EKONOMİ - 03 Temmuz 2021 Cumartesi 12:01

Manisa’da lavanta hasat şöleni

A
A
A
Manisa’da lavanta hasat şöleni

Ege Bölgesi’nde en önemli tarımsal üretimin yapıldığı Manisa’nın Salihli Ovası’nda rengi ve kokusuyla alternatif tarımın gözdesi olan ve pek çok alanda tarımsal ekonomiye katkı sağlayan lavanta üretimi başladı.

Ege Bölgesi’nde en önemli tarımsal üretimin yapıldığı Manisa’nın Salihli Ovası’nda rengi ve kokusuyla alternatif tarımın gözdesi olan ve pek çok alanda tarımsal ekonomiye katkı sağlayan lavanta üretimi başladı. Geçtiğimiz yıl toprakla buluşan fideler ilk hasadını verdi ve ilk ürünler ise düzenlenen hasat şenliğinde şölen havasında hasat edildi.


Salihli’nin Pazarköy Mahallesi’nde Anadolu Piramitleri olarak bilinen Bintepeler mevkiinde İş kadınları Çiğdem Ergelen ve Adile Şölen’e ait olan 150 dönüm arazide yetiştirilen lavantalar için 2. Lavanta Hasadı Şenliği düzenlendi. Salihli Belediyesi, Salihli Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi ile iş kadınları Ergelen ve Şölen işbirliğinde gerçekleşen etkinlikte, ilk hasadı protokol üyeleri gerçekleştirdi. Salihli’de yetiştirilen lavantalar, sulama imkanının olmadığı arazilerin değerlendirilmesinde de tıbbi aromatik bitkilerin yetiştirilmesine de örnek olacak.



“Salihli’yi lavanta cenneti yapmak istiyoruz”


Törenin açılış konuşmasını yapan iş kadını Çiğdem Ergelen, çok ilginç geldiği için doğup büyüdüğü Salihli’de lavanta ekimine başladıklarını söyledi. Ergelen, “Parfümeri de kullanılan, görsel olmayan, ekonomik katma değeri cinsini seçtik. Amacımız göllerimizin kurumaya başladığı dönemde, susuz tarım yapılan lavantayı, buralardaki çorak arazileri çiftçilerimize örnek olup, tanıtmak istedik. Hedefimiz ise kalkınmaya destek olmaktır. Salihli’yi hep beraber bir lavanta cenneti, kurak arazileri değerlendirip, ekonomiye değer katmak istiyoruz” dedi.



“Lavanta farklı ürün olarak girecek”


Salihli İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ali Demir, “Salihli’de tarım denilince aklımıza, kuru üzüm ve kiraz türü ürünler gelmektedir. Kirazımız dünya markasıdır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanda Manisa birincisi, süt üretiminde de il birincisiyiz. Lavanta da inşallah, Salihli’de farklı bir tarımsal ürün olarak girecek. Lavanta hasadının Salihli’mize, üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.



“Profesyonel çiftçilik yapılıyor”


Salihli’de profesyonel çiftçilik yapıldığını belirten Belediye Başkanı Zeki Kayda, “Salihli’de örnek bir çalışma var. Ancak kadınlarımızın üretime katılması S.S. Salihli Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi adı altında örgütlenmenizle olabilir diye belediye olarak hep destek verdik. Bundan sonrada destek vermeye devam edeceğiz, çünkü evde oturan kadınlarımızı üretime dahil etmemiz lazım. Onun ürettiği tarhanayı, bulguru, makarnayı, ekmeyi tüketiciye sunmamız lazım” dedi. Buradaki kadınlarımızın teşebbüsü, evdeki kadınlarımıza örnek olacak. Eğer bahçesinde verimsiz arazisi var ise bir örnek olacak. Kozmetik sanayi de sağlık sektöründe çok büyük etkinliği olacak diye hep bu kapıları aralıyoruz” dedi.



“Lavanta üretimi anlam kazanıyor”


Salihli’nin bir tarım kenti olduğunu belirten Kaymakam Mehmet Kamil Sağlam, “Salihli’nin sanayisi de tarım üzerine kuruludur. Pandemi döneminde de tarım faaliyetleriyle ilgili kısıtlamaya gitmedik. Gıda üretiminde de kısıtlamaya gidilmedi, daha çok üretimin teşvik edilmesi uygulandı. Bu anlamda Salihli’de ülkemizin gıda sektörüne büyük katkıda bulundu ve bulunmaya devam ediyor” dedi. Salihli’nin ülke ekonomisine 39 ürün çeşidi ile katkı sağladığını anlatan Kaymakam Sağlam “Bunları üretmekle kalmıyor, Organize Sanayi Bölgemizdeki işletmelerde bu ürünleri işliyoruz. Salihli OSB’de 10 binin üzerinde istihdamı hedefliyoruz” diye konuştu. Salihli’de son yıllarda lavanta üretiminin anlamlı hale geldiğini belirten Kaymakam Sağlam “Gerek lavanta üretimin de, gerek diğer alanlarda faaliyet gösteren çiftçilerimizi kutluyorum. Değerli ürünler yetiştiriyoruz, Avrupa’da da rağbet görebilecek ürünler yetiştiriyoruz” dedi.



Protokol hasat yaptı


Halk oyunları gösterisi ve konuşmaların ardından Kaymakam Mehmet Kamil Sağlam, Belediye Başkanı Zeki Kayda, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yüksel, Borsa Başkanı Yetiş Aksoy, Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, Salihli İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ali Demir, İlçe Jandarma Komutan Vekili Fatih Çiçek, lavanta hasadı yaptı. Lavanta hasadı şenliğine katılanlar ise bol bol hatıra fotoğrafı çekildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisalılar Filistin’e destek için yürüdü Manisa Filistin’e Destek Platformu tarafından geniş katılımlı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Hatuniye Camiinde toplanan yüzlerce Manisalı ellerinde Türkiye ve Filistin bayraklarıyla sloganlar eşliğinde 15 Temmuz Demokrasi Meydanına kadar yürüdü. Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde Filistin’e Destek Platformu tarafından ’Soykırıma isyan Filistin’e destek’ yürüyüşü büyük bir katılımla yapıldı. Hatuniye Camiinde toplanan yüzlerce Manisalı ellerinde Türkiye ve Filistin bayraklarıyla sloganlar eşliğinde 15 Temmuz Demokrasi Meydanına kadar yürüdü. Grup adına açıklamayı ise Eğitim Bir-Sen Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Yasav yaptı. Konuşmasına Siyonist İsrail’in, Gazze’de tam 365 gündür soykırım yaptığına dikkat çeken Yasav, "Dünya kör, dünya sağır, dünya suskun. Dünyanın bu suskunluğu çoğu çocuk ve kadın kırk iki binden fazla insanı katleden, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri dahi bombalayan soykırımcıyı, kandan beslenen katil sürüsünü cesaretlendiriyor. Çocukları öldürmeyi itikatlarının gereği sayan devlet görünümlü sapkın terör örgütü emperyalist sistemin koruması altında bölgeyi kan gölüne çeviriyor ve soykırım siyasetini bütün bölgeye yayıyor. Tarihin hiçbir döneminde ve dünyanın başka hiçbir yerinde katilin, soykırımcının bu kadar desteklendiği başka örnek yoktur." dedi. "Batılı emperyalist güçler İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını İsrail denen Siyonist katil çete eliyle gerçekleştiriyor." diyen Yasav, "Söz konusu Müslümanlar olunca bugüne kadar iddia ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi bütün değerlerini çiğnemeleri bundan. Bir düşünün, kendilerinin dışındakilere insanımsı diyebilecek kadar insanlıktan çıkmış ırkçı bir rejim ve inançla karşı karşıyayız. Aklın, idrakin ve vicdanın rafa kalktığı bu kör inanç ,emperyalizmin desteği ile dünyayı, bir cehennem çukuruna sürüklüyor. Dilimiz varmıyor ama hapishanelere doldurdukları masum kardeşlerimize tecavüze varacak kadar ileri giden bir cinnet halini hangi akıl açıklayabilir. Uluslararası sistem ahlaken, fikren, fiilen çöktü. Uluslararası kurumlar çöktü. Daha da kötüsü, insanlık bütün değerleriyle birlikte bu katil rejim ve onu şartsız destekleyen emperyal güçler karşısında savunmasız. Gazze’de olanları, Siyonist İsrail’in propagandasına kanarak bizden uzakta diyen utanmazlar uyanır mı bilemeyiz ama biz gerçekleri bir kere daha hatırlatalım. Bizzat batılılar tarafından sırtı sıvazlanan terörist İsrail, bugüne kadar, kadın, bebek, çocuk, yaşlı ve hastanelerde tedavi gören 42 bin canı katletti. Tekrar ediyorum! Batılı başkentlerde alkışlanan katil Netenyahu yönetimindeki Siyonist İsrail, 7 Ekim’den bu yana 17 bini çocuk, 11 bin beş yüzü kadın olmak üzere 42 bin Filistinli masum insanı katletti. Bunlar resmi rakam. 97 binden fazla yaralı, on binlerce kayıp var. Bunlar istatistiki bir rakam değil, bunların her biri insan, her biri kardeşimiz. Bunlar bizim evlatlarımız, annelerimiz, bacılarımız. Bunlar insanın vicdanını kanatan gerçekler. Okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri bombalarken, insanlığın ortak değerlerini hiçe sayan siyonist rejim, Lübnan’a başlattığı saldırılarla sapkın inancıyla şekillendirdiği arz-ı mev’ud hedefine ulaşmak için bütün bölgeyi ateşe vermeyi planladığını gösterdi. Orada da durmayacaklar, biliyoruz. Ateş yaklaşıyor. Gazze’de Rablerine şikayette bulunan çocukların ahı, insanlığı bulmayacak mı zannediliyordu. Ne demişti o küçük kız. Sizlere hakkımı helal etmiyorum. Ya 8 yaşındayken büyümek zorunda kalan o çocuk. Ben çocukluğumu yaşayamadım ki demişti! Ama onlar yine de zulme ve katile karşı şerefle, inançla direndiler. Boyun eğmediler. Zillete razı olmaktansa direnmeyi ve şehadeti seçtiler. Bir tarafta sözde uluslararası hukuk, diğer tarafta 365 gündür ölümü her gün yüzlerce kez yaşayan o çocukların bilge sözleri. Sözde ateşkes çağrılarıyla barış maskesi takan Batı, arka planda kendi değerlerine savaş açmış soykırımcıya silah, para ve siyasi destek verirken, insanlığın onuru Filistinli çocukların, kadınların ve erkeklerin omuzlarında." şeklinde konuştu. "İsrail bütün bölgeyi ateşe vermeye başladı" Filistin’de, Gazze’de bunlar olurken hala dengeleri gözetleyen, küçük çıkarlarının kaybolmasından korkan bir İslam dünyası manzarası ile karşı karşıya bulunduklarını söyleyen Yasav açıklamasını şöyle tamamladı: "İbrahim anlaşmasının peşinde İsrail’e ve ABD’ye yardım ve yataklık yapan bölge ülkeleri, maalesef onurumuzu zedeliyorlar. Ama gerçek ortada. Batı’yı arkasına alan İsrail, bütün bölgeyi ateşe vermeye başladı. Geçen yıl Gazze’de başlayan vahşet ve soykırım bugün Lübnan ve Yemen’e de sıçramış durumda. Bugün 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda, Filistin halkının haklı mücadelesine ve direnişine destek olmak, Gazze’den sonra Lübnan’a sıçrayan, Yemen’i de hedef alan bu alçakça işgale, katliam ve soykırıma dur demek için buradayız. Türkiye, uzun zamandır bu uyarıyı yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın geçen haftaki uyarısı bu noktada çok önemli. Bir kere şunun altını net bir şekilde çizelim. Emperyalist stratejilerle Siyonist İsrail’in arz-ı mevud hedefi birbiriyle örtüşüyor. Doğu Akdeniz’deki savaş gemilerini, katil rejime yapılan silah yardımlarını başka nasıl açıklayabiliriz?Kirli bir oyunla karşı karşıyayız. Onun için tekrar altını çizmekte fayda var: Türkiye’nin savunması Gazze’den başlar! Lübnan saldırısı, savaşın yeni bir evreye geçtiğini gösteriyor. Batılı başkentlerde ise aynı kalıpta açıklamalar devam ediyor. Dün komplo denilerek küçümsenen stratejilerin bugün gerçekleştiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Onun için, kimse olayları bizden uzak zannetmesin. Aymazlık ve gaflet sonumuz olur. Vakit teyakkuz vakti. Vakit Gazze hattına destek olma vakti. Vakit insanlık haysiyetini sahiplenme, vicdanın sesi olma vakti. Vakit kardeşlerimize sahip çıkma vakti. Bizler, Filistin dostları olarak. İnsanlık şerefinin bu katil sürüsüne karşı mutlak galip geleceğine inanıyoruz. Ama önce direniş hatlarını güçlü bir şekilde tahkim etmek zorundayız. Soykırım destekçisi markaları boykotu derinleştirerek ve yaygınlaştırarak siyonizme kan pompalayan damarları kesmeliyiz. Buradan milletimizin 7’den 70’e her bir ferdine çağrıyı yineliyoruz: İsrail malı almazsan ölmezsin, alırsan çocukları öldürürler. Buradan açıkça deklare ediyoruz. İsrail, yüz yıldır Filistin topraklarında katliam yapan bir terör örgütüdür. Yerleşimci adlı terör ve gasp şebekesi eliyle tedrici olarak sürdürdüğü işgal yeni bir aşamaya geldi. 7 Ekim 2023’ten bu yana yaşananlar Siyonist işgalin yeni bir evresini göstermektedir. Emperyalizmiz sınırsız desteği, Siyonist şirketlerin sponsorluğu ile Gazze’de Müslüman kıyımı yapan ırkçı rejimin hedefinde bütün bölgemiz var. Onun için Terör rejiminin propaganda aygıtlarının yaydığı bilgilere rağmen çekinmeden diyoruz ki. Gazze’deki direniş, insanlığın ve bizim onurumuzdur. Gazze’de evleri, toprakları, özgürlükleri, inançları için direnenlere selam olsun! İnsanlığın sancağı yere düşmesin, haysiyeti çiğnenmesin, umutlar sönmesin diye zulme karşı göğsünü siper edenlere, korkunç soykırıma rağmen siyonizme ve onlarca emperyalist devlete kahramanca direnenlere selam olsun! Birinci yılına giren soykırımı lanetliyor, Gazze’de direnen yiğitleri ve şehitlerimizi selamlıyoruz."
Diyarbakır HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: “2 milyonluk Gazze, 2 milyarlık İslam alemine ruh verdi, onu diriltti, ayağa kalktı” Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Zulmü durdurmazsanız bunlar orada durmayacak. İşte bugün, sırada Lübnan’da, yarın Suriye’de, daha sonra belki Ürdün’de, Irak’ta, İran’da, burada olacak. 2 milyonluk Gazze, 2 milyarlık İslam alemine ruh verdi, onu diriltti, ayağa kalktı” dedi. Diyarbakır’da STK’lar tarafından İsrail’in Gazze’ye saldırılarının başlamasının 1’nci yıldönümü nedeniyle Filistin’e destek yürüyüşü düzenlendi. Merkez Kayapınar ilçesi Fırat Bulvarı’nda başlayan yürüyüş, Ceylan Karavil AVM önünde son buldu. Yürüyüş sonrası gazetecilere açıklamada bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, bir yıldır devam eden bir zulüm olduğunu belirterek, “Gazze’ye ölüm, Gazze’ye zulüm, Gazze’ye bombalar yağdı. Gazze’nin kadınları, çocukları, yaşlıları bile direnmekten vazgeçmediler, geri adım atmadılar. Siyonizm kaybedecek. Vahşeti, zalimliği, zayıflığı ortaya çıktı” dedi. “Oradaki kardeşlerimize destek vermekten geri durmayacağız” diyen Yapıcıoğlu, şöyle konuştu: “Bugün, bu desteği burada sunan bütün kardeşlerimizin hepsini tebrik ediyorum. Bir gün mutlaka bu zulüm bitecek. Ama bizim nerede durduğumuz hep hatırlanacak. Bir yıldır Gazze bombalanıyor; biz o zaman söyledik. Zulmü durdurmazsanız bunlar orada durmayacak. İşte bugün, sırada Lübnan’da, yarın Suriye’de, daha sonra belki Ürdün’de, Irak’ta, İran’da, burada olacak. 2 milyonluk Gazze, 2 milyarlık İslam alemine ruh verdi, onu diriltti, ayağa kalktı.” STK’lar adına basın açıklamasını okuyan Diyarbakır Memur-Sen İl Başkanı ve Diyarbakır Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Ramazan Tekdemir ise, 1948’den bu yana 200 binden fazla Filistinli’nin siyonist işgal rejimi tarafından katledildiğine dikkat çekti. Sadece 7 Ekim’den bu yana Gazze’den en az 20 bini çocuk, 15 bini kadın olmak üzere 45 bine yakın şehit olduğunu ifade eden Tekdemir, “1967’den bu yana 1 milyondan fazla kardeşimiz siyonist zindanlarında esir edilmiş, işkencenin en barbar, vahşi yöntemlerine maruz kalmıştır. Siyonistlerin işgal ve talanından dolayı 10 milyondan fazla Filistinli başka ülkelerde mülteci durumuna düşmüş, zorla yerinden edilmiştir” şeklinde konuştu.