POLİTİKA - 20 Aralık 2024 Cuma 17:58

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Demokrasi ile terör aynı kapta bulunmaz"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bölücü örgütün şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine izin vermedik. Terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bulunmaz. Bir tarafta halkın seçtiği belediye başkanı, diğer tarafta ne üdüğü belli olmayan belediye başkanı olmaz" dedi.

Artuklu Kapalı Spor Salonunda AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye konusu ve teröre bulaştıkları için kayyum atanan belediyelere değindi. Erdooğan, konuşmasına Mardin’in tarihi ve kültürü ile başladı. Erdoğan, "Medeniyetimizin anıt şehri, müze şehri, gönül şehri Mardin’de bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Rabbim Mardin ile birlikte Mardinli kardeşlerimizin de yolunu açık etsin. Tam bir muhabbet ikliminde gerçekleştirdiğimiz il kongremizin hayırlı olmasını diliyorum. Görevi devreden arkadaşlarımıza hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Mardin teşkilatımızın her bir neferinden büyük hizmet bekliyoruz. Burada şunu söylemek istiyorum Mardin asla sıradan bir şehir değildir. Mardin Türkiye’nin özüdür. Mardin’in bir mahallesi Bursa ise bir mahallesi Adana’dır. Bir mahallesi Saraybosnaysa diğeri Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur. Bir nakışı Abbasi ise diğer nakışı Selçuklu’dur, bir nakışı Artuklu ise diğer nakışı Osmanlı’dır. Mardin her köşesi tarihten asırlık bir hatırayı taşıyan medeniyetler beşiğidir. Mardin ile aramızın bozulmasına izin vermeyiz kimse boşuna heves etmesin. Mardin’e namahrem ellerin uzanmasına göz yummayız. Mardin üzerinde farklı hesap yapanlar dün olduğu gibi yarın da hüsrana uğrayacaktır. Bu şehir sinesinde yüzlerce yıldır barış içinde yaşattığı farklı inançlarla tüm dünyaya hoşgörü dersi vermektedir. Mardin birliğin dayanışmanın huzurun şehri olmaya devam edecektir. Kıymetli yol ve dava arkadaşlarım bundan yıllar önce uzun ince bir yola çıktık. Gayemiz milletin hayallerini yeşertmek içindir. Her şey milletimiz içindir. Bizimle aynı yöne bakan bu yolu bizimle omuz omuza yol yürümek isteyenlere kapımızı açtık. Bütün ayrımları elimizin tersiyle ittik. Siyasi rakiplerimizin uzlaşmaz tavırlarına rağmen biz daima yapıcı olmaya gayret ettik laf üretmek yerine iş üretmeye çalıştık. Milletimize eserlerimizi hizmetlerimizi yatırımlarımızı anlatmaya çalıştık. Bizden daha çok icraatlarımız konuşsun istedik. Eserlerimiz projelerimiz anlatılsın istedik" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Kirli oyunlara, saldırılara, kalleşliklere ve ihanetlere rağmen yolumuzdan dönmedik"

Seçim döneminde korkutarak değil, projelerimizle milletimizin karşısına çıktık diyen Erdoğan, "Bu anlayışla iktidardaki 22 yılımızı başarı ile tamamladık. Yolumuza konulan engelleri tek tek aşarak bu günlere geldik. Kirli oyunlara saldırılara, kalleşliklere ve ihanetlere rağmen yolumuzdan dönmedik. Şunu herkesin bilmesini isterim AK Parti’nin hamuru samimiyetle yoğurulmuştur. AK Partinin kurucu değerleri samimiyettir dürüstlüktür. AK Parti’nin en büyük özelliği olduğu gibi görünmesi ve göründüğü gibi olmasıdır. Bizim de hatalarımız kusurlarımız olabilir, milletin gönül frekanslarını kaçırdığımız istisnai durumlar olabilir ama siyasi hayatımızın hiçbir döneminde milletimize sırtımızı çevirmedik. Nasıl büyük bir aşkla yola çıkmışsak bugün de yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Tüm Türkiye için eser ve hizmet üretiyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın birlikteliğinin anlamı her geçen gün daha da netleşiyor. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bizim varlık sebebimiz milletimizin asırlık beklentilerini hayata geçirmektir. İnsanımıza refaha ulaştırmak için uğraşıyoruz. Reformlarla bu misyonu yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu uğurda hangi bedelleri ödediğimizi Mardin çok iyi biliyor" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Sırtını millet yerine dağa, silaha, teröre yaslayanlar hiçbir zaman demokrasiyi istemediler"

Konuşmasında CHP ve DEM Partiye göndermede bulunan Erdoğan, "CHP’nin sokak olaylarından mahkeme kapılarını aşındırmasına kadar neler yaptığını hepimiz biliyoruz. Kürt düşmanı CHP’nin yaptıklarını unutmadık. Terörün bitmesini asla istemediler. Sırtını millet yerine dağa, silaha, teröre yaslayanlar hiçbir zaman demokrasiyi istemediler. 9 yıl önce attığımız adımlara terör örgütlerinin karşılığı caddeleri şehirleri bombalayarak çukur terörü oluşturmak oldu. Devlet olarak bu alçaklığa elbet müsaade edemezdik. Bölücü örgütün şehir eşkıyalığını açtıkları çukurlara gömdük. Belediyelerin sağladığı kaynakların bir daha teröristlerin eline geçmemesi için her türlü kararı aldık. Meşru zeminde siyaset yapmak ülkeye ve milleti hizmet etmek isteyenlere her türlü desteği sunuyoruz. Şehirlerine hizmet için çalışanlara destek olmayı görevimiz olarak biliyoruz. Bölücü örgütün şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine izin vermedik. Terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bulunmaz. Bir tarafta halkın seçtiği belediye başkanı diğer tarafta ne üdüğü belli olmayan belediye başkanlığı olmaz. Buna müsamahama etmeyiz. Halkın iradesini örgütün komiserliğine teslim edenlerden şehir emin olmaz, Özer ve CHP yönetimi bu yalın görevi görmek istemiyor. Belediye başkanı olarak aday gösterilmesi, seçilmenin kuralları belliyken maalesef bu kurallar yok sayılmıştır. Devlet önlem alınca da birileri hemen bağırmaya başlıyor. Sandıkta milletten aldıkları yetkiyi millet için kullananlarla hiçbir sorunumuz yok. Terör baronlarına boyun eğmeyenlerle sorunumuz asla yok. Başında oldukları belediyeleri bölücü örgütün arpalığına çevirmeyenlerle sorunumuz yok. Ama bunlara dikkat etmeyenlerle sorunumuz vardır ve olacaktır" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Suriye’de 61 yıllık karanlığın ardından özgürlüğün şafağı sökmeye başlamıştır"

Hassas bir dönemden, çok zor bir kavşaktan döndüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "60-70 yılın en büyük kırılmalarını yaşıyoruz. Bu fırtınalı sularda Türkiye’nin kılına zarar gelmemesi için büyük bir dikkat gösteriyoruz. Atacağımız adımların uzun vadeli sonuçlarını hesaplıyoruz. Bu güne kadar nemelazımcılık yapmadık şimdi de yapmıyoruz. 910 kilometre uzunluğunda sınırımızın olduğu Suriye ile ilk günden beri hep yakından ilgilendik. Tüm dünyanın sırtını döndüğü 5 milyon Surileyi kardeşimizi bu topraklarda misafir ettik. Biz ensarız onlar muhacir dedik. CHP gelir gelmez sizi tekrar Suriye’ye süreceğiz diyordu. Biz paylaşmanın bereketine inandık. 13 yıl boyunca ilkeli, vicdanlı davranarak millet ve ülke olarak son asrın en çetin savaşını verdik. Ey batı siz ne yaptınız siz böyle bir kapı açtınız mı, hayır, ama biz açtık. 61 yıllık karanlığın ardından Suriye’de özgürlüğün şafağı sökmeye başlamıştır. Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Hiristiyan demeden Suriye halkının tamamı geleceklerine daha bir güvenle bakıyor. Ey CHP dikkat et biz bu kardeşlerimizi kovmadık isteyen dönebilir dedik. Türkiye’yi yalnız kalmakla suçlayanlar şimdi bunun ne kadar değerli bir yalnızlık olduğunu ikrar ediyor. Milletim şunu bilsin ki başka konularda da zaman bizi haklı çıkacaktır. Dış politikada ekonomide terörle mücadelede ve diğer kritik olaylarda biz haklı çıkacağız. Mazlumun yanında saf tuttukça inanıyorum ki Rabbim de milletimizin önünü açacaktır. 13 yıllık zorlu bir mücadelenin ardından 61 yıllık Baas rejimini deviren Suriyeli kardeşlerimin barışın, huzurun hakim olacağı bir Suriye inşa edeceğine inanıyorum. Suriye’nin yanında olmaya devam edeceğiz. Muhalefetin çapını görmek için sadece Suriye’ye bakmak yeterlidir. Bölgemizde olup bitenleri takip etmiyorlar. Belediyelerin rant kavgasına öyle kendilerini kaptırmışlar ki çevrelerinde olup bitenden haberleri yok. Düşünebiliyor musunuz Esad ülkesinden kaçtığı zaman ana muhalefet partisi genel başkanı çıkıp görüşme çağrısı yapıyor. CHP’den hiçbir mantıklı açıklama gelmedi. CHP yönetimi Şam’daki dostlarını bir gecede kaybetmenin şokunu hala atamadı. Eline mikrofon alan herkes konuşuyor ama ne söyledikleri belli değil. Özel’in ne söylediği hiç belli değil. Kulağına ne fısıldanıyorsa onu söylüyor. CHP’de genel başkan değişse de iş bilmezlik CHP geleneği olarak varlığını aynı şekilde devam ediyor. Gördüğümüz kadarıyla CHP seçmeni bay Kemali arar oldu. Önümüzdeki dönemde bunların cilaları daha fazla dökülecek. Kurdukları her cümlede makyajları daha da dökülecek" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Rıdvan Kılıç - Sadiye Alav - Serhat Abi - Mihdi Aydoğan - Zehra Gayretli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Dünya 3.6 büyürken biz 5.4 büyümüşüz. Dolayısıyla yaklaşık 1.8 puan dünya ortalamasının üstünde büyümüşüz. Bu elbette büyük bir başarı” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Cari açık 60 milyar dolarlara yakın seviyelere gelmişti. Geldiğimiz bu noktada 10 milyar doların altına düşmüş bir cari açığımız var. Muhtemelen yüzde birinde altında milli geliri oranla bir cari açıkla bu yılı kapatacağız” dedi. Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda 2025 merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, hükümetin başarısız olduğuna ilişkin eleştirilere, “Değerli arkadaşlar başarısız bir hükümet art arda 23 üç bütçe sunamaz. Başarının başarısızlığın nihai karar vericisi milletin kendisidir. Bunu da demokratik bir ortamda sandıklarda yapar. Milletin feraseti her şeyin üzerindedir. Biz milletimizin değerlendirmelerine, aziz milletimizin hükümetimize dönük değerlendirmelerine sonuna kadar saygı duyuyoruz” ifadelerini kullandı. 2025 bütçesinin yeni yüzyıl hedeflerine uygun belirlendiğini söyleyen Yılmaz, “Bizim nazarımızda bizim perspektifimizde bütçemiz bir istikrar, icraat ve kalkınma bütçesidir. 85 milyonun 81 ilimizin tüm toplumsal kesimlerin bütçesidir. Depremin yaralarını saran ülkemizi geleceğe çok daha sağlam temeller üzerinde hazırlayan Türkiye yüzyılının ikinci bütçesidir. İstikrar içinde büyümeyi ve kalıcı sosyal refah artışını hedefleyen sağlam politikaların bütçesidir. Daha müreffeh katma değeri yükselen bir Türkiye’nin bütçesidir. Eğitimden sağlığa kalkınmanın en kilit unsuru olan beşeri sermayeyi güçlendirmeyi hedefleyen bir bütçedir. Ülkemizin fiziki altyapısındaki eksiklikleri tamamlamayı hedefleyen bir bütçedir. Tarımdan sanayiye, hizmet sektörlerine uzanan bir şekilde üreten Türkiye’nin bütçesidir” şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: “Geçen yıl uygulamaya koyduğumuz programdan sonra uluslararası sermaye girişi hızlanmış, rezervlerimiz güçlenmiş, kur oynaklığı azalmış ve finansman koşulları iyileşmiştir. Ekonomideki dengelenme Türk lirasını desteklerken TL varlıkları artan ilgi rezervlerdeki artış ve kurun istikrarlı seyri enflasyonla mücadelemizi de destekleyici mahiyette olmuştur. Merkez Bankamızın bürüt rezervleri bunun için güzel bir örnek. Geçen yıl Mayıs ayında 98.5 milyar dolar seviyesinde olan rezervimiz 13 Aralık 2024 tarihi itibariyle yaklaşık 165 milyar dolarla rekor seviyeye çıkmıştır. Kur Korumalı Mevduat geçen sene Ağustos itibariyle 3 trilyon 408 milyar lira seviyesine kadar yükselmişti. 13 Aralık itibariyle bir trilyon 170 milyar liraya kadar geriledi. Dolar bazında bakarsanız işte 30 milyar dolarlara giderek yaklaşan bir seviyesi var. Ciddi bir şekilde bir gerileme ve dolayısıyla kur risklerinde azalma söz konusu. Uyguladığımız politikalarla aynı zamanda ülkemizin kredi risk priminin de ciddi bir şekilde düştüğünü görüyoruz. Geldiğimiz noktada 250 baz puan civarında bir seviyedeyiz. Geçen yılın ortalarında bu 700’leri aşan bir seviyedeydi. Dolayısıyla şu anda finansal anlamda da riskleri çok daha düşürdüğümüz bir noktadayız. Ülkemiz gri listeden çıkmış ve yine dünyadaki üç kredi derecelendirme kuruluşunun iki defa not artırımı yaptığı bir ülke konumundayız. Bu tür bir çok finansal gösterge itibariyle gelişmekte olan ülkelerden pozitif bir şekilde ayrıştığımızı rahatlıkla ifade edebilirim.” Büyüme konusunda Yılmaz, “Son 22 yılda sağladığımız büyüme, 2002-2023 döneminde 5.4 civarında yıllık ortalama büyüme gerçekleştirmişiz. Aynı dönemde dünyanın büyümesi ne olmuş? Yüzde 3.6 olmuş. Dünyanın yıllık ortalama 3.6, bizimki 5.4. Şimdi başarıyı neyle ölçersiniz? Bana göre iki türlü ölçersiniz. Bir, geçmişinizle bugünü mukayese edersiniz. Geçmişte neydi? Şimdi ne oldu dersiniz? Iki, dünyayla mukayese edersiniz. Dünyada ne oldu? Bizde ne oldu diye bakarsınız. Bu iki temel başarı kriteriyle baktığımızda ikisinde de Türkiye başarılı bir performans sergilemiş. Dünyayı az önce söyledim. Dünya 3.6 büyürken biz 5.4 büyümüşüz. Dolayısıyla dünyadan yaklaşık 1.8 puan dünya ortalamasının üstünde büyümüşüz. Bu elbette büyük bir başarı. Peki geçmişe göre performansımız ne? 1982-2001 döneminde Türkiye yıllık ortalama yüzde 3.8 büyümüş” dedi. Yılmaz şöyle konuştu: “Yıllık ortalama 0.9 daha fazla büyümüşüz diyelim. Bunun etkisi uzun vadeli etkisi ne olmuş? Bakın ben arkadaşlarımızdan rica ettim, bir hesaplayın dedim. Sağ olsunlar hemen hızlıca bir hesap yaptılar. Bu sene beklediğimiz milli gelir bir trilyon 331 milyar. Yıl sonu tahminimiz yüzde 4.5 ile büyüseydik biz bu AK Parti döneminde 2002’den bugüne, 2002’de 238 milyar dolarmış ekonomik büyüklüğü. 5.4 yerine 0.9 bir bile değil 0.9 daha düşük büyüseydi bir trilyon 120 milyar dolar olacaktı. Aradaki fark sadece bu yıl için 211 milyar dolar. O 0.9 dediğiniz yıllık büyümenin bu yıl itibariyle oluşturduğu fark 211 milyar dolar.” Yılmaz, enflasyon oranında düşüş sürecinin başladığına dikkat çekerek, “Bugüne kadar Kasım ayına kadar 28 puan enflasyon oranında bir düşüş var. İşte bu dezenflasyon dediğimiz sürecin getirisi. Önümüzdeki dönemde dezenflasyon sürecinin devam etmesini bekliyoruz. İnşallah gelecek sene bu zamanlar artık 20 küsurlu bir enflasyondan bahsediyor olacağız. Elbette yine gündemimizde olacak ama bugünkü kadar artık enflasyonu konuşmayacağız. Başka meseleleri konuşacağız. Daha sonraki yıllarda ise 2026, 2027 perspektifinde ülkemizi yeniden tek haneli enflasyonlara kavuşturacağız. Bunda kararlıyız” ifadelerini kullandı. Cari açık konusuna değinen Yılmaz, “Geçtiğimiz yılın ortalarında yüzde 5.5 kadar milli geliri oranla oluşan bir cari açığımız vardı. İşte 60 milyar dolarlara yakın seviyelere gelmişti. Geldiğimiz bu noktada 10 milyar doların altına düşmüş bir cari açığımız var. Muhtemelen yüzde birinde altında milli geliri oranla bir cari açıkla bu yılı kapatacağız. Cari açıktaki bu düşüş bizim için yeterli değil. Kalıcı bir şekilde cari açığı düşürücü politikaları da eş zamanlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Burada özellikle enerji politikalarımız çok kritik. Enerjide verimliliği arttırma, dışa bağımlılığı azaltma yönünde politikalarımız var. Sanayi politikalarımız, teknoloji politikalarımız çok önemli. Sanayimizde katma değeri yükseltici politikaları ortaya koymuş durumdayız” dedi. Deprem konusunda Yılmaz, “Bir taraftan depremin yaralarını, trilyonlarca lira para harcayarak yaralarını sarıyoruz. Sadece konut yapmıyoruz. Yüz elli binden fazla konut teslim edildi. Yakın zamanda iki yüz bine çıkacak. Toplamda dört yüz elli bin civarında hak sahibi var. Ve hep her birine de inşallah hak ettikleri konutları, iş yerlerini teslim edeceğiz. Bunu yapacağız. Bunun hızlı bir şekilde şu anda dünyanın en büyük şantiyesi deprem bölgemizdir. Binlerce şantiye yüz binin üzerinde çalışan ve muazzam bir üretim var. Gidip gezerseniz sizler de görürsünüz. Ama bununla kalmıyoruz. Sadece deprem konutu inşa etmekle kalmıyoruz. Altyapıyı tamir ediyoruz. Yollarından şehir altyapılarına kadar. Diğer yandan ekonomik ve sosyal hayatı canlandırmaya çalışıyoruz. Organize sanayi bölgeleri yeniden inşa ediyor. Teşvikler sağlıyoruz. Çeşitli vergisel avantajlar sunuyoruz. Oradaki ekonomik, sosyal hayatı canlandırıyoruz. Konut, altyapı, ekonomik, sosyal programlarla deprem bölgemizi ayağa kaldırıyoruz” şeklinde konuştu. Gazze konusunda Yılmaz, “7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 88 bin ton yardım ile Gazze’ye en fazla insani yardımı yapan ülke Türkiye olmuştur. Yine değerli kardeşlerim burada ticaret konusunda da en önce adımları atan diğer ülkelerin atmadığı adımları atan Türkiye olmuştur. Bize yönelik bu yönde yapılan eleştirilere sadece şunu söyleyeceğim. Mazlum Filistinliler hedeflerine ulaşıncaya kadar Türkiye Cumhuriyeti olarak mazlum Filistin halkının yanındayız. Yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. Suriye’de 8 Aralık itibariyle yeni bir döneme girildiğini kaydeden Yılmaz, “Suriye bir harf devrimi yapmıştır ve otoriter bir yönetim, bir diktatörlük sona ermiştir. Şimdi beklentimiz Suriye’de tüm kesimleri kapsayan hangi dinden, hangi etnik gruptan, hangi mezhepten olursa olsun herkesi şemsiyesi altında buluşturan bir yapının oluşmasıdır. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünden, egemenliğinden yanayız. Ve bunun bozucu eylemlerden her gücün karşısındayız. Suriye Suriye halkı bizim kardeşimizdir, kader ortağımızdır, komşumuzdur” ifadelerini kullandı.