EĞİTİM - 12 Temmuz 2024 Cuma 14:16

Motosiklet sürücüleri güvenli sürüş becerilerini geliştiriyor

A
A
A
Motosiklet sürücüleri güvenli sürüş becerilerini geliştiriyor

Mersin’de, Türkiye’nin farklı kentlerinden gelen motosiklet sürücüleri hem güvenli sürüş konusunda becerilerini geliştiriyor, hem de ulusal standartlara uygun eğitim alarak sertifika almaya hak kazanıyor.


Türkiye Motosiklet Federasyonu tarafından düzenlenen 2024 Yıllı İleri ve Güvenli Sürüş C Lisanlı Eğitmen Yetiştirme Programı’nın pratik ve teorik eğitimleri Yenişehir Belediyesinin desteğiyle Mersin’de gerçekleştiriliyor. Türkiye’nin farklı kentlerinden gelen motosiklet sürücüleri aldıkları eğitimlerle hem güvenli sürüş konusunda becerilerini geliştiriyor, hem de ulusal standartlara uygun eğitim alarak sertifika almaya hak kazanıyorlar. Mersin Stadyumu yanındaki alanda gerçekleştirilen eğitimler, motosiklet kullanıcılarının hem kendi güvenliklerini, hem de çevrelerindeki diğer sürücülerin güvenliğini artırmayı amaçlıyor. Programı başarıyla tamamlayan motosiklet sürücüleri lisanslı olarak akademilerde eğitmenlik yapabiliyor. Program sayesinde, motosiklet kullanıcıları hem teorik hem de pratik eğitimlerle donatılarak, ileri düzeyde sürüş becerileri kazanıyor. Eğitmenlik lisansını alan sürücüler ise farklı şehirlerde düzenlenecek güvenli sürüş eğitimlerinde eğitmen olarak görev alabiliyor. Türkiye genelinde güvenli sürüş kültürünün yayılmasına katkıda bulunacak eğitimlerin Mersin’de gerçekleştirilmesi, kentin bir eğitim merkezi haline gelmesine katkı sağlıyor.



"Amacımız insanların motosiklet kazalarına karışmaması"


Türkiye Motosiklet Federasyonu Mersin İl Temsilcisi Yusuf Güder, eğitim programına verdiği desteklerden dolayı Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’e teşekkür etti. Türkiye Motosiklet Federasyonu olarak 2018 yılında motosiklet kazalarının önlenmesi ve insan kayıplarının azaltılması için güvenli ve ileri sürüş dedikleri eğitim programını, MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının onaylamış olduğu müfredatla Avrupa standartlarında eğitimler verdiklerini belirten Güder, "Amacımız insanların motosiklet kazalarına karışmaması ve insanların canını korumak. Trafiğe kapalı alanda motosiklet hakimiyetini geliştirmek adına işin doğru tekniklerini öğrettiğimiz ve uygulayıcıların da motosikletlerini tanımaları için yaptığımız bir eğitim. Türkiye’nin farklı kentlerinden gelen eğitmenleri 6 günlük bir programda yetiştiriyoruz" dedi.


Milli Eğitim Bakanlığı Güvenli ve İleri Sürüş Eğitmeni Nuri Orukçu da eğitimlerin trafiğe kapalı alanda uygun zeminde verildiğini ifade etti. Eğitimlerle motosiklette sürücü hakimiyetinin arttığını dile getiren Orukcu, bunun da daha güvenli bir sürüşü beraberinde getirdiğini kaydetti. Orukcu, "Burada eğitmen olarak yetişen arkadaşlarımız ya kendi akademilerini açarak ya da mevcut akademilerde görev alarak, yeni başlayan motosiklete gönül vermiş motosiklet sevdalılarına güvenli sürüşü öğretmeye çalışıyor. Böylelikle trafikte daha güvenli yol almaya başlıyorlar" diye konuştu.



Motosiklet sürücüleri güvenli sürüş becerilerini geliştiriyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Ordu’da buğday hasadı Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in ‘kendi kendine yeten şehir’ sloganıyla atıl arazileri tarıma kazandırmak amacıyla başlattığı çalışmalar kapsamında geçtiğimiz aylarda deneme ekimi yapılan karabuğdayda hasat başladı. Büyükşehir Belediyesinin alım garantili ürünlerinden biri olan karabuğday Ordu topraklarına uyum sağlarken verimiyle de üreticilerin yüzünü güldürdü. Gluten sorunu yaşayanlar için önemli ürün Gluten hassasiyeti olanlar için önemli bir ürün olan ve Türkiye’de talebin 40 bin tonu aştığı karabuğday üretimi için Ordu Büyükşehir Belediyesi harekete geçti. 40 bin tonluk talebin yalnızca 2 bin tonunun üretildiği Türkiye’de, Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde Ordu’da ilk kez hem üreticilere alternatif bir gelir kaynağı oluşturmak hem de iç piyasadaki üretime katkı vermek amacıyla deneme amaçlı karabuğday ekimi yapıldı. Karabuğday yetiştiriciliğinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla Mesudiye ilçesine bağlı Konacık, Üçyol, Doğançam ve Yağmurlar Mahallelerindeki üreticilere dağıtılan 1200 kilogram karabuğday tohumu toprakla buluşmuştu. Verimli geçen bir üretim sezonun ardından karabuğday hasadına başlandı. “Üretim alanlarını büyütmek istiyoruz” İlki denenmesine rağmen elde edilen verimden memnun kaldıklarını belirten ve aynı zamanda kendisi de bir üretici olan Mesudiye Ziraat Odası Başkanı Mustafa Başarslan, karabuğdayın Mesudiye topraklarını sevdiğini belirtti. Hem elde edilen ürün miktarı hem de yaban hayvanlarının karabuğdaya zarar vermemesi dolayısıyla önemli bir ürün olduğunu gelecek yıllarda ekim alanlarını genişleteceklerini aktaran Başarsalan, “Mayıs ayında Büyükşehir Belediyemizin destekleri ile karabuğday ekimini gerçekleştirdik. Aradan geçen 2,5 ayın ardından ürünümüz çok güzel verim vererek hasat zamanı geldi. İlerleyen yıllarda da bu ürünü daha geniş alanlarda ekilmesini sağlamak için çalışmalar yapacağız” dedi. Başarslan, “Ayrıca ürün kalitesi açısından da tahmini 1’e 20, 1’e 30 gibi bir verim bekliyoruz. Desteklerinden dolayı Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Mesudiye’nin atıl arazilerinin değerlendirilmesinde karabuğdayın bir numaralı ürün olmasını bekliyoruz” diye konuştu. Üreticilerden Başkan Güler’e teşekkür Mesudiye Üçyol Mahallesi’nde tarım ve hayvancılık faaliyetlerine devam eden Engin Atmaca ise Büyükşehir Belediyesinin destekleri ile başladıkları karabuğday üretiminden memnun kaldıklarını söyledi. Karabuğdayın alım garantili olmasının kendisi gibi birçok üreticiyi mutlu ettiğini aktaran Atmaca, kendilerine verdiği destek dolayısıyla Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’e teşekkürlerini iletti. Alım garantili ürün Öte yandan üreticilere alım garantisi verilerek dağıtılan tohumlardan hasat edilen ürünler ise birçok tarımsal projede olduğu gibi yine Büyükşehir Belediyesi tarafından alınacak. (MAK-E)
İstanbul Üniversiteye yeni başlayanlara uzmanından öneriler YKS yerleştirme sonuçlarına göre herhangi bir üniversiteye kayıt hakkı kazanan adaylar için 23 Ağustos son gün. Üniversiteye yeni başlayacak adayları geçen sınav stresinin ardından yeni bir telaş bekliyor. Uzman Klinik Psikolog İlayda Sezen, üniversiteye adım atan gençlerin karşılaşacakları yeni zorluklar hakkında önemli noktalara değinerek tavsiyelerde bulundu. “Üniversite öğrencisi olmak; bireyselleşme ve sorumluluk alma süreçlerini içeren bireyin yaşamındaki önemli bir geçiş dönemidir” diyen Sezen, “Üniversite yeni bir ortam, yeni bir düzen, yeni bir yaşamın başlangıcı. Tıpkı hayatımızdaki her geçiş döneminde olduğu gibi, bu dönem de belirsizlik içerir. Belirsizlik ise kaygı hissetmemize neden olur” ifadelerini kullandı. Binlerce üniversite adayının heyecanlı bekleyişi YKS sonuçlarının açıklanmasıyla son buldu. Yeni döneme ilk adımlarını atmak üzere olan öğrencilere yönelik tavsiyelerde bulunan Uzman Klinik Psikolog İlayda Sezen, “Üniversite yeni bir ortam, yeni bir düzen, yeni bir yaşamın başlangıcı. Tıpkı hayatımızdaki her geçiş döneminde olduğu gibi, bu dönem de belirsizlik içerir. Belirsizlik ise kaygı hissetmemize neden olur” diye konuştu. “İki durumun getirdiği zorlanmalar yaşanıyor” Bu dönemde temelde iki durumun getirdiği zorlanmaların yaşandığını söyleyen Sezen, “Eski insanlardan, ortamlardan ve durumlardan ayrılmak ve yeni insanlara, ortamlara ve durumlara alışmak. Her bireyin deneyimi kendine özgüdür ve bu değişen durumlarla başa çıkma yolları birbirinden farklıdır. Kimi daha hızlı uyum sağlarken, kiminin uyum sağlama süreci daha fazla zaman alabilir. Uyum sürecini etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bireyin kişilik özellikleri, yetiştirilme şekli, ebeveyni ile kurduğu ilişkinin dinamiği gibi. Örneğin; yaşadıkları şehirden farklı bir şehre giderek evinden ilk defa uzaklaşanlar, stres yönetiminde zorlananlar için uyum süreç daha zorlayıcı olabilir” dedi. “Çocuğunuzun sorumluluk alma ve bireyselleşme sürecini destekleyin” Üniversite öğrencilerini olduğu geçiş döneminin aile üyeleri için de bazı zorlukları beraberinde getirebileceğini belirten Sezen, “Üniversite dönemine kadar çocuğunuz, belki de sizin daha gözlemleyebileceğiniz bir çevrede yaşıyorken, bu dönemde kendine ait bir çevre oluşturacak ve gittikçe bağımsızlaşmaya başlayacak. Bu durum sizin içinde zorlayıcı olabilir. Örneğin; çocuğunuz başka bir şehre gidiyorsa bu süreçte siz de onunla hissettiğiniz duyguları paylaşın. Hatta bu duyguların yardımıyla onunla empati kurun, onu anlamaya çalıştığınızı gösterin ve çocuğunuzu bu deneyim konusunda cesaretlendirin. Çocuğunuzun sorumluluk alma ve bireyselleşme sürecini destekleyin” ifadelerini kullandı. “Sormaktan, destek almaktan çekinmeyin” Üniversite yaşamına uyum sağlamak için öğrencilere önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog İlayda Sezen, “Bu süreçte hissettiğiniz duyguları ve kaynaklarını fark edin. Özellikle ilk günlerde kaygı, karamsarlık gibi duygular yaşanabilir. Bu geçici bir dönemdir. Zorlanıyor olmanız normal bir durumdur, sizin yetersiz olduğunuz ve bu durumla baş edemeyeceğiniz anlamına gelmez. Üniversitede uygulanan sisteme dair kuralları iyi anlamak önemli. Akademik ve idari personellerden ihtiyaç duyduğunuz konular hakkında gerekli bilgileri alabilirsiniz. Sormaktan, destek almaktan çekinmeyin” şeklinde konuştu. “Derslere devam konusunda istikrar gösterin” Öğrencilere sosyal faaliyetlere katılmaları tavsiyesinde bulunan İstanbul Beykent Üniversitesi’nden Uzm. Klinik Psikolog İlayda Sezen, “Öğrenci kulüplerine katılmak, yeni insanlarla tanışmak, kampüs içinde ya da dışında gerçekleştirilen etkinliklere katılım sağlamak uyum sürecinizi hızlandırmakla birlikte üniversite yaşamının hem öğretici hem de keyifli yanlarını deneyimlemenize imkan sağlayacaktır. Derslere katılımda süreklilik sağlayın. Özellikle uyum sağlama sürecinde hissedilen zorlayıcı duygu ve durumlarla başa çıkma davranışı olarak okula gelmeme, derslere katılım sağlamama gibi durumlar yaşanabilmektedir. Derslere devam konusundaki istikrar göstermeniz önemlidir. Çünkü gelmediğiniz her gün, bir sonraki gün okula gelmemeyi daha da zorlaştırır” ifadelerini kullandı. “Ani kararlar vermeyin” Öğrencilere ani kararlar vermemesi konusunda uyaran Sezen, “Okulu bırakma, eve dönme gibi kararlarınızı çok hızlı bir şekilde vermeyin. Duygusal olarak yoğun hissettiğimiz dönemlerde bizim için önemli kararları hızlı bir şekilde vermeyelim. Geçici olabilecek duygu ve düşüncelerin etkisiyle büyük kararlar almayalım. Kararlarımız üzerine düşünmek, birilerine danışmak daha sağlıklı kararlar almamızı sağlayacaktır. Bir rutin oluşturun: Günlerinizi planlayın. Zaman yönetiminizi iyi yapın. Kampüs içinde ya da dışında yapabileceklerinizi keşfedin. Bedensel sağlığınıza özen gösterin. Beden sağlığı ve ruh sağlığı ayrılmaz bir bütündür. Düzenli beslenmeye ve uyumaya özen gösterin. Eğer bu süreçte yaşadığınız duygu ve durumlarla başa çıkmakta zorlanıyorsanız bu konuda yalnız hissetmeyin. Üniversitenizin psikolojik danışmanlık birimlerine başvurarak mutlaka uzman desteği alın” dedi.