SAĞLIK - 17 Ocak 2025 Cuma 21:09

Uzm. Dr. Karabağ Salmonella enfeksiyonuna dikkat çekti

A
A
A
Uzm. Dr. Karabağ Salmonella enfeksiyonuna dikkat çekti

Manisa Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Hekimi Uzm. Dr. Sevil Sapmaz Karabağ "Salmonella Enfeksiyonları" üzerine açıklamalarda bulundu.


Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Buca ilçesinde bir kumpircide yemek yedikten sonra birçok kişi hastanelerin acil servisine başvurduğu, gıda zehirlenmesinden etkilenen bir kişi ise hayatını kaybettiği, kişilerin yedikleri kumpirde salmonella bakterisi tespit edildi. Bazen hayatı tehdit edecek ciddi sonuçlara yol açabilen Salmonella bakterisi ile oluşan Salmonella enfeksiyonları, tüm dünyada önemini koruyan başlıca zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) hastalıklardan biri olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Sevil Sapmaz Karabağ, "Salmonella cinsi bakteriler gastroenterit (ishal, kusma, karın ağrısı) ve tifonun da aralarında yer aldığı pek çok hastalığın etkenidirler. Sistemik enfeksiyon şekli olan tifo son yıllarda daha az görülmekle beraber, birçok ülkede, hijyenik koşullarda iyileşmeye rağmen, besin zehirlenmeleri ile oluşan gastroenterit formu, salgın ölçütlerine varmaktadır. Doğada yaygın biçimde bulunur. Salmonella insanlarda; ani başlangıçlı gastroenteritler, tifo-paratifo, septisemi adı verilen ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Hem insanda hemde hayvanda hastalık yapan türleri de olan bir mikroorganizmadır. Taşıyıcı olan insan ve hayvanların dışkısı enfeksiyonun yayılmasında önemli rol oynamaktadır. Salmonella bakterisi yetiştiriciliği yaygın olan bütün çiftlik hayvanlarında (kanatlı, sığır ve domuz) bulunur. Özellikle su kaynaklarının kanalizasyon ile kirlenmesi, mikroorganizmaların gıda üretim ve tüketim zincirine rahatlıkla geçişine yol açar. Tavuk ve domuz yetiştiriciliği bu kirlenmeden öncelikle etkilenerek, Salmonellozis’in ana kaynağını oluştururlar. Salmonella çok farklı yollarla da bulaşabilir ve enfeksiyona yol açar. Tavukçuluk ürünlerinden yumurta başta olmak üzere, kırmızı et ürünleri, taze meyve sebze, su, fast-food ürünler de Salmonella salgınlarında rol alırlar. Özellikle uygun olmayan hijyen şartlarında faaliyet gösteren restoranlarda; et, yumurta ürünlerinin yetersiz pişirildiği durumlarda, Salmonella enfeksiyonunun bulaşma riski yüksektir. Salmonella enfeksiyonlarında bulaşma dışkı ile kirlenmiş gıdaların ağız yoluyla alınması ile olmaktadır." dedi.


Salmonella gastroenteritlerinde antibiyotik tedavisi taşıyıcılık süresini uzattığını ve ilaca dirençli türlerin oluşmasına yol açtığını ifade eden Karabağ, "Bu nedenle Salmonella gastroenteritlerinin tedavisinde antibiyotik kullanımı önerilmez. Ancak kendiliğinden düzelmenin olmadığı yüksek ateşle seyreden olgularda, hastaneye yatmayı gerektiren ağır ishallerde, immün sistemi bozuk olan hasta gruplarında antibiyotik tedavisi önerilir. Salmonella’nın sebep olduğu sepsis, lokal organ ve doku enfeksiyonlarının uygun antibiyotiklerle tedavisi gereklidir. Salmonella enfeksiyonlarında korunma, su kaynaklarının kanalizasyon ile karışmamasına, besinlerin hijyen kurallarına uygun imalatına, satışına ve kişisel hijyen gibi birçok farklı faktörlere bağlıdır." şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Aksa Enerji’nin Gana Kumasi Santrali’nde ticari üretim başladı Aksa Enerji, Gana’da inşa ettiği 350 MW kurulu güce sahip Kumasi Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’nin ilk fazında kısmi ticari üretime başladı. Uzun vadeli ve ABD doları bazlı garantili satış anlaşması kapsamında hayata geçirilen santral, Gana’nın artan elektrik talebinin karşılanmasına ve ulusal şebeke istikrarının güçlendirilmesine katkı sağlayacak. 7 ülkede 11 santral operasyonu yürüten ve 3 bin MW’ı aşan kurulu güce sahip Aksa Enerji, Gana’da inşa ettiği toplam 350 MW kurulu güce sahip Kumasi Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali’nde ilk fazda kısmi ticari üretime başladı. Santralin 2026 yılı ocak ayında 130 MW kapasiteyle basit çevrim olarak, ilk çeyrek dönemde ise 179 MW kapasite ile kombine çevrim olarak faaliyete geçmesi planlanıyor. Santralin 171 MW kurulu gücü kapsayan ikinci fazına yönelik çalışmalar ise planlanan takvim doğrultusunda sürdürülüyor. Aksa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cemil Kazancı, konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: "Afrika, Aksa Enerji’nin Türkiye ve KKTC’de yetkinliğini kanıtlamış mühendislik gücünü, teknik uzmanlığını ve operasyonel becerisini küresel ölçekte sergilediği en stratejik bölgelerin başında geliyor. Gana’da uzun vadeli bir vizyonla sürdürdüğümüz yolculuğumuzda, 370 MW kurulu güce sahip Tema Santralimizi 9,5 ay gibi rekor bir sürede devreye alarak sektörde önemli bir eşiği geride bırakmıştık. Bugün ise Kumasi’de hayata geçirdiğimiz yeni santral yatırımımızla bu başarıyı bir üst seviyeye taşımanın haklı gururunu yaşıyoruz. Toplam 350 MW kurulu güce sahip Kumasi Doğal Gaz Kombine Çevrim Santralimiz, sürdürülebilir yüksek büyüme stratejimizin en kritik yapı taşlarından biridir. Finansmanından inşasına, işletmesinden bakımına kadar tamamen Aksa Enerji’nin üstlendiği bu ’entegre model’ sayesinde, Gana için sadece bir tesis değil, kalıcı bir enerji altyapısı ve uzun vadeli ekonomik değer inşa ediyoruz. Kumasi Santrali ile bir yandan Aksa Enerji’nin küresel büyüme hedeflerine hizmet etmekten, diğer yandan Türkiye ile Afrika arasındaki ekonomik köprüleri daha da derinleştirmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz." Uzun vadeli enerji yatırımıyla Gana’da enerji arz güvenliğine katkı Toplam 350 MW kurulu güce sahip Kumasi Santrali, Gana’nın artan elektrik talebinin karşılanması ve ulusal şebeke istikrarının güçlendirilmesi açısından stratejik projeler arasında yer alıyor. İletim sistemine entegrasyon, test çalışmaları ve kademeli devreye alma süreçlerinin ardından ilk fazda ticari üretime başlayan santral, kapasite artışlarıyla birlikte ülkenin enerji arz güvenliğine sürdürülebilir katkı sağlamayı hedefliyor. Şirket, Afrika başta olmak üzere farklı coğrafyalarda uzun vadeli enerji satış anlaşmalarına dayalı yatırım modeliyle sürdürülebilir yüksek büyüme stratejisini hayata geçiriyor. Şirket, Kumasi Santrali kapsamında 20 yıl süreli, ABD doları bazlı garantili satış anlaşması ile bölgedeki varlığını güçlendirmeyi hedefliyor. Böylece şirketin yerel istihdama, enerji arz güvenliğine ve toplumsal gelişime katkısının da artacağı belirtildi.