ÇEVRE - 25 Ekim 2024 Cuma 11:14

Mersin Orman Bölge Müdürlüğü’nden eş zamanlı denetim

A
A
A
Mersin Orman Bölge Müdürlüğü’nden eş zamanlı denetim

Mersin Orman Bölge Müdürlüğünce sabit ve geçici mobil kontrol noktalarında eş zamanlı önleme araması yapıldı.


Ormanların yasa dışı müdahalelerden korunması, orman suçlarıyla mücadele etkinliğinin artırılması, doğal kaynaklarının gelecek nesillere sağlıklı olarak aktarılması amacıyla, Türkiye geneli sabit ve geçici mobil kontrol noktalarında eş zamanlı önleme araması yapıldı.


Mersin Orman Bölge Müdürü Rifat Ataş başkanlığında da 9 Orman İşletme Müdürlüğünde 57 sabit ve geçici kontrol noktalarında güvenlik güçlerinin katılımıyla önleme araması kapsamında kontroller başlatıldı.


Denetlemelerde herhangi bir usulsüzlüğe rastlanması veya makul şüphe olması durumunda Cumhuriyet Savcılığından gerekli izinler alınarak yasal işlem yapılacağı bildirildi.



Gülnar’da üretim sahaları denetlendi


Öte yandan Orman Bölge Müdürü Rifat Ataş, Gülnar Orman İşletme Müdürlüğünün üretim sahalarında incelemelerde bulundu.


Ataş, doğru ağaç kesme teknikleri, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununa göre uyulması gereken hususlar ile kesim esnasında damga ve numaranın dip kütükte kalmasının önemini belirterek, mesahanın memurlar nezdinde ve özenle yapılması gerektiğini ifade etti. Kaçakçılıkla mücadelede en önemli adımının üretim sahalarının denetiminin zamanında ve eksiksiz yapmaktan geçtiğini vurgulayan Ataş, her şefin bölmelerini denetim altında tutması gerektiğini kaydetti.


Bölge Müdürü Ataş’a, Gülnar Orman İşletme Müdürü Serdar Karaca, işletme şefleri ve orman muhafaza memurları eşlik etti.



Mersin Orman Bölge Müdürlüğü’nden eş zamanlı denetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Masaj salonunda genç kadını ölüme terk edip, kurtulmaması için kapıyı kilitlemiş Konya’da masaj salonunda çalışan eski sevgilisini öldüren zanlı hakkındaki iddianame tamamlandı. İddianamede, Elif Ceren Arslan’ı bıçaklayarak öldüren zanlı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi; genç kadını bıçakladıktan sonra yaralı halde orada bırakıp kurtulmasını engellemek için masaj salonunun kapısını üzerine kilitlemesi, olaydan sonra herhangi bir pişmanlık göstermemesi sebebiyle de iyi hal indirimi uygulanmaması talep edildi. Olay, 13 Eylül tarihinde merkez Selçuklu ilçesi Parsana Mahallesi Ahmet Yesevi Caddesi üzerinde bulunan bir masaj salonunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, masaj salonunda hareketsiz bir kadının bulunduğu ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri, masaj salonunda yaptığı incelemede 30 yaşındaki Elif Ceren Arslan’ı bıçaklanmış halde buldu. Göğsünden bıçaklanan genç kadının hayatını kaybettiği belirlendi. Polis ekiplerinin çalışmaları neticesinde Elif Ceren Arslan’ı öldürdüğü tespit edilen eski sevgilisi Emrah D. yakalanarak gözaltına alındı. Suçunu itiraf eden katil zanlısı Emrah D. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Beni şikayet edersen seni ve çocuğunu öldürürüm" diye tehdit etmiş Eski sevgilisi tarafından öldürülen 30 yaşındaki Elif Ceren Arslan’ın olaydan 1 ay önce emniyete giderek uzaklaştırma kararı aldığı öğrenildi. Arslan’ın ifadesinde ise "9 ay boyunca gayri resmi olarak birlikte yaşadık. Emrah’ın beni aldattığını öğrendim ve aramızda tartışma çıktı. ’Benim evimde yaşıyorsun beni aldatamazsın’ dedim. Emrah da ’Bu saatte bir yere gitmem seni öldüreceğim, beni şikayet edersen seni ve çocuğunu öldürürüm’ diyerek tehdit etti. Emrah bir anda sinirlenerek tokat attı, çeneme de yumruk attı. Ben kendime korumak için uğraştım. Emrah’ın bana daha fazla zarar verebileceğini düşündüğüm için hemen 112’ye haber verdim. Darp raporu aldım. Şikayetçiyim" dedi. Katil zanlısının da bunun üzerine kendisine iftira attığını söyleyip, öldürdüğü genç kadından şikayetçi olduğu tespit edildi. Genç kadının kurtulmasını engellemek için salonunun kapısını kilitlemiş Konya Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili soruşturmasını tamamlarken, zanlı hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. Savcılık katil zanlısı Emrah D. hakkında ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. İddianamede, katil zanlısının olaydan 1 ay önce de sevgilisine şiddet uyguladığı gerekçesiyle hakkında 2 ay süreyle uzaklaştırma kararı verildiği, zanlının bu nedenle eski sevgilisi ile yeniden barışmak istemesi üzerine yanına geldiği daha sonra çıkan tartışmada zanlının yanında getirdiği bıçakla Elif Ceren Arslan’ı öldürme kastıyla yaraladığı, göğüs bölgesinden bıçakladığı genç kadını yaralı halde orada bırakarak masaj salonundan çıktığı, Elif Ceren’in yaralı halde dışarı çıkıp kurtulmasını engellemek için masaj salonunun dış kapısını kilitleyerek olay yerinden kaçtığı belirtildi. Olayda ağır yaralanan Elif Ceren Arslan’ın bıçağı kendi imkanları ile göğsünden çıkardığı ve daha sonra hayatını kaybettiği belirlendi. İddianamede, Emrah D.’nin olayda hayatını kaybeden Elif Ceren’i bıçakladıktan sonra yaralı halde orada bırakıp kurtulmasını engellemek için üzerine masaj salonunun kapısını kilitlemesi, olaydan sonra herhangi bir pişmanlık göstermemesi nedeniyle de iyi hal indirimi uygulanmaması talep edildi.
Erzurum Yavi katliamının acısı 31 yıldır dinmiyor 1993 yılında Erzurum’un Çat ilçesine bağlı Yavi köyünde terör örgütü PKK mensuplarının 5’i çocuk 33 kişiyi kalleşçe kurşuna dizerek yaptığı katliamın izleri aradan geçen 31 yıla rağmen unutulmadı. Çat ilçesine 17 kilometre uzaklıktaki Yavi köyü, 25 Ekim 1993’te gasp ettikleri kamyonetle gelen PKK’lı teröristlerin vahşice sivil katliamlarından birini yaşadı. Mahalle kahvehanesinde o gece haberleri seyretmek için toplananlar ile dışarıdan çevirdikleri genç ve çocukları, uzun namlulu silahlarla yaylım ateşine tutan hain teröristler, bu katliamda 5’i çocuk 33 kişiyi şehit etti, çok sayıda kişi yaralandı. Terör örgütünün gerçek yüzüne tanıklık eden Yavi halkı, aradan geçen 31 yıla rağmen bir gün bile unutmadıkları katliamı ve yaşadıkları acıyı ilk günkü gibi yüreklerinde hissediyor. 31 yıl önce PKK’lı teröristler tarafından katledilen 5’i çocuk, 33 kişi, düzenlenen Yavi köyünde törenle anıldı. Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi ve beraberindekiler, törenin sonunda mezarları ziyaret ederek karanfil bıraktı. Törene katılanlar, 31 yıl önce hayatını kaybeden yakınlarının mezarlarının başında dua etti. Yavi Mahallesi’ne girişteki şehitlikte düzenlenen törene Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Akarsu, 9. Kolordu Komutanı Tümgeneral Tuncay Altuğ, Çat Kaymakamı İrem Baha Yağan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Doç. Dr. Engin Avcı, Emniyet Müdürü Kadir Yırtar, Çat Belediye Başkanı Arif Hikmet Kılıç, MHP İl Başkanı Adem Yurdagül, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Aykut, Erzurum İl Müftüsü Dr. Rüstem Can ve bölge halkı katıldı. Yavi Şehitliği’nde saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim okundu. Yavi Mahalle Muhtarı ve o gecenin tanıklarından Nurullah Tiryaki törende yaptığı konuşmasında katliam gecesini anlattı. Çat Belediye Başkanı’nın konuşmasının ardından Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi konuştu. Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, “Bundan tam otuz bir yıl önce yani 25 Ekim 1993 tarihinde beş tanesi de günahsız vebalsiz çocuklarımız olmak üzere toplam 33 vatandaşımız hain terör örgütü mensupları tarafından uzun namlulu silahlarla taranmak suretiyle şehit edilmişlerdir. İki gün önce de malumlarınız Ankara’da Kahramankazan’da TUSAŞ’ta yine millet olarak büyük bir acı yaşadık. Orada da beş vatandaşımız şehit oldu. On dört vatandaşımız yaralandılar. Ben bu vesileyle bütün şehitlerimize Cenabıhak’tan rahmet diliyorum. Cenabıhak onlara rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin. Ailelere başsağlığı diliyorum. Yine Cenabıhak devletimize, milletimize, ülkemize, insanımıza böyle acılar yaşatmasın. Tekrarını yaşatmasın bu tür acıların. Şu anda yine bu vesileyle yurt içinde, yurt dışında operasyonda olan askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik güçlerimiz var. Cenabıhak onlara da yardımcı olsun. Onları daima her daim mensur ve muzaffer eylesin diye dua ve niyazda bulunuyoruz. Yine kahraman gazilerimizin hayat olanlarına Cenabıhak hayırlı, uzun ömürler versin. Ahirete irtihal edenlere de yine rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin. Hem Yavi katliamı hem de TUSAŞ’ta yapılan saldırı bize şunu gösteriyor ki biz bu topraklarda yaşamak için bu topraklarda tutunmak için güçlü devlet olmak zorundayız. Zayıf devletlerin, güçsüz milletlerin bu topraklarda yaşama şansı ve imkanı yok. Tarihten hatırlayalım. Bu Anadolu coğrafyasında nice devletler kuruldu. Nice medeniyetlerde tarihe karıştı gitti. Onun için biz bu topraklarda her daim bir olmalıyız. Beraber olmalıyız ve güçlü olmalıyız. Cenabıhak devletimize, milletimize zeval vermesin. Yine Cenabıhak bu aziz vatanda, bu ay yıldızlı al bayrağın altında bir ve beraber yaşamayı bir ve beraber yaşamayı, kıyamete kadar birlikte olmayı, aziz milletimize nasip eylesin diyor, tekrar hepinizi hürmetle, muhabbetle selamlıyorum” diye konuştu. Anma programında Erzurum İl Müftüsü Dr. Rüstem Can tarafından dua edildi. Törenin sonunda programa katılan protokol mensuplarınca şehit mezarlarının üzerine karanfil bırakılarak dua edildi. Kabirlerin yanına fidan dikimi de yapıldı.
Samsun Yılmaz: “Tam bağımsız milli savunma sanayini kurmanın bedelini ödetmeye çalışıyorlar” AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Yerel Yönetimler Başkanı ve Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz, “Bu coğrafyada bu topraklarda bu tam bağımsızlığı tam bağımsız milli savunma sanayini kurmanın bedelini bize ödetmeye çalışıyorlar. TUSAŞ saldırısı bizim hırsımızı arttıracak, motivasyonumuzu yükseltecek" dedi. AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkanlığı Deneyim Paylaşım Toplantısı, Yusuf Ziya Yılmaz başkanlığında Samsun Büyükşehir Belediyesi Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon’da Samsun, Ordu, Trabzon ve Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlarının katılımı ile yapıldı. Çok sayıda partili ve meclis üyelerinin de katıldığı toplantının basına açık kısmında konuşan Yılmaz, TUSAŞ’a yapılan saldırı ve sosyal medyada yapılan algı çalışmaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “Tam bağımsız milli savunma sanayini kurmanın bedelini ödetmeye çalışıyorlar” Yılmaz, “Türkiye Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş.’ye(TUSAŞ) yapılan hain menfur saldırıyla yaşama sevincimiz tahrip edildi. 5 şehidimiz için dünden beri Türkiye ağlıyor. Dün onların Ankara’da cenazeleri defnedildi. İçimiz kan ağlıyor. Türkiye’nin adeta kalbi diyebileceğimiz bir tesise hain teröristler saldırdılar. Tabii, Türkiye’nin tam bağımsız, milli savunma sanayinin kalbi olan o tesis ve o tesislerin bu ülkenin, bu coğrafyanın ne kadar önemli tesis olduklarını onlar biliyorlar ve oradan, kalbinden Türkiye’yi vurmayı hedefliyorlar. Demek ki onların canını orası çok acıtıyor. Demek ki onlar için o bizim yıllardır söylediğimiz tam bağımsız milli savunma sanayimizi kurmamız gereğine dönük olan vurgularımızın ne kadar haklı sebepler içerdiğini gösteren güzel bir olay. Onların en çok canını yakan bir yer olduğunu göstermesi. O bakımdan bu bizim hırsımızı arttıracak. Bu bizim tam bağımsız milli savunma sanayi kurma mücadelemizle ilgili motivasyonumuzu yükseltecek. TUSAŞ’ta dün hiç bir şekilde mesaiye ara verilmemesi hakikaten güzel bir gelişme. Dün sabah sanki hiçbir şey olmamış gibi o tam bağımsız milli savunma mücadelesinin inşası için ’Biz bir neferiz, arkadaşlarımız şehit oldu. Onların cenazelerine katılırız. Oradan da geliriz işimizin başına’ diyen o kahramanlar yine dün orada işlerine, güçlerine devam ettiler. Allah, hayatını kaybedenlere rahmet eylesin. Yaralılarımız da var hastanelerde. Rabbim onlara şifa versin. Hayat devam ediyor. Bu coğrafyada bu topraklarda bu tam bağımsızlığı tam bağımsız milli savunma sanayini kurmanın da bedelini bize ödetmeye çalışıyorlar. Demek ki bu kolay olsaydı bundan önce de yapılabilirdi. Ama gördüğünüz gibi Cumhurbaşkanımızın bu konudaki vurguları daha doğrusu AK Partimizin bu konudaki savunma sanayi politikalarındaki bağımsızlığı ve dışa bağımsızlığı elde etmek için verilen mücadelenin haklı sebeplerini bu olaydan da görüyoruz" diye konuştu. “Sokak hayvanlarıyla ilgili algı Türkiye’yi sardı, sarmaladı” Sokak hayvanları katlediliyormuş gibi bir algı oluşturulduğunu ve aylarca kamuoyunu meşgul ettiğini dile getiren Yusuf Ziya Yılmaz, "Bundan bir 3 ay önce sokak hayvanlarıyla ilgili köpürtülmüş, sanki Türkiye’nin sokaklarında her gün hayvanlar toplanıyor, her gün hayvanlar katlediliyor, öldürülüyor. Belediyelerde, ülkede, iktidarda sokak hayvanlarıyla ilgili konuya hiç ilgili değilmiş gibi bir algı üretildi. Değerli arkadaşlar, biz Samsun’daki Güçten Düşmüş Sahipsiz Hayvan Bakım Merkezi’ni 2001 yılında yaptık. Hatta kedi kasabası da yaptık. Köpeklerin onları rahatsız etmeyecek mesafede bir yere yaptık. Oraya belki de Samsun’un içerisinde bu klinik ne kliniği falan diye sorabileceğiniz ölçekte mimarisiyle, içindeki donanımlarla, aletiyle, edevatıyla 2001 yılında yani bundan 22-23 sene önce yapmışız. Türkiye’de sokak köpekleriyle ilgili hiçbir hizmet yapılmıyor diye bir şey köpürtüldü. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 2,5 ay bu sokak hayvanlarıyla ilgili yapılması gereken şeyler konuşur oldu. Bizim 2001 yılında yaptığımız işlerden hiç de farklı bir şey çıkmadı ortaya. Demek ki biz onu daha önce yapmışız. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız o süreçte dayanamadı. Beni bir gün aradı. ’Sanki, Türkiye’de biz bu işlerle ilgili hiçbir şey yapmıyormuşuz gibi konuşuluyor’ dedi. ’Kocaeli’de sokak hayvanları ile ilgili yaptığımız tesislerin incelenmesi için bir ekip gönderir misiniz?’ dedi. Ben ’göndermeme gerek yok. Ben yaptıklarınızın hepsini biliyorum, eline sağlık’ dedim. Yani kısacası bundan 2,5 ay önce sokak hayvanlarıyla ilgili bir olay vardı. Köpürdü, inanılmaz bir algı, Türkiye’yi sardı, sarmaladı. Gündemimiz hep oraya gitti. Türkiye sanki sokak hayvanlarına karşı hayvana karşı daha doğrusu duyarsız bir milletmiş gibi dışarıya karşı kötü bir algının oluşmasında etkili oldu” şeklinde konuştu. “Psikolojik algı yönetimi gündeme sokuluyor" Birçok alanda algı yapıldığını ve insanların korkuya sürüklendiğini vurgulayan Yılmaz, “Onu devam eden bir süreç içerisinde ondan önce ekonomiyle ilgili şeyler vardı, felaket tellallıkları vardı. ’Ekonomi battı gitti, bu alışveriş merkezleri daha doğrusu gıda alışverişini yaptığımız bu 3 harfli merkezlerde inanılmaz bir fiyat kontrolsüzlüğü var. Buralarda herkes istediği gibi her gün zam yapıyor’ diyen bir konuyla da en az bir 15-20 gün Türkiye çalkalandı durdu. İşte burada psikolojik algı yönetimi gündeme sokuluyor. Biri gündeme sokulduğunda öncekinin etkisi azalıyor. Devam eden süreç içerisinde bir gıda güvenliği ile ilgili, köfte möfte meselesi ile ilgili başlayan bir şey öyle köpürdü ki insanlar lokantaya giderken ’acaba burada nasıl et yeniliyor, nasıl et üretiliyor’ diye bir panik içerisinde oraya gidemeyecek hale geldiler. Devam eden zaman içerisindekilerin hepsini biliyorsunuz. Tekrarlarsam sanki o algı yönetiminin bir parçası olacağım. Ama siz unutuyorsunuz. Niye unutuyorsunuz biliyor musunuz? En bu tarafta olanı, en yakın olanı hatırlıyorsunuz. Çünkü bir öncekini unutturuyorlar. Onu bitiriyorlar, tüketiyorlar. Ondan sonra başka bir şeyi buluyorlar. İşte Diyarbakır olayı vardı. O bitti. Ondan sonra şimdi sağlıkta bir güvensizlikle ilgili olayı köpürtüyorlar. Değil mi? Sanki hastanelerin tümünde sağlıkla ilgili inanılmaz bir dezenformasyon süreci işletiyorlar. Kısacası bunu şunun için anlatıyorum. Herkes işini yapıyor. Yani onlar işte böylesine bir negatif algıyla birlikte ülkede iyi şeyler yapılmıyormuş gibi veya yapılanlar kalitesizmiş gibi bir algının üretilmesiyle ilgili meşgul olacaklar. Biz de Allah’ın izniyle ülkemize en kaliteli hizmeti yapan ve bu hizmetin ortaya çıkardığı sonuçlarla insanımızın kafasındaki algıyı oluşturacak olan bir süreci sizlerle birlikte inşallah üreteceğiz ve yaşayacağız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Toplantıya ayrıca Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse, ilçe belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.