GENEL - 02 Şubat 2022 Çarşamba 11:53

Mersin Üniversitesi’ndeki usulsüzlükler Sayıştay raporunda

A
A
A
Mersin Üniversitesi’ndeki usulsüzlükler Sayıştay raporunda

Mersin Üniversitesi’nin 2020 yılındaki bazı atama, görevlendirme ve uygulamalarındaki usulsüzlükler Sayıştay raporunda yer aldı.

Mersin Üniversitesi’nin 2020 yılındaki bazı atama, görevlendirme ve uygulamalarındaki usulsüzlükler Sayıştay raporunda yer aldı. Raporda, eksik mali tabloların yanı sıra usule uygun olmayan vekaleten dekanlık görevlendirmeleri, sınavsız atama ve limitlerin üzerinde alım olduğuna dair tespitler dikkat çekti.


2021 yılı Eylül ayında yayınlanan ve Mersin Üniversitesi’nin 2020 yılındaki uygulamalarını içeren raporda, ’Gelecek aylara ait gelirler hesabı ile gelecek yıllara ait gelirler hesabının kullanılmaması, üniversite mülkiyetinde olup, diğer kamu idarelerine tahsis edilen taşınmazların mali tablolarda yer almaması, üniversitenin sosyal güvenlik kurumuna olan ek karşılık prim borçları ile faturaya dayalı borçlarının mali tablolarda yer almaması, dekanlık görevlerinin vekaleten yürütülmesinde mevzuatında belirlenen usule uyulmaması, üniversitenin hali hazırda dolu olan bazı kadrolarına tedviren görevlendirilme yapılması, enstitü, fakülte ve yüksekokul sekreterliği kadrolarının görevde yükselme yönetmeliğine tabi şube müdürlüğü kadrosuna sınavsız atama yapılması amacıyla kullanılması, kamu ihale kurulunun uygun görüşü alınmadan kamu ihale kanununda belirtilen limitlerin üzerinde alım yapılması ve memurlara öğle yemeği yardım ödeneğinin kullanılmayan kısmının onay alınmadan bütçeye gelir kaydedilmesi’ gibi konular yer aldı.



Dekanlık görevlerinin vekaleten yürütülmesinde mevzuata uyulmamış


Sayıştay raporunda öne çıkan konulardan biri de üniversite bünyesinde bulunan bazı fakültelerin dekanlarının asaleten atamalarının yapılmayarak, görevlerin vekaleten yürütüldüğünün tespit edilmesi oldu.


2547 Sayılı Kanun’un ’Dekan’ başlıklı 16’ncı maddesine atıfta bulunulan raporda, dekanlık görevinin asaleten yürütülmesinin esas olduğu vurgulanarak, "Mersin Üniversitesi’nde vekaleten atanmış ve 3-4 yıla kadar uzayan sürelerle bu şekilde göreve devam eden 9 dekan bulunmaktadır. Dekan, fakültenin ve bağlı birimlerinin öğretim kapasitesinin rasyonel bir şekilde kullanılmasında ve geliştirilmesinde gerektiği zaman güvenlik önlemlerinin alınmasında, öğrencilere gerekli sosyal hizmetlerin sağlanmasında, eğitim - öğretim, bilimsel araştırma ve yayını faaliyetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesinde, bütün faaliyetlerin gözetim ve denetiminin yapılmasında, takip ve kontrol edilmesinde ve sonuçlarının alınmasında rektöre karşı birinci derecede sorumludur. Dekanların söz konusu görevlerini güven içerisinde ve herhangi bir baskı altında kalmaksızın yapabilmeleri için yasayla kendilerine bir takım güvenceler verilmiştir. Dekanların sürekli olarak vekaleten görevlendirilmeleri ve her zaman görevden alınma ihtimali bulunması, onların bağımsız bir şekilde görevlerini ifa etmelerinin önünde engel oluşturma ihtimalini ortaya çıkarmaktadır" denildi.



Üniversitenin dolu olan bazı kadrolarına tedviren görevlendirme yapılmış


Raporda dikkat çeken bir başka konu ise üniversitenin daire başkanı, enstitü sekreteri, fakülte sekteri, yüksekokul sekreteri, başmüdür ve şube müdürü olmak üzere toplamda 19 kadroya, dolu olmasına rağmen başka bir personelin tedviren atanması oldu.


"Mersin Üniversitesi’nde, çeşitli kadroları işgal eden personele esas kadrosu dışında başka bir görev verildiği ya da pasif tutulduğu halde, dolu olan bu kadrolara başka personelin ’tedviren’ atandığı görülmüştür. Oysa esas olan, kadroyu işgal eden kişi tarafından ilgili görevin yürütülmesidir" denilen raporda, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ve buna ilişkin tebliğ hatırlatılarak, "Tebliğe aykırı olarak dolu kadroya yapılan tedviren görevlendirme uygulaması, aynı kadroyu birden fazla personel işgal ettiği için bazı personelin atıl kalmasına, dolayısıyla insan kaynağından en verimli şekilde faydalanılamamasına yol açmaktadır. Aynı zamanda bu durum özellikle harcama yetkisini kullanmak bakımından hukuki sonuçları da olabilecek bir yetki karmaşasına da sebep olabilmektedir" ifadelerine yer verildi.



Şube müdürlüğü kadroları sınavsız atama yapılması amacıyla kullanılmış


Mersin Üniversitesi’nde şube müdürlüğü kadrolarının sınavsız atama yapılması amacıyla kullanıldığının tespit edilmesi, raporda yer alan bir başka konu oldu.


"Üniversitenin şube müdürlüğü kadrolarına; şube müdüründen daha üst görev niteliğinde bulunan enstitü sekreterliği, fakülte sekreterliği ve yüksekokul sekreterliği, kadrolarından gerekli şartları taşımadığı halde görevde yükselme sınavına tabi tutulmaksızın atamalar yapıldığı tespit edilmiştir" denilen raporda, liyakat vurgusu yapılarak, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ’temel ilkeler’ başlıklı 3’üncü maddesinde, ’Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır’ denildiği hatırlatıldı.


Söz konusu uygulamanın, üniversitenin yasalarla belirlenmiş amaçlarına ulaşması ve memurların eşitlik ve liyakat esasları dâhilinde görevlerini yerine getirebilmeleri açısından riskler barındırdığına dikkat çekilen raporda, "Şube müdürlüklerine Yükseköğretim üst kuruluşları ile Yükseköğretim kurumları personeli görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliğine uygun olarak görevde yükselme sınavı yapılarak, yeterlilik ve objektiflik kriterlerine göre atama yapılması gerekmektedir" ifadeleri yer aldı.



Kanunda belirtilen limitlerin üzerinde alım yapılmış


Bunun yanında raporda, Mersin Üniversitesi tarafından 2020 yılı içerisinde gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarında, Kamu İhale Kurulunun uygun görüşü alınmadan 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 21/f ve 22/d maddelerine göre yapılabilecek alımlar için öngörülen yüzde 10 sınırının aşıldığına ilişkin tespitler de yer aldı.


Konuyla ilgili Sayıştay raporunda şu görüşlere yer verildi:


"Mersin Üniversitesi’nde 2020 yılında doğrudan temin usulü ile yapılan mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinde yüzde 10 sınırının aşıldığı tespit edilmiştir. Bu husus 2019 yılı Sayıştay raporunda da bulgu konusu edilmiş, ancak üniversite 2020 yılında da onay almaksızın limit aşımı yapmıştır. Üniversite idaresi limit aşımı için Kamu İhale Kurumundan uygunluk talebinde bulunmuştur. Ancak Kamu İhale Kurumu 25 Kasım 2020 tarihli yazısında bu talebi, mal ve hizmet alımı ile yapım işlerinin yüzde 10’luk sınırı zaten aşarak yapılmış olması nedeniyle uygunluk görüşü vermeyerek reddetmiştir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Doğum yardımı yönetmeliği Resmi Gazete’de Doğum yardımı yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelik ile ilk çocuk için tek seferlik 5 bin Türk lirası, ikinci çocuk için aylık bin 500 TL, üçüncü ve sonraki çocuklar için aylık 5 bin TL ödeme yapılacak. Doğum yardımı yönetmeliği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Resmi Gazete’de yayımlandı. Yayımlanan yönetmeliğe göre; 01.01.2025’ten sonra doğan ilk çocuk için tek seferlik 5 bin TL, ikinci çocuk için aylık bin 500 TL, üçüncü ve sonraki çocuklar için ise aylık 5 bin TL ödeme yapılacak. Ödemeler, hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmadan, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu üzerinden gerçekleştirilecek. Başvurular, e-Devlet ve Bakanlıkça belirlenen diğer kanallar aracılığıyla yapılacak. Doğum yardımına hak kazanmak için, annenin veya babanın Türk vatandaşı olması ve Türkiye’de ikamet etmesi gerekecek. İkinci ve sonraki çocuklar için doğum yardımı ödemeleri, çocuğun 5 yaşını dolduracağı aya kadar sürecek. Doğum yardımı başvurusu, ilk çocuk için doğum tarihinden itibaren 12 ay, diğer çocuklar için ise 5 yaşını tamamlayana kadar yapılabilecek. Yönetmelik kapsamında yapılan doğum yardımı ödemeleri, hiçbir şekilde haczedilemeyecek. Gerçeğe aykırı beyanda bulunarak haksız yere doğum yardımı alan kişilerin, bu ödemeleri faiziyle birlikte geri ödemesi gerekecek. Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen hak sahipleri hakkında da yasal işlem yapılacak.
Ankara AFAD’dan 2 ile "turuncu", 29 ile ise "sarı" kodlu uyarı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) beklenen kuvvetli yağış ve fırtına nedeniyle 2 il için "turuncu" 29 il için ise "sarı" kodlu uyarı verildiğini açıkladı. AFAD’ın sosyal medya hesabından yapılan uyarıda, bugün beklenen beklenen kuvvetli rüzgar, fırtına ve kuvvetli yağış nedeniyle 2 il (Hakkari, Van) için turuncu, 29 il için ise sarı kodlu uyarı verildiğini bildirdi. Sarı kodlu uyarı verilen iller ise şu şekilde; Niğde, Kayseri, Sivas, Tokat, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Artvin, Ardahan, Kars, Erzurum, Bingöl, Elazığ, Muş, Ağrı, Iğdır, Diyarbakır, Bitlis, Siirt, Batman, Adıyaman, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak. Yapılan paylaşımda kuvvetli rüzgar beklendiği vurgulanarak, "Bugün (Perşembe) Doğu Anadolu’nun doğusu, Güneydoğu Anadolu ile Elazığ ve Hatay çevrelerinde kuvvetli rüzgar ve fırtına (50-80 km/saat, yükseklerinde 90 km/saat) beklenmektedir. İç Anadolu’nun doğusunda, Çarşamba öğle saatlerinden itibaren yağmur ve sağanak şeklinde devam eden yağışların; Niğde, Kayseri ve Sivas çevrelerinde yerel kuvvetli, gece saatlerinde karla karışık yağmur ve kar yağışına dönerek Perşembe (10 Nisan 2025) günü sabah saatlerine kadar Niğde il geneli ile Kayseri ve Sivas’ın güney ve doğusunda yer yer kuvvetli kar (5-20 cm) şeklinde olması beklenmektedir. Doğu Karadeniz’de görülen yağışların, Çarşamba sabah saatlerinden sonra Ordu il geneli ile Tokat’ın kuzey ve doğusu, öğleden sonra Giresun, Trabzon ve Rize çevreleri ile Gümüşhane’nin kuzeyi ve Artvin’in batısında kuvvetli olması, kıyı şeridinde yerel kuvvetli yağmur ve sağanak, iç kesimlerde kuvvetli ve yer yer yoğun kar (5-20 yer yer 20 cm üzeri) şeklinde olması beklenmektedir" denildi. Yapılan uyarıda vatandaşların doğa olayları ve soba zehirlenmelerine karşı dikkatli olması gerektiği hatırlatılırken, "Sarı Uyarı ve Turuncu Uyarı verilen İl Valiliklerine bilgi verilmiş olup, Turuncu Uyarı verilen illerde yaşayan vatandaşlarımıza SMS yoluyla bilgilendirilme yapılmıştır. Vatandaşlarımızın sel, su baskını, yıldırım, yağış anında kuvvetli rüzgar ve fırtına, hortum, ulaşımda aksamalar, çatı uçması, soba ve doğalgaz kaynaklı zehirlenmeler ile yüksek kar örtüsü olan yerlerde çığ gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olmasını; yetkili mercilerin uyarılarını dikkate almalarını önemle hatırlatıyoruz" ifadelerine yer verildi.