POLİTİKA - 18 Eylül 2024 Çarşamba 12:58

Milli teknoloji hamlesine vurgu yapan Bakan Kacır: "İsrail Lübnan’da binlerce cihaza yerleştirdiği patlayıcıları eş zamanlı olarak patlattı"

A
A
A
Milli teknoloji hamlesine vurgu yapan Bakan Kacır: "İsrail Lübnan’da binlerce cihaza yerleştirdiği patlayıcıları eş zamanlı olarak patlattı"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "İsrail Lübnan’da binlerce cihaza yerleştirdiği patlayıcıları eş zamanlı olarak patlattı. Bu yaşanan hadise aslında milli teknoloji hamlesinin ne kadar hayati ve önemli olduğunu bize bir kez daha gösterdi" dedi.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir dizi programa katılmak ve çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Mardin’e geldi.AK Parti’nin 81 şehirde milletvekilleri, başkanları, il yönetimleri, ilçe başkanları, ilçe yönetimlerileri, mahalle başkanları ve mahalle yönetimleri ile hep birlikte vatandaşlarla buluştuğunu belirten Bakan Kacır, ”Türkiye buluşmalar başlığıyla milletimizin dertlerini dinliyor ve her daim olduğu gibi bu dertlere çare olacak olan yine Ak Parti iktidarı olduğu bilinciyle Allah’ın izniyle hizmetlerimizi projelerimizi bir bir hayata geçirmeye devam ediyoruz. Bu gün gün boyu hem buluşacağız hem kalkınma ajanslarımızın gerçekleştirdikleri projelerin açılış törenini gerçekleştireceğiz. Organize Sanayi Bölgemizde toplu temel atma töreni yapacağız” diye konuştu.


Mardin’e Türkiye’nin iki astronotu ile birlikte geldiklerini ifade eden Bakan Kırac, ”Onlar şimdi gün boyunca okullarda öğrencilerimizle buluşuyorlar. Onlarla birlikte Kasımiye Medresesinde insanlarımızla buluşup Türkiye ekonomisini atmakta olduğumuz adımları önümüzdeki dönemde özellikle yatırım, istihdam, üretim, ihracat rotasında hep birlikte neler yapabileceğimizi istişare edeceğiz. 22 yıllık AK Parti iktidarları döneminde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde asırlık hizmetlere imza attık. Sanayi ve teknoloji alanında yapılan işler AK Parti iktidarları döneminde Türkiye hem bölgenin hem dünyanın önemli üretim merkezlerinden biri haline geldi. Türkiye bugün pek çok alanda Avrupa’da üretimde bir numaradır. Beyaz eşya üretiminde Avrupa birincisi, dünya ikincisi bir ülkeyiz. Ticari araç üretiminde Avrupa birincisiyiz, güneş paneli üretiminde Avrupa birincisiyiz, çimento üretiminde Avrupa birincisiyiz, demir çelik üretiminde Avrupa’da ilk iki ülkeden biriyiz, askeri sınıf insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Bütün bunlar gayretle emekle olur, projelerle olur. Organize sanayi ve endüstri bölgelerinde Türkiye’nin 4 bir yanında yükseltmekle mümkün oldu. OSB sayılarını AK Parti dönemlerinde 192’den 362’ye çıkardık. OSB’lerde istihdam edilen kardeşlerimizin sayısını 415 binden 2 milyon 700 bine çıkardık. Toplam sanayi istihdamını 3 milyon 900 binden 6 milyon 700 bine çıkardık. OSB’lerde tüten bacaların fabrika sayılarını 11 binden 58 bine bu dönemde yükselttik. Bütün bunlarla birlikte Türkiye’nin dört bir yanında endüstri bölgeleri üretimi merkezi haline getirdik. Türkiye’de 45 endüstri bölgemiz var. Sanayi üretiminin yanında Ar-Ge’ye öncelik verdik. Sanayinin katma değer oluşmasında teknolojiyi geliştirmeye öncelik verdik. Ar-Ge insan kaynağımızı 29 binden 272 bine yükselttik. Türkiye’nin adeta bir Ar-Ge ordusu var artık. Bugün dünyanın dikkatle takip ettiği dostlarımızın heyecan ve gıpta ile hasımlarımızın endişeyle takip ettiği savunma sanayimiz bu Ar-Ge faaliyetleri sayesinde bu günlere geldi. Savunma sanayide Türkiye ihtiyaçlarının yüzde 80’ini yurt dışından ithal etmek zorunda kalan bir ülke iken, piyade tüfeği dahi kendi imkanlarıyla üretmeyen bir ülke iken, bu gün savunma sanayinde yaygın ihtiyaç duyduğumuz tüm kritik sistemleri platformları kendi imkanlarımızla geliştiren ve üreten bir ülke olduk" şeklinde konuştu.



İsrail’e saldırısını yorumladı


Bakan Kacır konuşmasında dün İsrail’in Lübnan’a yaptığı saldırıyı da değerlendirdi. Kacır, "Dün bir hadise yaşandı, görünen o ki İsrail Lübnan’da binlerce cihaza yerleştirdiği patlayıcıları eş zamanlı olarak patlattı. Bu yaşanan hadise aslında milli teknoloji hamlesinin ne kadar hayati ve önemli olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Her zaman ifade ediyoruz; sadece savunma sanayinde değil, haberleşme teknolojilerinde, finans teknolojilerinde, sağlık teknolojilerinde, tarım teknolojilerinde ve gıda teknolojilerinde velhasıl tüm teknoloji alanlarında aynı seferberlik profili hareket etmek ve teknolojileri kendi yerli ve milli imkanlarımızla geliştirmek ve üretmek zorundayız. Bu bizim için bir tercih değil mutlak bir gereksinimdir ve bu anlayışla çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve istiyoruz ki bu yolculuk Türkiye’nin 81 şehrinde yükselsin. 81 şehrindeki gençlerimiz bu yolculukta bizimle yol arkadaşlığı yapsın, bu anlayışla dünyanın en büyük teknoloji festivalleri bu ülkede gerçekleştiriyoruz. Bu yıl 2-6 Ekim’de Adana’da finallerini yapacağız. Teknofest’te 777 bin takımda 1 milyon 600 bin gencimiz başvurdu ve şehrimizin tümünde Teknofest adeta bir toplumsal seferberliği, bir toplumsal dip dalgaya dönüştü. Bütün bunlar geleceğimiz adına bizim için öz güven ve inanç kaynağı. Bugüne kadar Türkiye’nin üretim ve kalkınma yolculuğunda Mardin’i asla geride bırakmadık. Mardin’de OSB’lerimizin sayısını birden üçe çıkardık. OSB’lerdeki istihdamın bin 200’den 6 bin 630’a çıkardık. OSB’lerde üretimde olan tesis sayısını 57’den 168’e yükselttik. Bugüne kadar Mardin’de OSB’lerin altyapı çalışılmaları için Bakanlık olarak 2 milyar 100 milyon kaynak ayırttık. OSB’lerde tüm parseller üretime geçtiğinde 9 binden fazla Mardinli kardeşimiz istihdam edilecek. Aynı şekilde sanayi sitelerine kredilerde destek olduk. Ve destek olduğumuz sanayi sitelerinde 2 bin 700’de fazla kardeşimiz istihdam ediyor. verdiğimiz yatırım teşvikleriyle bin 700’den fazla yatırımda 46 milyar yatırım tutarında yatırımın Mardin’e kazandırılmasının ve yüz 8 binden fazla istihdamın önünü açtık. KOSGEB doksanlı yıllarda kurulmuş bir müesseseden söz ediyoruz. Fakat, 2000 yıllara kadar Mardin’de KOSGEB’den destek alan Kobilerin sayısı iki parmağını geçmiyordu. AK Parti döneminde Mardin’de 12 bin 700’den fazla kobimize 3 milyar 100 milyon TL destek olduk. TÜBİTAK eliyle Mardin’de 83 milim insanımıza ve iki Ar-Ge projesine 47 milyon TL destek sağladı. 11 yaşından itibaren bu ülkenin özel yetenekli çocuklarını tespit ediyoruz. Şehir şehir, ilçe ilçe, kasaba kasaba ve köy köy bu ülkede geleceğin Aziz Sancarları geleceğin Selçuk Bayraktar’lar yetişsin anlayışıyla tek tek gençlerimizi, çocuklarımızı tespit ediyor ve onları deneyap teknoloji atölyelerinde teknoloji geliştirme yolculuğuna davet ediyoruz. Mardin’de de deneyap teknoloji atölyemizi kurduk ve gençlerimizle de eğitim programlarını sürdürüyoruz. Dicle Kalkınma Ajansımızın eliyle 262 bölgesel kalkınma projesine Mardin’de 732 milyon TL destek verdik. Cazibe merkezlerimiz programında 7 projeye 317 milyon TL, KOSGEB’de 6 projeye 54 milyon TL destek oldu. Yine bölge kalkınma idaresi eliyle 95 projeye Mardin’de 642 milyon TL destek sundu. Dicle Kalkınma Ajansımız 415 milyon lirayla destek oldu ve toplam 520 milyon TL yatırım tutarı olan 17 tesisin açılışını inşallah Mardin’de gerçekleştireceğiz. GAP bölge kalkınma idaremizin de 6 projesini imza törenini hep birlikte inşallah gerçekleştireceğiz ve organize sanayi bölgemizde 1 milyar 865 milyon TL yatırımla hayata geçecek ve 300’den fazla Mardinli kardeşimizin istihdamına vesile olacak 17 tesisin temellerini hep birlikte atacağız” ifadelerini kullandı.



Milli teknoloji hamlesine vurgu yapan Bakan Kacır: "İsrail Lübnan’da binlerce cihaza yerleştirdiği patlayıcıları eş zamanlı olarak patlattı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurumspor FK - Fatih Karagümrük maçının ardından Trendyol 1. Lig’in 13. haftasındaki Erzurumspor FK-Fatih Karagümrük maçının ardından teknik sorumlular mücadeleyi değerlendirdi. Trendyol 1. Lig’in 13. haftasında Erzurumspor FK, sahasında Fatih Karagümrük’ü 3-0 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Fatih Karagümrük Teknik Sorumlusu Atılay Canel, kendilerini desteklemeye gelen Karagümrük taraftarlarına teşekkür ederek, “Oyuna iyi başladık. Oyunun bütün kontrolü bizdeydi. Nitekim buradan üç puanla dönüyoruz. Erzurumspor’a bundan sonraki maçlarında başarılar diliyorum. Buraya galibiyet için geldik. Maçın başında da söyledim. İyi bir şekilde oynadık ve iyi mücadele ettik. Gerçi zaman zaman orta sahada bazı topları kaybetmemize rağmen istediğimiz golleri bulduk” diye konuştu. "Oyun dışı faktörler konuşmak zorunda kalıyoruz" Erzurumspor FK Yardımcı Antrenörü Yusuf Randa ise, Karagümrük takımını tebrik ederek, “Kazandılar, kazandıkları için kendilerini tebrik ediyoruz. Maçtan önce sahada dolaşırken Cihan Hoca ile karşılaştık. Hakan Hocamız, Cihan Hocaya şu sözleri söyledi: ’Ben senin 20 yaş büyüğünüm. Sizler genç, pırlanta gibi insanlarsınız, hata yapabilirsiniz. Bugün skor ne olursa olsun verdiğin kararlara itiraz etmeyeceğim.’ Ancak maçta yaşanan bazı olaylar bu samimi tavrı gölgede bıraktı. Birinci golde bize göre bir faul var, fakat bu pozisyonu tekrar izlememiz gerekiyor. Hakemler de bunu değerlendirebilir. Ancak hakem faulü vermedi ve taç atışını kullandırdı, sonrasında gol yedik. Buna bağlamıyoruz ama kurala göre yerde yatan bir oyuncu varsa, oyun durdurulmalıydı. İkinci golde ise topun bizim lehimize çıkmasına rağmen hakem kararını değiştirdi ve taç atışını rakibe verdi. Devre arasında Hakan Hoca, hakeme çok saygılı bir şekilde bu pozisyonları sordu. Fakat hakem, ’Beni ilgilendirmez’ diyerek yanıt verdi. Sonrasında ofsayt pozisyonunda hızlı başlamak isteyen kalecimiz Ataberk’in oyununu durdurdu. Bu da tamamen çelişkili bir karar oldu. Hakan Hoca bu durumu dile getirdiğinde kırmızı kart gördü. Hakemlere son derece saygılı davranmaya çalışıyoruz. Hakan Hoca, iki buçuk sezondur genelde oyunla ilgili değerlendirmeler yapar, hakem kararlarına odaklanmaz. Ancak bugün oyun dışı faktörler konuşmak zorunda kalıyoruz. Bu noktada hakemlerden de aynı saygıyı görmek istiyoruz. Karagümrük takımını tebrik ediyorum, bu söylediklerim onların galibiyetini gölgelemek için değil. Geçen hafta Manisa maçında da benzer hakem hataları yaşandı. Biz kurallara göre hareket etmek istiyoruz, ancak hakemlerin bu kuralları esnetmesi bizi zor durumda bırakıyor. Biz organize, sistemli ve formasyon anlamında takdir edilen bir takımız. Bu sezon altı iç saha maçında gol yemedik ve ligin en az gol yiyen takımıyız. Rakiplerimizle 11’e 11 mücadele etmek istiyoruz. Fakat hakem kararları oyunumuzun güzelliğini ve konsantrasyonumuzu etkiliyor. Son olarak taraftarlarımız hakkında da bir şey söylemek istiyorum. 2022-2023 sezonunun devre arasından beri bu takımda görev alıyorum ve taraftarlarımızın son derece saygılı olduğunu düşünüyorum. Ancak ilk defa bugün, hakemin agresif bir şekilde tepki gördüğüne şahit oldum” dedi.
Ankara Eğitim Gücü Sen Genel Başkanı Özat: “Pazartesi itibariyle öğretmenlerin kütüphane memurluğu ile ilgili eylem kararımızı alıyoruz” Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (Eğitim Gücü Sen) Genel Başkanı Oğuz Özat, 23 Kasım 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Okul Kütüphaneleri Yönetmeliği’ni değerlendirdi. Değerlendirmesinde Özat, “1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nu bilmeyen kişiler bu yönetmeliği yazmış olabilir. Bu yönetmeliği Eğitim Gücü Sen olarak Danıştay’a taşıyoruz. Pazartesi itibariyle de Türkçe ve Edebiyat öğretmenlerinin kütüphane memurluğu ile ilgili eylem kararımızı alıyoruz” dedi. Eğitim Gücü Sen tarafından yapılan yazılı açıklamada görüşlerine yer verilen Özat, 23 Kasım 2024 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Okul Kütüphaneleri Yönetmeliği’nin Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlattı. Öğretmenler Günü’ne bir gün kala yayımlanan yönetmeliğe bakılması gerektiğini savunan Özat, “Sayın Bakan, Edebiyat ve Türkçe öğretmenleri kütüphane memuru olarak görevlendiriliyor. Bu yetmedi mi? Gıda öğretmenlerini kantin işçisi, Beden Eğitimi öğretmenlerini top toplayıcı, Fen Bilgisi öğretmenlerini bahçıvan yapın. Norm fazlası diye hizmetli yapın madem. Bu nasıl bir ayıptır” dedi. Öğretmenlerin, görevlerini icra ederken, asli görevlerinden uzaklaştırılmaları kabul edilemez olduğunu sözlerine ekleyen Özat, “Eğitimcilerimiz, öğrencilerimize rehberlik edip bilgi aşılamak yerine, kütüphane memuru olarak görevlendirilemez. Önceki dönem Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer döneminde kütüphanelerdeki kitap sayısını tekrar kontrol ettirin, okullardaki rakamların çoğu uydurmadır. Bu nasıl bir yönetmelik ki ’10 bin kitap olan okullarda kütüphaneye memur atanacak, atayamazsa, edebiyat ve Türkçe öğretmeni görev yapacak?’ Öğretmenleri kütüphane memuru yapamazsınız, kendinize gelin! 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nu bilmeyen kişiler bu yönetmeliği yazmış olabilir. Bu yönetmeliği Eğitim Gücü Sen olarak Danıştay’a taşıyoruz. Pazartesi itibariyle de Türkçe ve Edebiyat öğretmenlerinin kütüphane memurluğu ile ilgili eylem kararımızı alıyoruz. Kütüphane ile ilgilenmek onların görevi değildir. Onlar, öğrencilerimizi yetiştirmek ve geleceğimizi inşa etmek için buradalar! Öğretmenlerimizin ve eğitim çalışanlarımızın haklarını savunmak için kararlılıkla mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.