EKONOMİ - 21 Mart 2012 Çarşamba 11:41

ÇİLEK ÜRETİCİSİNİ SEVİNDİRİYOR

A
A
A
ÇİLEK ÜRETİCİSİNİ SEVİNDİRİYOR

Mersin`in Silifke ilçesinde örtü altında hasat edilen çilek, üreticisinin yüzünü güldürüyor.
Atayurt başta olmak üzere Arkum ve Atakent beldeleri ile Kurtuluş, Bahçeköy, Sökün, Çeltikçi köylerinde üretimi sıklıkla yapılan çilek iç piyasada kilosu 3 lira, yurt dışına ise 4 TL`den satılıyor. ilifke Çilek Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Özmen, örtü hasadı yapılan çileğin Rusya başta olmak üzere Azerbaycan`a ihraç edilmeye başlandığını söyledi. Açıkta hasadına bir hafta sonra başlanacak çileğin yurt içinde Türkiye`nin değişik şehirlerine gönderildiğini ifade eden Özmen, "Bu yıl 20 bin dönüm
araziden 80 bin ton çilek hasadı yapılacak. Temmuz ayı sonuna kadar sürecek hasat süresi boyunca toplanacak çileğin bir bölümü yurt içinde pazarlanacak, bir bölümü de Rusya başta olmak üzere çeşitli ülkelere ihraç edilecek. Hasat sezonunun başlamasıyla birlikte ilk üretimi yapılan çileklerin de ihraç edilmeye başlaması sevindirici" dedi.
Herkesin gönül rahatlığıyla Silifke çileğini yiyebileceğini kaydeden Özmen, "Silifke çileği tüm dünyada tanınır hale geldi. Böylelikle yoğurdu ile tanınan Silifke artık çileğiyle de ün kazanmaya başladı. Çiftçilerimiz de en kaliteli çileği üretmek için var gücüyle çalışıyorlar" diye konuştu.
Silifke`de üretimdeki kaliteyi artırabilmek için üreticilerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların aksatılmaksızın devam ettiğini belirten Özmen, amaçlarının piyasanın istediği üretimi gerçekleştirmek ve çiftçinin kalkınmasına katkı sağlamak olduğunu ifade etti. Silifke`de çilek üretiminin önemli bir istihdam sağladığına vurgu yapan Özmen, açıklamasına şöyle devam etti:
"Temmuz ayı sonu itibariyle tarlaların hazırlanıp ardından dikimin yapılması, ardından gelen süreçte budanması, ilaçlanması, gübrelenmesi, yabani ot ile mücadelesi ve toplanması gibi çalışma süreci haziran ayına kadar devam eder. Silifke`de yaklaşık 3 bin aile çilek işiyle uğraşır. Çoğunluğu kadınlardan oluşan 10 bin kişi, çilek üretimi sayesinde ekmek kapısı buluyor. Çilek toplama sezonunda ise Silifkelilerle birlikte Şanlıurfa ve Kahramanmaraş`tan gelen işçiler de çalışıyor. Bu da Silifke`de önemli bir
istihdam yaratıyor."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’in tescilli lezzeti beyran, soğuk havaların vazgeçilmezi oldu Gaziantep’in meşhur lezzetlerinden olan ve yapımı 12 saat süren beyran, son günlerde havaların iyice soğumasıyla birlikte daha çok rağbet görmeye başladı. Gaziantep mutfağının en sevilen yemeklerinden olan beyran, kemik suyu, et, pirinç ve baharatlarla hazırlanan bir şifa kaynağı olarak biliniyor. Beyran, özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih ediliyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından gastronomi dalında şehirler ağına dahil edilen Gaziantep’in tescilli lezzetleri arasında yer alan beyran kışın soğuk algınlığı yaşayanlar için de yardımcı özelliği taşıyor. Hazırlanışı saatler süren beyran, içerisindeki kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar ile kış aylarında vatandaşların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Gaziantep’te hemen her lokanta ve restoranın menüsünde yer alan beyranı hazırlamak 12 saat sürüyor. Grip ve nezle gibi solunum yolu hastalıklarına iyi gelmesiyle bilinen ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği için soğuk havalarda büyük ilgi gören beyran, son günlerde havaların soğumasıyla daha çok tercih edilmeye başladı. Gaziantep’teki beyran ustalarından Ahmet Çadır, özellikle sonbaharın gelmesiyle ve kış mevsiminin de yaklaşmasıyla birlikte vatandaşların beyrana olan ilgisinin arttığını belirtti. “Beyran 12 saat boyunca ilikli kemik suyu ile pişer” Beyranın özellikle kış aylarında doğal antibiyotik niteliğinde olduğunu belirten Çadır, “Havaların soğumasıyla beyrana olan ilgi arttı. Beyranın içinde antibiyotik olan sarımsak ve yoğun protein var. Beyran 12 saat boyunca ilikli kemik suyu ile pişer. Beyrana rağbet artıyor. Sebebi ise bağışıklık sistemini güçlendirici, nezle ve gripten koruyucu bir kalkan gibi insanların vücuduna giriyor ve şifa dağıtıyor. Beyran yöresel yemeğimizdir. Beyran UNESCO tarafından da koruma altındadır. Beyran çok zahmetli bir yemektir. Beyranın içinde ilikli kemik ve et suyu vardır. Kuzunun gerdan kısmından aldığımız eti 12 saat aralıksız kaynatarak yapıyoruz. Et didikleyerek tane tane oluyor, haşlanmış pirinç ve haşlanmış kuzu etini yüksek ateşte bakır tabaklarda pişirip servis ediyoruz” dedi. “Kış hastalıklarından korunmak isteyenler beyran tüketiyor” Gaziantep mutfağının en önemli yemekleri arasında yer alan beyranın 12 saat boyunca haşlanan et, kemik suyu ve çeşitli baharatların harmanlanmasıyla hazırlandığını belirten Çadır, “Beyran Gaziantep’in doğal antibiyotiğidir. Her derde devadır ve şifadır. Beyran yılın 12 ayı tüketilir ama kışın daha çok tüketilmesinin nedeni ise bütün soğuk algınlıklarına iyi gelir. Beyran tamamen şifa deposudur. Havalar soğuyor, insanların bağışıklığı düşüyor. Vatandaşlarımız bağışıklığını güçlendirmek için beyranı tercih ediyor. Müşterilerimiz içerisinde kemik suyu, et ve sarımsak bulunan beyranı hava değişiminden dolayı ve doğal antibiyotik olduğundan dolayı son zamanlarda daha çok tüketmeye başladı” şeklinde konuştu. Çevre illerden de vatandaşların beyran yemek için Gaziantep’e geldiğini belirten Çadır, beyranın herkes tarafından ilgi gördüğünü söyledi. Beyran yemeye gelen vatandaşlar ise nezle ve grip gibi hastalıklardan korunmak için beyranı doğal bir koruyucu olarak tercih ettiklerini dile getirdiler.