, Ferdi Tayfur’un sanat mirası bir kez daha gönüllerde yaşatıldı.
İstanbul Doç. Dr. Çakıroğlu, “Ara tatil, dijital detoks için iyi bir fırsat” Ergenlik, bireyin kimlik ve kişilik gelişiminin en hassas dönemlerinden biridir. Bu dönemde dijital dünyanın etkisi, ergenlerin düşünce ve davranışlarında derin izler bırakıyor. Doç. Dr. Süleyman Çakıroğlu, bu etkileri değerlendirerek ailelere, eğitimcilere ve politika yapıcılara önemli tavsiyelerde bulundu. Özellikle ara tatillerde "dijital detoks" yapılmasını önerdi. Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Çakıroğlu, bu süreçte çocuklarla nitelikli zaman geçirmenin önemine dikkat çekerek "Tatil dönemleri, çocukların hem keyifli vakit geçirebileceği hem de kişisel gelişimlerini destekleyebilecekleri bir fırsat sunar. Aileler bu süreçte çocuklarıyla daha fazla vakit geçirerek birlikte çeşitli aktiviteler yapmalıdır” dedi. Dijital medya ve kimlik gelişimi Doç. Dr. Çakıroğlu, dijital dünyanın ergenler için bilgi edinme, topluluklara katılma ve kendini ifade etme açısından büyük fırsatlar sunduğunu belirtirken bu fırsatların beraberinde ciddi riskler getirdiğine dikkat çekiyor. Ergenlerin sosyal medyada "mükemmel" bir imaj oluşturma baskısıyla karşılaştıklarını ve bu durumun özgüven sorunlarına yol açabileceğini ifade ediyor. Doç. Dr. Çakıroğlu, "Ergenler, sosyal medyada sürekli bir karşılaştırma döngüsüne giriyor. Bu durum, yetersizlik hissine ve kimlik karmaşasına neden olabilir" uyarısında bulundu. Sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri Sosyal medyanın ergenlerde kaygı, depresyon ve yeme bozukluklarını tetikleyebileceğini belirten Çakıroğlu, bu tür sorunların özellikle akran ilişkileri üzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu ifade ediyor. Ayrıca sosyal medyada "Bir şeyi kaçırıyorum" korkusu (FOMO) gibi kavramların yaygınlaşmasının, ergenlerin ekran başında geçirdikleri zamanı artırdığını vurguluyor. Ara tatil için ebeveynlere öneriler: “Dijital detoks yapın” Doç. Dr. Çakıroğlu, ara tatilin hem çocuklar hem de aileler için yenilenme fırsatı sunduğunu vurgulayarak şu önerilerde bulunuyor: “Dijital detoks: Ailece dijital cihazlardan uzaklaşarak fiziksel aktivitelerle vakit geçirin. Sınırlar koyma: Teknoloji kullanımına dair yaşa uygun sınırlar belirleyin. Açık iletişim: Çocuklarınızla sosyal medyada karşılaştıkları içerikler hakkında konuşun ve etkilerini anlamaya çalışın.” Ergenlikte kendini keşfetme sürecini destekleyin Ergenlerin kimlik gelişiminde dijital dünya ile gerçek yaşam deneyimlerinin dengelenmesi gerektiğini vurgulayan Çakıroğlu, şu önerilerde bulunuyor: “Hedef belirleme: Çocukların hayalleri ve hedefleri üzerinde konuşun, plan yapmalarına destek olun. Üretkenliğe teşvik edin: Sanat, spor veya bilim gibi alanlarda ilgilerini geliştirmelerine yardımcı olun. Bağımsızlık ve sorumluluk: Çocuklarınıza, kendi kararlarını alma ve bu kararların sonuçlarını deneyimleme fırsatı tanıyın.” Dijital medyanın geleceği ve algoritmaların rolü Doç. Dr. Çakıroğlu, dijital platformların ergenlerin ruh sağlığını koruyacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini savunuyor: "Algoritmalar, bireylerin ruh sağlığını gözeterek tasarlanmalı. Sosyal medya platformları, daha kapsayıcı ve gerçekçi içerikler sunarak toplumsal fayda sağlayabilir." Ara tatilde neler yapılabilir Ara tatil, çocukların yenilenmesi için bir fırsat sunar. Bu süreçte önerilen bazı etkinlikler şunlardır: “Doğa aktiviteleri: Açık hava etkinlikleri düzenleyerek çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimini destekleyin. Sanatsal faaliyetler: Resim yapma, müzikle uğraşma veya el sanatları gibi aktivitelerle üretkenliği teşvik edin. Kitap okuma: Çocuklarınızla birlikte kitap okuma saatleri oluşturun. Aile etkinlikleri: Birlikte yemek yapma, film izleme veya oyun oynama gibi aktiviteler planlayın. Toplumsal aktiviteler: Çocuklarınızı gönüllü etkinliklere yönlendirerek empati ve sosyal becerilerini geliştirin.” Denge sağlanmalı Son olarak dijital dünyanın tamamen dışlanmasının mümkün olmadığını belirten Çakıroğlu, şu ifadeleri kullanıyor: "Dijital dünya, öğrenme, fark oluşturma ve üretkenliği artırıcı bir araç olarak kullanılmalı. Ancak ekran başında geçirilen süre sınırlı ve nitelikli hale getirilmelidir."
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ın dağlarında bir ömür Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde Ekinözü ilçesinde yaşayan 83 yaşındaki Muhammet Koyun, yarım asırlık evinde köy hayatını sürdürüyor. Ekinözü’nde deprem sonrası birçok yapı hasar alırken, ilçeye bağlı Yeniköy Mahallesi’ndeki Muhammet Koyun’un evi gibi köyün eski yapıları ayakta kalmayı başardı. Köyün en eski yapılarından biri olan ev, yıllara meydan okuyarak büyük depreme karşı sağlam kalmayı başardı. Koyun, “Evim beni de korudu. Temeli sağlam atılmıştı, bu yüzden ayakta kaldı. İnsan ilişkileri de böyledir; temelinde sevgi ve saygı varsa kolay kolay yıkılmaz” diyerek geçmişle bugün arasında bir köprü kuruyor. Eskiden bağ bahçe işleriyle uğraştığını ancak deprem sonrası bu işleri bırakmak zorunda kaldığını ifade eden Koyun, “Buraların havası bana güç veriyor. Yıllardır bu dağlar benim yoldaşım oldu” dedi. Ekinözü’nün kırsalında geçen bir ömrü, eskiye özlemle harmanlayan Koyun, sık sık gençlik yıllarına dair hatıralarını da anlatıyor. Komşuluk ilişkilerinin o dönem daha saygılı ancak sert olduğunu vurgulayan Koyun, “Bizim zamanımızda büyükler konuşunca, küçükler susardı. Herkes haddini bilirdi. Bugünkü nesil bu saygıyı unutmamalı. Bu dağlarda gitmediğim, ayak basmadığım yer kalmadı. Şimdi artık yaşlandım pek fazla yürüyemiyorum” ifadelerini kullanıyor. Depremin köydeki yaşama etkisinin büyük olduğunu ifade eden Koyun, köy halkının hala zorluklarla mücadele ettiğini ancak dayanışmanın ve yardımlaşmanın da bu süreçte daha fazla önem kazandığını söylüyor.