ÇEVRE - 04 Kasım 2024 Pazartesi 08:51

Narenciyenin başkentinde zararlıya karşı biyolojik başarı

A
A
A
Narenciyenin başkentinde zararlıya karşı biyolojik başarı

Türkiye’de meyvelerin ihracatına engel olan Akdeniz meyve sineğine karşı başlatılan mücadele de yararlı böceklerin yanı sıra formen tuzaklarla yapılan biyolojik çalışmalar başarılı oluyor. Türkiye’nin narenciye üretiminde birinci sırada yer alan Mersin’de ilk ölçümler de yoğunluğu 32’lerde çıkan Akdeniz meyve sineği sayısı 3’lere kadar geriledi.


Ülke genelinde narenciye üretiminde 3.6 milyon tonla ilk sırada yer alan Mersin’de ihracata engel olan Akdeniz meyve sineği ile ilgili yapılan çalışmalar devam ederken olumlu sonuçlarda alınmaya başladı. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında kısır ve faydalı böcek salınımının ardından formen tuzaklara geçildi. Erdemli Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’ndeki meyve bahçeleri başta olmak üzere bölgedeki çiftçilere ulaştırılan formen tuzaklar faydalı oldu. Mücadele başlatılan ilk zamanlarda formen tuzaklarda yoğunluğu 30 ile 32’lerde olan Akdeniz meyve sineği 3’lere kadar düştü. Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan 12 ay boyunca bölge illerle birlikte mücadelenin yapıldığına değinirken, bakanlık tarafından gönderilen formen tuzakları çiftçilere teslim etti.


Üreticilerden Fatma Öztürk, zararlılarla mücadelenin hem kaliteli hem de daha verimli meyve üretmek için önemli olduğunu söyledi.


Üreticilerden Erdemli Ziraat Odası Meclis Başkanı Hasan Topçu’da biyolojik mücadeleyle hem üründen zarar etmeyeceklerini hem de özellikle Akdeniz Meyve Sineği ile mücadele de çiftçinin parasının cebinde kalacağını ifade etti.



"3.6 milyon ton yıllık meyve üretimimiz var"


Mersin’in adeta narenciyenin başkenti durumunda olduğuna dikkat çeken Vali Ali Hamza Pehlivan," Özellikle meyve üretiminde Türkiye’de birinci sıradayız. 3.6 milyon ton yıllık meyve üretimimiz var. Bunun üçte ikisini narenciye teşkil ediyor. Özellikle limon üretiminde yüzde 50’sini Mersin karşılıyor. Geçtiğimiz yıllarda baş gösteren ve sert çekirdekliler de başlayan Narenciyeyi de etkileyen Akdeniz meyve sineğine yönelik bir mücadele başlatmak gerekiyordu. Kısa, orta ve uzun vade de yapılacakları belirledik ve bir eylem planı oluşturduk" diye konuştu.



"Önemli bir mesafe alındı"


Hem meyve bahçelerinde atık meyvelerin bulunduğu yerlerde, ahır atıklarının olduğu yerler ile çöplüklerde ilaçlama ve takip çalışması yapıldığına değinen Vali Pehlivan, bu sayede tuzaklarda ölçümlerde yoğunluğu 32’lerde olan Akdeniz meyve sineğinin 3-4’lere kadar düştüğünü kaydetti.


Başta Adana ve Hatay olmak üzere çevre illerle de koordineli bir şekilde çalışmalar yürüttüklerini aktaran Vali Pehlivan," Çünkü entegre bir mücadele gerekiyordu. Bu mücadele çerçevesinde formen tuzaklar ve istasyonlardaki rakamlara göre 30’lara 32’lere çıkmış sayı 2.6’lara kadar düştü. Son zamanlarda yapılan ölçümler de 3 ile 4 rakamlarında. Önemli bir mesafe aldık. Bir yandan kimyasal mücadeleler yapılırken asıl meyvecilikte organik ve kalıntısız, ilaçsız üretimi de teşvik etme anlamında biyoteknik mücadelenin de çok önemli olduğunu müsaade ettik" şeklinde konuştu.



"12 ay esaslı mücadele"


Bu yılda zararlılara karşı mücadeleyi ön gören fenomen tuzaklara da ağırlık verdiklerinin altını çizen Pehlivan," Bu çerçevede 5 bin 600 fenomen tuzak bakanlığımızdan temin edildi, çiftçilerimize ulaştırdık. Burada altını çizmemiz gereken hususlardan birisi bu mücadelenin belirli zamanlarda değil tüm yıl 12 ay esaslı bir mücadele olsun. Akdeniz meyve sineği ve diğer zararlılara karşı başarı elde edebilmek için bunun sürekli olması gerekiyor. Bu konuda kısa zamanda çok önemli bir mesafe aldık. Biz tarım da bir çok alanda ön plandayız. Bunların içinde narenciye olmazsa olmaz bir üretim alanı. Biz rekoltemizin, ürün kalitemizin düşmemesi ve çiftçimizin emeğinin karşılığını bulması için bu mücadelelere devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.



Narenciyenin başkentinde zararlıya karşı biyolojik başarı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Iğdır’da hava kirliliği alarm veriyor Hava kirliliği oranının hem yaz hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerinin üzerinde olduğu Iğdır’da hava kirliliği alarm vermeye devam ediyor. Hava kirliliğinde Avrupa’da birinci sırada yer alan Iğdır’da kış ayı ile birlikte artan hava kirliliği yeniden alarm veriyor. Iğdır’da hava kirliliğinde coğrafi konum, rüzgâr erozyonu, Ermenistan’daki Metzamor Nükleer Santrali, kalitesiz kömür tüketimi, egzoz salınımları kirliliğin başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Ayrıca Iğdır’da ölümlerin başında yine kirli hava yer alıyor. Iğdırlı vatandaşlar şehir genelinde doğal gazın yaygınlaştırılmasını istiyor. Bazı vatandaşlar da hava kirliliğine neden olan kişilere para cezası, yeri geldiğinde hapis cezası verilmesini istiyor. Iğdır’da alınan verilere göre ölçülen parametrelerden PM10 (Partikül madde) değerlerinin hem yaz mevsiminde hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerin üzerinde olduğu ortaya çıktı. Dünyada meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişkiye işaret eden bilim adamları araştırmaların sayısının giderek arttığına dikkat çekti. Iğdır’da esnaf olan Ekrem Eray şehirde zehirli bir hava soluduklarını belirterek, “Iğdır’da hava kirliliği sorununu biz Iğdırlılar hepimiz yaşıyoruz. Zaten son yıllarda da hastalıklar özellikle kanser çok arttı. Sobalarda çıkan kömür dumanlarına bir çözüm bulunmalı ki bu sorun bitsin.” dedi. Şehirdeki sis bulutları dron ile görüntülendi .