SAĞLIK - 31 Ocak 2025 Cuma 10:08

380 gramlık Hira Su bebek 5 aylık mücadelenin sonunda hayata tutundu

A
A
A
380 gramlık Hira Su bebek 5 aylık mücadelenin sonunda hayata tutundu

Mersin’de 26 haftalıkken 380 gram ağırlığında prematüre olarak dünyaya gözlerini açan Hira Su bebek, Mersin Şehir Hastanesi’ndeki 155 günlük tedavisinin ardından pasta kesilerek taburcu edildi.


Erdemli ilçesinde eşinden ayrı yaşayan anne Faika Ateş (38), büyük bir heyecanla ikinci çocuğunu kucağına alacağı günü beklerken hamileliğinin 26. haftasında sancıları başlayınca, Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurdu. Doğuma alınan Faika Ateş, 380 gram ağırlığında ve 25 santimetre boyunda dünyaya gözlerini açan kızına Hira Su adını verdi. Yenidoğan ünitesinde kuvözde tedavi altına alınan Hira bebek, doktorlar Mustafa Akçalı ve Hüseyin Şimşek ile hemşirelerin şefkatli ellerinde 155 gün sonra 2 kilo 100 gram ağırlığa ve 40 santimetre boya ulaşarak zorlu hayat mücadelesini kazandı. Tedavi sürecinin tamamlanmasıyla büyük sevinç yaşayan anne Faika Ateş, kızı Hira Su’ya kavuştu. Ailesine teslim edilen bebek, kesilen pastanın ardından sağlık çalışanlarının alkışlarıyla hastaneden taburcu edildi.



"Eskiden bu tip bebeklere müdahale edilmiyordu"


Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Mustafa Akçalı, gazetecilere yaptığı açıklamada, Hira Su’nun geçen yıl 26 Ağustos’ta, annesinin halk arasında ’gebelik zehirlenmesi’ olarak bilinen preeklampsi geçirmesi sonrası dünyaya gözlerini açtığını söyledi. Bu tip annelerde erken doğum riskinin çok yüksek olduğunu, bunun hem çocuğun hayatını, hem annenin hayatını tehlikeye atan bir durum olduğunu ifade eden Akçalı, "Böyle durumlarda hem anneyi korumak, hem de bebeği korumak için hangi haftada olursa olsun kadın doğumcu arkadaşların önerisiyle doğum yaptırılır. Hira su bebeğimiz de 380 gram ağırlık, 25 santimetre boy ve 22 santimetre baş çevresiyle doğdu. Eskiden bu tip bebeklere müdahale edilmiyordu. Çünkü yaşam şansının olmadığı düşünülüyordu. Ama günümüz şartlarında; günümüz teknolojisi ve bilgi birikimiyle bu çocukların çoğu hayata tutunuyorlar. Hira Su gibi birçok bebeğimiz de hayata tutundu. Biz bu tip bebekleri, kalbi atan her çocuğa Türk Ceza Kanununun verdiği ölçüde mutlaka müdahalemizi yapıyoruz ve hayata tutunmasını sağlıyoruz" dedi.



"Çok güçlü bir şekilde direndi"


Hira Su bebeğin hayat mücadelesini anlatan Akçalı, "Hira Su bebeğimiz de gerçekten çok güçlü bir şekilde direndi. Gerçekten çok güçlüydü. Bu süreç içerisinde çok badireler atlattı. Birkaç kere kalbi durdu; müdahale ettik, tekrar canlanmasına vesile olduk. Yaklaşık 75 gün solunum cihazında takip ettik. Sonrasında ufak bir göz operasyonu geçirdi. Nihayetinde bu günlere geldik. Şu an kilosu 2 bin 100 gram, boyu 40 santimetre, baş çevresi de 32,5 santimetre. Gördüğünüz gibi artık bize gülücükler atıyor. Yaklaşık 155 gün olmuş bu arada. Yani 155 gün de az bir zaman değil. Biz sanırım annesinin karnında durduğu süre kadar baktık ona. Bundan sonrası için de zaten takipte neler yapacağını anneye anlattık. Bundan sonra hayatı inşallah güzel olur" diye konuştu.



"Bu kadar küçük bebeklerin yaşam şansı yüzde 5 civarında"


Hira Su’nun 380 gram doğmasına değinen Akçalı, Türkiye’de ve dünyada da bu kadar küçük bebeklerin yaşam şansının yüzde 5 civarında olduğunu ifade ederek, "Burada önemli olan bebekleri sağlıklı bir şekilde taburcu edebilmek. Umarım ileride herhangi bir sorunla karşılaşmaz. Şu anda nörolojik muayenesi de gayet iyi gidiyor, diğer muayeneler de iyi gidiyor. Bir tek gözünde ufak bir problemimiz var. Onu da zamanla aşacakmış gibi görünüyor" dedi.



"Hiçbir zaman umudumu yitirmedim"


Kızına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan anne Faika Ateş de Hira Su’nun hayata tutunmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek başladığı konuşmasında, "Umudunu yitiren anneler var biliyorum, üzülen anneler var görüyorum, 5 ay boyunca hastanede hep karşılaştım. Gözyaşı döken anne baba gördüm. Çok heyecanlıyım. Hiçbir zaman umudumu yitirmedim. Bana en büyük desteği ailem verdi. Mustafa hocamın desteği, arkadaşların güler yüzü; hiçbir zaman gözüm arkada kalmadı. Hep üzüldüm. Nasıl üzüldüm? Yeri geliyor evladıma dokunamıyordum, özledim diyordum, bakamıyordum, çok üzülüyordum bir anne olarak. Ama hep ’uzun, zor bir yol ve biz bu yolu başaracağız’ diyordum. Bir anne olarak kendimle gurur duyuyorum. 14 yıl aradan sonra anne oldum, güzel bir duygu" ifadelerini kullandı.



380 gramlık Hira Su bebek 5 aylık mücadelenin sonunda hayata tutundu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Süreyya Paşa’nın kabri yenileniyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Maltepe Belediyesi işbirliğiyle Süreyya Paşa (İlmen), eşi Adalet İlmen ve torunlarının yattığı türbede yenileme çalışmaları başlatıldı. İBB Miras ekibinden Birgül Şimşek, çalışmaların büyük bir titizlikle ve kent mirasına uygun şekilde yürütüleceğini ifade ederken Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen de çalışmaları yerinde inceledi. Başkan Köymen, geçmiş yıllarda yapılan çalışmalar ile İBB Miras ekiplerinin yürüttüğü ve planlanan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Köymen, "Tarihi ve kültürel değerleri korumaya devam edeceğiz. Seçim beyannamemizi açıklarken de belirttiğimiz gibi kentin hafızası olan doğal ve kültürel varlıkların korunması ve geleceğe aktarılmasını sağlayacağız. Bu anlamda İBB Miras ekipleriyle uyum içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi. Süreyya Paşa kimdir? 10 Nisan 1874 tarihinde Podgorica’da doğan Süreyya İlmen asker, siyasetçi ve aynı zamanda iş insanıdır. Serasker (Genel Kurmay Başkanı) Mehmed Rıza Paşa’nın oğludur. Harp Akademisi’ni bitirdikten sonra kurmay subay olarak uzun süre Genelkurmay’da çalıştı. Genç yaşta general oldu. İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra askerlik konusunda yayınlar yaptı. Orduda havacılığa yer verilmesinde emeği geçti. Tümen komutanı iken askerlikten ayrılarak İstanbul’da bir dokuma fabrikası (Adalet Mensucat Fabrikası), sinema ve opera binası (Süreyya Operası) kurarak işletmeciliğini yaptı. Çeşitli sportif ve hayır içeren projelere imza attı. Bunların arasında Maltepe’de yaptırdığı Süreyya Plajı ve Bakireler Anıtı de yer almaktadır. 1927’de İstanbul’dan milletvekili seçildi. 1930 yılında aktif siyasi yaşamını noktaladı. İstanbul Maltepe’de SSK Süreyyapaşa Hastanesi’ni kurdu. 6 Şubat 1955 tarihinde öldü.