EKONOMİ - 03 Mayıs 2024 Cuma 11:20

"Mardin’de tüketilen kaçak elektrik 4.8 milyon kişiye yeter"

A
A
A
"Mardin’de tüketilen kaçak elektrik 4.8 milyon kişiye yeter"

Dicle Elektrik tarafından Mardin’de yapılan yatırım, şebeke iyileştirme bakım ve onarım çalışmalarına rağmen kayıt dışı kullanım nedeniyle özellikle Derik ve Kızıltepe ilçelerinde şebekenin çökebileceği ve bu ilçelerin enerji almama riskinin olduğu uyarısı yapıldı. Mardin’de tüketilen kaçak elektriğin 1.2 milyon haneye ve 4 milyon 800 bin nüfusa yetecek güçte olduğu belirtilirken, ekonomiye zararının 6 milyar 250 milyon lira olduğu açıklandı.


Dicle Elektrik, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan altı ilde kaliteli, kesintisiz ve kayıpsız enerji dağıtımı vizyonuyla çalışmalarını sürdürüyor. Yatırımlarını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) tüketici hizmetleri ve hizmet kalitesi yönetmeliklerine uygun olarak gerçekleştiren ve Mardin’de 358 bin 600 aboneye hizmet sağlayan dağıtım şirketi, özelleştirmeden bu yana Mardin’e 10 yılda 3 milyar 200 milyon liralık yatırım yaptı. Yetkililer, yeni yatırım dönemi için, “Bu yıl Mardin’e 1 milyar TL’ye yakın bir yatırımı daha hizmete almayı hedefliyoruz. Böylece toplam yatırımımız bölgede 4 milyar TL’yi geçecek” dedi.


Dağıtım şirketi, teknolojiyi odağına alarak yaptığı yatırımlarla altyapısını güçlendirmesine rağmen özellikle tarımsal sulamada kayıt dışı kullanım nedeniyle şebekenin aşırı yüklenme kaynaklı uyarı verdiğini aktardı. Dicle Elektrik’in 28 milyar TL’lik toplam alacağının 3’te birinin Mardin’e ait olduğu bildirildi. Dicle Elektrik yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, “2023 yılında Mardin ilinde 5 milyar kWh enerji çekişi oldu. 2 milyar 465 milyon kWh’ın kayıt içinde olduğu tespit edildi. İl genelinde 2.5 milyar kWh kayıp kaçak enerji çekişi mevcut. Bu kaçak enerjinin ülkeye maliyeti ise 6 milyar 250 milyon liradır. Sadece Mardin’de tüketilen kaçak enerji, 1.2 milyon hanenin tüketimine eşittir. Her hanede 4 kişinin yaşadığını varsayarsak, bu da 4 milyon 800 bin kişinin enerji tüketimine denk gelmektedir. Enerji çekişi her geçen gün artmakta. Şehrimizin kesintisiz ve kaliteli enerji alması için olağanüstü bir çabayla çalışmalarımıza devam ediyor, kayıt dışı kullanımla mücadele ediyoruz” denildi.


Kayıt dışı kullanıma bağlı olarak her geçen gün enerji çekişinin artmasının hem şebekeye hem de milli ekonomiye ciddi zararlar verdiği belirtilen açıklamada, Kızıltepe ve Derik’teki kaçak tüketim vurgusu dikkat çekti.



Mardinli tarımsal sulama aboneleri üç kat fazla elektrik harcıyor


Tarımsal sulamanın etkisi ile elektrik tüketiminde astronomik artış gerçekleştiğine ilişkin örnek tüketim verisi paylaşan Dicle Elektrik yetkilileri, “Mardin’de 272 bin aktif abone bulunuyor ve aboneler sulama dönemi öncesi bir günde yaklaşık 5.4 milyon KWh elektrik harcıyor. Sayıları 7 bin olan Mardinli tarımsal sulama abonesi, toplam abone sayısı içinde yaklaşık yüzde 2.5’luk bir kesimi oluşturuyor. Söz konusu 7 bin tarımsal sulama abonesinin sulamanın başlaması ile birlikte günlük tüketim miktarının 18 milyon KWh’ın üzerine çıktığını görüyoruz. Diğer bir tabirle Mardinli tarımsal sulama aboneleri, ildeki diğer abone gruplarının üç katına yakın yükseklikte elektrik tüketimi gerçekleştiriyor” ifadelerini kullandı.



"Kızıltepe ve Derik’e hiç enerji verilmemesi riski var"


Kaçak trafolara karşı da aralıksız mücadele verdiklerini ifade eden Dicle Elektrik yetkilileri, “Yılda 6.5 milyar kWh elektriği, tarlalarını yeraltı suyu ile sulamak için kullanan bölge genelindeki 35 bin abonenin 7 bini aşkın kısmı Mardin’de bulunuyor. Bu abonelerden 5 bin 600’ünün birikmiş olan elektrik borcu ise 10 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Tarımsal sulamanın en yoğun olarak yapıldığı Kızıltepe ve Derik’teki kaçak kullanımın bu şekilde devam etmesi durumunda, bu iki ilçede şebekelerin tamamen çökeceğini ve bu ilçelere enerji verilememe riskini göz önünde bulundurmak gerekir” dedi.


Kamuoyunda zaman zaman dile getirilen elektrikteki dalgalanmalara ilişkin de bilgi veren yetkililer, yüksek kayıp kaçak oranı sebebi ile kırsalda enerji dalgalanmalarının başladığına vurgu yaptı. Yetkililer, bu durumun kırsalda yürütülen tüm faaliyetleri sekteye uğrattığının da altını çizdi.



"Mardin’de tüketilen kaçak elektrik 4.8 milyon kişiye yeter"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ilişkin sunum yaptı ve gün sonunda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Göktaş, şehir, ilçe ve mahalle bazında sosyal risk haritalarını oluşturmaya yönelik çalışmaların ve sosyal olgulara yönelik çalışmaları tamamladıklarını belirterek, “Paydaş bakanlıklarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri entegrasyon çalışmalarımızı tamamladığımızda henüz vakalar gerçekleşmeden müdahale kapsamında kapasitemizi önemli ölçüde artırmış olacağız. Bu süreçte ilgili bakanlıklarımız kurum ve kuruluşlarımızla güçlü iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Biz bu çalışmaya öncelikle iki pilot ilçeden başlattık. Akabinde şu anda sosyal risk haritamızı ilk altı ilde başlattık” ifadelerini kullandı. Göktaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor. Onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Bakın bu konularda siyaset üstü bir konu olduğu için biz bunlar üzerinde politika veya şov yapmıyoruz. Biz her zaman vatandaşımızın yanındayız. Bunu görsellerle değil eylemle bizzat ailelerin yanında olarak yapıyoruz.” Narin Güran cinayetine yönelik soruya üzerine Bakan Göktaş, “Narin sekiz yaşında bir kız çocuğu. Böylesi elim bir hadisede hayatını kaybetmesi millet olarak hepimizi çok derinden üzdü. Narin tüm Türkiye’nin hepimizin kızı oldu. Şu an dava süreci devam ediyor. Hatta Narin kızımızın mahkemesinde onun hukuki olarak hakkını arayan bizleriz. Avukatlarımızın savunmasını herkes tarafından takdir gördü. Ben burada sizlerin huzurunda müdahil olduğumuz adli süreci takip eden avukatlarımıza ve bu süreçte yer alan tüm ekibimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Bakanlık olarak duruşumuzun her zaman çocuğun yanı olduğunu tüm ülkeye gösterdiler” dedi. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Bu ilkeden asla taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün küresel bir sorun olan şiddet karşısında evet küresel bir sorun gerek hukuki gerekse politika düzeyinde etkili bir mekanizmayı sahibiz. Çok yönlü bir sorun olan kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için tüm bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, STK’larımızla bu konuda topyekun bir seferberlik anlayışıyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu. "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” Kadınlara ilişkin eleştirilere Göktaş, “Kadını evlere hapsettiniz diyorsunuz. Yıllarca kıyafetinden dolayı istihdamdan siz uzaklaştırmadınız mı? Çok yakın bir geçmişten bahsettiğimi de hatırlatmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, yıllardır kadınla mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveyi hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. En geniş çerçevede insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz ve ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden, uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” diye konuştu. "Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti" Belediyelerin açtığı kreşlere yönelik soruya Göktaş, “Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatın yasal düzenlemede uygunluğunun denetlenmesini gerekiyor. Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocuklarımızın neyine herhangi bir şeye karşı elbette olmayız. Belediyelerin ve özel sektörün belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla bu tür kuruluşların yaygınlaştırılmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konuk evlerin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerinin taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen kreş adı altında anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Konu tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altından kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere gitti, bütün belediyelere gitti” ifadelerini kullandı. İzmir Selçuk’ta 5 çocuğun yangında ölmesine yönelik soru üzerine Göktaş, “Bakanlık personeli 18 kere sadece bu sene gitmiş. Anneyle evlatlar arasında yakın bağ görmüş. Anneyi ziyaret ettiğimde, anne personelimizin bizzat ismini biliyordu. Çocuğumuzun üstün yarar, çocuklarımızı düşünerek sadece hareket ettiğini söyledi. Bu minvalde çocukla, bakın çocuğu anneden koparmak gerçekten bir sorumluluk. Yani çok zor bir karar, bu tür kararları verebilmek. Anneyle evlatları arasında yakın bağ görmüş ve annenin girişimlerini görmüş. Annenin defaatle girişimleri ve dilekçeleri var. Anneannenin dilekçeleri var. Ancak ben yine de nerede sorumluluğu var, sorumluluğumuz var, onu araştırmak için bakanlık olarak geliştirme gereken tüm soruşturmalarımı da başlattığımı ifade etmek istiyorum. Her nerede bir ihmal varsa gereğini yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu çocuklar hepimizin çocuğu. Sizin komşunuzda böyle bir durum olsa bize haber vermez misiniz? Verirsiniz. Dolayısıyla her nerede bir ihvan varsa gereğinin yerine getireceğimizde hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ancak ben de herkesin üzerine düşen sorumluluğunu titizlikle yerine getirmesini diliyorum” dedi.