POLİTİKA - 06 Eylül 2024 Cuma 23:45

Bakan Işıkhan, 3 . Uluslararası Midyat Kültür ve Sanat Festivali’ne katıldı

A
A
A
Bakan Işıkhan, 3 . Uluslararası Midyat Kültür ve Sanat Festivali’ne katıldı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 3. Uluslararası Midyat Kültür ve Sanat Festivali’ne katıldı. Bakan Işıkhan, "Mardin sadece ekonomik değil, sosyal ve kültürel kalkınmayı da gerekli kılan Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu perçinleyecek temel motivasyonun merkez üslerinden biri olacağına inanıyorum" dedi.


3. Uluslararası Midyat Kültür ve Sanat Festivali’nde konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, kadim kültürü nesilden nesle aktaran en nadide el sanatlarından, yöresel tatlara, medeniyeti ilmek ilmek işleyen zanaat örneklerinden konserlere kadar birçok etkinliğin üç gün boyunca sergileneceği böyle bir festivalde bir arada olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi. Mardin baba ocağı, ata toprağı olduğunu belirten Bakan Işıkhan, Mardin’in yüzyıllarca Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, Süryani’nin, Ezidi’nin huzurla bir arada yaşadığı, geçmişten bugüne, birçok inanca, kültüre ve yaşam tarzına ev sahipliği yapmış kardeşliğin, birliğin, beraberliğin sembolü olmuş bir şehir olduğunu ifade etti.


Mardin’in sadece ekonomik değil, sosyal ve kültürel kalkınmayı da gerekli kılan Türkiye Yüzyılı vizyonunu perçinleyecek temel motivasyonun merkez üslerinden biri olacağına inandığını dile getiren Bakan Işıkhan, şöyle konuştu:


"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde devlet ve millet el ele verip bu hedeflerin gerçekleşmesi, Mardin’in kalkınması ve ilerlemesi için tüm imkanlarımızı ortaya koyarak birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Birlik ve beraberlik duygularımızı güçlendirerek, çalışma hayatı hizmetlerimizi, istihdam teşvik politikalarımızı arttırarak sürdüreceğiz. Mardin’i, bünyesinde barındırdığı tüm unsurlarıyla birlikte hak ettiği noktaya hep birlikte taşıyacağız. Bu organizasyonlar vesilesiyle Midyat’tan yayılacak olan bu kardeşlik dalgasının, ülkemizin her bir köşesine ulaşmasını, hatta sınırları aşarak tüm insanlığa ilham vermesini diliyorum."


Midyat, tarihin ve medeniyetin kesiştiği bir nokta, bir kültür ve hoşgörü merkezi olarak her zaman göz kamaştırdığını aktaran Bakan Işıkhan, "Her adımında geçmişin izlerini taşıyan bu güzel ilçemiz, kadim medeniyetlerin izlerini, farklı inanç ve kültürlerin bir arada yaşama kültürünü bize sunmaktadır. Bugün de burada aynı hoşgörü ve birlik ruhunu taşıyan bu festivalle, kültür ve sanatın birleştirici gücünü bir kez daha görüyoruz. Sanat, insanın ruhunu besleyen, kültür ise toplumu şekillendiren önemli değerlerimizdir" dedi.


Günlük hayatta daha mutlu ve üretken olmayı sağlayan bu tür kültürel ve sanatsal programların çok önemli olduğunu düşündüğünü belirten Bakan Işıkhan, "Bu bakımdan, Kültür ve Turizm Bakanlığımız himayelerinde, Midyat Belediyemiz ve Kaymakamlığımız tarafından düzenlenen bu değerli organizasyonda, emeği geçen herkesi tebrik ediyor, şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.



Bakan Işıkhan, 3 . Uluslararası Midyat Kültür ve Sanat Festivali’ne katıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hareketsizlik kasları zayıflatıyor, boyun ve bel fıtığı riskini artırıyor Hareketsiz bir yaşam kas-iskelet sistemini ve omurga sağlığını olumsuz etkiliyor, sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. Gün boyu masa başında sabit bir şekilde çalışmanın kasların zayıflamasına ve esneklik kaybına neden olabileceğini belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Gamze Demircioğlu, boyun ve bel fıtığı riskinin azaltılması için alınacak tedbirlere dikkat çekti. Demircioğlu, “Ergonomik bir çalışma alanı oluşturulmalı, ayarlanabilir yükseklikte bel destekli bir sandalye kullanılmalıdır. Kollar masadan destek almalı, baş öne çıkıyorsa sandalyeyi masaya yaklaştırarak doğru postür korunmalıdır. Diz ve kalça 90 derece olmalı, ayak altına destek konulmalı ve bacak bacak üstüne atmaktan kaçınılmalıdır. En önemlisi, her yarım saatte bir kalkıp kısa yürüyüşler ve esneme hareketleri yapılmalıdır” dedi. İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Gamze Demircioğlu, özellikle gün boyu masa başında hareketsiz şekilde çalışan kişilerde ortaya çıkabilecek sorunlara ve bunların önlenmesine ilişkin değerlendirmede bulundu. Saatlerce hareketsiz kalmak, kas-iskelet sistemini olumsuz etkiliyor Günümüzde ofiste özellikle masa başında çalışan kişiler için uzun süre masa başında oturmanın ve bilgisayar ekranına bakmanın yaygın bir hale geldiğini belirten Demircioğlu, “Bu durum, modern yaşamın bir gerekliliği olarak kabul edilse de sağlık açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Bilgisayar başında uzun saatler boyunca hareketsiz kalmak, kas-iskelet sistemi üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir” uyarısında bulundu. Kaslar zayıflıyor, esneklik kaybediliyor Bütün gün bilgisayar başında hareketsiz kalmanın kasların zayıflamasına ve esneklik kaybına neden olabileceğini belirten Demircioğlu, “Bu durum bel, boyun, kalça, diz ve omuz ağrıları, kas gücü kaybı, el bileği ağrıları ve tuzak nöropatilerine bağlı uyuşmalar gibi çeşitli kas-iskelet sistemi sorunlarına yol açabilir. Ayrıca uzun süreli oturma, kifoz, lordoz gibi omurga duruş bozukluklarına neden olabilir. Bunun yanı sıra bel ve boyun fıtığı gibi kronik ağrıların gelişmesine de zemin hazırlar” diye konuştu. Dolaşım sistemi ve gözler de etkileniyor Bilgisayar ekranına uzun süre bakmanın göz yorgunluğu, bulanık görme ve baş ağrısı gibi sorunları beraberinde getirebileceğini kaydeden Demircioğlu, “Hareketsizlik, dolaşım sistemini olumsuz etkileyerek venöz staz ve varislerin oluşumuna, ödem ve derin ven trombozu riskinin artmasına neden olabilir; bu durum kardiyovasküler hastalıkların gelişimine yol açabilir.” uyarısında bulundu. Çalışma ortamında ergonomik ekipmanlar kullanılmalı Bu sorunların önlenmesinde bazı tedbirlerin alınabileceğini ifade eden Demircioğlu, fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımlarının, ofis çalışanlarının karşılaştığı bu tür sağlık sorunlarının yönetiminde büyük önem taşıdığını söyledi. Dr. Öğretim Üyesi Demircioğlu, “İlk adım, ergonomik değerlendirmeler yaparak, çalışma ortamının ve alışkanlıklarının yeniden düzenlenmesidir. Ergonomik ofis ekipmanlarının kullanılması, omurga sağlığını korumak açısından kritik bir rol oynar. Ayarlanabilir sandalyeler, uygun yükseklikteki masalar ve monitörler, doğru oturma pozisyonunu teşvik eder ve kas-iskelet sistemi üzerindeki stresi azaltır” diye konuştu. Kişiye özel egzersiz programları uygulanabilir Bel ve boyun fıtığı tedavi sürecinde, fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımlarının geniş bir yelpazede uygulandığını vurgulayan Demircioğlu, “Fizyoterapistler, kişiye özel egzersiz programları ile kasların güçlenmesini, esnekliğin artmasını ve postürün düzeltilmesini sağlar. Manuel terapi teknikleri, masaj, mobilizasyon ve kinezyoteyp uygulamaları, ağrılı bölgelerde destek sağlar ve ağrı yönetimini kolaylaştırır. Elektriksel stimülasyon, ultrason ve sıcak-soğuk tedavileri gibi fizyoterapi modaliteleri de bu süreçte yardımcı araçlar olarak kullanılabilir. Her bireyin durumu farklı olabileceğinden, bu tür tedavi yöntemlerine başlamadan önce mutlaka bir uzmana danışmak en doğru yaklaşım olacaktır. Uzmanlar, kişiye özel tedavi planları oluşturarak en uygun yöntemleri belirler” dedi. Sandalyede bel desteği sağlanmalı Ofis çalışanlarının boyun ve bel fıtığı riskini azaltması için bazı tedbirler alabileceğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Gamze Demircioğlu, “Ergonomik bir çalışma alanı oluşturulmalı, ayarlanabilir yükseklikte bel destekli bir sandalye kullanılmalıdır. Kollar masadan destek almalı, baş öne çıkıyorsa sandalyeyi masaya yaklaştırarak doğru postür korunmalıdır. Diz ve kalça 90 derece olmalı, ayak altına destek konulmalı ve bacak bacak üstüne atmaktan kaçınılmalıdır” dedi. Düzenli egzersiz omurga sağlığını koruyor Uzun süre aynı pozisyonda kalınmaması, belirli aralıklarla ayağa kalkılması gerektiğini söyleyen Demircioğlu, “Sık sık pozisyon değiştirmek, belirli aralıklarla ayağa kalkmak ve ofis içinde kısa yürüyüşler yapmak gerekir. Düzenli olarak egzersiz yapmak, omurgayı destekleyen kasları güçlendirir ve esnekliği artırır. Yüzme, yürüyüş, pilates ve yoga gibi egzersizler, hem genel sağlık durumunu iyileştirir hem de omurga sağlığını koruyarak boyun ve bel fıtığı riskini azaltır” tavsiyesinde bulundu.
Ordu Karadeniz’in ilk ve tek ’dağ kızağı’ 3 ayda yarım milyonu ağırladı Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in girişimleriyle Ordu’ya kazandırılan ‘dağ kızağı’ kentin en çok ziyaret edilen alanı haline geldi. Ordu’nun misafir odası Boztepe’de hayata geçirilen dağ kızağını 3 ayda yarım milyonu aşkın kişi kullandı. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in “3 ay değil 12 ay Ordu” sloganı Ordu’yu her alanda zirveye taşıyor. Yapılan her yatırımla daha da güzelleşen ve ilgi odağı haline gelen şehir, kenti ziyaret eden turistlerin beğenisini kazanıyor. Adrenalin dolu, unutulmaz anlar yaşatıyor Geçtiğimiz aylarda Ordu turizmine kazandırılan dağ kızağı da Ordu’yu ziyaret edenlerin ilk durağı oluyor. Teleferik ile Boztepe’ye çıkan vatandaşlar burada dağ kızağını deneyimliyor. Oldukça ilgi gören ve açıldığı günden bu yana yarım milyonu aşkın kişinin kullandığı dağ kızağı, Ordu’ya ziyaret edenlere unutulmaz anlar yaşatıyor. Tüm Türkiye dağ kızağını konuşuyor Karadeniz’de ilk ve tek olma özelliği taşıyan dağ kızağı ile ilgili sosyal medya sayfalarından videolu bir paylaşım yapan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, heyecanın devam ettiğini söyledi. Yaşanan heyecanı tüm Türkiye’nin konuştuğunu vurgulayan Başkan Güler, “Karadeniz’de ilk ve tek. Boztepe’de dağ kızağı heyecanı devam ediyor. Çok kısa bir sürede 500 bini aşkın maceraseverin deneyimlediği, tüm Türkiye’nin konuştuğu bu adrenalin sizleri de bekliyor” dedi.
Muğla Egenin iki yakasını bir araya getiren yat yarışlarında dereceye girenler ödüllerini aldı Rodos ve Marmaris yat kulüplerinin 2005 yılından bu yana düzenlediği Channel Regatta yat yarışlarının 17.si Marmaris’te tamamlandı. 13, 14,15 Eylül tarihlerinde 15 tekne ve 150 yelkencinin tamamladığı yarışlarda, Muğla’nın Marmaris ilçesinden, Köyceğiz Ekincik koyu etabı, Ekincik’ten Yılancık adası etabı, ve Ekincik Marmaris etabı olarak tamamlandı. Dereceye girenler ödüllerini kulüp bahçesinde düzenlenen tören ile aldı. Ege Denizi’nin iki yakasındaki denizcileri bir araya getiren ve dönüşümlü olarak bir yıl Rodos’ta bir yıl Marmaris’te yapılan geleneksel “Channel Regatta” yat yarışlarının 17’ncisi, 13 Eylül’de Marmaris’ten hakem teknesinden verilen start düdüğü ile başladı ve dün Marmaris’te sona erdi. Marmaris Uluslararası Yat Spor Kulübü (MIYC) ve Rodos Açık Deniz Yat Kulübü’nün ortaklaşa organize ettiği yarışlara Türkiye, Yunanistan yanı sıra, Rusya, Ukrayna, İngiltere, Türkmenistan, Kazakistan’dan ORC1 ,ORC2 , ve ORC3 sınıflarına ayrılan 15 tekne ve 150 yelkenci katılım sağladı. Yarışlarda teknelerin kategori ve özelliklerine göre sınıflandırıldığı ORC1 birincisi Anyway - Sec teknesi ile kaptan David Tsogoev ve ekibi, ORC2 birincisi İskorpit teknesi ile Kaptan Bülent Çelik ve ekibi, 0RC3 birincisi Rodos yarışçılarından Apollon teknesi ile kaptan Kostas İmsiridis ve ekibi oldu. Dereceye girenlere kulüp bahçesinde düzenlenen tören ile ödülleri verildi. ORC 2 sınıfında yarış birincisi olan David Tsogoev ‘’ 17.Channel Regatta Türk ve Yunan denizcilerin dostluk yarışı. Bir sene burada Türkiye’de, Marmaris’te, bir sene Yunanistan’da, Rodos’ta düzenleniyor. Uzun yıllardır yarışa katılıyoruz. Çok keyifli bir yarış, çok heyecanlı bir yarıştı bu. Bu seneki yarışlarımız, rüzgarımız çok güzeldi. Birçok aksilikler yaşadık ama çok da keyifli bir seri çıkardık. Keyifliyiz, gururluyuz. Her şeyden önce Yunan dostlarımızla denizcilik bağıyla tekrar halkları birbirine bağladı. Biz de çok keyifliyiz teşekkür ederim.’’ diyerek yarışlara devam edeceğini belirtti. Kendisi de yarışlara katılan ve ORC2 sınıfında ikinci olan MIYC Kulüp Başkanı Zafer Öznur ‘’ 17. Regattayı bu yıl Marmaris’te düzenledik. Yunan dostlarımızdan 7 tekne yaklaşık 50 kişi civarında katılım sağladı. Dolayısıyla güzel bir hafta geçirdik. 3 gün boyunca güzel rüzgar vardı. Zaman zaman durgun, zaman zaman sert. Bugün yarışın sonuna doğru biraz zorladı ama çok şükür kazasız belasız bitirdik. İlk gün Marmaris’ten start verdik, Ekinciğe gittik. İkinci gün Ekincik’te bir yarış yaptık sonra akşam bir Dalyan turu yaptık. Son gün de Ekincik’ten çıkıp Marmaris’e geldik. Kulüp bahçemizde son gece yemek organizasyonumuzda kupalarımızı dağıttık ve bu haftayı bitirdik. Önümüzdeki yıl organizasyon Rodos’ta olacak. İnşallah bir an önce vakit gelir oraya gider. Orada da aynı şekilde eğlenmeye devam ederiz’’ diyerek Doğu Akdeniz’in en büyük yarışlarının yaşandığı ve binlerce denizcinin katılım sağladığı Uluslarası RaceWeek için hazırlıklara başladıklarını belirtti. Yarışları Media teknesinden takip eden tecrübeli denizci ve tiyatro sanatçısı Levent Çelmen Channel Regatta ile ilgili ‘’ Güzel bir etkinlik oldu. Bir sene Rodos’ta gerçekleşiyor, bir sene Türkiye’de gerçekleşiyor. 17 yıldır yapılıyor. Biz bunların ilkine daha doğrusu 7- 8 tanesine hem Rodos’ta çektik hem Türkiye’de çektik birlikte yapılıyordu. Sonra gelişen şartlarla bu yarışlar bir Türkiye’de bir Rodos’ta olmaya başladı. Bu sene de Türkiye’de oldu. Türkiye’de olanında Marmaris’ten çıktık, Ekinciye gittik. Orada yarıştık, Ekincik yarışımızı gerçekleştirdik. Dalyan kanallarına girdik, orada etkinlikler yaptık. Geriye döndük ve tekrar üçüncü günde Ekincik’ten çıkıp Marmaris’e geldik. Şartlar üçüncü günde sertti, yüksekti dalgalar, fazlaydı rüzgarlar. Bütün bunların içinde yarışçılar çabalarını gösterdiler. Azimle Marmaris’e girdiler ve kulüpte her şey bitti. Ödüllerini aldılar. Ödüllerini alan Yunanlı kardeşlerimiz yarın Rodos’a dönecekler. Türkler Türkiye’de kalacaklar. Ve bir yarışın sonuna gelmiş olduk. Önümüzdeki yıl bu yarış Rodos’ta gerçekleşecek. Hep birlikte Rodos’a gideceğiz.’’ şeklinde bilgi verdi.
Ankara 350 motosiklet tutkunu gaziler için turladı Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Harley Davidson Sahipleri Ankara Chapter Yönetimi, Gaziler Haftası dolayısıyla ‘Gaziler Sürüşü’ etkinliği düzenledi. Bu yıl 16’ncısı düzenlenen sürüş etkinliğine Türkiye’nin dört bir yanından gelen 350 motosiklet tutkunu katıldı. Motorcular, şehit yakınları ve gazilerle birlikte Ankara turu yaptıktan sonra Anıtkabir’de Atatürk’ün huzuruna çıktı. Ankara Büyükşehir Belediyesi bu yıl 16’ncısı düzenlenen “Gaziler Sürüşü” etkinliğine destek verdi. Harley Davidson Sahipleri Ankara Chapter Yönetimi tarafından düzenlenen etkinliğe Türkiye’nin dört bir yanından Başkente gelen 350 Harley Davidson tutkunu, motorlarının arkasına gazileri, gazi ve şehit yakınlarını alarak Başkent turu yaptı. Turun ardından Anıtkabir’e giden motorcular Ulu Önder Atatürk’ün mozolesine çelenk bıraktı. Ankara Büyükşehir Belediyesinin desteği devam edecek Atatürk Orman Çiftliği Doğal Yaşam ve Atatürk Çocukları Parkı’nda düzenlenen etkinliğe Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Şehit Yakınları ve Gaziler Şube Müdürü Celal Ünal, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Genel Başkanı Mustafa Işık ve Harley Davidson Sahipleri Ankara Chapter Başkanı Önder İlbay ile şehit yakınları, gaziler ve motorcular katıldı. Toplum içinde gazilere olan duyarlılığı artırmak için çalışmalara devam edeceklerini kaydeden Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Şehit Yakınları ve Gaziler Şube Müdürü Celal Ünal, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e gazilik unvanının verişinin 103’üncü yılı münasebetiyle Ankara Büyükşehir Belediyesi Şehit Yakınları ve Gaziler Şube Müdürlüğü olarak Doğal Yaşam ve Atatürk Çocukları Parkı’nda Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen Harley Davidson motosiklet ekibi ve gazilerimizle birlikte bu anlamlı günde buluşarak kahraman gazilerimizin Gaziler Günü’nü kutluyoruz” dedi. “Onları onore etmek bizim boynumuzun borcudur” Gaziler Haftası dolayısıyla etkinlik düzenlediği için Ankara Büyükşehir Belediyesine teşekkür eden Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Genel Başkanı Mustafa Işık ise, “Ankara’da 16’ncı kez bu sürüşü gerçekleştiriyoruz. Harley Davidson Sahipleri ve Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği’nin ortaklaşa yürütmüş olduğu projede ’16. Gaziler Sürüşü’nde hem gazilerimizle motosikletçilerin bir araya gelmesini sağlamak hem de Mustafa Kemal Atatürk’e gazilik unvanı verilişinin 100’üncü yıl dönümünü hep birlikte kutlamak ve Gazi’nin makamına tekrar Anıtkabir’de gitmek için burada bulunmaktayız. Sivil toplum örgütleri bir araya gelerek bazı projeler gerçekleştiriyor. Bunu kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla da iş birliği hâlinde yapmak istiyoruz. Burada Ankara Büyükşehir Belediyesinin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının da yetkilileri var. Hep birlikteyiz, güzel bir program olmasını temenni ediyoruz” diye konuştu. “Gaziler Sürüşü”nün 16’ncısını düzenlemekten büyük mutluluk duyduklarını dile getiren Harley Davidson Sahipleri Ankara Chapter Başkanı Önder İlbay da şöyle konuştu: “Bu sene etkinlik için Ankara Büyükşehir Belediyesinden, Ankara Emniyetinden ve Ankara Valiliğinden aldığımız desteklerle ortaya güzel bir şeyler çıkartmaya çalışıyoruz. Amacımız gazilerimiz ile ilgili bir farkındalık oluşturmak. Gazilerimiz bu vatanın bütünlüğü için, milli değerlerimiz için hiç düşünmeden canlarını tehlikeye atmışlar, bu uğurda gazilik unvanına erişmişler. Onları onore etmek bizim boynumuzun borcudur.”